Masonlar.org - Harici Forumu
Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: Prenses Isabella - Eylül 17, 2007, 11:39:29 öö
-
Bu bir alıntıdır; Tanrı'nın Krallığı içinizde ve her yanınızdadır, Ağaçtan ya da taştan yapılmış binalarda değil, Bir odun parçasını böl Ben ordayım, Bir taşı kaldır Beni bulacaksın!!!
Bu alıntı; tahmin edeceğiniz üzere yakın bir tarihte seyretmiş olduğum çok güzel bir filmden küçük bir alıntı_
Sizlere göre Modern Kilisenin Otoritesini Yok Edecek Sözler mi yoksa şimdiye dek yeryüzündeki bütün dinlerin ya da bütün sözüm ona Kutsal Kitapların uydurma hikayelerinden ibaret olduğunu söyleyen Sözler mi?
Demek ki Tanrı ve İnsan arasına hiçkimse giremediği gibi hiçbir kurum ya da herhangi bir müessese de giremeyecektir!
Hangi Kutsal Kitap bana Tanrı'ya ulaşmam için yol gösteriyor? Hangi din bana Sevgi ve Kardeşliği gösteriyor? Biliyorum ki her dinin mensupları canavarca birbirlerini katlediyor! Bu mudur İnsanlık; Bu mudur Tanrı için Yaşamak! Bu mudur İnsanca Davranmak!
Ben bir Kulum ve Tanrı'mla arama hiç kimse giremez_
-
Demek ki Tanrı ve İnsan arasına hiçkimse giremediği gibi hiçbir kurum ya da herhangi bir müessese de giremeyecektir!
Yapmayın Sevil Hnm böyle birşey olursa nasıl sömürülecek okadar çok insan?Müessese sahipleri nasıl para kazanıp zengin olacaklar?Normal ticaret bukadar kazandırmıyorki? ;)
-
Her zamanki gibi çok haklısınız, Saygıdeğer Mystic_
-
Sayın Zarathustra'dan özür dileyerek kendisinden izin almadan alıntı yaptığım için;
1_ Sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen,
2_ Sana kötülük yapanlara iyilik yapman,
3_ Sana iyilik yapanlarla kötülük yapanlar arasında bir fark gözetmemen!
Bana göre; bir İnsan Profili bu şekilde ortaya çıkmaktadır: Herhangi bir dinin öğretisine bağlı olmadan bunu başarabilen İnsan sayısı ne yazık ki çok azdır; Sanırım dinin öğretileri bizleri etrafımızı saran bir kabuk içersinde bırakıp özgür düşünme yeteneğimizi yozlaştırmakla beraber bir hayli kısıtlamaktadır.
Özgür düşünme yetimizi yok etmektedir.
Hatta şu söz bile bize çok şey ifade etmektedir; ''Sana yapılmasını istemediğini başkasına asla yapma''
Komşunu kendin gibi sev, sana zulmedenler için dua et, sadece seni sevenleri seversen yukardaki ödülün ne olabilir? Sana bir tokat atana diğer yanağını çevir!!!
Öyleki yaşadığımız dünyada Ne ekersen onu biçersin, attığın adımların hesabını kendin göreceksin; Olumlu ya da Olumsuz!
Sınav merkezi olan bu dünyada yaşam derslerini tamamlayamadığın takdirde geri gelmeye mahkumsun= Yeniden Doğarak!
Ölümünün ardından seni sadece ve sadece kendi vicdanın yargılayacak buna dayanacak gücün varsa böyle davranmaya devam et!!!
Doğanın temel yasası bu; Senin yapacağın herşey senin kaderini belirleyecektir,
_ÖZGÜR İNSAN MODELİ_
-
1_ Sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen,
2_ Sana kötülük yapanlara iyilik yapman,
3_ Sana iyilik yapanlarla kötülük yapanlar arasında bir fark gözetmemen!
Maddi alemde yaşayabilmek için insan vücüdunun belirli bir takım özelliklere (içsel dürtülere)sahip olması gerekir.Korku,öfke,ihtiras vs.Bu özellikler maddi organizmayı korumaya yöneliktir ve organizmanın içerisinde bulunduğu ortam nekadar az gelişmişse bu dürtülere ihtiyaç o derecede fazla ve önemli olacaktır.Örnek olarak Irak ta savaşın ortasında bulunan bir insanın etkisinde kaldığı dişsal etmenlerle İsvicre de yaşayan bir başka insanın maruz kaldığı çevresel faktörler birbirinden çok farklıdır.Bu açıdan bakıldığında yukarıdaki 3 maddeye uyabilmek yaşanılan tüm platformlarda mümkün olmayacaktır.Sonuç olarak eğer bir yere varılmak isteniyorsa her insanın neden birbirinden bukadar farklı çevresel faktörler içerisinde yaşadığının (veya dünyaya geldiğinin)sorgulanması ve araştırılması gereklidir.Bu husus aydınlığa çıkarsa yukarıdaki 3 maddeyi uygulamakda kolaylaşacaktır.
Sevgiler
-
Peki İsa'nın Öğretilerini yaymak amacını taşıyan sözüm ona Kiliseler bundan bir rant elde ederek kendi kişisel menfaatleri doğrultusunda hareket eden ve çıkarcılık felsefesini uygulayan milyonlarca insanı Tanrı'dan uzaklaştıran Kutsal Merkezler mi?
Gerçekten İsa'nın Öğretilerini dosdoğru insanlara aktarabildiler mi yoksa çarpıtarak binlerce hatta sayısız kitleyi yanlış yola sürükleyerek bu yolla mı Kilise; otoritesini sağlamlaştırabildi?
-
Özünde Tanrı İnancı olmayan herşey çürük temel üzerine oturtulmuştur; aynı şekilde dini istismar ederek halkı sömüren bütün din ve dini kurumlar için geçerlidir.
Zamanı gelince gerçekler gün ışığına çıktığı an insanların dinlere ve dini kurumlara olan saygısı da kalmayacaktır ve hepsinin para düzeni oldukları anlaşılınca!....
-
Özünde Tanrı İnancı olmayan herşey çürük temel üzerine oturtulmuştur; aynı şekilde dini istismar ederek halkı sömüren bütün din ve dini kurumlar için geçerlidir.
Zamanı gelince gerçekler gün ışığına çıktığı an insanların dinlere ve dini kurumlara olan saygısı da kalmayacaktır ve hepsinin para düzeni oldukları anlaşılınca!....
Sn Sevil Hnm,
Olaya bu pencereden bakıldığında sinir bozucu ve nefret uyandırıcı bir manzara ortaya çıkıyor. Çok haklısınız...Bu olumsuz duygular nekadar haklı olarak ortaya çıksada sizi etkisi altına aldığında fanatik bir meczub dan farkınız kalmaz.Bu duygularla baş etmek gerçekten çok zordur özelliklede bu tip insanlar yaşam tarzınızı tehdit ediyorlarsa.Ancak daha öncede dediğim gibi herşeyin bir sebebi vardır.Nekadar zorda olsa sakin ve sabırlı olmak gereklidir.Bu aynı zamanda insanın gelişmişlik düzeyini gösterir.
-
Bakın Sayın Mystic; gördüğüm kadarıyla çoğu fikirlerimiz birbiriyle uyuşmakta ve belirtmiş olduğunuz fikirlerin çoğuna esaslı bir şekilde katıldığımı söylemeliyim, ancak şunu da önemle belirtmem gerekir ki olaya ne açıdan baktığım önemli değil; önemli olan gerçeklerdir ve bu gerçekleri de kendi bireysel araştırmalarımın neticesinde keşfettim! Herhangi bir duygunun etkisinde kalarak bunları yazmadığım gibi aynı zamanda neyin doğru neyin yanlış olduğunu da yaşayarak öğrendim!
Tabiki bu duyguları taşıyan insanların yozlaşmaları hepimiz için yaşamsal bir önem taşımaktadır çünkü bireysel olarak yaşadığımız toplumun gelişmişlik seviyesine paralel olarak yaşam biçimimizi belirleyebiliyorsak önemli derece yaşam tarzımız için de büyük bir zorluk teşkil etmektedir.
Benim şuanda yapabildiğim tek şey inan bana sabırlı ve sakin bir şekilde hareket etmeye çalışmaktır bununla beraber gelişmişlik düzeyini yakalamak için çaba sarfetmek!
Söylediklerinizde Size katılmıyor değilim ancak olaya tek açıdan bakıp da kendi görüşlerimi bu şekilde dar bir perspektifle oluşturma gibi bir imajın olmasını da istemiyorum.
Son olarak İnsanlığın Değişim Zamanının Geldiğini Vurgulamak İsterim_
SAYGILARIMLA_
-
Ayrıca bahsı geçen Kilise Otoritesinin yok olma zamanı geldiyse Zaman Gelmiştir_
-
Ben bir İnsanım ve Tanrı'yla aramda hiçkimse hiçbir kurum istemiyorum; dil, din, ırk ve ülke farkı gözetmeksizin yeryüzünde bütün insanlar benim kardeşimdir. Düşman değil tek düşmanım varsa bu bir insan asla değildir tam tersi Kötülük!
Beni Tanrı'mdan ayrı düşüren, beni kardeşime düşman eden bu duygu değil midir ki ben bu duyguyu yaşadığım sürece başkalarına canlı ya da cansız varlıklara zarar veriyorum ve beni insanlıktan çıkaran bu duyguya sonzuza dek lanet okuyorum!
Yeryüzündeki bütün dinler çökertilecek ve bütün insanlar ırk farkı olmadan kardeşçe bu dünyada yaşacaklardır, ben inanıyorum ya siz?
-
Kainatın Aynasıyım
Mademki Ben Bir İnsanım
Hakkın Varlık Deryasıyım
Mademki Ben Bir İnsanım
İnsan Hakta Hak İnsanda
Ne Ararsan Var İnsanda
Çok Marifet Var İnsanda
Mademki Ben Bir İnsanım
Tevrat'ı Yazabilirim
İncil'i Dizebilirim
Kur'an'ı Sezebilirim
Madem Ki Ben Bir İnsanım
Bunca Temenni Dilekler
Vız Gelir Çarkı Felekler
Bana Eğilsin Melekler
Mademki Ben Bir İnsanım
Daimiyim Harap Benim
Ayaklara Turap Benim
Aşk Ehline Şarap Benim
Mademki Ben Bir İnsanım
(Aşık İsmail Daimi)
-
Sevil Hanım; ''Demek ki Tanrı ve İnsan arasına hiçkimse giremediği gibi hiçbir kurum ya da herhangi bir müessese de giremeyecektir! ''
Burda ne demek istediğinizi içinizdekini gayet iyi anladım. Sevil Hanım merak etmeyin bu ülkede hiç bir kurum sizin Allah la aranıza girmeyecektir tabi aranız varsa...
-
Sevil Hanım; ''Hangi Kutsal Kitap bana Tanrı'ya ulaşmam için yol gösteriyor? Hangi din bana Sevgi ve Kardeşliği gösteriyor? Biliyorum ki her dinin mensupları canavarca birbirlerini katlediyor! Bu mudur İnsanlık; Bu mudur Tanrı için Yaşamak! Bu mudur İnsanca Davranmak!''
Şuan dinlerini doğru bir şekilde yaşayan kaç ülke var veya topluluk ? Bir düşün. Bence bir kutsal kitabı aç ve oku içinde neler yazıyor. Eğer içinde canavarca şeyler yazıyorsa sen haklısın.
Sen Allah a ulaşmayı iste zaten bu dileyinle Allah seni kendine ulaştırıcaktır.
-
Sevil Hanım; ''Yeryüzündeki bütün dinler çökertilecek ve bütün insanlar ırk farkı olmadan kardeşçe bu dünyada yaşacaklardır, ben inanıyorum ya siz? ''
Eğer bir din olmazsa hiç kimse huzur içinde yaşayamaz. Osmanlı ne zaman dini bıraktı o zaman yozlaştı buna dikkat edin. Osmanlı huzur içinde yaşıyordu yükselme döneminde peki o zaman din yokmuydu. Heryerde dervişler vardı. Huzur vardı. Avrupa birbirini yerken biz neyle (ney çalgı aleti) insanları tedavi ediyorduk yaa ne kadar ileriydik anla artık. O senin yobaz diye tanımladığın dervişler Osmanlıyı bir huzur ülkesi haline getirdi.
Neyse sana ne kadar söylesek boş çünkü sen bildiğini okuyacaksın. Bari din falan istemiyorsun Allah a ulaşmayı dile o zaman sana bir tavsiye.
-
bu arada Sn. Sevil'in konu başında alıntı yaparak başlamış olduğu dikkatimi çekti.
Stigmata filminden bir alıntı... tanıtım başlığı "messenger is here" idi. yanlış hatırlamıyorsam (filmi izleyeli yaklaşık 7 yıl oldu) ölü deniz parşömenlerinden alıntılar yapılıyordu filmde... [izlemeyenlere filmi şiddetle tavsiye ederim.]
acaba sn. sevil, filmdeki bayan karakterle kendiniz arasında bir bağlantı kuruyor musunuz? malum filmdeki karakter de bir ulak (messenger) görevi görüyordu. sizde bir haberci (messenger) olduğunuzu söylüyorsunuz, ayrıca karakter isa'nın öğretilerinin gizlendiğini - kilisenin onun kilisesi olmadığını söylüyor ki bunu galiba sizde söylüyorsunuz. hani bunlar aklıma gelince sormadan duramadım.
-
Ta kendisi Sayın SkullG; filmdeki sahneler gerçekse dünyanın gidişatı bunu gösterecektir zaten! Sizce Ruhen Çarmıha Gerildiğimi ve İsa'nın Kanını taşıyan kişinin ben olduğumu iddia etsem bu ne derece gerçeklik kazandırır?
-
Yalnız ufak bir düzeltme yapmak isterim ki her ne kadar sigara içen bir avatar seçsem de sonuç itibariyle sağlığıma düşkün bir yapımdan dolayı içki ve sigara kullanmam yani ayrıntılar dahil değil filmin özü itibariyle Sayın SkullG, söylediğiniz filmi kaç gün önce seyredebilme imkanına sahip olabildim her ne kadar 1999 yapımı olsa da!...
-
Sizce Ruhen Çarmıha Gerildiğimi ve İsa'nın Kanını taşıyan kişinin ben olduğumu iddia etsem bu ne derece gerçeklik kazandırır?
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz ?
-
Neye dayanarak mı tabiki yaşadıklarıma dayanarak ve aynı zamanda yoğun bir bireysel araştırmam neticesinde; şartlar beni araştırma yapmaya zorladı. En önemlisi de İsa'nın yaşadıkları ve Bedensel olarak yaşamış olduğu acıların arkasında yatan en büyük sırları açığa çıkarmama vesile oldu. Oysaki Sevgili Alaaddin; ben de senin gibi normal olarak ve hiçbirşeyden habersiz olarak yaşamımı devam ettiriyordum ve 1999 yılında aldığım Haç Kolyesiyle yaşamım birden bire değişti ve İsa'nın Bedenen yaşadığı acıları ben Ruhen yaşadım ve bu sebepten dolayı Ruhen Çarmıha Gerildiğimi ancak Stigmata filmini seyrettikten sonra anladım. Yani birkaç gün önce!
-
Bakın eğer bunları iddia eden kişi ben olmasaydım bir başkası Tanrı'nın İsteği'yle değil de uydurma olarak ortaya çıkıp da asılsız olarak filmlere dayanarak birtakım iddialarda bulunsaydı eminim ki çok fazla geçmeden çarçabuk harcanırdı; Hayat o kadar da kolay değil hele hele Tanrı'nın İşleriyle uğraşmak bunun bedeli çok ağırdır senin ve soyuna hatta nesline yansıyacak kadar!!!
-
İsa'nın Habercisi çok ilginç Sayın SkullG, doğrusunu söylemek gerekirse filmi seyrettiğimde birkaç gün kendime gelemedim adeta bir şok etkisi yarattığını itiraf etmeliyim bence bu ve benzeri filmleri sergileyen İnsanlara sormak lazım; biliniyor ki Yaşayan İsa'nın Öğretileri mutlak surette yeryüzünde birtakım İnsanlar tarafından saklanıyordur kim bilir bu olaylara şahitlik eden bir kişi olarak ve Hıristiyanlıktan uzak bir toplumda yetişmeme paralel olarak belki de bu da bir habercilik vasfını taşımama sebep olmuştur!
Ayrıca filmdeki karakterle tabiki aramda sadece yaşamış olduğu enteresan olaylar açısından bir bağlantı kurdum ve kendi yaşamımdaki olaya son noktayı koymamı sağladı en azından bu filmi seyretmekle!...
-
Dürüst ve samimi olmam gerekirse Sayın Fraternis'in yazmış olduğu bir film isminden esinlenerek bu filmi seyrettim ancak bunu yazalı epey bir zaman olmasına rağmen neden şimdiye dek değil de yakın bir tarihte gözüme çarpması ve bunun üzerine seyretmem gerektiğine inanarak bu filmden kendi adıma birtakım sonuçlar çıkarmam ve bunun üzerine yaşadığım olaylara büyük bir benzerlik göstermesi açısından yani en azından birşekilde nelerin olup bittiğini anlamama vesile olacak şekilde belirlenmiş bir zaman periyodunda izlemem bana pek de rastlantı değilmiş gibi gözüktü; bunları açıklama gereksinimini duydum ve hiçkimsenin bana herhangi bir şekilde inanmasını bekleyemem ki bunu yaşadığımız zaman süreci açıkça gösterecektir!
Kilise olayına gelince bir insan olarak yaşadıklarımın ne derece doğruluğunu ölçüp tartmak adına birtakım şeyleri açıklığa kavuşturmak istememden dolayı bu Siteye gelmeden bir dönem önce birçok Kiliseyle bağlantıya geçtim ancak onlar gereken yardımı benden esirgeyip beni yanlış yollara saptırdılar ve neredeyse büyük bir ruhsal kabus yaşamama sebep oldular ve bu yüzden anladım ki onlar sadece insanların dini duygularını sömüren ve istismar eden gerçek İsa'nın Kilisesi olmadığını saptadım_
O kadar Kutsal oldukları inancına sahiptim ki onlara yani sözümona Kiliselere kendi adresimi telefonumu vermeyi bile hiç esirgemedim ancak umduğum gibi çıkmadı_
Bence bu kadar detaylı açıklama yapmam yeter de artar bile, yazılarımı kişisel yorumlara açık bıraktığımı belirterek bu konuda başka bir açıklama yapmama gerek kalmadığının kanısındayım_
SAYGILARIMLA_
-
Sayın Mystic; tabiki yeryüzünde yaşayan insanların algı seviyelerinde bir farklılık olacaktır, bu onların gelişmiş beyin kapasitelerine ve bireysel özelliklerine bağlıdır; Sizce neden yeryüzündeki bütün ülkeler aynı gelişmişlik seviyesinde değildir? Biliniyor ki yeryüzündeki bütün ülkeler; Gelişmiş, Az Gelişmiş ve Gelişmemiş yani Geri Kalmış Ülkeler olarak Dünya Standart Seviyesine göre sınıflandırılmışlardır. Bu vesileyle bu ülkelerde yaşayan insanların aldıkları yaşam biçimi ve tarzı onların zihinsel gelişimini sağlayan ya da engelleyen büyük bir öneme sahip olduklarının göstergesidir.
Sevgili Alaaddin, Kutsal Kitapların içinde yazılı olduklarını ve bu yazılanların ne derece tutarlı olduklarını buna paralel olarak hangi dinin öğretilerini tam olarak uygulayan müesseler olduklarını sorguladım. Buna inanıyorsanız sizi hiçbirşekilde herhangi birşekilde herhangi bir şeye inandırma gibi bir amacım yani gayem olamaz!
-
Ayrıca bu Kutsal Kitapların içindeki yazılara göre davranan dini kurumlar değil midir ki savaşlardan ve halkın dini duygularından dolayı rant elde eden?
Bana söyler misiniz Sevgili Alaaddin; hangi dini uygulayan tek bir ülkenin huzur içinde yaşadığı ve kardeşçe bütün insanlara kucak açtığı görülmüştür?
Yeryüzünde ülke, din, dil, ırk ayrımının ortadan kalkma zamanının geldiğini belirtmek istiyorum_
-
Osmanlı kardeşçe yaşamıştır. Osmanlı feth ettiği ülkeye güllerle karşılanmıştır. Osmanlı herkesin kovduğu yahuhilere kucak açmıştı.
Yani Osmanlı tek kelimeyle mükkemmel bir devletti. Bunu açıladım ama heralde gözünüze çarpmadı.
-
sn Sevil, açıklamalarınız için teşekkür ederim.
---
sn. alaaddin,
osmanlı hakkında fazlaca tartışma götürür iddialarda bulunuyorsunuz. öncelikli olarak osmanlı nasıl bir din devletiydi açıklamanızı istirham edeceğim.
fethedilen ülkelerde güllerle karşılanma ile ilgili pek bir şey söylemeyeyim. her ulus bir şekilde tarihini abartma gayreti güder.
bir imparatorluğun ve üstüne üstlük tarihin en son imparatorluğunun yahudilere kucak açması da abartılacak bir şey değil kanımca... bu önemsiz veya göz ardı edilesi bir şey olduğu anlamına gelmesin. ancak üstün olanın müsamaha göstermesi ile "kardeşçe kucak açma" arasında fark olsa gerektir.
siz de kabul edersiniz ki, islam topraklarında müslüman olmayanların yaşayabilmeleri için vergi vermeleri -cizye- gereklidir, böylece dinsel varlığını devam ettirebilsin veya hayatını yaşayabilsin. bu ise kardeşçe kucak açma vurgusundan çok farklı bir durumdur.
dinsel, dilsel, etnik ayrımcılık yaratan pek çok uygulama diğer ülkelerde-devletlerde olduğu gibi osmanlı'da da görülmektedir. dinsel ayrımcılık hususunda,osmanlı açısından, gayrimüslimlerin askere alınmaması, çeşitli devlet görevlerine getirilmemeleri örnek verilebilir. devşirme yöntemiyle belli çapta da olsa bir asimiasyondan bahsedilebilir. nihayetinde devşirilenlerin özgür iradelerinden bahsedilemeyeceği için.
osmanlı tüm bunların yanı sıra belli uygulamalarıyla çok farklı bir devlet yönetimi sergilemiştir. iyi yönleri yadsınamaz.
her türlü ayrımcılık ortadan kalkmalıdır. bu noktada sn. Sevil'e katılıyorum. bunun nasıl oalcağı ise çok tartışma götürür bir mevzu olsa gerek. ama çıkış noktası "devlet"in minimalize edilmesi olarak kabul edilebilir. çünkü dil de, din de, etnisite de, ülke de "devlet"in kendini devam ettirebilme ve egemenliğini sürdürebilmek için kullandığı araçlardır.
-
Osmanlı nasıl bir din devletiydi ? Bu soru dönem dönem değişir ama kısa bir cevap yazayım yeniçeri olabilmeniz içi ruhunuzu Allah a teslim etmeniz gerekmektedir. Yani müslaman olsanızda Allah ın yolunda belli bir yol katetmeniz gerekmektedir.
İlerki dönemlerde bu unsur dikkate alınmadı ve yeniçeri isyanları başladı. Gayrimüslimlerin askere alınmamasının nedeni budur.
Osmanlıyı bu konuda tartışmamız çok saçma olur. Eğer konu açarsanız orda tartışabiliriz.
''devşirme yöntemiyle belli çapta da olsa bir asimiasyondan bahsedilebilir.'' Eğer Osmanlı asimile etmek istesydi bu işin en iyisini yapardı. İngiltereden daha iyi sömürge devleti olurdu daha iyi asimile ederdi. Osmanlının böyle bir amacı olduğu söz konusu olamaz.
Zaten nerde kaybettiysek iyi niyetimizden kaybettik. Bakın Filistine bize ihanetlerinin bedelini ödüyorlar. Eski başkanları ölmeden evvel bunu söylemişti.
-
Sevil Hanım; ''Demek ki Tanrı ve İnsan arasına hiçkimse giremediği gibi hiçbir kurum ya da herhangi bir müessese de giremeyecektir! ''
Burda ne demek istediğinizi içinizdekini gayet iyi anladım. Sevil Hanım merak etmeyin bu ülkede hiç bir kurum sizin Allah la aranıza girmeyecektir tabi aranız varsa...
Kurumlar adına mı konuşuyorsunuz;Allah adına mı.......?
Malesef;Takva merakı,herzaman günah işlemeye mani olamıyor.Allah ile kul un arası,birbaşkasının sığabileceği genişlikte değildir;dolayısıyla isteyen olsada giremez.Bu yoldaki beyhude girişimler,şirk e temayül eder.
Saygılarımla...