Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Farmakoloji - Eylül 15, 2017, 07:55:45 ös
-
Geldik yolun sonuna.El altindan Kürdistan'in kurulmasını destekleyen bir yönetim, Toplumun gazini almamak için , göstermelik sopasını gösteren bir yönetim.Ne diyeyim bilemiyorum.Sanirim biz Türk toplumu sesiz kaldığımız icin bunu bize layik görüyorlar.Nasil yönetilmek istersen öyle yönetilirsin.Hayirlisi olsun!!! Not: Kürt halki hemen sevinmesin.Sebebi Kürdistan kurulduktan sonra Bop yani hedef Büyük İsrail Tek Devlet Yönetimini amac kurmaktir... Hürriyet haberde okuduğum haberi paylaşmak istiyorum.Saygilarimla. Barzani teklifleri reddetti: Referanduma gidiyoruz
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı (IKBY) Mesud Barzani, 25 Eylül’deki referanduma ilişkin, “Hiç kimsenin sözünü dinlemeyin, referanduma gidiyoruz” dedi.
SONRA OKU
Barzani teklifleri reddetti: Referanduma gidiyoruz
15 Eylül 2017 - 19:44:32AA
Duhok’un Amedi ilçesinde bugün bağımsızlık referandumuna destek etkinliği düzenlendi.
Rudaw'ın aktardığına göre Barzani, burada yaptığı konuşmada, “Yalnızca Kürdistan halkı referanduma meşruluk kazandıracak, onun dışardakiler değil. O yüzden hiç kimsenin sözünü dinlemeyin, referanduma gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
Barzani, Duhok'un Amedi ilçesindeki "Evet Mitingi"nde destekçilerine hitap etti.
IKBY Başkanı Barzani, ABD, İngiltere ve Birleşmiş Milletler tarafından referandumun ertelenmesine karşılık sunulan alternatif hakkında, "Şimdiye kadar, referanduma denk bir alternatif bize ulaşmadı. Referandum, bağımsızlığa ulaşmamız için bir araçtır ancak hedef değildir. Amacımız bağımsızlıktır. Daha önce birçok vaatler verildi ancak hiçbiri yerine getirilmedi. Bu yüzden referandum ertelenmeyecektir." dedi.
"En büyük sorun Bağdat'taki kardeşlerimizin gerçek bir ortaklığı kabul etmemeleridir. Kusura bakmayın biz de size hizmetçi olmayı kabul etmiyoruz." diyen Barzani, "Evet bu süreçte risk var ancak bunu yapmayıp, gerekli adımları atmazsak, riskten daha kötü şeyler meydana gelebilir. Burada mesele iradedir. Kürdistan halkının iradesinin güçlü olması gerekiyor. Eğer güçlü irade olursa, başarıda elde edilir." diye konuştu.
Referandumun uluslararası hukuki dayanağı olmadığı yönündeki eleştirilere de cevap veren Barzani, "Referanduma meşruiyeti dışarısı değil ancak Kürdistan halkı verecektir." ifadelerini kullandı. Kaynak:http://mobil.hurriyet.com.tr/barzani-teklifleri-reddetti-referanduma-gidiyoruz-
-
BİZİM bu tarafa uğrarsa vay o zaman bu hükümetin haline ...
-
“Türkiye bağımsız Kürdistanı tanır”
Kürt sorunu üzerine araştırmaları ve yazılarıyla tanınan İsmail Beşikçi, Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’a “Kürdistan Referandumu” kararını değerlendirdi...
Kürt sorunu üzerine araştırmaları ve yazılarıyla tanınan İsmail Beşikçi, Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’a “Kürdistan Referandumu” kararını değerlendirdi.
Sekiz kez cezaevine girip çıkan 17 yıl hapiste kalan İsmail Beşikçi, referanduma ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bir sosyolog olarak sizce Türkiye bağımsız Kürdistanı tanır mı?” sorusuna, “Evet tanır. 25 Eylül’deki referandumda yüzde 80 civarında oy çıkarsa bunu herkes kabul eder” yanıtını verdi.
İşte Beşikçi’nin Rudaw’a verdiği röportajda ilgili bölümler:
Bildiğiniz gibi Kürtler referanduma gidiyor... Bazı ülkeler, “referandumu erteleyin” diye dayatıyor. Kürtler ise itiraz edip, “referandum için doğru zaman” diyor. Sizce zamanlama doğru mu?
Bir kere Kürt sorunu, Kürdistan sorunu çok geçikmiş bir sorundur. 1920’lerde bu sorun çözülmeliydi. 1920’lerde yani milletler cemiyeti döneminde, Mezopotamya toprakları paylaşılıyordu. O paylaşım sırasında İngiltere’ye bağlı olarak Irak kuruldu. İşte o dönemde bir Kürdistan mandasının olması gerekiyordu. O zamanlar Şeyh Mahmud Berzenci, İngiltere’ye “Bağımsız bir Kürdistan istediklerini” söylüyordu. Ancak İngiltere ve Fransa değil bağımsız bir Kürdistanı, sömürge bir Kürdistanı dahi kabul etmediler.
Bugün Kürtler 50 milyondan fazla bir nüfusa sahip olmasına rağmen hiçbir yerde bir temsilcileri yoktur. Ne BM’de ne, İslam Konferansı’nda ne de 4 yılda bir düzenlenen Olimpiyatlar’da. Örneğin Körfez Ülkeleri’ne bakalım; Katar, Kuveyt, BAE ve Yemen gibi nüfusları 1 milyon olan küçük devletler bugün Kürtlerin geleceğini belirliyor. O yüzden bu sorun çok geçikmiş bir sorundur. Kürtlerin bu yüzden bu konuda ısrarcı olması lazım.
Peki bu referanduma dış güçler, yani büyük devletlerden destek gelmezse Kürtler ne yapmalı?
Önemli olan Kürtlerin tutumudur. Diyelim ki referandum oldu ve yüzde 80 civarında “Evet” çıktı. Bu gerçekleştiği zaman herkes bunu kabul etmek zorunda kalır. ABD de, Türkiye de, İran da. Benim şahsi fikrim kabul edecekleri yönünde. O yüzden burada Kürtlerin tutumu önemli.
25 Eylül’de oy kullanma hakkınız olsaydı sandığa gidip kullanır mıydınız?
Kesinlikle sandığa gidip “Evet” derdim.
Bir sosyolog olarak sizce Türkiye bağımsız Kürdistanı tanır mı?
Evet tanır. 25 Eylül’deki referandumda yüzde 80 civarında oy çıkarsa bunu herkes kabul eder. Türkiye de kabul eder, İran da kabul eder, ABD de kabul eder, Avrupa Birliği de kabul eder. Yalnız Kürtler Avrupa Birliği’ne bugüne kadar yaşadıkları soykırımları hatırlatmalı.
Hatırlarsanız Saddan Hüseyin, “Hangi gaz daha zehirlidir? Onu öğrenelim ve Kürtleri bir çırpıda yok edelim” demişti. O zaman hiç bir devletin sesi çıkmadı. Ama bugün aynı devletler “Irak’ın birliği” diyorlar. Benim şahsi fikrim, referandumdan olumlu sonuç çıkarsa herkesin kabul edeceği yönünde.
Peki Kürtler bu tarihi fırsatı değerlendiremeyip kaçırırsa ne olacak?
Örneğin bugün İran Küçük Zap’ın suyunu kesti. Kürdistan’ın ve Kürt toplumunun tarımsal olarak kalkınması için o bölgeden geçen su önemli. Eğer kendi kendini yönetemezsen bunun planını yapamazsın. Örneğin Kürtler elektrik üretimi için Büyük Zap’a bir baraj yapabilmeli. Muhtemelen Irak buna karşı çıkar. Ancak Kürtler kendi kendilerini yönetiyor olsa bunu yaparlardı.
Yalnız İran ve Türkiye iki güçlü komşu ve ikisi de “referandumdan vazgeçin” diyor…
Bunlar kısaca Kürtlere, “kendi kendinizi yönetmeyin, sizi biz yönetelim” diyor. Kürtlerin bunu görüp, referandumda ısrarcı olması gerekiyor.
Kürtler bağımsızlığını ilan ettiğinde bu komşu devletler herhangi bir saldırıya geçer mi sizce?
1988’de o kadar soykırım oldu neden tepki göstermediler de şimdi çıkıp “zamanı değil” diyorlar. Halepçe’de binlerce insan zehirli gazdan öldürüldü. O gün ses çıkarmayanlar neden bugün ses çıkarıyor? O zamanlar Batılı devletler zehirli gazları fareler üzerinde denerken, Saddam Hüseyin bunu Kürtler üzerinde deniyordu.
Odatv.com
-
Kuzey Irak'da yahut başka bir yerde Kürdistan devletinin kurulması benim için bir problem değil. Ancak merak ediyorum. Böyle bir devlet kurulduğu zaman Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, İstanbul gibi kentlerde yaşayan hangi kürt vatandaşlarımız bu cennet şehirleri bırakıp Kürdistan'a gidecek? Ben söyleyeyim hiçbirisi. Başka bir devlet kurmak yerine yahut başka bir devletin kurulmasını desteklemek yerine şunu desek "Ne gerek var kardeşim İzmir senin de benim de. Antalya sana da ait bana da. Bu topraklar senin de toprakların. Senin bana, benim sana bir üstünlüğüm yok." desek de, daha fazla ötekileştirmek yerine yaşadığımız yeri güzelleştirsek.
Kürdistan kurulduğu zaman iç savaş kapıya dayanacak. Tutucu milliyetçiler "İstediğiniz devlet kuruldu gidin bu topraklardan!" diyerek anarşi yaratacak ve bu durumdan ne devlet kurulmasıyla ne başka bir şeyle alakası olmayan Kürt vatandaşlarımız etkilenecek. Tutucu militanlar ise buna karşın bir direniş başlatacak. Velhasıl bu projeyi destekleyenlerin ekmeğine yağ sürülmüş olacak.
Saygılarımla
-
Kürdistan dayatması emperyal bir projedir. İçerde bop eşbaşkanı rte de, onun çözüm süreci takımı da, perinçek de, kılıçdaroğlu ve tanrıkulu tayfası hani o pkk cenazesine katılanlar, hdp de mhp de hepsi bu rolü güdüyor. Kimse şu suçsuz bu suçsuz demesin var mı gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çıkarlarını "tam bağımsızlık" ve "ulus devlet" olarak tabi savunan bir lider? Bizim vekillerin hepsi çok yüzlü hepsi politikacı. Mühim olan kendi emperyal stratejimizi yerine getirmek ve devlet adamı olabilmek.. Saygılar
-
Referandum Irak Anayasası'na aykırı ama Kürtler referanduma giderse bu Ortadoğu düşüncesinden yavaş yavaş kopacakları anlamına gelir.
-
Böyle bir devlet kurulduğu zaman Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, İstanbul gibi kentlerde yaşayan hangi kürt vatandaşlarımız bu cennet şehirleri bırakıp Kürdistan'a gidecek?
Giderler bu Ülkede bu ekonomik kriz olduğu müddetçe bu bölgedeki çoğunluğu işsiz ve sosyal güvencesi olmayan Kürtler gider .Sonuçta Petrol olan yerde Para vardır .
Saygılar Risus ...
-
Refaradumdan önce Türkiye, Irak'a çıkartma yapacaktır. Irak'a girecektir.
Yani bu demek oluyor ki bu olay Türkiye, Rusya ve İran'ın şuanda işine gelmemektedir.
Küçük bir refarandum gibi görülebilir fakat büyük bir olayların sonucu olacaktır.
Saygılarımla.
-
Benim anlamadığım bir husus var.
Herkes Barzani için ; ABD , İsrail uşağı gibi yakıştırmalar yapıyor. Bu durumun , kısmen veya tamamen doğru olduğunu kabul edelim.
Peki bizim ülkemizdeki sivil , askeri veya adli yönetim kademesi ne kadar bağımsız ?
Birisi de bunun cevabını versin.
-
Nato'dan çıkarılmadan büyük savaş çıkmayacak bilginize.
-
El altından ülkemizi parçalamak icin birleşenlere en güzel cevap;Bu günkü üstünlüğünüze fazla güvenmeyin."Keser döner,sap döner, gün gelir biz halka ettikleriniz sizlere döner."...Hz Ali ne güzel ifade etmis;"💥Üç sınıf insan Allah'ın sevgisinden uzak tutulmuştur:Zalimler, ona yardım edenler ve Zulmü hoş karşılayanlar"..Hz.Ali......Saygilarimla.
-
Gelecekleri varsa ,gorecekleride var.Bu milet uyandiginda cok kan dökülecek.Ama geldikleri gibi vatan hainlerinide alip defolup gidecekler.Mustafa Kemal'in evlatları daha ölmedi.Biz bu toprakları kanla aldik.Canimizi veririz ama asla topragimizi vermeyiz..Bu konu benim morelimi cok bozuyor.Ulkemizde fitne çıkarılmasina müsade etmeyelim.Emperyalistlerin ve icerdeki kuklalari'nin fitnelerine gelmeyin.Kurdu, Türkü ,Lazi,Alevisi,Sagcisi,Solcusu, Hristiyani, Yahudisi , Süryanisi,Arabi vs.Bir bayrak altinda herkes Kardeştir.Provakatif eylemlerle insanlari bir birine düşman ediyorlar.Ayrismayalim,Nefret dilinden uzak duralım.Bir vatanımiz var.Burnumuzun dibinde Suriyede insan soykırımi, savaşı bir ornektir.Suriyedeki savaştan bir çıkarım elde edilmedi.Olan halka oldu.Suriye savaşı bir soykırım savaşıdır.Yapanlar Laheyde yargılaması gereklidir.Canim Vatanıma canım kurban olsun!Ama düşmanımız yokken düşman yaratmak neden!!!! Saygılarımla.
-
Sevgili üyeler,
Belki bana kızacaksınız ama daha 4-5 ay önce okulda ülkücü bir arkadaş şöyle demişti "Türkiye bir * kadın gibi ne amerikanın oluyor ne rusyanın, işi hangi tarafta ise onun yanında ama ikisinin de olmuyor". Benim düşüncemi arkadaş argo olarak söylemişti. Türkiye tarafını iyi belirlemeli aslında her iki kutba da yoldaş olmamalı dış politikada ortada durmalı ama şu an ki gücü yahut siyasiler bunu yapmıyor yapamıyor. Amerika sırf Kuzey Irak yüzünden Türkiye'den vazgeçiyor demek ki tabi Gülen ve Erdoğan arasında da tercih yapmıştır. Getirdiği adamı götüremiyor. Ruslara güvenilir mi bilmiyorum ama Kurtuluş Savaşında Atatürk uzun bir süre ittifak olarak Ruslar ile hareket etti ve Bolşevikleri kullandı.(Tabi destekleri karşısında rejmin komünizm yapılmasını sürekli istediler lakin Yüce Önder gerçekci idi ve Cumhuriyetimizi hakim kıldı.) Bugün de aynısı söz konusu. Rusya, Çin, İran ile olacak isek Nato da işimiz yok, Avrupa Birliğinde işimiz yok. Öyle canın istedi mi ben Şangaya girerim hem Avrasya Birliği var demeyeceksin, icraata geçeceksin. Artık Gülen ve cemaatin Türkiye'de yer edinmesi zor yakında ölür zaten lakin onun boşluğunu(ne o ne başkası doldursun isterim) diğer tarikatlara veriyorlar. Halimiz kötü ekonomi sıfırı tüketiyor ve halen örtülü ödenekten kendilerine dünyaları harcıyorlar, gençler işsiz(ben de dahil), her sokakta avmler, kadına şiddet çoluğa çocuğa kadına hamileye darp şiddet taciz tecavüz, prestij kaybı, beyin göçü, yatırım göçü, alternatifsiz partiler, yalan dolan saymakla bitmez. Benim merak ettiğim tek nokta bu komplo teorilerinde gördüğüm okuduğum dünyadaki bütün olaylar vs siyasiler şirketler falan bu gizli örgütlerin izni gücü ile yıkılıp yapılmıyor mu yani planlanan başa getirilen. Belki biraz şey oldu ama bu başımızdaki imam hatipli ne olduğu belirsizi kim getirdiyse götürsün arkadaş.
Saygılarımla
-
Sıradaki hamle Yunanistan ve Rusya'dan gelecek. Yunanistan Türkiye'ye saldırmak için fırsat kolluyor. Benden bukadar... :)
-
Bolşevikleri kullandı.(Tabi destekleri karşısında rejmin komünizm yapılmasını sürekli istediler lakin Yüce Önder gerçekci idi ve Cumhuriyetimizi hakim kıldı.)
Emin misin komünist olmamızı istemelerinde bence tam tersi oldu ve onlar istemedi bizi ...
-
Sayin Bilge Kağan, Komplo teorilerini yazanlarda o bilgileri bir yerlerden edinmislerdir.Malesef tarihte bir çok savaşın arkasında Rockefelerin ve Rochild hanedanlığı'nın finansörluğu var.Kurtleri cok sevdiklerinden Kürt devleti kurmuyorlar.Amac Bop (Büyük İsrail Devleti) Tek devlet ve Dünyaya hakim olup ülkeleri sömürü haline getirmek icin küçük parçacıklara ayirmak.Irak özgürlük getireceğiz diyip daldilar, Suriye'ye özgürlük getireceğiz dediler eee nerde özgürlük.Amac insan soykirimi ve Bop projesi ile sömürmek.Dunya'nin 16 zengin aileside bu zalimliğin icinde.Baş finansör Abd,İngilizler.Beyaz Muslumanlar'in Büyük Sırrı kitabini okursaniz kimlerin soy seceresi kaynaklara göre verilmiş.Yazar Soner Yalçın.Kitabi incelemeye gerekte yok.Gogulda arastirmak isterseniz Ad ,soyad kimin ne irkindan geldigi ve kimlere hizmet ettigi ipuçları verilir.Saygilarimla.
-
Dünya'nın geleceğe dair politik,siyasi vb değişimleri 36 yıl'a tekabül eder şekilde net olarak kestirilebilir.Dünya'da ki "kürt nüfusu" 50 milyon civardır.Bu çoğrafya da 40 milyon civarı.Bu oranlara bakıldığında "bir devlet kurmaları kaçınılmazdır".
Kürtler,bakıldığında, her yaşadıkları ülke de ötekileştirilip kışkırtılıyorlar.Doğal olarak yaşadıkları bölgeler yaşadıkları ülkelere nazaran en iyi senaryoda dahi geri bırakılıyor;en kötü senaryoda ise,katlediliyorlar.
Burda bir cok üye aklını kullanıp macro düşünceyi benimsemiş kişilerden oluşuyor, amma biraz zeki olup mikro düşündüklerinde, kendi yaşamlarında ki sorunları bile çözmek de zorlandıklarını fark edebilirler.
Kürtler gibi "Ötekileştirilenler", bu form'da ki küresel farkındalıkla aydınlanmış kişilerin arasında yaşamıyorlar; bizzat halkın içinde; bizzat çarkların arasında yaşıyorlar.Gerceklikte yaşananlar kardeşlik türkülerindeki gibi olmuyor malesef.
Ben kürt kökenli biri değilim,yanlız; yaşanılan ülkeye ait hissettirilmemenin ne derin bir acı olduğunu,dışarıdan gözlemlediğim bir cok insan da deneyimledim.
Bu konu "subjektif" değerlendirilmelidir bence; Çünkü burda yazılanlarla yaşamın içinde olanlar bambaşka şeyler.
Etnik kimlik dahil hep kim olduğumuzu tanımlamaya çalışıyoruz; aslında kim olmadığımıza bir bakabilir isek, bizler hepimiz sadece insanız.
-
Sayın NOSAM33,
Rus Miralay Budiyeni ve Mustafa Kemal Atatürk'ün ahbaplığını araştırsanız; Rusların birkaç kez komünizm önerisini göreceksiniz. Havza Genelgesi sırasında yaşanıyor bu olay ki Atatürk'ün Kurtuluş için Samsun'a çıktığı ilk zamanlar. Ruslar(bolşevikler) batıya karşı bizi boşuna keyfen desteklemedi onca silah ve mühimmat desteği bizim de Osmanlı İmparatorluğu sonrası tıpkı Çarlık Rusyası gibi yeni rejim seçeceğimiz için onlar bunu kendi lehine kullanmak istedi. Saygılarımla
-
Emin misin komünist olmamızı istemelerinde bence tam tersi oldu ve onlar istemedi bizi ...
Araştırmadan yazılan bir yazı.İnanın nerede okuduğumu hatırlamıyorum lakin sizin cevabınız doğru .Tebrikler ...
Saygılar
-
MARX’IN SÖZÜ
Rasih Nuri İleri, Mustafa Kemal’in, bir Bolşevik rejimi kurmayı hesapladığı ancak bazı rastlantılar sonucunda bunun tehlikeli olacağını gördüğü tespitinde bulunuyor.
İleri’ye göre, Atatürk gücünün sınırlarını çok iyi biliyordu; büyük bir gerçekçiydi. Her attığı adımda ne yapabileceğini, nereye kadar gidebileceğini gayet iyi hesaplayan bir kurmaydı.
O, hayatı boyunca Marksizmin ünlü formülünü doğal olarak uyguladı: “Özgürlük zorunlulukların bilinmesinden ibarettir!”
Politikada en beklenilmedik hamleleri yaptığı, herkesi şaşırttığı zamanlarda bile Atatürk için ölçü; zorunlulukların, olanakların, sınırların gayet iyi hesaplanmasıydı.
ALINTI: SONER YALÇIN
-
SOVYET ÖVGÜSÜ
Rasih Nuri İleri, bir diğer tespitinde, “Atatürk zorunda kalsaydı bir sosyalist rejimi kurardı; ancak kendisi kurardı” diyor: Lenin’in öngördüğü proletarya devrimini hiçbir zaman kabul edemezdi. Devrim olacaksa, onu kendi kadrosu ile gerçekleştirirdi.
İleri, bir önemli konunun da altını çiziyor: Atatürk sosyalist değildi ama karşısında da değildi.
“Din, iman düşmanı Bolşevik”, “geleneksel düşman Moskof” gibi demagojileri bir tarafa attı.
Atatürk’ün döneminde Sovyetler Birliği aleyhinde yayında bulunmak yasaktı.
ALINTI : SONER YALÇIN
-
Merhaba,
Bolşevizm anlayışı bu aşamada önem arz edebilir.
Öncelikle Atatürk 'ün bolşevizm ve Rusya komünist rejimi hakkında görüşleri ve bunlara ne noktada sıcak durduğunu anlamak gerekir. 1917 bolşevik rüzgarından etkilenmiş olması Atatürk 'ün, Avrupa 'dan bulamadığı müttefik desteği Rusya 'dan beklemesi yönündedir; zira kalkınma ve yeni tehditlerin önüne geçilmesi gerekiyordu. 1919 yılında Sivas Kongresi'nde de belirttiği gibi yavaş yavaş bolşevik desteğine ihtiyacı kalmadığını ve bolşevizm anlayışının milletimize uygun olmadığı söylemiş; 1922 yılında artık tamamen uzaklaşıp "Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşevizim ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir." (Ag.e, c .3, 2. Baskı, s. 20) şeklinde konuşmuştur. Hatta 1926 yılında Eskişehir Gazetesi'ne verdiği demeçte tamamen uzaklaşmış ve "Komünizm Türk dünyasının en büyük tehlikesidir, görüldüğü yerde ezilmelidir." gibi sert bir tutum izlemiştir. Dolayısıyla Atatürk bir sosyal demokrat, laik, modern ve ileri görüşlü olmasının yanında bolşevizm ve komünizm karşıtıydı.
Günümüzde kendilerine bolşevik parti diyen bir grup ise ülkemiz aleyhine propaganda yapmakta, Markisist-Leninist rejimin gerekliliğini savunan bolşevik parti; ermeni soykırımının tanınması gerektiğindne tutun, kuzey kürdistan kurulması ve Türkiye 'den toprak alınması gerektiğini savunuyorlar.
Bolşevizm bir amaç mı, araç mı; yoksa kastettiğimiz oyunlar şu şekilde mi oynanıyor; önce baskı ve yıldırma olduğuna inandırıp, halka özgürlük taşıdığını söyleyerek veya baskı ve yıldırma olduğuna inanmayan toplumların damarlarına basa basa gerçekten baskı ve yıldırma mı getirmek ? Yorum ve görüşler sizin.
İnsanın aklına son dönemlerde zirve yapan ve insanların gözüne soka soka dalga geçtikleri olaylar geliyor; eğitim müfredatında 100 yıl geriye gitmek, zorunlu imam hatip okutmak, Suriye 'li öğrencilere sınavsız üniversite + geri ödemesiz burs vesaire.. Hatta en son dün akşam haberlerde sayın başbakanın genç işsiz oranının %20 'nin üzerine çıkması hakkında konuşmasını değiştirmeden aktarıyorum; "... Bizde iş gücü çok, iş yok. Avrupa 'da iş gücü yok iş gücü. İşte biz bu noktada da farklıyız."
Bu söylemlerin bilinçsiz söylendiğini veya bir damara basmadan söylenebileceğini düşündüklerini sanmıyorum.
Görüş ve yorumlar sizlerin,
Saygılarımla,
-
Sevgili NOSAM33,
Konu ile hem sana bir şeyler kattım hem de sen araştırıp yeni şeyleri bana getirdin saol var ol. Atatürk zaten bizim için en iyi fikri(isteyen beğensin isteyen beğenmesin) Kemalizm'i yani hem sosyalizm hem liberalizmi birleştirdi. Bizler inançlı insanlarız ki komünistler gibi ne dinden ne milliyetinden vazgeçeriz zaten Ulu Önder'in de böyle bir sözü var. Hem devletçi hem özel kesimin de göz ardı edilmemesi gayet iyi. Ne her yer devletin elinde olsun ne de özelin. Sosyal devlet anlayışı güzel. Atatürk'ün öngörüsü şu idi; Türk Ulusu doğunun ona verdiği tarihi geçmişi ve gücü de arkasına alarak, batının da reform ve güzel bilimsel yönleri ile çağdaş ve ilerici bir toplum yaratmak idi. Umarım bu yoldan Türk Ulusu hiçbir zaman çıkmaz. Biz Mevlana'yı, İbn Sina ve Ali Kuşçu gibi daha nicesini unutmayalım ama yüzümüzü de Leanordo da Vinci'ye de dönmeyelim.
Saygılarımla
-
Saygılar benden size Bilge Kağan ...