Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Tarih => Konuyu başlatan: GOASISG - Kasım 17, 2015, 11:28:22 ös
-
Dünyanın büyük bölümü buzullarla cevriliydi,bütün nem buzullara hapis olmuştu,dünyanın coğu yeri, ya cok sıcak yada cok soğuktu.Nem az olduğundan yağış yok denilicek kadar azdı.
İnsanlar,Afrika savanalarında gruplar halinde avcı,toplayıcı olarak hayatlarına devam ediyorlardı,yaşanan uzun süreli kuraklık,bir grup insanın,Afrikadan ayrılıp,yeni topraklar aramasına neden oldu.buzulların erimesiyle,tatlı su kaynakları dünyanın her yerine yayılmaya başladı.
İlk atalarımız,mezopotamya bölgesinde,uzun bir soluklanma yaşadılar,ve zaman içinde burdanda gruplar halinde bütün dünyaya yayılmaya devam ettiler.Eriyen buzulların yarattığı nehirlerin kenarları yaşam için cok
elverişliydi,ve bir gün tahıl tohumunu ayıklıyan bir kadın,attığı çöplerden filizlenen başağı görür.neden toplamaya uğraşsınki,ekmek varken.
Ve her grub yavaş,yavaş TARIM la tanışır.tabi grublarda böylece büyümeye başlar,farklı farklı yerlerde koloniler oluşur,hayvanlarda evcilleştirilmeye başlanılır.bu hayvanlarla ve İnsanlarla iç içe yaşamak,salgın hastalıkları beraberinde getirir.toplu ölümler olur,zaten cevrelerindeki doğayı anlayamayan insan,bu toplu ölümlerin,bir gücün eseri olduna inanır.
O gücü dizginlemek için ,sunaklar,kurbanlar din adamları oluşur.grubları büyüdükce iş ceşitliliği artar.
En önemli nokta,bir gün gruplardan birinin tahılı yanar eti cok az kalır,aclıkla burun burunadırlar,diğer gruba
saldırıp onların tahıl ve etini çalmaktan başka care yoktur.
Saldırırlar,diğer grubun,herşeyini alırlar,yenilen grup neden yenildik diye kendine sorar,citimiz ufak ve silahlarımız zayıftı derler,saldırılar devam ettilkçe citler kaleye,oklar füzeye dönüşücektir.bu hayatta kalma
mücadelesi kültürümüzün tohumlarını atar.
Savaştıkca ve savundukça içatlar hayatımıza karışır ve daha büyük güçlü gruplar olma ihtiyacı doğar.
Bu anlattığım İnsanlığa doğru akan nehrin hikayesidir
(Alıntı yoktur)
GG
-
Sayn GOASISG'nin bu yazı dizisini ilgiyle okuyorum ama yer yer itirazlarım olacak.
İlk paragraf aslında bilimsel bir yanlışlıkla başlıyor. "Buzul çağlarında yağış yok denilecek kadar az" demek olası değil.
Aslında olan şudur: Su döngüsünde bir değişme söz konusudur. Belirli bölgelerde yağışlar azalmakla birlikte örneğin Anadolu (hatta Avrupa) için yağışlı (plüvial) bir çağdan bahsedilebilir.
-
Afrika kıtasından başka bulunabilmiş en eski insan fosilleri (yaklaşık 1.5 milyon yaşında) Gürcistan'dadır. (Yakın zamanda Anadolu'da bulunan milyon yıllık fosillere ait bir makale de yayınlandı)
-
Sayn GOASISG'nin bu yazı dizisini ilgiyle okuyorum ama yer yer itirazlarım olacak.
İlk paragraf aslında bilimsel bir yanlışlıkla başlıyor. "Buzul çağlarında yağış yok denilecek kadar az" demek olası değil.
Aslında olan şudur: Su döngüsünde bir değişme söz konusudur. Belirli bölgelerde yağışlar azalmakla birlikte örneğin Anadolu (hatta Avrupa) için yağışlı (plüvial) bir çağdan bahsedilebilir.
Eklemeleriniz için cok teşşekkürler sayın asimov.Buzul çağının son evrelerindeki hızlı değişikliklerin,insan evrimi üzerindeki tetikleyiciliğini vurgulamak istemiştim. zaten cok değişken bir iklimden söz ediyoruz.
-
Afrika kıtasından başka bulunabilmiş en eski insan fosilleri (yaklaşık 1.5 milyon yaşında) Gürcistan'dadır. (Yakın zamanda Anadolu'da bulunan milyon yıllık fosillere ait bir makale de yayınlandı)
Homo dan ayrı olarak, Avrupada evrimleşen,neardantellerin alt türü olabilirmi acaba.?
-
Gürcistan Dmanisi mağarası 1.8 milyon yaşında.
Homo Neanderthal çok sonrasında bu işin.
Zamanında forumda insan evrimi diye yazı yazmışlığım var. Bakmanız yararlı olabilir.
-
Gürcistan Dmanisi mağarası 1.8 milyon yaşında.
Homo Neanderthal çok sonrasında bu işin.
Zamanında forumda insan evrimi diye yazı yazmışlığım var. Bakmanız yararlı olabilir.
Zaten alt tür demiştim.
Anladığım kadarıyla Neanderthal türünün,homo türüyle etkileşime girip şimdiki insan türünü
oluşturduğuna inanıyorsunuz.vede çıkış yerimizin afrika olmadığına.Doğrumu ?