Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Dilbilim - Belagat => Turkce => Konuyu başlatan: Etimolog - Ocak 30, 2013, 07:23:53 ös

Başlık: Dilimizin Zenginliğini Ortaya Çıkarmak İçin Kişisel Fikirlerim
Gönderen: Etimolog - Ocak 30, 2013, 07:23:53 ös
Dilin bir ulusun kimliği olduğundan ve sözlerimizin bizim düşüncelerimizi de etkilediği fikriyle dilde Türkçe sözcük üretmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dilimiz zengin bir dil.
Sizlerle birkaç önerimi paylaşmak isterim :
Hakim - Hükeç ( Hüküm veren )
Biz hükeçi kullandığımızda özellikle mahkemelerde daha sorgulayıcı olacağımızı düşünüyorum.
Kitap - Okuç
Okuçu kullandığımızda Türkiye'de daha fazla kitap okunacağı fikrindeyim bununla birlikte kitaplara da daha eleştirel gözle bakmış oluruz.
Ahlak yerine töreyi kullanabiliriz. Bir insana ahlaklı denilince manipüle edilmemiz daha olanaklı ve ayrıca töre dayatmacılığı da ortadan kaldırır fikrindeyim.
Burada bilimsel bir hata yaptığımı düşünmüyorum.
Şimdiki önerilerim kendi fikirlerime dayanıyor.

Adalet
Asalet
Hayalet
Tuvalet
Sandalet

-etler büyük ünlü uyumunu bozmakta ama dikkatimi çeken at-ad-ada-adal kelimeleri
Asal asilliği simgeliyor.
Hayalet
Tuvalet
Tuval ve Tuvalet arasındaki bağ.
Sandal için bir şey diyemeyeceğim san a kadar inmek gerekebilir sandalla bir bağ kuramadım.
Bu bölüm tamamen kişisel çıkarımımdır tekrarda fayda görüyorum.
Başlık: Ynt: Dilimizin Zenginliğini Ortaya Çıkarmak İçin Kişisel Fikirlerim
Gönderen: Etimolog - Ocak 30, 2013, 07:25:18 ös
Kitaplara para verilmez sözünü çok duyarız ama okuçlara para verilmez sözünün kullanılacağını sanmıyorum
Başlık: Ynt: Dilimizin Zenginliğini Ortaya Çıkarmak İçin Kişisel Fikirlerim
Gönderen: ADAM - Ocak 31, 2013, 07:58:25 öö


Buradaki ilk deyişe katılırım: Türk dili aslınca çok zengin bir dildir. Daha doğrusu çok zenginleştirilebilecek bir dildir. Yeter ki doğru kullanılması bilinsin.

Bunun için de okullarımızda Türkçenin doğru kullanımının öğretilmesi gerekiyor.

Ne yazık ki bunu çok yıllar önce genelde yitirmiş durumdayız. Günümüzde pek az sayıda ilk öğretim ve Türkçe öğretmeni, kendi öz dilini doğru dürüst kullanmayı biliyor.

Demek ki önce Türk dilini öğreteceklere bu bağlamda iyi bir eğitim vermek gerekiyor.

İşte bu yapılmadığı sürece yozlaşmanın önü alınamıyor. Sokak ağzındaki yozlaştırılmış sözcük ve terimler sanki Türk dilinin asal sözcük ve terimleriymiş gibi bir nitelik ediniyor.

Bunlardan yanlışlardan birini, -günümüzde giderek artan sayıda kişinin yaptığı gibi- bu başlık altında Türk dilinin zenginliğini savunan Sayın Etimolog da yapmış. O da Türk dilinde olmayan, olmaması gereken "sizler" diye bir çoğulun çoğulu yapay terimi kullanmaktan koruyamamış kendini.

Dil yerine iyi oturmazsa, bu gibi korugansızlıklar, daha da kötüsü kapılmalar egemen olur.

İşte tam şu egemen sözcüğünü kullanınca aklıma çok yıllar önce tanık olduğum bir olay geldi. Yılını anımsayamıyorum ama sanırım 1960'lı yıların sonu ya da 1970’lerin başı gibiydi. Orhan Hançerlioğlu sizin için bildik bir kişidir değil mi?... İşte onunla o sıralarda tanışmıştık. (Daha önce ben onu sadece kısa romanları ve radyodaki söyleşilerinden bilirdim.)

Orhan Hançerlioğlu Türk Dil Kurumu üyesiydi. Çok eski bir arkadaşıyla söyleşiyordu. Ben tanık oldum. (Arkadaşının adını sormayın. Bilmiyorum.) Bu söyleşi sırasında Orhan Hançerlioğlu ikide bir arkadaşının kullandığı Osmanlıcadan kalma eski dildeki sözcüklerini düzeltiyordu. Sinir bozucu bir durum… Sonunda arkadaşı patladı. “Yahu Orhan, senin şu dediğine bakılırsa ben şimdi Çamlıca tepesi Boğaz’a egemendir mi diyeceğim?” dedi.

Orhan Hançerlioğlu anında yanıt verdi: “Hayır, sakın öyle deme. Olmaz!. Çamlıca tepesi Boğaz’a hakimdir diyeceksin. Fakat bu tümceyi böyle demek yerine başka bir biçime getirerek de söyleyebilirsin. Örneğin Çamlıca tepesi Boğaz’ın tümünü görür dersin. Aslında görmez ya, söz gelimi…”

Türk dilinin zenginliği, gerek Arapça ve Farsça’dan Anadolu batısında kullanılan Türkçeye girmiş ya da sokuşturulmuş sözcüklerle zengin gibi görünmesine karşın, asıl zenginliğinin sırrı orada değil, dilbilgisinde (gramerinde), sözcük türetme yapısındadır. (Bakın, burada sır sözcüğünü kullandım. Bilerek. Çünkü bunun yerine giz ya da gizem sözcüğünü getiremezsiniz. Olmaz! Yaparsanız, ne dediğinizi anlatamazsınız. Ya hiç anlaşılamaz ya da yanlış anlaşılır.)

Türk dilmine zaman içinde çok sözcük ve terim yerleştirilmesine girişildi. Kuşkusuz bunun öncülüğünü Türk Dil Kurumu yaptı; (iç yapısının gerçekten de buna elverdiği dönemde ve Türk Tarih Kurumu ile birleştirilmesinden önce) Türk aydınları ile aydın eğitimcilerimiz de ellerinden geldiğince bunun pratiğine destek verdi. Kimi sözcük ve kavramlar tuttu; kimisi tutmadı. Kimisi bir anda yozlaşıverdi.

Şu yozlaşmış sözcüklerden biri de Türk Dil Kurumu’nun üretip sunduğu “yaşantı” sözcüğü idi. Orhan Hançerlioğlu bu sözcüğün yozlaşmasından çok yakınırdı çünkü emek verenlerinden biriydi. Bir ara, “Toplum bir sözcüğü başka biçimde benimsedi miydi artık onu kurtaramazsın.” demişti. Bunun böyle olmaması için, kullanıcıların fiil köklerini ve fiili isim kipine dönüştüren eklerin işe yarayışlarını bilmesi gerekiyor. (Buradaki örnek yaşa ile tı; arada standart n harfi var. Benzer sözcükler: silinti, kazıntı, çalıntı vb.)

İşte bu nedenle de Sayın Etimolog’un önerilerinden kimisi olur belki ama kimisi olmaz. Sayın Etimolog gerçekten etimolog ise bunu benden çok daha iyi bilmeli. Hele hükeç gibi bir sözcük hiç olmaz çünkü Sayın Etimolog da çok iyi bilir ki, Türk dilinde kullanılan bir isim kipine dönüştürme eki, ancak Türkçe bir kök ile geçerlidir. Bu bakımdan önce hükm yerine yargı kökü getirilir, sonra araç gereçten benzeti ek olarak ç harfini kullanabilirsiniz.

Sayın Etimolog’un yazısında bundan sonrasına hiç değinmemek daha iyi. Umarım kendisi orada yaptığı bağdaştırma/benzeştirme yanlışlarını çözümler. (Örneğin toilette sözcüğünden Türkçeye dönüştürülmüş tuvalet ile asil kökünün Türkçe olmayan et ekiyle asalet haline getirilişinin karşılaştırılması gibi.)

Türk dilinin önemli sorunlarından biri de kimilerinin bilimselliğe ve bilgiye dayanmayan özentisi…


Başlık: Ynt: Dilimizin Zenginliğini Ortaya Çıkarmak İçin Kişisel Fikirlerim
Gönderen: Etimolog - Ocak 31, 2013, 08:40:58 ös
Sayın ADAM , ben alaylı etimologum. Aslen hukuk öğrencisiyim böyle başa böyle tarak derler devlet tohumu ekmiş bizim gülümüz de pek dikenli , dikene de dayanılmıyor ben en azından gülüme bakıp gülümsüyorum.
Sizlere deyince daha saygılı bir hava veriyor belki buna dair ek bulunabilir. Bu arada Türkçe okunduğu gibi yazılıyorsa ve deyince ifadesi doğruysa birine bana deyince desem  onu bana değince diye de yazabilir. Bu durumda Türkçe okunduğu gibi yazılır diyemeyiz.
Başlık: Ynt: Dilimizin Zenginliğini Ortaya Çıkarmak İçin Kişisel Fikirlerim
Gönderen: Etimolog - Ocak 31, 2013, 09:35:35 ös
TDK'ya göre eğitimsiz sözünü de yozlaşmış şekilde kullanıyoruz sanırım. Eğitimi eksik , eğitimi gelişme isteyen veya bir ekle kullanmak doğru gözüküyor.
Başlık: Ynt: Dilimizin Zenginliğini Ortaya Çıkarmak İçin Kişisel Fikirlerim
Gönderen: Etimolog - Ocak 31, 2013, 11:19:11 ös
İçimden geçen duyguları yazmam gerekir Sayın ADAM bilgilerinizden dolayı teşekkür ederim bununla birlikte özentiliğin TDK' da ki anlamı doğruysa benim için sorun yok ayrıca ben ilham olarak görüyorum ama siz bunu olumsuz bir durum olarak belirtiyor olsanız gerek çünkü sorun olarak görüyorsunuz eğer TDK yanlışsa ve olumsuz bir anlamı varsa bu fikrinizi ben kabul etmiyorum. Eğer siz bunu bilim adamı pozisyonundakiler için kullanmışsanız o zaman bunu forumda yazdığınız için daha açık bir ifadeyle belirtmeniz gerekliydi. Bence düşüncenizi açıklamalısınız.