Masonlar.org - Harici Forumu
Sanat => Edebiyat => Konuyu başlatan: MEDUSA - Ağustos 24, 2015, 04:04:38 öö
-
Kaybediyorum kendimi zamanın boşluğunda.
Kanla sarhoş oluyorum yıldızların ışığında.
Kollarımı açtım ve bıraktım kendimi karanlığın rüzgarına,
Yüzüm, ellerim kanlar içinde ağlıyorum bir sokak lambasının altında.
Her gece çıldırtıyor beni bu korkunç sesler,
Geceleri yırtıyor o karanlık nefesler.
Duvardaki bir sembole bakakalıyor tüm gözler,
Karanlık uykumu bölüyor Işıklarla yükselenler.
Karanlığı gebe bıraktırdı Işığa o gece Peygamber.
Yüceliğiyle aydınlattı aciz yüreğimi keşişler.
Boyutları aşmıştık ve süzülüyorduk Tanrı’nın Işığına,
Sımsıkı sarılmıştı gözlerim ve yüreğim olmuştu artık O’nunla.
‘Herkes bir gün mutlak Işık’a ulaşır.
Ancak karanlığı sen seçemezsin,
Eğer isterse karanlık seni seçer.
Karanlığı önce seversin, sonra O yüceliğe aşık olursun.
O’nu yalnızca seversen,
Vakti geldiğinde O’ndan vazgeçebilme ihtimalin vardır.
Ancak karanlığa aşık olmuşsan eğer,
Zaten sen doğduğun gün karanlığın olmuşsundur.
Çünkü karanlık olunmaz, karanlık doğulur’ dedi Fay Frin saygıdeğer Üstad’a.
FAY FRIN...