Başlık: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: Metatron - Nisan 23, 2017, 12:32:35 öö
Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, TÜRK'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey TÜRK Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: MEDUSA - Nisan 23, 2017, 02:17:39 öö
Sadece büyük bir lider, geleceği küçük kalplere emânet eder.
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: MEDUSA - Nisan 23, 2017, 02:22:21 öö
Bugün 23 Nisan... Fakat bu ülkede artık ne yazık ki neşe dolmuyor insan.
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: BuZ - Nisan 23, 2017, 03:13:14 öö
böyle giserse kutlanmasını 4-5 seneye yasaklarlar zaten :)
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: Risus - Nisan 23, 2017, 04:04:17 öö
Duydum ki artık 23 nisanda birçok okul kutlama yapmıyormuş. Peki diyoruz ulusal egemenliği kutlayalım. Ulusal egemenlik... Kutlanacak bir anı kalmış sadece...
Saygılarımla
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: jakobiyen - Nisan 23, 2017, 03:02:03 ös
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun demek isterdim ama yakında kutlamak yasaklanır hatta kutlayan vatan haini fetocu ilan edilirse hiç şaşırmam. :-\
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: Alşah - Nisan 23, 2017, 03:47:48 ös
Evet aynen öyle, benim kentimde halk ve belediyenin katkıları ile şenlikler düzenleniyor. Dünyada bir eşi daha olmayan müstesna bir değere ne yazık ki yeterince sahip olamıyoruz. Ulusal bir değerimizi baltalamak için bir sürü uydurma bahaneler uydurma haftalar icat ediyoruz. Ne yazık ki diyanet te buna ön ayak oluyor. Yüreğim sızlıyor ama çaresizim. Saygılar-sevgiler. :( :( :( >:( >:( >:(
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: Tij - Nisan 23, 2017, 09:15:42 ös
DİSK Genel İş çocuk işçi raporu: Çocuklar çalışırken ölüyor Tarih: 22 Nisan 2017
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası, çalışan çocukların sorunlarını görünür kılmak amacıyla “Türkiye’de çocuk işçi olmak” raporu hazırladı: Çocuklar çalışırken ölüyor
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Türkiye’de çalışan çocuk işçilerin sorunlarına dikkat çekmek için “Türkiye’de çocuk işçi olmak” başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda yer alan verilere göre Türkiye’de çocukların yalnızca yüzde 2,8’i nitelikli okul öncesi eğitim (kreş ve gündüz bakım evleri) imkânına ulaşabiliyor. 2016 yılında evlenen her 100 kişiden 18’i çocuk ve evlenen çocukların çoğunluğunu da çocuk yaşta zorla evlendirilen kız çocukları oluşturuyor. Çocuklara yönelik şiddet ve istismar vakaları da ne yazık ki 2006 yılına göre yüzde 700 artmış durumda. 2015 yılında açılan “çocuğa yönelik cinsel istismar” dava sayısı 16 bin 957. Raporda çalışma hayatındaki çocuklar; çocuk işçiler, çıraklar ve zorunlu olarak sokakta çalıştıranlar olmak üzere çocukların sosyal güvence durumu ve eğitim hayatına devam edip edemediğine göre üç kategoride incelenmiş.
Raporun özeti:
Çalışma Hayatında 2 Milyona Yakın Çocuk Var
Ülkemizde çocuk işçilerin sayısına ilişkin güncel veriler sadece 15-17 yaş grubunda olan çocuk işçiler için mevcuttur. 15 yaş altı ve tarımsal alanlarda mevsimlik olarak çalışan çocuklara ilişkin veriler bulunmamaktadır. Ayrıca mesleki eğitim alan özellikle turizm sektöründe uzun saatler çalıştırılan stajyerler, yani “çocuk işçiler” ve çocuk işçiliği sayılabilecek uygulamalar ile çıraklık eğitimi alanlar resmi olarak çocuk işçi sayılmamaktadırlar. Buna karşın 2012 yılından itibaren çocuk işçi sayısı ülkemizde artmıştır. 2012 yılında 601 bin olan 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı, 2016 yılına gelindiğinde 709 bin olmuştur. Çıraklık, Çocuk İşçiliğine Dönüşüyor
2015 yılında 17 yaşına kadar çalıştırılan çırak sayısı ise 401 bin 464 olarak açıklanmıştır. SGK’nın yayınlamış olduğu verilerde ise çırak işçi sayısı oldukça yüksektir. Aralık 2016 verilerine göre çırak işçi sayısı 1 milyon 170 bin’dir. Bu verilere dayanarak çırak ya da çocuk işçi ayrımı yapmadan genel olarak ülkemizde çalışan çocuk sayısının yaklaşık 2 milyona yaklaştığını söyleyebiliriz. Bu durum çocuk emeği sömürüsünün geldiği noktayı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. 15-17 Yaş Arası Çalışan Çocukların Yüzde 80’e Yakını Kayıt Dışı
Çocuk işgücü kır ve kent ayrımında farklı biçimlerde istihdam edilse de çocuklar kentlerde de kırlarda da kayıt dışı çalıştırılmaktadır. 2016 TÜİK verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 78’i kayıt dışı çalışmaktadır. 2016 yılında 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı 708 bindir. Bu çocukların 558 bini kayıt dışı çalıştırılırken, 150 bini sigortalıdır. Yani çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışıdır. Türkiye, Avrupa Ülkeleri İçerisinde Çocuk Yoksulluğunda En Kötü Ülke
Ülkemizde çocuk işçiliğinin artışında, çocuk yoksulluk oranının yüksek olmasının önemli bir etkisi vardır. Türkiye, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında çocuk yoksulluk oranı en fazla olan ülkedir. Türkiye’de çocukların yoksulluk oranı yüzde 25,3 iken, AB’ye üye ülkelerle karşılaştırıldığında yoksulluk oranı en fazla olan ülke konumundadır.
Çocuklar Çalışırken Ölüyor: 2016 Yılında 56 Çocuk İşçi Hayatını Kaybetti
İş cinayetine maruz kalan çocuk sayısına ilişkin İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi tarafından veriler tutulmaktadır. Bu rapora göre de iş kazası sonucu hayatını kaybeden çocuk işçi sayısı artmaktadır. 2012 yılında 32 çocuk, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişken, 2016 yılına gelindiğinde 56 çocuk iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetmiştir.
Sendika.Org Alinti bitti.
Bununla beraber, kuruldugu zaman ve sartlar itibariyla belki ( belki diyorum cünkü Laik oldugunu savunan bir ülkede böyle bir kurumun yeri varmidir tartisilir ) ihtiyacti ama geldigimiz noktada artik ülkemizin sirtinda bir kambur olan su UCUBE Diyanet Isleri Baskanligi´ni kaldirarak ve bu ülke cocujklarinin beynini devlet eliyle kötürümlesmesine son vererek ise baslayabiliriz.
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: karahan - Nisan 24, 2017, 12:13:06 öö
Ve tüm bunları sendikacılar söylüyor. Turkiyede en yüksek maaşı alıp varlığını sadece mualif olarak sürdüren,senede bir kez zam zamanı pardon birde 1 mayıs 'ta var olan bu kurumun bu yazısı sadece doğru gerisi hikaye derim. Samimi olmak lazım.
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: karahan - Nisan 24, 2017, 12:16:08 öö
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: karahan - Nisan 24, 2017, 12:17:02 öö
Dünyanın en güzel varlıklarının bu özel gününde konuşulacak konuda değil bu.
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: NOSAM33 - Nisan 24, 2017, 12:32:59 öö
"Kemalist kelimeler lağım kokuyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “hocam” dediği Kadir Mısıroğlu TBMM'nin açılışının 97. yıldönümünde yaptığı konuşmada tepki çeken sözler sarf etti... "Kemalist kelimeler lağım kokuyor"
13 FACEBOOK PAYLAŞIMI
24.04.2017 00:10 Karakter boyutu : AKP'ye yakınlığıyla bilinen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “hocam” dediği Kadir Mısıroğlu TBMM'nin açılışının 97. yıldönümünde yaptığı konuşmada tepki çeken sözler sarf etti.
Mısıroğlu, 22 Nisan günü düzenlediği ve internete yüklenen sohbetinde Atatürk'e ağır sözler söylerken, Şeyh Sait'ten ise "Milletin imanını kurtaran kahraman" diye bahsetti.
Mısıroğlu, 23 Nisan dolayısıyla Twitter'dan paylaştığı mesajda "Meclis'in açılışının çocukla ne alâkası var da, Meclis’in açılışını "ÇOCUK BAYRAMI" yaptın ?!.. Demek ki sen ÇOCUKÇA bir iş yaptın !.." demesi tepkiyle karşılandı.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre "Oy" kelimesi yerine "rey" sözcüğünün kullanılması gerektiğini söyleyen Kadir Mısıroğlu, "Arapça kelimeler bana göre Kuran kokuyor Başımın üstünde yeri var. Kemalist kelimeler ise lağım kokuyor, nefret ediyorum" diye konuştu.
Alıntı: ODATV
Başlık: Ynt: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Gönderen: NOSAM33 - Nisan 24, 2017, 11:40:45 öö
Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde tutsaklık günleri. Koğuş arkadaşlarını okumaya yazmaya yönlendiren Nazım, aynı zamanda cezaevi yönetimine de yardım etmektedir.
Cezaevi denetimine Adalet Bakanlığı’ndan bir müfettiş gelir. Bir kaç gün denetim yaptıktan sonra müdüre:
“Demek Nazım sizsiniz.” der. Nazım’a oturması için yer göstermez. Kısa bir konuşma sonrası,
“Gidebilirsiniz.” der. Nazım tam kapıdan çıkarken durur ve müfettişe:
“Ömer Hayyam adını duydunuz mu?” diye sorar.
Müfettiş hemen atılır: “Kim duymaz Hayyam’ı.”
Nazım: “Hayyam zamanında İran hukumdarı kimdi?” diye sorar.
Müfettiş şaşırır. Nazım konuşmasını sürdürür, “Görüyorsunuz sanatçıyı anımsadınız ama hükümdarı anımsamadınız. Yıllar sonra beni dünya anımsayacak ama dönemin Adalet Bakanı’nı ve sizi kimse anımsamayacak.” der çıkar.
Müfettiş yaptığı yanlışı anlar, Nazım’ı geri çağırır ama Nazım koğuşunun yolunu tutmuştur.