Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Diger Konular => Konuyu başlatan: MYSTICPROVOCATEUR - Temmuz 26, 2007, 10:08:00 ös
-
İlüzyon mu değil mi siz karar verin...
http://www.youtube.com/watch?v=sBQLq2VmZcA
http://www.youtube.com/watch?v=ZlIwcVAxZsU
http://www.youtube.com/watch?v=EnSo-rtktpc
-
Daha öncede bu Criss Angelin videolarini görmüstüm acayip seylerdi.Ama bence yinede fake bunlar....Yani ruhsal güclerle gerceklestirlen yada levitasyon falan degil.
-
http://www.hfml.ru.nl/pics/Movies/strawberry.mpg
Hımmm... :)
-
Ne olduğuna tam karar veremedim :)
-
şunu söyleyebilirim ki bence güzel bi çalışma fakat efekt olduğu çok belirli
havuzda yürüdüğü videoda ayaklarını gösteren görüntüler var fakat onu dışındaki görüntüler belirli bir açıyla ve bir yönden çekilmiş ((ah o kamerayı ben tutucam ki ;D )) ayrıca ayaklarının gözüktüğü o bir kaç kareyi nasıl kim çekmiş? kendisi çekemez gözleri bağlı :) çok abest çizgi film tarzı birşey olmuş bence ilk ü-video ;D
havalandığını gösteren videoda ise dikkat ettiğinizde yine belirli açılardan uzak çekimler yapılmış onun dışında herhangi bir açı kullanılmamış.
çok basit şekilde hazırlanmış bir görsel efekt gibi geldi bana ;D
ampülü havaya kaldırdığı videoya aynı şekilde yakın çekimler yerine tek bir açıdan uzak çekimler yapılmış.hatta bir ara kamera yanındaki diğer kişiye yakınlaşıyor daha sonra genel görüntüye dönüyor.o arada bile mümkün olan en hızlı geçiş kullanılmış.ayrıca biraz dikkat ederseniz ampülü havaya kaldırıp tekrar diğer adamın eline koyduğu anlarda ampulde hafif bi dengesizlik oluşuyor bence buda güzel bi gözyanıltma olmuş.....
ama birkere çok yakında metafizik güçlerle yapılan birşeye gözlerimle şahit olmuştum..şimdi bunları görünce komik geldi ;D ;D
fakat uçtuğu video görüntüleri bakımından etkiliyiciydi ;D
-
Cem Yilmaz'in dedigi gibi... Eger adam gercekten ucabiliyor olsaydi oturup gosteri mi yapardi parkta bahcede :)
-
Güzel söylemiş Cem Yılmaz =) Sayın Bilmeliyimgalilei, acaba gördüğünüz bu metafizik deneyimi bizimle paylaşır mısınız? Merak ettim de...
-
3 sene önce daha önce oturduğumuz semtte altkatımızda oturan bir beyfendi vardı aynı zamanda akrabamızda oluyordu
Nasıl anlatsam çok saf görünümlü çok sakin bir beyfendi
nasıldır bilmem fakat daha sonra psikolojik rahatsızlıklar yaşamaya başladı.Önce manisada ruh ve sinir hastalıklarında tedavi görü uzun süre fakat tam iyileşemedi
bunun üzerine malum acısı olan insan herşeyi deniyor misali bir "hoca(?)" buldular.
Neyse işte geldi hoca hani yanlız bırakmayın gibisine bizimde gitmemizi istediler çünkü o ara hastalığı ilerlemiş olsa gerek ara ara evden kaçmaya veya ailesine saldırmaya başlamıştı
neyse oturduk hoca geldi biras sohbet etti beyfendiyle
daha sonra beyfendiyi yere çağırdı ikisi oturdular karşılıklı.hoca ellerini adamın yüzüne gözüne sürdü.garip bulduğum bir dua etmeye başladı
daha sonra bir yumurta istedi ve yumurtayı yere koydu.tekrar aynı şeyleri söylemeye başladı ve dediki
sayın hocam selamınaleyküm eğer bu müslüman kardeşim rahatsızlığından kurtulup iyilşecekse kendiside bunu görsün iyileşemiyeceksede görsün.lütfen iyileşebileceğini göstermek için bana ve ona yumurtanın ayağa kalkmasını sağlayın sayın hocam.....
gözümüzün önünde yumurta titreyerek ayağa kalktı..
ardından kendisine büyü yapılmş olduğunu ve bu büyüyü getirebileceğini söyledi yani ilk duyunca gerçekten komik geliyor ama
adamın kızını çağırdı.kızı dokuz yaşında ve gözleri camgöbeği denilen renkte tam senlazımsın şimdi bize güzelkızım gel bakalım dedi sakın korkma ama
bir tencere istedi içine su koydu ve kızdan içine bakıp içerde yazılanları korkmadan okumasını istedi
kız birden birşeyler söylemeye başladı..babasının adının yazılı olduğu bir bez parçasının sarılı olduğu iki çatalın adamın kendi babasının mezarına gömüldüğünü söyledi şok olduk...
sonra hoca adamın kızına doru birkaç şey okudu hızlı hızlı ve odadan çıkarttı.
daha sonrada hoca bu büyüyü getireceğini söyledi tencereyi ateşe koydu altını yaktı ve birşeyler mırıldanmaya başladı o arada da bir eliyle adamın elini tuttu..sanki nasıl anlatsam içine birden hava basılmış gibi bir ses geldi tencereden hoca ateşi söndürdü bir iki kelime birşeyler söyledi kapağı açtı ve içinden toprağa bulanmış iki çatalı ve üzerine serilmiş bez parçasını çıkarttı bez parçasını açtığında gerçekten adamın isminin yazdığını gösterdi.. daha sonra bunları ateşe tutup çözdü çatalları çöpe attı bez parçasını makasa kesip iplere doladı ve yaktı ..soınra kabakve çeşitli sebzelerden garip bi karışım hazırladı ve bunu düzenliolarak içmesini istedi günde üçkere ve tek bir kuruş kabul etmeden çekti gitti
birisi tarafından anlatılınca garip hatta komik gelen bu olayı kendim bizzat orada yaşadım.
açıkçası ogünü görene kadar inanmazdım bu tarz büyüdür hocadır tarzı şeylere ve rahatsızlanan adamda pek inan birisi değildi bunlara kaldıki kendisi bir yazar ve kütüphaneye sahip bir kişi......
artık metafizikmi denir bilmem ;)
-
Sn.bilmeliyimgalilei ,
Nesneleri hareket ettirme,metalleri el değmeden bükme veya nesnelerin yerlerini değiştişme gibi yetenekler günümüzde mümkün olabilirliği bilimsel olarak kanıtlanmış fenomenlerdir.Buna basitce maddeye hükmedebilme yeteneği diyebiliriz.Nasıl ki her insan bir ressam gibi resim yapamıyor ise (bu yeteneğe sahip olmamasından dolayı) yine her insanda bu fenomeni gerçekleştirecek yetenek yoktur.Bazı insanlar doğuştan bu yeteneğe aynı ressam,müzisyen vb kişiler gibi sahip olarak doğarlar.Bu yeteneğe sahip olunmasının kişinin spiritüel olarak ileri düzeyde olması,müslüman olması,hoca olması,arapça dua okuması,latince sözler söylemesi vs gibi şeylerle uzaktan yakından alakası yoktur.Hatta çoğunlukla bu yeteneğe sahip kişiler spritüel açıdan geri düzey insanlardır.Nitekim bunu bu yeteneğe sahip kişilerin komşunuza yaptığı şarlatanlıktan da anlayabilirsiniz.Ne yazıktır ki bu kişiler bu yeteneklerini- yüksek sayıdaki dindar kişiler gibi- sömürü ve çıkar elde etme amacı ile kullanmaktadırlar.Kimisi hocalık yapar kimisi hokkabazlık yapar.
Saygılarımla,
-
Çok haklısınız, Sayın Mystic; kimisi de medyumluk yapar ve bundan kazanç elde ederler tabi sonları da pek iyi olmaz.
-
haklı olduğunuza inanıyorum sn. MYSTICPROVOCATEUR
halada bu tarzdaki "tedavi" yöntemleri olduğuna inanmakta zorluk çekiyorum fakat;
adamın para ve yardım kabul etmemesi ve komuşumuzun gözle görülecek birşekilde iyileşmesi ve de işine çok kısa bir zamanada geri dönmesi beni düşündüren tek konu?
kaldiki 2 ay gibi bir süreyi ruh ve sinir hastalıları hastanesinde tedavi görerek geçirdi fakat bir faydası dokunmadı ama o günden sonra gözle görülür bir değişme ile iyileşti...ne gerçek ne yalan sadece şaşırtıcı olarak nitelendirebiliyorum.
bu arada sn.MYSTICPROVOCATEUR ve sn.SEVİL cinlerin varlığına inanırmısınız ?
-
Cinler mi? çok komik aklıma hemen cin çarpması geldi bazı insanları feci şekilde cin çarpıyormuş bence bunun çıkış noktasını araştırmak lazım!
Hayır, cinlerin varlığına inanmıyorum!
-
Cinler derken Alaaddin'in lambasından çıkan gibileri değil de algımın ötesinde, bir başka boyutta var olan varlıklar kastediliyorsa ben inanıyorum.
-
adamın para ve yardım kabul etmemesi
Sevgili bilmeliyimgalilei,
İyileştiricilik de tabii ki bu yeteneklerden birtanesidir.Araştırdığım kadarı ile bu ya kişinin kedisinde var olan yetenek sayesinde yada kişide bulunan medyumluk yeteneği sayesinde bedensiz varlıklarla yapılan temes sonucu bu varlıkların iyileştirme olayına medyum aracılığı ile doğrudan katılımı ile oluyor.Para ve yardım kabul edilmemesi hususu ise aksi şekilde yapılan bir davranışın yeteneğin bir kısmını veya tümünün kaybedilmesi sonucunu doğuracağı içindir.Çin konusu kapsamlı bir konu.Kimileri bedensiz varlıklara cin der kimileri bunların ayrı birer yaşam formu olduğunu düşünür.Konuyu çözmek için "çin" kelimesinin neyi ifade ettmek için kullanıldığının araştırmasını yapmak gerek kanımca.İnsanları çin çarpmaz ancak bazı geri seviyeli ruhların insanlara fiziksel zarar verebildiklerini okumuştum.Hatta bir belgeselde izlediğim kadarı ile kurban her sabah işi gitmek için arabasına bindiğinde bu varlık sürekli yanındaki koltuğa oturuyormuş.Bu sürekli hale gelince adam sinirlenip küfür ederek onu kovmuş ve varlık onun kolunu ısırarak (paça kopartmış) arabayı tek etmiş ve birdaha da geri gelmemiş.Adli tıp raporu ile kanıtlanmış bir olaydı bu.
Sevgiler
-
Sayın Mysticprovocate anlattığınız olayla ilgili internetten ulaşılabilecek bir kaynak var mı? Açıkçası gerçekliğe sahipse bu raporu okumak isterim, Türkiye'de mi oluyor bu olay?
-
Sayın Mysticprovocate anlattığınız olayla ilgili internetten ulaşılabilecek bir kaynak var mı? Açıkçası gerçekliğe sahipse bu raporu okumak isterim, Türkiye'de mi oluyor bu olay?
Bu Discovery Channel da sanırsam 1 sene önce seyrettiğim bir belgeseldi.Olay tam emin emin olmamakla birlikte Amerika da gerçekleşmişti.
-
Anlıyorum, eğer programın ismi aklınıza gelirse yazarsanız beni sevindirirsiniz. Teşekkürler.
-
Cinler değil ama Ruhların varlığına olduğuna kadar onları hissettiğimi ve seslerini duyduğumu söylemeliyim; İyi ve Kötü Ruhlar....
Belki biraz garip karşılanacak bilincindeyim ancak gerçek odur ki onları hissetmek ve seslerini duymak yaşadığım en gerçekçi olgudur diye düşünüyorum. Çünkü bu bilimsel olarak da ister kanıtlansın ister kanıtlanmasın ama benim yaşadığım şey asla bir sanrı ya da hallüsinasyon değildir. Ve en önemlisi de Melekleri hissetmek çok daha güzel bir olay!
-
iyi tasarlanmış ve bol para gerektiren numaralar oldugu belli .Ama şu para numarası yapılırken çok amatörce davranılmış .akan kan kolun iç kısmının üst yüzeyinde, toplar damardan oldugu için oksijence fakirdir. Kana rengini veren oksijen oldugundan daha koyu ve kıvamklı olmalıydı, ayrıca madem okadar elastik tendir felan ugraşmışsın ozamn bi zahmet kan basıncınıda ihmal etmeseydinde kanı biraz daha fazla akıtsaydın .....hepsini izledim açıgını yakaladıgım tek bu numara var
-
Yanlış söylemlediğim için özür dilerim aslında kötü ruh yok çünkü İnsanlar öldükten sonra Ruh arındırılmak üzere birtakım süreçten geçer ve bu yüzden yanlışımı düzeltmek istedim.Aslında İnsanı mahveden Kötülük Duygularıdır ve alt etmesi yani etkisi altına almasıdır. Ama Meleklerin sesini duyduğum ve beyin gücümle onlarla konuştuğum doğru!
-
sn veritas:
alaaddinin lambasındaki değil merak etmeyin.Kuran -ı kerimin varolduklarından kesin bir dille söz ettiği cinlerden bahsediyorum. ;D
genel olarak konusursam su bir gerçektir ki ruh olaylarıda cin olaylarıda gerçektir.
ruhlarında cinlerinde aynı insanlarda olduğu gibi allaha inanı inanmayanı farklı dinlerde olanı iyisi kötüsü vardır.
cinler ayrı bir alem olarak insanlardan önce yaratılmıştır. eğer dileyen olursa cinler hakkında ayrı bir araştırmayada yer verebilirim.
mesela daha önce sadece merak uğruna izmirde yaklasık 25 senedir boskalmıs ve baya eski bir rum evi aldık.oturan kiracımız türlü olaylar ifade etti.bu tarz şeylerin varlığına inanırım
anlattığım hoca olayında kendisine bizzat soran abime söyle dedi
"tedaviyi allaha inanan cinler yardımıyla yapıyorum. İnanmayan ve hırs içerisindeki cinler beyfendiye musallat olmuş.kendisini rahatsız etmeklteler.rahatsızlığı bundan ötürü gelmekte""
gerçekten o iyileşen beyfendi hastalığı hakkında şu yorumu yapıyor
""mesela birgün üzerime baktığımda üzerimdeki gömleğin alev aldığını görüyorum.daha sonra kardeşlerim bana dönüp senin kalbini alıp hasta babamıza nakledicez diyerek küfürler yağdırıyorlar"""
yirmi senelik karısının kendisini gece bir kedi yardımıyla boğmaya çalıştığından söz ediyor ve sürekli öldürülmekten söz ediyor
hasta iken bunları yaşadığını ifade ediyor....
-
mesela daha önce sadece merak uğruna izmirde yaklasık 25 senedir boskalmıs ve baya eski bir rum evi aldık.oturan kiracımız türlü olaylar ifade etti.bu tarz şeylerin varlığına inanırım
Bu tarz olaylar (perili ev v.s) öncelikli olarak aşağıdaki sebepler sonucu ölen kişilerin yaşadıkları mekanlarda oluyor;
-Ani gelişen travma sonucu yaşanan ölümler
-Öldükten sonra tamamalanamamış bir görevin olduğuna ınanılması.
-Bazı durumlarda ölen kişinin çok derin dini inanç sahip olması.
Özellikle İngiltere ruhsal aktivite açısından en çok olayın yaşandığı ülke olarak literatüre girmiştir.Bunun sebebi ülke geçmişinde oldukça fazla vahşet,işkence vs sonucu ölümler yaşanmasıdır.
-
evet orada bir arbede yaşanmış sanırım savaş sırasında birisi orada intihar etmiş .
karısı aynı evde yaşamaya devam etmiş ve
yıllar sonra karısını yatakta ölü bir halde bulmuşlar biz evi aldığımızda bayanın öldüğü yatak aynı şekilde duruyordu.
yastığının altındaki incil hala bende
kiracımız sürekli ağlama seslerinin geldiğini geceleri silah seslerinin olduğunu bir çığlık ve ardından mutfaktan sanki bütün tabaklar kırılırmışcasına sesler geldiğini fakat koşarak gidip baktıklarında hiçbirşey göremediklerini anlattılar.
aslında korkudan öte garip ve incelenmesi gereken bir konu...
-
Bilim dünyası, havada asılı durabilen insanları inceledi. Gerçek olduğunu gördü ama nasıl olduğunu açıklayamadı.
Bilim dünyası şu sıralar 'levitasyon' ya da havada asılı durabilen insanları inceliyor. Tarih boyunca bu tür olayların yaşandığı biliniyor. Mitolojide uçmak tanrılara özgü bir yetenek sayılıyordu. Ancak çok az sayıda da olsa bazı insanların da uçabildiğinden söz ediliyor. Örneğin Hindu Brahmanlar, Yogiler, Hint fakirler, Saint Hermitler...
Hinduların Sanskrit yazılarında 'havada asılı durmanın yöntemleri' tek tek rehber halinde yer alıyor. Hint tarihi belgeleri, yerden 90 santim yükseklikte havada durabilen ustaların örnekleriyle dolu.
M.Ö 527'de Zen Budizminin kurucusu Bodhidharama'nın Tibet'teki Şaolin Manastırı'nı ziyaret edip, buradaki Budist rahiplere 'levitasyon sanatını' nasıl öğrettiği birçok tarihi belgede yer alıyor. Dahası günümüzde bile Hindistan'da ve Tibet'te 'havada durabilen' insanlar hiç de az değil.
Avrupa'da ise bilinen ilk 'levitasyon ustası' bir rahibe olan Azize Theresa. Onun 'uçuşuyla' ilgili belgeler 1565 yılından kalma ve bu deneyimi 230 kişinin gözleri önünde yaşadığı anlatılıyor.
Ancak asıl önemlisi günümüze 'uçan adam' olarak anılan Amerikalı Chris Angel olayı.
Chris Angel; David Coperfield ya da David Blaine gibi bir sihirbaz değil. Ama uçabiliyor. Ya da havada asılı durabiliyor. Tam bir 'levitasyon' ustası. Bilim adamları onun bu 'uçuşlarını' tekrar tekrar izlediler. "Gerçek mi?" sorusuna "Gerçek" dediler. Buna getirebildikleri açıklama ise beyin enerjisi ile yaratılan bir çeşit yerkeçimsiz ortam sayesinde 'havada asılı durmanın' mümkün olabileceği yönünde... Ancak bu beyinsel enerjinin nasıl oluşturulabildiği sorusu bir cevap bulamadı.
Süper-iletkenlerle yapılan bir deney sonucunda bir insanın bir süper-iletken üzerinde durduğu zaman yerden 5 santim kadar yükselebildiğini gösterdi. Ancak süperiletken kullanmadan 'uçabilen' insanların sırrı hala çözülemedi.
Mermi tren diye bilinen Japonların ve Fransızların süper-hızlı trenleri de "manyetik levitasyon" denilen teknoloji ile saatte 350 km hızı aşabiliyor. Süper-iletkenler sayesinde bu trenler seyir halindeyken raylara deymeden gidiyor. Ancak bu şekilde bu yüksek hızlara ulaşabiliyorlar.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/8361907.asp?top=1
-
Criss Angel'ın kendisi bile bir levitasyon oyununu nasıl yaptığını açıklamışken Hürriyet'in bu haberi bu gazetenin seviyesini bir kez daha gösterdi bana. İnsanları aptal yerine nasıl bu kadar rahat koyabilirler? Criss Angel da D.Copperfield ya da D.Blaine gibi bir ilüzyonist.
Ayrıca bilim nasıl çaresiz kalmış merak ediyorum. Criss Angel'ın o videosu çekilirken yanında bilim adamları mı varmış? Videodaki tüm seyircileri araştırmışlar mı? Ben videoda öyle bir şey göremedim. Yalan yanlış, popülist haberler...
-
Yapılabilir yapılamaz tartışması içerisinde olmadan kendi düşüncem; uçma videosu greenbox sistemiyle yapılmış sanırım. Beyin gücüyle cisimlerin hareket ettirilebileceğini düşünüyorum. Lise yıllarımda, Star Wars felsefesine olan beğenime istinaden, cisimlerin beyin gücüyle hareket ettirilmesini ve bu tekniklerin kullanılmasını öğreten bir kitap bulmuş, devam eden süreçte okumuş ve uygulamış bulundum.
Kitabın verdiği bilgilere göre belli bir olgunlaşma süreci vardı. O dönemde bu süreci tamamlayacak kadar ilgili kalamasamda herkeste aynı etkiyi yaratırmı bilmiyorum, belki de benim bakış açımdan olsa gerek, inancıma ve düşünsel erdem düzeyime katkıda bulunan kitaplar arasındadır.
Kitabın adını net olarak hatırlamamakla birlikte, o dönemde ilgili olup okumak isteyen birine vermiştim, ne yazık ki kitap geri dönmedi.
Saygılarımla,