Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Felsefe => Konuyu başlatan: karahan - Kasım 09, 2011, 11:55:40 öö
-
Mantık ve Düşünce Yanlışları
1) Amaçlı argüman:
Bu her olası durumu kapsamayan bir akıl yürütme yoluyla bir fikri kanıtlamaya çalışmaktır.
"Ali iyi bir müslümandı ve kanseri yendi."
"Demek ki, Ali'yi Allah iyileştirdi".
2) Sonuçtan geri gidiş
Bu, şu şekilde bir akıl yürütmedir: "A doğruysa B doğrudur", "B doğrudur", "Demek ki A doğrudur". Dikkat edilirse bu akıl yürütme yanlıştır. Çünkü Banin doğru olmasının tek yolu A'nın doğru olmasından geçmeyebilir.
"Eğer evren zeki bir varlık tarafından yaratılmış olsaydı, her yerde düzen görürdük. Her yerde düzen var, demek ki evren zeki bir varlık tarafından yaratılmıştır".
3) Hikayelere dayalı kanıt
En yaygın yanlışlardan biridir. Bir şeyi aktarılan hikayelerle kanıtlamaya çalışmaktır.
"Tanrının varlığına dair çok sayıda kanıt var. Daha gecen gün kanserli bir kız hakkında bir yazı okudum. Ailesi düzenli olarak kızlarının iyileşmesi için dua etmiş ve kız iyileşmiş".
4) "Hep öyleydi" yanlışı
Bu hata, bir şeyi sadece çok eski olması yüzünden iyi ya da doğru kabul etmektir. ("çok uzun zamandır böyleydi").
"Din binlerce yıldır var. İnanmanın insanların hayatini tehlikeye soktuğu dönemlerde bile vardı. Bu kadar suredir dayanması doğru olduğunu gösterir".
5) Tehdit
Bu, kişileri tehdit veya güç kullanarak bir şeyin doğruluğuna ikna etmeye çalışmaktır.
"İslam doğrudur. Kabul etmeyenler cehennemde bunun cezasını çekecekler".
6) Kişiye yönelme
Bu, bir iddiayı, söz konusu iddiayı dile getiren kişiye yapılan bir saldırı yoluyla reddetmeye çalışmaktır.
"Ahmet ateistlerin ahlaklı olabileceğini söylüyor. Kendisi de ateist zaten, ama karisini ve çocuklarını terk etti".
7) Cahil düşünce biçimi
Bu, bir iddiayı sırf aksi kanıtlanmadı diye doğru kabul etmektir. Ya da tam tersi, doğru olduğu kanıtlanmadı diye yanlış kabul etmek.
"Elbette kuran doğru. Aksini kimse kanıtlamadı."
8) Sayı çokluğuna dayalı argüman
Bu yanlış, bir şeye çok fazla kişinin inanmasını o şeyin doğru olduğuna kanıt olarak sunmaktır.
"Bu kadar çok kişi piramitlerin gücüne inandığına göre, bunda bir gerçek payı olmalı"
9) Ünlü kişileri kanıt göstermek
Bir kişinin ünlü olması her konuda haklı olduğunu göstermez (uzman olduğu alanda bile).
"Isaac Newton bir dahiydi ve tanrıya inanırdı".
10) Gizli kabul
Pek çok durumda insanlar açıkça dile getirmedikleri kabullerden yola çıkarak yargılarda bulunurlar. Kabullerin tümünü dile getirmek her zaman mümkün olmasa da, bu durum bazen karışıklığa yol acar.
"Peygamber Allah'ın elçisi olmasa nasıl ayı ikiye bölebilirdi ki?"
(Peygamberin gerçekten ayı ikiye böldüğü kabulü altında yargıda bulunulmaktadır).
11) Alternatifleri sınırlama
Bu, ikiden fazla alternatif olabilecek konularda bile, konuyu yalnızca iki alternatif varmış gibi sunma yanlısıdır.
"İnsan ya Allah tarafından yaratıldı, ya da bilim adamlarının dediği gibi kör şansa dayalı olarak rastlantısal şekilde oluştu. İkincisi çok küçük ihtimal olduğundan, ilki doğrudur".
12) Döngüsel akıl yürütme
Bu durum, ulaşılmak istenen sonucu doğru kabul eden bir öncülden yola çıkarak söz konusu sonuca ulaşmaktır. Yani yola çıkılan nokta ile ulaşılan sonuç aynıdır, Fakat sonuç başlangıç önermesinde gizlenmiştir.
"Dünyayı tanrı yaratmadıysa kim yarattı?"
(Bu akıl yürütmede, dünyanın yaratıldığı, yani yaratan bir varlığın, dolayısıyla tanrının varolduğu kabulünden yola çıkılmıştır).
13) Ön kabul yanlışı
Bu, sorulmadığı halde kesin bir cevap alındığı farz edilen bir yargıyı ön kabul olarak ele alan bir soru sormaktır.
Örneğin sorgu memurları sorgulama sırasında, sanığı tuzağa düşürmek için bu tur sorular sorarlar:
"Çaldığın parayı nereye koydun?"
(Paranın çalındığı farz ediliyor).
14) Acele genelleme yapmak
Bu yetersiz örneğe dayanarak genelleme yapmaktır.
"Ali'nin öğretmeni iyi değil. Ayni okula giden Ayşe'nin öğretmeni de. Demek ki o okuldaki tüm öğretmenler kötü".
15) Ters çevrilmiş mantık yürütme
Bu, "A doğruysa B doğrudur, demek ki B doğruysa A doğrudur" seklindeki bir akıl yürütmedir. (Dikkat edilmeli ki bir akıl yürütmenin tersi de doğru olmak zorunda değildir).
"Yağmur yağınca yerler ıslanır. Yerler ıslak, demek ki yağmur yağdı".
(Yerlerin ıslak olmasının tek sebebi yağmur olmayabilir. Belki birisi kaldırımları yıkamıştır, ya da bahçe sulamıştır, vs).
16) Nedenselliğin yanlış kavranışı
Bu, iki olay ardı ardına gözlendi diye birini diğerinin sebebi kabul etme yanlışıdır.
"Televizyon çıktığından beri okuma yazma oranında artış oldu. Demek ki televizyon buna sebep olmuştur".
(Okuma yazma oranının artısına başka faktörler de sebep olmuş olabilir. Hatta televizyonun bunda bir fonksiyonu olmayabilir. Ya da televizyon faktörlerden yalnızca biri olabilir).
17) Yanlış mantık kurgusu
Bu akıl yürütme "A doğruysa B doğrudur, A yanlış, demek ki B yanlıştır" seklindeki bir akıl yürütmedir. Bu yanlıştır, çünkü B'nin doğru olmasının tek yolu A'nın doğru olması olmayabilir.
"Kuran değişmiş olsaydı insan yapısı olurdu. Değişmemiştir, demek ki hala tanrının sözüdür".
18) Yanlış genelleme
Yapılan bir genelleme her özel duruma uymayabilir.
"Müslümanlar ateistleri sevmez. Ali bir müslümandır. Demek ki Ali ateistleri sevmez".
19) İlgisiz sonuç
Bir argüman, kendisiyle ilgisi olmayan bir sonucu kanıtlamak için kullanılırsa bu da bir düşünce yanlışıdır.
Örneğin bir teist, İslamın doğru olduğunu iddia edip, sonra İslamın pek çok kişiye nasıl yardim ettiğinden bahsederse, İslamın doğruluğuyla ilgili bir şey söylemiş olmaz.
20) Yanlış sebep
Bu durum, bir şeyin bir olayın sebebi olmadığı halde sebebiymiş gibi gösterilmesi durumudur.
"Başım ağrıyordu. Aspirin aldım ve tanrıya dua ettim. Baş ağrım geçti. Demek ki tanrı baş ağrımı geçirdi".
21) Mantıksal bağlantısızlık
Burada, mantıksal olarak öncüllere bağlı olmayan bir sonuca ulaşılır.
"Mısırlılar piramitleri yaparken çok kazı yapmak zorunda kaldılar. Demek ki paleontolojide uzman olmalılar".
22) Kompleks soru
Burada cevabi karmaşık bir soruya çok basit bir yanıt beklenir.
"Yüksek vergi is dünyası için iyi midir, kotu mu?"
23) Yanlış sebep tespiti
Bir olay başka bir şeyden önce oldu diye onun sebebi kabul edilmesi.
"Sovyetler ateizmi toplumlarına yerleştirdikten sonra çöktüler. Demek ki ateizm bunun bir sebebidir".
24) Kanıtlama yükümlülüğünün kaydırılması
Kanıtlama yükümlülüğünü, yanlış tarafa yüklemektir.
"Tanrının varolduğuna inanmıyorsan, varolmadığını kanıtla o zaman"
25) İlgisiz sonuçlar
Bir şey olursa, pek çok kötü sonucu beraberinde getireceğini iddia etmektir. Bu sonuçların gerçekten ilk olaya bağlı olduğu konusunda bir kanıt getirilmez.
"Dondurma yersen, boğazlarını üşütüp yatağa düşeceksin. Sonra okula gidemeyip yarinki sınavını kaçıracaksın. Bu yüzden mezun olamayıp, issiz kalacak, sokaklarda sürüneceksin".
26) Başkasının pozisyonunu yanlış temsil etmek
İddia edilmeyen bir şeyi iddia ediliyormuş gibi göstermek veya bu yolla karşıdakine geçersiz yükümlülükler yüklemektir.
"tanrıya inanmadığına göre ahlaklı davranmak zorunda olmadığını düşünüyor olmalısın".
"Eğer tanrının olmadığına inanıyorsan, kesin olarak bundan emin olabilmek için tüm evreni ve tanrının olabileceği her yeri araştırmalı ve ondan sonra sonuca ulaşmalısın. Bunu yapmadığına göre, düşüncen savunulabilir bir düşünce değil".
27) "Sen de" yanılgısı
Bir argümanın kabul edilir olduğunu karsıdakinin de bunu yaptığına dayalı olarak iddia etmektir.
"Hakaret ediyorsun"
"Sen de ediyorsun"
28) Yanlış analoji
İki olay arasında analoji kurup, aslında her açıdan benzer olmasalar bile, ilgisiz açılardan bile arada benzerlik olduğunu farz ederek akıl yürütmede bulunmaktır.
"Fare kapanı indirgenemez komplekstir ve bir tasarımcısı vardır"
"Flagellum bakterisi indirgenemez komplekstir, dolayısıyla, onun da tasarımcısı vardır".
29) Reddedişin yanlış yorumlanması
Bu yanılgı, bir düşüncenin geçersizliği gösterilirse, başka bir düşüncenin geçerliliği otomatikman kanıtlanmış varsaymaktır.
"Evrim doğru değildir, dolayısıyla, yaratılış hipotezi doğru olmalıdır".
30) Açıklanmamış olanı açıklanamaz kabul etmek
Bir şeyin açıklamasını biz ya da çevremizdeki kişiler bilmiyor diye (ya da hatta konunun uzmanları da açıklayamıyor olabilir), bunu açıklanamaz kabul etmektir.
"Ateş üzerinde yürüyenlerin bunu nasıl başardığı meçhul. Demek ki bu olayın altında doğaüstü güçler var".
-
insanın kendi inanmak istediği gerçekler ve bu yönde felsefe yapması kendini bilgili zannetmesi gerçekleri değiştirmeyecek kendiside devekuşundan farksız olmayacaktır başını soktuğu o karanlık deliğede kendi gerçekleriyle doldurması ve kendini muhalefet olmadığı için inandırması ise ona bir şey kazandırmayacaktır.kendisi cahil olacaktırda yine kendisini alim sanacaktır.
-
siz neler geveliyorsunuz ne anlatmak istiyorsunuz ne tip bir derdiniz var.Ne tip bir mantıkla yazıyı okudunuz ne anladınız hemen nötr oldunuz.Sizi anlamakta zorluk çekiyorum size sorduğum soruyuda cevaplamadınız yine soruyorum bana ve admine o tuhaf maili sizmi attınız
-
Sayın Karahan'ın getirmiş olduğu bu otuz maddeyi beğendim.
Belki her birinin üzerinde ayrı ayrı durmakta, biraz irdeleme yapmakta yarar var.
Ancak acaba Sayın Karahan bunları kendisi mi derledi? Yoksa bunlar bir yerden alıntı mı? Hepsi bu kadar mı? Bunları buraya masonlar.org forumuna getirmesinin bir gerekçesi var mı, yoksa belki birilerinin ilgisini çeker vea yararlı da olur diye öylesine mi getirdi?
Şimdi Sayın Karahan benim bu sorularıma yanıt verecek hiç kuşkusuz... Ondan sonra düşünelim, bunların üzerine gidelim mi yoksa öyle mi kalsın? Üzerine gideceksek, ben bu konuyu Sayın Popperist'in de izleyerek katkıda bulunmasını beklerim doğrusu...
-
Sn.Adam
Yazı alıntı buraya almamın nedeni rutinin dışında ilginç konularıda tartışmaktı.Yazının tamamı bu kadar ilgiden öte fikirlerden yararlanılması amacım.
saygılar
-
Sayın karahan'ın bu paylaşımını ben de çok beğendim ve çok yararlı olacağını düşünüyorum.
Fakat bu yararın tam anlamıyla oluşabilmesi için de, kuşkusuz Sayın ADAM'ın dediği yöntemi, yani her madde üstünde tartışmayı ve görüş paylaşmayı gerekli buluyorum.
Eğer başlığın sahibi Sayın Karahan böyle bir yol izlerse ben de elimden geldiğince buna katılmak ve katkıda bulunmak isterim.
-
Önce teşekkür ederim aslında konu başlığı tamda içeriği barındırıyor kendinde.İnsanın kendi genel kabulleri,komplekslerini mantığın önünde tutma,yorumlama hatası konunun içinde her şey var istenilen maddeden yorum yapılabilir görüş bildirilebilir bence.Katılım oldukça konunun kendini açacağınıda düşünüyorum.
27) "Sen de" yanılgısı
Bir argümanın kabul edilir olduğunu karsıdakinin de bunu yaptığına dayalı olarak iddia etmektir.
"Hakaret ediyorsun"
"Sen de ediyorsun"
basit bir kompleks örneği.Karşındakini hakaret cümleleri ile pasivize etme hali ve karşılığı görmesi ve muhtemelen uzatılan diyalog.
Bir arkadaşım ile yaptığımız muhabbette kompleksin ne kadar berbat bir hastalık olduğunu ve tüm insanların hayatlarının hemen hemen tümünü olumlu az,olumsuz çok etkilediği konusunda mutabık kalmıştık.Belki kompleks konusunda iyi bir başlıkla ayrıca konu açmakta yarar var diye düşünüyorum.
Saygılar
-
Bence de çok güzel bir paylaşım olmuş.Sayın Karahanı kutlarım.
Matematikteki Mantık bahsinin uygulanışının güzel bir örneği olmuş.
Gerçi bazı maddeler birbirinden çıkmakta ama olsun genişletme açısının faydalı olacağından dolayı yazmaya gerek duymuyorum.
Saygılarımla
-
Akıl yürütme hataları konusu çoğu kişinin ilgisini çeker. Hele hele derdini anlatmaya çalışırken, haksız ithamlara maruz kalmış, yanlış anlaşılmış veya kasten söyledikleri görmezden gelinmiş kişinin daha çok ilgisini çeker. Tüm dezenformasyonların, provokasyonların ve yalan ithamların araçları işte bu akıl yürütme hatalarıdır.
Kimi insanlar bu hataları farketmeden, bilinçsizce yaparken, kimileri de bilinçli bir şekilde yapar. Bu sonuncularıyla başa çıkabilmek için bu hataları bilmek ve çarpıttığı anda cevabını verip maskesini düşürmek için mantık hatalarının bilinmesi gerekir.
Bu mantık hatalarının çoğunu Aristoteles keşfetmiş. İkinci kagetoriler adlı eserinde bunların çoğunu irdelemiş. Tümdengelim ve tümevarımın ne olduğunu anlatmış.
Vaktiyle ben de bu tür mantık yanlışlarıyla ilgilenmiştim. Felsefede bu konu, mantık biliminin, klasik mantık (informal logic) bölümünde incelenir. Piyasada ilgilenenler için bu konuda bir çok kitap vardır. Fakat Türkçe kaynak biraz azdır.
Wikipedia'nın ilgili maddesi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Safsata (http://tr.wikipedia.org/wiki/Safsata)
Bu bağlantıda soldaki sütundan english e tıklarsanız, orada ingilizce olarak daha geniş açıklayan kısım var.
Ama şurada şöyle bir soru akla gelebilir: "Ben tüm mantık yanlışlarını tespit edebilmek için, tüm bu maddeleri ezbere bilmek ve tartıştığım kişinin söylediklerini habire kafamdaki mantık yanlışları konusuyla kontrol etmek zorunda mıyım?"
Tabii ki hayır.
Bu mantık hatalarının hepsi, tartışma süreci içinde kendiliğinden de keşfedilebilir. Sezersiniz, ve hatayı ifade edersiniz. Bunun için duygusal olarak kışkırtılmamak ve konuşanın ne dediğine dikkat etmek gerekir.
Ama ille de bunun bir formülü olsun diyorsanız, ben Aristoteles'ten öğrendiğim kendi formülümü size söyleyeyim: Mantığın ilk yasası A=A'dır. Sadece bu formülden tüm mantık hatalarını keşfedebilirsiniz. A=A'dır. Yani bir şey, herneyse, kendisidir. Başka bir şey değildir. Mantığın ikinci yasası A≠B'dir. Yani A, kendisi olmayan başka bir şey değildir.
Örnekleyeyim
Tartıştığınız kişi, sizin söylediğiniz şeyi (A) çarpıtır (B). Tam o noktada siz A=A dersiniz. Yani yanlış anlaşıldığınızı ifade eder ve öncülünüzü tekrarlarsınız. Böyle yapmakla birçok mantık hatasını giderebilirsiniz.
Yukarıdan bir madde seçelim
9) Ünlü kişileri kanıt göstermek
Bir kişinin ünlü olması her konuda haklı olduğunu göstermez (uzman olduğu alanda bile).
"Isaac Newton bir dahiydi ve tanrıya inanırdı".
Burada Newton A'dır. Tanrıya inanmak da B'dir. Bunların ikisi farklı şeylerdir ve A, B'ye eşit değildir.
13) Ön kabul yanlışı
Bu, sorulmadığı halde kesin bir cevap alındığı farz edilen bir yargıyı ön kabul olarak ele alan bir soru sormaktır.
Örneğin sorgu memurları sorgulama sırasında, sanığı tuzağa düşürmek için bu tur sorular sorarlar:
"Çaldığın parayı nereye koydun?"
(Paranın çalındığı farz ediliyor).
Burada Siz A'sınız, ve hırsızlık B'dir. (Tabi gerçekten hırsızsanız Hırsız da A olur)
Sadece özdeşlik yasasını bilmek, tüm bu maddeleri bilmeden de hataları keşfetmenizi sağlayacaktır. Çoğu tartışmada sizinle bir unsur birleştirilmeye, bağdaştırılmaya çalışılır. Sizi, olmadığınız bir şey ile itham etmesi için, söyledikleriniz, yazdıklarınız, yaptıklarınız kanıt olarak gösterilmelidir. Bu, A=A yapmaya çalışmaktır. Eğer gösterilemiyorsa, A=B yapılmaya çalışılıyordur, ve itiraz etme zamanınız gelmiş demektir. Bütün mantık hataları, aynı şekilde yürür, sadece çerçevesi yani özne, iş, yüklem değişir. Tüm yukarıdaki mantık hataları özünde A=B olarak ifade edilir, ve bu yüzden hatalıdırlar.
Saygılar
-
Aklıma orta okulda okurkenki bir anımı getirdiniz. 13 yaşında bir çocuktum 2 sene civarı bir nurcu öğrenci yurdundaki abilerden 2 arkadaşımla birlikte fen matematik gibi dersler almıştık. Üniversitede boğaziçi elekronik mühendisliği gibi sağlam bölümlerde okuyan abilerdi ve ücretsiz olarak özel ders verirlerdi. Bizimle ilgilenen abi bize molalarda risalei nurdan bir kaç paragraf okur ve açıklama getirmeye çaba gösterirdi. Yaklaşık 2 sene sonra bir gün yine böyle bir çay molasında "Zaman tarikat zamanı değil cemaat zamanıdır" diye bir cümle okudu. Ben de dedim ki Saidi Nursi tasavvufu kabul etmiyor mu? Hayır yanlış anladın dedi ve başka bir kitaptan "Eğer zamanımızda Abdulkadiri Geylani gibi zatlar olsaydı gücünü islam için kullanırdı" diye bir cümle okuyarak buna açıklık getirmeye çalıştı. Fakat o an nerden aklıma geldiyse öyle bir cümle sarf ettim ki abinin beyni durdu ve bizimle alakasını kesti. Dedim ki "O halde bu zamanda Allah da yoktur, olsaydı gücünü islam için kullanırdı" :) Felsefe ilginç bir saklambaç oyunu gibi yani kimin kimi ebeleyeceği sürpriz.
Saygılarımla.
-
Sayın Popperist'in bu konuya bir el atmasını dilemiştim.
Onca güç koşul altındayken gelip, katkıda bulunuşundan ötürü en azından kendi adıma teşekkür ederim.
Açıklamalarında bana göre tek bir sorun var: Aristoteles... Dostlarım, benim onu haddimi aşarcasına pek takdir ettiğimi ama hiç sevmediğimi bilir. Bunun gerekçesi var kuşkusuz. Bir açıdan konu dışında kalır, bir açıdan bu konu başlığının içindedir. Aristo mantık yanlışlarını gösterir göstermesine ama bunu metafizik bir yöntemle yapar; doğa ile daha uyumlu olan diyalektik yöntemle değil. Nitekim diyalektik ile alay bile eder ve bunu yaparken de aslında mantık yanlışını kullanılır.
Çok basit olarak alırsak; Aristo'ya göre bir şey kendi kendisinin aynısıdır ve asla kendisinden başka bir şey değildir. Oysa diyalektik bir düşünceci olan Herakleitos'a göre bir şey hem kendi kendisinin aynı hem kendisinden başka bir şeydir, çünkü sürekli olarak değişmektedir.
Şimdi ben bunların ayrıntısına girmek istemiyorum. Bir yandan boşuna yer doldururken, diğer yandan bu foruma katkıda bulunan birçok üyemiz için pek basıt bilgileri yinelemekten başka bir şey yapmamış olurum. Ancak şurası kuşkusuz ki, bırakın benim sevip sevmeyişimi, Aristo'nun deyişlerini ve yargılarını bile özenle ele almak ve akıl süzgecinden geçirmek gerekir.
Başka herkesin sözlerini, her kitapta yazılı olanları da biraz önlemli olarak izleyip akıl sözgecinden geçirmek gerektiği gibi.
Mantık yanlışları, eğer bilerek, hele amaçlı olarak yapılıyorsa, ilk anda yanıltabilir. Nitekim birçok yerde, birçok alanda yapılmakta olan da budur. Bu yerler hergün yaşadığımız yerler, bu alanlar her gün iç içe olduğumuz alanlardır.
Hemen kapılmayın... Hemen kapılmamayı alışkanlık ederseniz belki size pek bir kuşkucu (septik) diyebilirler, başlangıçta öyledir ama sonraları ona da alışırsınız.
İşin ilginç yanlarından biri de ne biliyor musunuz?
Masonlukta da buna benzer öneri ve öğütlerde bulunuluyor.
-
Ama şurada şöyle bir soru akla gelebilir: "Ben tüm mantık yanlışlarını tespit edebilmek için, tüm bu maddeleri ezbere bilmek ve tartıştığım kişinin söylediklerini habire kafamdaki mantık yanlışları konusuyla kontrol etmek zorunda mıyım?"
Tabii ki hayır.
Bu mantık hatalarının hepsi, tartışma süreci içinde kendiliğinden de keşfedilebilir. Sezersiniz, ve hatayı ifade edersiniz. Bunun için duygusal olarak kışkırtılmamak ve konuşanın ne dediğine dikkat etmek gerekir.
Sayın popperist'in iletisinden yukarıda alıntıladığım bölüm çok ilgimi çekti.
Bu bakış açısı iki şeyi ortadan kaldırıyor ve yeni bir seçenek sunuyor.
1- Günlük hayatta çokça karşılaştığımız entelektüel ukalalığın önünü tıkıyor. Bir şeyi bilmekle özümsemiş olmanın farkını ortaya koyuyor.
2- Ön yargılardan arınmış ve dikkatli bir zihnin , mantık hatalarını fark edebileceğini anlatıyor. Dahası bir de işin içine "sezgi" olgusunu katıyor. Sezgilerine çok güvenen biri olarak bu olgunun da işin içine dahil olması beni hiç şaşırtmadı.
Kişinin bir konuyu incelerken ihtiyacı olan olgulardan birinin de sezgileri olduğunu düşünüyorum.