Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Parapsikoloji => Konuyu başlatan: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 03:54:28 ös

Başlık: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 03:54:28 ös
Hüddam, cinleri ve şeytanları kontrol etmeyi amaçlayan bir öğretidir.Günümüzde bu ilimi öğreten resmi bir kurum yoktur.Büyücüler bu ilimi gizli öğrenirler ve çok iyi bilirler. Antik Mısır'a kadar dayanan bir öğretidir. İslam dini geldikten sonra Mısır'da Hüddam, cin çağırma, cinlere tapma gibi tüm eylemler yasaklanır. Dinlerin çoğu Hüddam konusuna değinir. Tüm dinlerin kutsal kitaplarında Süleyman'ın cinleri kontrol ettiği ve emrinde çalıştırdığı yazar.Bu çok tehlikeli bir ilimdir. Cinleri tutsak etme, onlara hükmetme ve istediğini yaptırmayı amaçlar.Cinler büyüler ve tılsımlarla insanların kontrolü altına alınır. İşte Hüddam bu tılsımları ve büyüleri bildirir. Hüddam, İslam inancına göre Müslüman cinleri kontrol altına almayı isteyen bir ilimdir ve günahtır.Yahudilik ve Hristiyanlıkta ise şeytanları kontrol altına almayı isteyen bir öğretidir ve günah değildir. Hristiyan ve Yahudi öğretilerinde insanların Tanrı'dan aldıkları güçle cin ve şeytanları kontrol altına alacağına inanılır.

Pentecostalism öğretisinin ilahi kitabı bu konu ile ilgili şöyle yazar: İnsanlara bakıyorum da hep şeytandan ve şeytani güçlerden korkuyorlar. Çok anlamsız. Onları kontrol edilebilecekken ve onlar sizlere hizmet edebilecekken kim onlardan neden korksun? Süleyman ve onun anahtarı ve geçmişteki sembolizm bunlar hep cinleri kontrol etmek içindi. Peki ya Mısır Piramitlerine ne demeli? Düşünsenize öyle bir zamanda kim bu kadar yüksek ve düzgün ölçülerde piramit yapabilir? Biraz düşünün ve anlayın cinlerin insanlara hizmet edeceğini? Sizi korkutmalarına izin vermeyin, size hizmetçi olmalarına sağlayın. Şişedeki cin masalları gerçektir Dostlarım. Onlar enerjisel olarak bizden düşükler. Onlara göre bizim isteklerimiz emir. Bırakın bizim için bir şeyler yapsınlar. (Heb. 10:35-36 , John 5:4-5) Haydi onları çağırın. Sizin ayağınıza gelsinler. Onların enerjisi insanlardan düşüktür. Onlar kim ki insanları korkuturlar? Onlar sizlerin en iyi arkadaşı olabilirler. Her istediklerinizi koşulsuz yaparlar. Size taparlar. Onları yapacağınız bir ritüel ile çağırın sonra üzerine Latince kelimeler okuduğunuz sihirli çengeli onlara takın. Dostlarım artık onlar sizindir. (Acts 19:11–12, Verses 14–16)

AYRINTILI BİLGİ İÇİN KAYNAKÇA :

http://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCddam (http://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCddam)

Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 04:57:50 ös
Hüddam ilmini açıkcası biraz aldatmaca olarak yorumluyorum.

Toplumuzda çoğu zaman cin vakası diye adlandırılan olayların incelendiğinde temelinde çeşitli psikolojik rahatsızlar olduğu kolayca tespit edilmekte.

Cinlerle görüştüğü veya gördüğü insanların yaşadığı toplum, inançları, psikolojik yapısı incelenmesi gerekmektedir.

Türk toplumunda ise genelde akıl ve bilim yolunda ilerlemektense çoğu kişi doğmatik inanaçları nedeniyle cinci hoca , medyum, büyücülerden medet ummaktadırlar.

Bununda nedenini kısaca neye inanırsanız onu yaşarsınız tespitine bağlamak gerekir diye düşünüyorum

saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 08:23:05 ös
Düşünceleriniz elbette ki doğru Sayın Davut fakat unutmamak gerekir ki dünya tarihinde gerçek büyücüler mevcuttur. Özellikle kökenleri tarihöncesine kadar dayanan Şamanları araştırmanızı incelemenizi tavsiye ederim. Bence günümüzde medyum olduğunu iddia eden şaklabanları, gerçek büyücülerle kıyaslamak, büyüye ömrünü adamış insanlara hakaret olabilir.

Saygılar ve Sevgiler

FAY FRIN
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 08:33:51 ös
Sorunda zaten bu ,

Geçmişte, orada , burada pek çok mistik hikaye mevcuttur.Binlerce kitap yüz binlerce hikaye sayılabilir.

Fakat gerçekte günümüzde ne var ? Hiç bir şey.

Bu tür inançlar sadece , araştırmayan , sorgulamayan, bilimi anlamayan insanlar için .

Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 08:47:04 ös
Araştırmayan, sorgulamayan, bilimi anlamayan' mı ?

Ben bu şekilde düşünmüyorum. Büyü yapabilmek bir ilimdir bence. Birçok konuda uzman olmayı gerektirir ki Şamanları araştırırsanız dediğim gibi, Şamanlar büyüyle uğraşmakla birlikte çeşitli hastalıklara da şifa sağlayan ilim insanlarıydı.

Din kavramı bilimle çatışır, çünkü dinin kendine göre dogmatik yani kesin olarak kabul edilmiş kuralları kalıpları vardır fakat büyü ile bilim çatışmaz bana göre iç içedir. Zaten yazıda da belirtildiği şekilde Hüddam çok eskilere dayanan bir ilimdir, yani taa Mısır zamanlarına.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 08:57:13 ös
büyü ;Doğaüstü güçlerden yararlanıldığı ileri sürülerek, böylelikle birtakım sonuçlar elde edebilmek için yapılan bireysel ya da toplu iş ve davranışlardır.

Doğa üstü güçlere inanmak bilimi reddetmek değil midir?

Masonluk, öncelikle akıl verilerine dayanarak ve bilimsel yöntemlerle gerçekleri araştırma yöntemi ve sanatıdır.

Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 09:08:02 ös
Doğaüstü güçlere inanmak aslında dini reddetmektir.

Evet, sizin de dediğiniz gibi Sayın Davut, Masonluk 'ÖNCELİKLE' akıl verilerine dayanarak hareket eder fakat Kabbala'yı hatırlatmak isterim. Kabbala, ezoterik öğretiler içerir. Ezoterizm, Mistisizm ile ilişkidir. Bunların temelinde 'gizemlere katılım' yatmaktadır.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 09:24:17 ös
Giz ya da gizem, aslında "sır" sözcüğünün karşılığıdır.

Ancak, giz ve gizem sözcükleri, yalnızca düşünü ve felsefe alanlarında kendilerine kullanım bulmuştur; "sır" sözcüğünün nesnel ve somut olarak nitelediği anlamın tümünü kapsamaz.

Giz ya da gİzem, sır olarak nitelenen her şeyi değil, dinsel, kutsal ya da herkesin kavrayamayacağı ölçüde derin anlamlı bir bilginin açıklanmayarak gizli tutuluşunu dile getirir.

Doğa üstü güçlere dini bakış derseniz , Cin suresini okursanız cinlerin ve insanların irtibatının olmadığını engellenmiş olduğunu görürüsünüz.

cin suresi  ayet 8 - (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."

cin suresi ayet 9 - "Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 09:28:49 ös
Ama bu haksızlık, ben kendi düşüncelerimi yazıyorum, özgün düşüncelerimi. Siz kopyala-yapıştır yapıyorsunuz hem de ÖMBL'nın sözlüğünden ;

http://www.mason-mahfili.org.tr/sozluk/kelime/giz-gizem-sir-muamma.html (http://www.mason-mahfili.org.tr/sozluk/kelime/giz-gizem-sir-muamma.html)
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 09:34:25 ös
kaynaklardan faydalanmanın nesi yanlış...

Sizin elbette fikirlerinize düşüncelerinize saygı duyuyorum.

Siz bir düşüncenizi paylaştınız bende karşıt düşüncemi çesitli kaynaklardan faydalanarak savundum.

İnsan beyni neye inanırsa kendini ona uyarlar ,

cinlere inanmayan birini asla cin çarpmaz,

büyüye inanmayan birisine hiç bir büyü etki etmez

yani neye inanırsanız onu yaşarsınız

saygılarımla

Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 09:47:55 ös
Elbette kaynaklardan faydalanmak yanlış değil ama kaynaktaki içeriği tümüyle kopyalamak kendi düşüncelerinize ihanet etmektir. İnsan düşünen bir varlıktır, düşünen ve düşünerek yazan birini tercih ederim elbette.

İnsan neye inanırsa onu yaşar sözüne kesinlikle katılmıyorum. Eğer sizin dediğiniz şekilde olsaydı hayat, o zaman zengin olacağına inanan herkes zengin olurdu, profesör olacağına inanan herkes profesör olurdu ya da Mason olacağına inanan herkes Mason olurdu,.... (örnekler devam ettirilebilir.)

İnsanın iradesi cüzi iradedir, insan her istediğini yapabilecek kudrete, kuvvete sahip değildir, doğaüstü güçleri olmadığı için de nasıl isterse ya da nasıl inanırsa öyle yaşayamaz bence, 'ben böyle inanıyorum ve böyle yaşıyorum.' demek hayatın gerçeklerini gözardı etmektir, hayata dair olan sorumlulukları da reddetmektir.

İnsana derler ki, 'öyle inanıp kafana göre istediğin gibi öyle yaşayamazsın.'

Herkese büyü yapılabilir, ve yapılan büyü, büyücünün kuvvetine göre daha kısa sürede ya da daha uzun sürede veya daha etkili ya da daha etkisiz şekilde tutabilir fakat kesinlikle tutar. Büyü yapılan kişi inançlı biri dahi olsa kesinlikle o büyü tutar. Peki nereden biliyorum ben bunları ? Çevremde yaşanmış hikayelerden biliyorum elbette. Cinler de öyle durup dururken gelmez, istisnalar elbette vardır. Uğraşırsan gelir, her zaman böyledir. Cine inanmayan biri, dalga geçerek cin çağırdı diyelim ve gelen cin de kötü huylu denk geldi, çarpar.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 09:54:26 ös
güzel açıkama,

Peki cinlere inanmayan uzakdoğu ülkelerinde neden hiç cin vakası olmaz ?

Büyüye inanmayan modern toplumlarda neden hiç büyü olayı meydana gelmez ?

Genellikle bu tür olaylarda hep kulaktan doğma ibareler kullanılıkenr , başınıza gelmemiş tecrübe edinilmemiş olay hakkında nasıl kanaate varıyorsunuz ?

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 09:57:55 ös
Aslında bu durum 'inanmamaktan' kaynaklanmıyor, onlarla yani cinlerle uğraşmamaktan kaynaklanıyor. Dedim ya hani çağırmazsan ve uğraşmazsan eğer gelmezler. Demek ki bahsettiğiniz ülkelerde bu tür olaylarla uğraşılmaya tenezzül edilmiyor ve bu tip olaylar da böylece yaşanmıyor.

Başıma gelmedi dememiştim aslında ! Çevremdeki olaylardan örnekler vermeyi tercih ettim, kim bilir belki de başıma gelmemiştir ?

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 10:01:20 ös
İnanma konusuna gelirseniz ;

Cin suresinden size ilgili ayetleri paylaştım (8.-9.) ayetler temasın mümkün olmadığını net olarak açıklıyor.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 10:04:00 ös
O zaman buradan çıkaracağımız sonuç ;

Demek ki bu işlerle ilgilenen insanların iletişim kurdukları varlıklar cinler değil. Belki cin diye bir şey yoktur, aslında ben bunu bazen düşünüyorum. Belki de cin diye adlandırılan aslında Şeytan'dır.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 10:10:39 ös
üzgünüm her şey insanın kafasında bitiyor, doğmatik bazı inançlarımız , korkularımız nedeniyle beynimiz bize oyun oynar..

TSK da çalıştığım dönemde , sıcak bölgelerde görev yaparken yeni gelen erlere terörü anlatır, dikkatli olmaları husunda uyarırdım, ama her zamana korkular , kurgular nedeniyle çok saçma sapan olayla uğraştım.Korku , kurgu insan beynini dizayn etmekte..

saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 10:18:02 ös
Terör olayları hiç basit değil, benim dayım aklını yitirmişti. Bu arada size büyük saygılarımı sunarım, TSK'da çalışmış biriyle sohbet etmekten dolayı onur duydum efendim. Benim ailemde yirmi üç tane yüksek rütbeli subay var, disiplin benim ve ailemin doğasında var diyebilirim. Harbiye'de olmaya hep özenmişimdir. Bir gün bir Jandarma Komutanı'na 'bulunduğunuz mevkiinin kıymetini bilin, erkek olsaydım kesinlikle subay olurdum.' bile demişliğim vardır.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 10:21:21 ös
Benim burada anlatmak istediğim insan beyni korkularımız nedeniyle bize oyun oynamakta, görmek istediğimizi görmeye başlarız

saygılarımla..
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 10:24:35 ös
Evet evet haklısınız dedim ya hani dayım bu sebepten ötürü aklını yitirdi, yani tam olarak sizin bahsettiğiniz şeyden. Beyin insana sadık bir organdır diyemeyiz maalesef.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 23, 2014, 10:43:59 ös
Bu konuda uzlaştığımıza sevindim,

Dünyayı böyle gördüğümüz zaman daha sağlam adımlar atabiliriz,

Bu mantıkla gittiğimiz zaman daha gerçekçi yaklaşımlar ortaya çıkıyor
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: mbulut - Aralık 23, 2014, 10:52:03 ös
Güzel bir paylaşım olmuş fakat Sn.Fay Frin'in ilk yazısını biraz abartılı buldum.Örneğin ; Mısır piramitlerinin yapımında bu tekniğin kullanıldığı hakkında. Günümüzde Mısır piramitleri ile alakalı birçok çalışma yapılmakta ve nasıl yapıldığı konusu bir gizem olarak kalmaktadır. (Şimdilik)

Sn.Davut'a katılıyorum masonluk öncelikle akıl verilerine dayanarak ve bilimsel yöntemler ile gerçekleri araştırma yöntemi ve sanatıdır. Tanımın içerisindeki öncelikle kısmı çok önemlidir.

Büyünün varlığı konusunda gelince kesin bir bilgi olmamakla birlikte uzun yıllardan beri varlığına inanilmaktadir.Sn.Davut'un vermiş olduğu örnek gibi Kuran'ın içerisinde de büyünün yasaklanmasından da bahsedilmiştir.

Genel olarak inanış büyünün varolduğu görüşündedir ama büyü yöntemi olan hüdamın doğruluğu yine bireyin inancına bağlıdır.Şaman kültüründen kalma bir takım alışkanlıklar devam etmektedir.Kurşun dökmek, dilek ağacına bez (dilek) bağlamak gibi bu uygulamalarda büyü içerisine girmelidir. Belki de geçmişte yapılmış ama günümüzde  yöntemin doğru uygulanmadığı büyülerdir..
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 23, 2014, 10:52:03 ös

Sayın Davut,

Elbette 'tanımlayamadığımız için şey dediğimiz şeylerin' akla ve mantığa dayalı olması daha kabul edilebilirdir fakat aklın ve mantığın sınırları vardır, doğaüstü güçlere akıl sır erdirilemez. Siz belki doğaüstü güçlere beyin yanılsaması dersiniz, bense gerçek olduğunu savunuyorum ve bu doğaüstü güçleri aklımın ve mantığımın sınırlarını aşarak yorumlamaya çalışıyorum. Çünkü Felsefe bunu gerektirir. Felsefe, aklı aşmaktır, göklere çıkmaktır bana göre ve doğaüstü güçler de insanı göklere çıkarabilir, diğer dünyaları insana gösterebilir.

Her ikimizin düşüncesinde de 'akıl ve mantık' gözardı edilmemekte fakat aklı ve mantığı yorumlama biçimimiz farklı.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 12:07:45 öö
Doğa üstü güçlere akıl sır ermez dediğimiz vakit doğayı doğal kanunları reddetmiş oluyoruz,

İnsanın yapısında gizemleri merak etme,ilgi duyma vardır.

Doğa üstü güçlere inandığımız vakit aklı ve bilimi zaten reddetmiş oluyoruz, nitekim doğa üstü dediğimiz pek çok olay bilimsel olarak aydınlanmış durumda

Doğa üstü olaylar sadece Filimlere malzeme artık,

Dünyada pek çok gizem vardır,sorun ne zaman çözüleceği,

'' Doğa üstü güçler insanı göklere çıkarabilir , diğer dünyaları gösterebilir '' ileri derecede hayal gücü olarak görüyorum.Yada dünyada hiç mi büyücü kalmadı da bunları göremiyoruz.Daha çok meydana geldiği söylenen olayları akıl süzgecinden geçirmek gerekli diye düşünüyorum.

saygılarımla..
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: BULGARIA - Aralık 24, 2014, 12:23:50 ös
Medyum ve hüddam... Bu iki kavramın hafife alınmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Hüddamlık ile ilgili okuduğum bir kitap vardı yazarını hatırlayamadım şimdi ama etkileyici olduğu bir gerçekti. Medyumluk olayına gelince şu anda DR.Bedri RUHSELMAN 'ın kitabındayım. Ve bu bu konu üzerine doktora yapmış bir kişi olarak kitabını okumaya değer gördüm. Kitap özünde aslında medyumluğun hiç hafife alınmayacak birşey olduğunu gösteriyor insanoğluna..

Saygılar.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 12:29:21 ös
Geleceği görebilmek, gelecek hakkında bilgiler verebilmek,

Birileri geleceği görebilse, gelecek hakkında bilgiler verebilse yaşayacağımız kaosu düşünün,

Yada geleceği gören , gelecekten haber verebilen insanların sağlayacağı çıkarları düşünün,

Ama maalesef medyumlar nedense hep başkalarının geleceğini görür, kendi geleceklerini göremezler  ;)

Olayın sırrı burada..

Saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 01:04:56 ös
Gerçek bir büyücü veya medyum da kendi geleceğini görebilir. Ama kendi hayatıyla ilgili gördüğü şeyler, diğer insanların hayatlarıyla ya da dünya ile ilgili gördüğü şeylerden daha azdır. Bunun yoğunlaşmakla alakası var, neye yoğunlaşırsa bir büyücü ya da medyum, onu görmektedir. Tabiki yoğunlaşmaya gerek duymadan sadece Tanrı vergisi şeklinde her şeyi görenler de var. Mesela Nostradamus, ölümünden bir gün önce öleceğini görmüştür.

FAY FRIN
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 01:13:41 ös
Geleceği kimse bilemez,

geleceğimizi biz çizer ve yaşarız,

nostradamusa gelince ;

http://www.dailymotion.com/video/xz8cdf_nostradamus-yalani_tech

saygılarımla,
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 01:23:09 ös
Sayın Davut,

Ben bir insan geleceği bilebilir demedim, geleceği görebilir dedim. Geleceği görse bile bazen gördüğü şeyin ne olduğunu bilmeyebilir ya da ne zaman ve nerede gerçekleşeceğini.

Video için teşekkürler. Ben insanlar tarafından değiştirilmiş kutsal kitaplarla ilgili araştırma yaparken ki bu araştırmamı Forumumuzda paylaşmıştım, Nat.Geo.'de Kur'an'ın da değiştiğine dair açıklamalar yapan insanlar bulunmakta fakat değişip değişmediğini bilmiyoruz değil mi ? Değişmeyen tek kutsal kitap olarak kabul ediyoruz. Nostradamus'a gelince, birileri Nostradamus yalandır dedi diye koca bir tarihi ve var olan belgeleri gözardı edemeyiz.

Saygılar ve Sevgiler
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 01:26:19 ös
Her gece hatırladığımız yada hatırlamadığımız pek çok rüya görürüz,

Bazen her hangi bir olayla karşılaştığımızda, anımsamadığımız rüyamızı hatırlar

'' Ben bunu rüyamda görmüştüm , yada ben bu anı yaşamıştım '' deriz.

Yaşanan rüyalarla gerçek hayat çakıştığında geleceği gördüğümüzü sanırız,

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 01:33:56 ös
Nadiren görülen, anlamsız ve karışık nitelikteki rüyalar için elbette ki sizin dediğiniz geçerli efendim, çünkü bu tip rüyalar kafa karışıklığıyla bilinçaltının etkisiyle görülen rüyalardır ya da Şeytan, insanı korkutmaya çalışıyordur fakat rüyada sürekli aynı kişiyi veya kişileri görmek ya da bir rüyayı gördükten sonraki günler içerisinde o rüyanın bir benzerinin ya da aynısının gerçek hayatta da yaşanması, işte bu geleceği görebilmektir.

Örneğin ; Rüyanızda bir yerde bir otobüs kazası olduğunu gördünüz, ve bu gerçekleşti. Saatini ve yerini bile görebilen kişiler var efendim. Ya da rüyanızda bir adam gördünüz, sonra ailenizden birine söylediniz ve ailenizdeki kişi de dedi ki 'aaa evet o benim iş arkadaşım.' gibi gibi.

Saygılar
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: BULGARIA - Aralık 24, 2014, 02:35:26 ös
Daha fazla uzatarak başınızı şişirmek istemem ama tabiki isteyen istediğine inanmakta serbesttir. Lakin ;

Baba vanga denen şu anda baki hayata intikal etmiş kişi bana göre göz ardı edilemez.. Nostradamus 'da aynı şekilde..

Hatta güncel örnek vermek gerekirse çok sevdiğim yönetmen Cristopher NOLAN 'ın son filmi yıldızlararasında'yı hiç göz ardı edemem..

Eğer tüm bu ruhsal olaylar, parapsikoloji,hüddam ( havas ilmi ), medyumluk saçma ise;

Bence bizim gibi düşünmeyen kişilere göre de bizim söylediklerimiz saçmadır :)

Araştırmak güzeldir. İnançlı arkadaşlar dini kitaplardan da faydalanabilir. Bolca bahseder.


Saygılar.
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 02:42:33 ös
Sayın BULGARIA,

Öncelikle başımızı şişirmek gibi bir durum söz konusu bile olamaz. Tam aksine, bir konu üzerinde birçok kişinin yorumlarını, fikirlerini benimle paylaşması beni gerçekten çok mutlu etmektedir.

Anlaşılan sizinle düşüncelerimiz benzer. Yıldızlararası filmini izledim, gerçekten harikaydı, benim gibi bilim-kurgu seven ve parapsikolojik olaylarla ilgilenen biri için gerçekten keyif verici bir filmdi.

Her insan kendisine kafadar bir kişi arar öyle değil mi ? yani, kendi düşüncesinde olan insanla daha iyi anlaşır insan. Bu sebepten ötürü, benim düşüncelerim bazı kişilere mantıklı bazılarına ise saçma gelebilir fakat yapılması gereken, düşüncelerin ortak noktasını bulmaya çalışmaktır, böylece anlaşma sağlanabilir.

Saygılarımla ve Sevgilerimle

FAY FRIN
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 02:49:20 ös
o zaman şunu diyebiliriz,

Kim neye inanırsa onu yaşar...

saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 02:54:37 ös
 :D Ahh bak ya döndük yine başa, ben bu söze katılmıyorum.

Saygılar
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 02:58:22 ös
fakat sonuçta,

herkes kendi içsel dünyasını ve doğmatik inançlarını yaşamıyor mu?

Müslüman kültüründe cinden korkulur, batı kültüründe sevimli irlanda cücesi,

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 03:01:32 ös
Öyleyse bir ortak nokta bulalım ;

Diyelim ki, herkes 'kendi içinde' inandığı ve istediği şekilde yaşayabilir fakat 'kendi dışında' inandığı ve istediği şekilde yaşayamaz. Yani, birey olarak istediği şekilde yaşar fakat bireylikten çıkıp toplum olduğunda, istediği şekilde yaşayamaz çünkü her toplumun genel geçer kuralları vardır ve herkes istediğini yapmakta özgür değildir.

Şimdi sizin için de uygun bir düşünce oldu mu Sayın Davut ?

FAY FRIN
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 03:09:11 ös
Hayır,

Masonluğa ilgi duymamı en büyük nedenlerinden birisi ,

masonların hukuk kurallarına tam olarak uymakla beraber doğmalara karşı çıkıyor olması ,

“Dogmalar; kaba güç, hoşgörüsüzlük, dar görüş ve bilgisizliğin yansımasına, evrimsel doğrultuda gelişme sağlanması yerine gerilemeye yol açarlar. Barışa ve esenliğe de engel olurlar”

akıl ve bilim yolu daha hoş görünüyor,

saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 03:17:02 ös
Bence şuan siz kural kavramı ile dogmaları birbirine karıştırıyorsunuz. Dogmalar, asla değişmez kalıplardır fakat toplum kuralları, toplumun daha iyi nasıl yönetilebileceğine göre hareket eder, ve toplum kuralları gerekirse değişebilir. İnsanlar kuralsız yaşayamazlar. Ben kuralları reddedemem çünkü tüm kuralları reddetmek Anarşizm'e yol açar ve ben Anarşist değilim, ben SOL GÖRÜŞTEYİM.

Akıl, bilim ve hukuk benim için de oldukça önemli kavramlardır efendim.

Saygılarımla

FAY FRIN
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 03:19:28 ös
Peki ,

akıl bilimi kabul eden nasıl olur da Hüdamı - büyücüleri kabul eder ?

Bence bunu siz açıklamalısınız

saygılarımla
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: MEDUSA - Aralık 24, 2014, 03:23:32 ös
Eğer bana bunu açıklamadınız derseniz, o zaman biz bu kadar şeyi boşuna konuştuk anlamına gelir ve ben bu duruma çok üzülürüm. Ben rasyonalizmi savunan görüşte bir insanım fakat ruhsal konuları akıl ve bilim yoluyla açıklamanın da taraftarıyım çünkü her zaman söylediğim gibi, büyü ve bilim birbiriyle iç içedir, birbiriyle çatışmaz.

Din, bilim ile çatışır.
Din, büyü ile çatışır.
Demek ki bilim, büyü ile ve büyü de bilim ile çatışmaz.

FAY FRIN
Başlık: Ynt: HÜDDAM
Gönderen: davut - Aralık 24, 2014, 03:28:47 ös
din büyü ile çatışmaz,

din büyü yapmayı yasaklar,

din büyünün varlığını kabul eder

saygılarımla