Masonlar.org - Harici Forumu
Sanat => Benim Siirlerim => Konuyu başlatan: sad - Nisan 05, 2014, 05:22:27 öö
-
Hakikati evi bilen,
Ve gitmek istediği tek yer, olanlara…
Eskiden…
Genç dünyanın kralı,
Güneşin oğluydum, her şeyi gören…
Musa idim denizleri bölen.
Şimdi…
Dul kadının çocuğu,
Yalnız süpürüyorum mabedimi…
Süpürüyorum GÖZ den saklananları!
Eskiden…
Mekansız ve tek
Sırlarımdan sütunlar…
En güzel kelamıydım İsa nın
Şimdi…
Kaosun zerresi
Yalnız yontuyorum taşımı…
Yontuyorum ölümlü köşeleri!
…
Üç büyük darbe…
Kayboldum yabancı topraklarda
Üçe bölündüm…
Tanrım bana yardım et!
Göklerden indiğimden beri
Karanlığa hapsediyor
Beşeriyetin kaleleri…
Doğuda yükseliyor kalelerim,
Kalabalık “çok yaşa!” derken.
Ölmek istiyorum, aydınlıkta…
…
Kudüs’ten esen rüzgar!
Akasya yapraklarının sesini duyuyorum!
Tanrım sana şükürler olsun!
Kılıcımı kuşandım
Kaleler… şimdi kum ve tuz!
Kardeşlerim doğudan batıya!
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil!
Biliyorum, Hiram Abif beni çağırıyor…
Artık kayıp bir harf yok!
O benim HÜR olmadığım zamandı!
-
Şiir, neresinden baksak sanattır.
Eleştirilemez ki.
Üslubu?... Belki. O sanatçıdan daha iyi bilen sanat eleştirmeni tarafından... Hani düz yazı olsa denebilir ki, şurada bir virgül eksik ya da Dul Kadının çocuğu derken K harfi majiskül olmalı, gibi...
Kapsamı üzerinde tartışabilirdik belki, bu anlatım bir sanat eseri olmasaydı.
-
Sayın ADAM,
Tabi ki hissedilen kadar hisleri ifade edebilmek de çok önemlidir. Hislerimi söylerken ki tonlamayı, vurguyu yazıya aktarma konusunda acemi olduğumu biliyorum. Eleştirilerinizi bu konuda olduğu gibi, içerik konusunda veya kapsamı açısından da bilmek isterim.
Örneğin;
Doğuda yükseliyor kalelerim,
Kalabalık “çok yaşa!” derken.
Ölmek istiyorum, aydınlıkta…
bu dizeleri yazarken şunları düşündüm.
1. Işık doğudan geldiği için doğuda yükselen kaleler ışığa engeldir.
2. Işık olmayınca karanlığın tahakkümü altında dünyevi hayata bir düşkünlük var olur, etrafında kaleleriyle, sınırlarıyla maddiyatı bırakmak istemez, çok yaşamak ister.
3. Ben ise sınırımdan, kalelerle çevrilmiş ışıksız mekanımdan münezzeh olup yani ölüp, yoluma aydınlıkta devam etmek istiyorum.
Ben hislerimi bu şekilde ifade ettim. İfademin karatını ölçmek için tabi ki alıcı tarafında nasıl bir karşılık bulduğunu bilmek benim için önemlidir.
saygılar...
-
Hatırlar mısın eskiden,
Şu içerdik testiden...
-
Ben daha başka bir şey diyemem. Hepsi demiş olduğum kadardır.
-
Şiirin kapsamı ve imgeleri, şairin yazarken ki anlık duygu, düşünce ve hayal gücüne dayanır. Sadece o andır. O yüzden şiirin neden bahsettiğini şairden başka kimse tam anlamıyla bilemez aslında. Belki şair bile üzerinden zaman geçince ne anlatmak istediğini bilemeyebilir. Çünkü şiir şairine özgüdür ve anlıktır. Eleştirmenler ve diğer inceleyiciler ise sadece dış görünümü ve o şiirin kendilerinde uyandırdıkları hakkında az da olsa söz söyleyebilirler. Üslupta bunlardan biri.
Saygılar.
-
Selamlar, üslup edebiyatçılarca üzerinde tartışılıp, genel olarak bir sonuca varılacak bir konu. Ancak şiirin anlamı, şairi dahil her insan için çok farklı çağrışımlar yapabilir. Her insan bir dünya olabilir, ama her şiir birden fazla dünyadır bence.
Saygılarımla,