Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Felsefe => Konuyu başlatan: İNSAN - Şubat 28, 2015, 02:55:41 ös

Başlık: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Şubat 28, 2015, 02:55:41 ös
Felsefe dar alanda top koşturmak değildir. Ancak bazen kaçınılmaz olarak iki düşünce arasında paslaşmak gerekir.

Şimdi ben forum meydanına izninizle bir top atacağım; kaleler ise, iki Alman-Fransız filozofun ham maddesinden oluşacak.
Bunlardan bir kale yakından tanıdığımız Descartes.
Diğer kale ise daha az yakından tanıdığımız Heidegger.

Descartes daha yaşlı ve aralarında yaklaşık üçyüz yıl var.  Onu daha yakından tanıyor olmamızın sebebi bizlere 'atasözü' diyebileceğimiz bir anlayış bırakmış olmasıdır. Herkes bilir.Konu düşünceye geldiğinde her zaman ilk onu söyleriz :
 'Düşünüyorum,o halde varım'

Heidegger ise aradan yıllar geçtikten sonra yeni bir anlayış getiriyor ve daha farklı bir şey diyor. Lakin onu pek bilmez,her tartışmada söylemeyiz :
 ''Varım,o halde düşünüyorum'

Unutmayalım amaç kazanmak değil ; iyi oynamak.

Sizce bunlardan hangisi ?
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: ARARAT - Şubat 28, 2015, 06:43:49 ös
Düşünüyorum o halde varım seçiyorum çünkü var olan herşey düşünmez,düşünen ancak varlığından haberdar olur,ben hayatım ilk olarak düşünceye inanırım herşey önce düşüncede var olur sonra varlığından haberdar olunur.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Etimolog - Mart 01, 2015, 12:29:24 ös
Varım o halde düşünüyorum düşündüğümü düşünüyorum anlamında yani var olduğumu söyleyemem ama o zaman varlık kavramı nasıl düşüncede oluşur ?
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Nisan 29, 2015, 11:29:27 ös
Fikrimce ikincisi daha cazip geliyor.

Birincisi ise insanın varlık sahasını kısıtlıyor gibi.

İnsan varlığına 'düşünmek' fiilini bir oksijen tüpü gibi monte ediyor sanki.

Yani insana hayat veriyor ; fakat yaşatmıyor.

Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: sun - Nisan 30, 2015, 12:40:45 öö
Düşünüyorum, o halde varım. Descartes'e katılıyorum çünkü düşünen her daim doğruyu bulucak ve topluma bir katkısı olacaktır. Faydasız bir insanın düşünebildiğine de inanmıyorum. Varlık kelimesine çok derin bir anlam vermiş Descartes sanıyorum.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: ThomasReid - Nisan 30, 2015, 01:54:58 öö
Descartes neden 'Düşünüyorum, öyleyse varım" demiş?
Bunu söylemekteki amacı neymiş ve hangi yoldan bu noktaya varmış?

Heidegger ise direk, aynen söylendiği gibi 'Varım, öyleyse düşünüyorum' demiş mi dememiş mi şu anda kestiremiyorum.
Ama eğer demişse bunu ne için demiş?

Bu iki görüşün birbirlerini dışlamalarının sebebi yukarıda özetlenen cümlelerin semantiğinin farklı olmaları mı?
Bence ilk önce bu sorulara cevap vermeli???
Ne dersiniz?

Bu cümlelerin söylendiği bağlamı eğer iyice ortaya dökersek, ne ifade ettiğine yoğunlaşırsak belki yukarıda sorulan soruyu farklı bir şekilde formüle edebiliriz.

Ne dersiniz?

Saygılarımla

T.R.

Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Nisan 30, 2015, 11:44:48 öö
Descartes damdan düşer gibi bu sözü söylememiştir. Öncesinde birçok şey söylemiş ve en son bu kanıya varmıştır.

Yani tüme varmıştır.

Diğeri ise , o tümden gelmiştir.

Yani oturduğu yerden slogan gibi"Cogito,ergo sum" dememiştir.

Descartes için önce vazgeçilmezler vardı :

* Açık seçik fikirler dışında her türlü fikre sarılmamak.

* Sorunları parçalara ayırmak

* Düşünceleri basitten karmaşığa,özelden genele,somuttan soyuta doğru sıralamak.

* Sürekli gelinen düşünce yolunu kontrol etmek.

Önce bu ilkeleri belirledi ve sonra şunları dedi :

* Aslında hiçbir şeyi göründüğü gibi kabul etmemeliyim.

* Bu sobanın karşısında oturduğumu nasıl bilebilirim.

* Bundan emin olamam. Rüya ya da hayal görüyor olabilirim.

* Ya da yaramaz bir şeytan benimle oyun oynuyor olabilir.

*  Kuşku duymayacağım tek şey, bir şey düşünüyor olmam. Rüya gördüğümü, benimle alay edildiğini ya da bir bedenim olmadığını bile düşünsem, bu böyle.

* İşte buldum!

Düşünüyorum, öyleyse varım!


Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: karahan - Nisan 30, 2015, 04:17:15 ös
Düşünüyorum, öyleyse varım!

Varlığının sebebini düşünmeye bağlamış,düşündüğü için var olduğunu,varlığını keşfetmiş.

Düşünüyorum, öyleyse varım!

Buda aynı mantık varlığının sebebini düşünmesine bağlamış.

Çok kullanılan bir söz yumurtamı tavuktan çıkar,tavukmu yumurtadan.
Pek farkı yok.

Düşünmek bilincin anahtarıdır,başlangıçtır.

Her ikiside mantıken doğrudur bana göre.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Nisan 30, 2015, 04:31:58 ös
O da güzel.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Hacamat - Mayıs 01, 2015, 08:27:37 ös
Öğrenmeseydik düşünebilirmiydik
Çok mu "dik" konuştum ;)
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Mayıs 02, 2015, 12:47:05 öö
Çok da dik değil aslında.

Sayın Hacamat'ın sorusu üzerine  aklımın bir köşesine şöyle bir şey takıldı ama :

Şimdi hepimiz biliyoruz ki ; öğrenmek için, Türe Özgü Hazırbulunuşluğumuzun,yani donanımımızın uygun olması gerekir.

İnsan türü olarak da ; bu meziyet için düşünmemiz gerekmiyor mu acaba ?


Eminim biraz karışık oldu ; hatta 'bu adam ne diyor yahu' denilebilir.

Onun için bir cümle ile şöyle sadeleştirelim.

'' Öğrenmek için düşünebilmek bir önkoşul değil midir ?''
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Hacamat - Mayıs 09, 2015, 02:45:34 öö
Öğrenmeden düşünemeyiz
Öğrenmeden düşünebildiğimizi ispat eden bir şey söyle mesela.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Teo - Mayıs 09, 2015, 03:13:30 öö
Yazdığım sonuncu kitapda böyle bir cümle kurmuşumdur. "Adım seslerimden hazz alıyorum. Ve bu zaman var olduğumu düşünüyorum".
Bence Descartes çok doğru söylemiş. Düşünüyorum, O halde varım.

Olmadan düşüne bilinir mi? Bence bilinir. Bunu anlatmak çok zor. benim için kabullenmekte zor oldu ama kabullendim.  Son zamanlar burada okuduğum bir çok yazıların kabbalayla çok alakalı olduğunu görüyorum.

kabbala ilminden bilgili olan insanlar beni anlamışlardır umarım

Saygılarla
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Hacamat - Mayıs 09, 2015, 06:00:29 öö
Sayın Teo Descartes bu sözü bize yansıyan manada söylediğini zannetmiyorum.
Orada vurgulanmak istenen "düşünüyorum o halde var ediyorum." gibi sanki. Kişi düşündüğünü var eder. Polyana misali.
 Kısaca güzellik düşün ve onu vaaret. Descartes' e de meal yaptım ya artık daha ne diyim.
kitabınızın ismi ne? sayın Teo.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Ati - Mayıs 09, 2015, 11:41:03 öö
     Alanı genişletelim:

     1."Düşünüyorum; o halde varım." -Descartes.
     2."Duyumsuyorum; o halde varım." -Andre Gide
     3."İsyan ediyorum; o halde varım." -Albert Camus

     Var olmak çabasındaki insan için  insan için hangisi daha saygın?
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Gezdirici - Mayıs 09, 2015, 01:01:20 ös
Düşünce varlığın bir fonksiyonudur. Dolayısıyla "Düşünüyorum öyle ise varım."

Var olan bir özne, var olduğunu ifade edebilecek kadar düşünebiliyor ise bu durumda "Varım öyle ise düşünüyorum."

Bunlar iki karşı kale değil ki.  Tek kale mi oynuyoruz? diye düşünüyorum.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Hacamat - Mayıs 09, 2015, 02:49:01 ös
Sayın İNSAN ın ortaya attığı top sürekli taca çıkıyor. Bir iki sektireyim dedim ama nafile. Düşünmek için varolmak yetmez. Ağaç ta var, tahtada bunlar düşünüyor mu? Öğrenmeden neyi düşüneceksiniz.
Düşünmek bilmekle başlar. O halde....
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Ati - Mayıs 09, 2015, 03:21:49 ös
 Ben insanlaşma süreci içindeki bir varlığın kimliğini,  kişiliğini ve toplum  içinde var olma, varlığını kabul ettirebilme çabasını kastetmiştim.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Teo - Mayıs 10, 2015, 06:25:10 öö
Sayın Hacamat. kitabın ismi "bir gençin hikayesi" roman. Ama malesef daha çıkmadı. Son tamamlamalar diyelim

Saygılar
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Mayıs 11, 2015, 01:26:12 öö
Sayın Ati' nin dediğini doğru buluyorum. Buna benzer sözleri çoğaltmak da mümkün olabilir. Bu noktada birçok filozof veya düşünür varlığı çatısız bırakmak istememiştir. Verilen üç örneğe ek olarak da 'Alet kullanıyorum ,o halde varım' sözü ve daha bilmediğimiz sözler gösterilebilir. Sayın Ati'nin hatırlatması iyi oldu.

Bütün bunlar  'insan' dediğimiz muazzam varlığı bir yerlere oturtma,onu hayvandan ayırma çabası sanki.

Çünkü yakından bakınca bu sözlerin aslında bu yatıyor.


Ancak ben bu çabaların 'insan' olan varlığı kısıtladığını, çok özellikli oluşunu zedelediğini düşünüyorum.

Okuduğum kutsal kitaplarda 'halife'  ve 'ahsen-i takvim' olarak tarif edilen insan, bu dar gömlekler içinde nefes alamayabilir.

Bu durumu belki 'Varım o halde düşünüyorum ' sözüyle biraz telafi ediyoruz ;  ama yine de diğer sözlerin yanında cüce kalıyor.

Sesinin çok da yükseldiği söylenemez. 

Çok da karamsar olmayalım. Şanslı taraflarımız da var.

'Üretiyorum o halde varım' veya 'Ticaret yapıyorum o halde varım' gibi tanımlar da olabilirdi.

Hatta biraz daha ileri gidersek ; yüz yıl sonrasını görebilen arkadaşlar için şu söz de kullanılabilirdi :

'Bilgisayar kullanıyorum, o halde varım'

Öyle demeyin. Bal gibi de olurdu.

Niye olmasın !


Son olarak , konumuza ilişkin Sartre'nin bir sözü ile devam edersem daha iyi bir iş yapmış olacağımı hissediyorum.

Sartre 'Düşünüyorum o halde varım'  sözüne çok kafa yormuş diyorlar.

Bu sözü tercih ediyor olmamın sebebi Sayın Hacamat'ın sormuş olduğu,biraz Varoluşa kaçan sorusu oldu. Konudan ilgisini esirgemeyen Sn. Hacamat'ın sorusunu hatırlayalım hemen.

'Öğrenilmeyen şey düşünülebilir mi'

Bakalım Sartre'ye göre düşünülebilinir mi ?
 
Konumuzla ilgili şöyle diyor Sartre :

'Ben diyen bilinç ile düşünen bilinç aynı değildir'


'Doğru mu acaba ?






Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Gezdirici - Mayıs 11, 2015, 11:21:03 öö
Düşünebilmek için var olmak yetmez ama düşünebilmek için önce var olmak gerekir.
Var olduğunu ifade eden biri önce var olduğunu düşünebilmiştir. Dolayısıyla Var olduğundan düşünebiliyordur.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: Hacamat - Mayıs 11, 2015, 04:26:58 ös
Sanki bilgilerle doğduk. Nasıl bir yanlış  algı bu. Senin insan olduğun bile sana öğretildi. Öğretildiği için kendine "insan" diyorsun.
Pekala Size soruyorum. İnsana kim "insan" dedi ilk.
Yapmayın arkadaşlar. Düşünmek öğrenmekle başlar. Öğrenmezsen hiç birşeyi düşünemezsin.

Bu arada ben hala öğrenmeden düşünebildiğimizi ispatlayan kanıt istiyorum. Buyrun İspatlayın.
Başlık: Ynt: SİZCE HANGİSİ
Gönderen: İNSAN - Mayıs 11, 2015, 06:49:29 ös
Bir şeyi ıskaladığımızı düşünüyorum ; o da Sartre'nin sözü.

 Ne diyordu kendisi?

''Ben diyen bilinç ile düşünen bilinç aynı değil.''

Biz 'ben' ve 'bilinç' kavramlarını birbirine geçirdiğimiz, onları kendi içinde erittiğimiz için bunların ortak yönelimler,bağlı hareketler olduğunu düşünebiliriz. Oysa ifade edilen sözde Sartre'ye göre bunun böyle değerlendirilmesi doğru bulunmuyor.  Bizler metabilişsel düşünürken ; o farkındalığı ve bilinci ayrı ayrı düşünüyor. Böyle yaptığı için de bizim söylediklerimizden ayrılıyor.

Öncelikle bu noktada kendimi ona daha yakın hissettiğimi ifade etmeliyim.

Yani ben de ; insan dediğim 'ben' ile , bunu düşünmek tamamen zihnin farklı tabakalarında harekete geçtiğini düşünüyorum. Ve yine fikrimce bunların işleyişleri zihinde ayrı ayrı yerine getiriliyor.



Gelelim ''Öğrenemeden düşünebilir miyiz'' sorusuna. Bu soruda bir önceki mesajda söylediklerimle aynı düşünüyorum.

Yalnız buna bir ispat isteniyor. Elimizden geldiğince verelim. 


Pedegojiye şöyle bir mercek tuttuğumuzda aslında bu savımızı destekleyen deneyler bulmamız çok da zor değil.

Bu daha önce duyduğum deneylerden biri özetle şöyle :

5 yaşlarında küçük bir çocuğun karşısında bir kutudan sırayla farklı renkten toplar çıkartılıyor. Bu işlem birkaç defa tekrar ettikten sonra çocuğa sıradaki topun hangi renkte olacağı sorulduğunda ona doğru cevabı veriyor. Çocuk renkleri,kombinasyonu, örüntüyü bilmiyor. Ama sezgiler yolu topun hangi renkte olacağını söyleyebiliyor.

Bir diğer ispat ise yine Psikoloji biliminde mevcut. Burada karşımıza Gizli Öğrenme diye bir öğrenme türü çıkar.  Az biraz diyalektik yaptığımızda ; o halde düşünemediğimiz şeyler öğrenilmemiştir denilebilir.. Bakalım bunun tersi bu öğrenme türünde kendini nasıl gösteriyor.

Daha önce hiç tarih bilmeyen bir anneanne ; evi süpürürken torununun sesli çalıştığı bir tarihi olay karşısında elektrikli süpürgeyi durdurup torununa sitem ediyor.

-'Evladım günlerce çalışıyorsun. Hala öğrenemedin mi ?' diyor.

Bunun üzerine torun : 'Bu senin süpürge çalıştırmana benzemez anneanne' diyerek kendisiyle alay ediyor.

'Yaa öyle mi ? O halde sor bakiyim bir soru' diyen anneanneye torun tarafından bir soru sorulduğunda ise anneanne bu kez de doğru cevabı vererek kendisini ve torununu şaşırtmayı başarabilmiştir.


Bu deneyler bizleri şu sonuca götürebilir :

'Öğrenilmeyen şeyler, zihnin başka tabakalarında biz farkında olmadan harekete geçebilir ve onu dile, davranışa dökebilir.'

Aynı şey bunun tersi için de geçerlidir ki o da şudur ; düşündüğümüz şeyler de çok doğal olarak öğrenmediğimiz şeylerden oluşabilir.



Elbette şunu da hatırlatmakta fayda var ; bu konuda ortak düşünce oluşturmamız biraz zordur. Düşünce dünyasının bu ayrışımı bizlerin düşünceleri üzerinde etki yarattığı için bizleri farklı beyanatlar vermesi de çok absürd değil.

Bu yüzden Sayın Hacamat'ın söyledikleri bir kurama göre doğru iken, bir başka kurama göre eksiktir.

Tabi aynı şey benim söylediklerim için geçerli . Benimkiler de başka kuramlara göre eksik ve yanlış kaçabilir.