Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Hukuk => Konuyu başlatan: Anatolic - Ekim 08, 2007, 11:06:17 öö

Başlık: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: Anatolic - Ekim 08, 2007, 11:06:17 öö
Charles-Louis de Secondat, Baron de La Brède et de Montesquieu (18 Ocak, 1689 – 10 Şubat, 1755), daha çok bilinen adıyla Montesquieu, bir Fransız politik düşünürüdür.

Kuvvetler ayrımı esasını ortaya atmıştır. 20 yıl üzerinde çalıştığı De l'esprit des lois adlı kitabında yasama, yürütme ve yargı'yı birbirlerinden ayırmanın önemini vurgulamıştır.

Charles-Louis de Secondat Montesquieu. 1689-1755 yılları arasında yaşamış Fransız filozofu. Bir siyaset sosyolojisi geliştiren Montesquieu, esas ününü toplum, hukuk ve yönetim tarzı konusunda gerçekleştirdiği karşılaştırmalı araştırmadan almıştır. Siyaset ve hukuk konusunda tümevarımsal ve deneysel bir yaklaşımı benimseyen filozof, olguları kaydetmek yerine anlamayı, fenomenleri konu alan karşılaştırmalı bir soruşturmayı, tarihsel gelişmenin ilkelerine ilişkin sistematik bir araştırmanın temeli yapmayı itmiştir. Siyaset konusuna, şu halde bir tarih filozofu olarak yaklaşan Montesquieu, farklı politik toplumlardaki farklı pozitif hukuk sistemlerinin çok çeşitli faktörlere, örneğin, halkın karakterine, ekonomik koşullarla iklime, vs., göreli olduğunu söylemiştir. O, işte bütün bu temel koşullara, "yasaların ruhu" adını vermiştir. Montesquieu bu bağlamda, üç tür yönetim tarzını birbirinden ayırmış ve bu devletlere uygun düşen yönetici ilke, iklim ve topraktan söz etmiştir. Buna göre, despotizm büyük devletlere, sıcak iklimlere uygun düşer ve korkuya dayanır. Britanya örneğinde olduğu gibi, ne soğuk ve ne de sıcak olan bir iklimin hüküm sürdüğü, orta büyüklükteki devletlere uygun düşen yönetim biçimi, monarşidir; söz konusu yönetim biçimi, şan ve şerefe dayanır. Buna karşın, soğuk iklimlere ve küçük devletlere uygun düşen rejim, demokrasidir;demokrasinin yönetici ilkesinin erdem olduğunu öne süren Montesquieu, tüm insanlar için geçerli olan tek bir doğa yasası ve evrensel bir insan doğası olduğunu kabul eden akılcılığa şiddetle karşı çıkmış ve kuvvetler ayrılığı prensibini ortaya atmıştır.

Kaynak: Vikipedi

Bu üc güc ayrimi ile, devletin bireye olabilecek keyfi müdahalesinide bir nevi engellemis oldu.

1. Legislative
2. Exekutive 
3. Judikative


Başlık: Re: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: Genius Loci - Ekim 08, 2007, 01:10:27 ös
montesquieu'nun düşüncesindeki, güçler ayrılığı, titizlikle uygulanmalıdır. her gücün kendisine özgü bir alanı (işlevi) olacak, diğer erkler, onun alanına hiçbir şekilde müdahale etmeyecek, hiçbiri hiçbirinin alanına müdahale etmeyecektir. örneklemek gerekirse, yürütme gücü, yasa önerisinde bulunarak yasama gücünün alanına girmeyeceği gibi, yasama gücünün hiçbir üyesi de yargı-yürütme işlevini yerine getirmeyecek, yani yargıç-bakan olamayacaktır.

ancak Montesquieu'nun bu ünlü teorisi kendisinde bile bulunmamaktadır. Onun ünlü Yasaların Ruhu2nun 11. kitabında, yürütmenin başı olan kral veto hakkına sahiptir. yasama bakanlardan hesap sorabilir. yasama gücü 3 özel durumda yargı organı olarak davranır.

montesquieu gerçek anlamda, güçler ayrılığını değil, güçlerin düzenlenişi, kaynaşması ve ilintilendirilmesinden bahsetmektedir. bu tanıtmanın en önemli noktası yargının aslında bir güç olmadığının en baştan anlaşılmasıdır. Montesquieu, yargı ile ilgili olarak "bu güç görünmez ve yok gibidir" der. yargıç, görmekten  ve söylemekten başka bir şey değildir. bunu şöyle ifade eder 11. kitapta, "ulusun yargıçları, yasanın sözlerini seslendiren ağızdan başka bir şey değildir, yasanın ne gücünü ne dekesinliğini yumuşatamayan cansız varlıklardır.". ona göre, yargı gücü yok gibidir. dolayısıyla geriye iki güç kalır, yasama ve yürütme. yani iki güç ama üç güç odağı vardır. (bu çıkarsamayla ilgili olarak YR, XI, 6 venedik ilie ilgili kısım). bu üç odak, kral, ayan meclisi ve mebusan meclisidir. başka bir ifadeyle, kral, soylular ve halk.
Başlık: Re: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: Veritas - Ekim 08, 2007, 09:23:21 ös
Erkler ayrılığı ve normlar hiyerarşisi... Hukukun temel yapı taşları... Erkler ayrılığı konusunda A.B.D. örneği benim aklıma gelen en iyi örnek. Judge made law diyorlardı sanırım, yargıcın gerçekten kendi hukukunu belli başlı normları baz alarak yaratması durumuna. Aynı şekilde yürütme ve yasama organları da bizde ya da Fransa'da uygulanan parlamenter sistemlere kıyasla çok daha birbirinden ayrı. Fakat bu şekilde olan sert bir ayrılığın da çok kullanışlı olmadığını düşünüyorum açıkçası.
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: concordia - Ocak 04, 2010, 01:51:37 ös
Yasama, yurutme ve yarginin ozellikle bizim ulkemizde ayri bir sekilde yurudugunu dusunmuyorum acikcasi. Her erk kendi icinde ayri yaptirima sahip olmakla beraber, yasama organi olan meclis cikardigi yasalar ile hukuka dahil oluyor her sekilde. Bu durumda da tam bir ayriliktan bahsetmek dogru olmuyor gibi geliyor bana. Amerika'daki sistemi tam olarak bilemesem de erkler ayriligini daha net gorebilecegimizi saniyorum. Tabi bu cikarimi yaparken sayin Veritas'in belirttigi, "judge made law" sozunu baz aliyorum.
Saygilar.
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: cardiffmonster - Nisan 03, 2010, 04:01:07 ös
Montesquieu, Rousseou, Hobbes ...  gibi düşünürlerin hakikaten kendi yaşadıkları çağlara göre olağandışı ve fevkalade denebilecek önerileri varç Sonuna kadar saygı duyarım. Ancak kendi çağlarında ve yaşadıkları süreçleri dikkate alarak onların önermelerini uyarlamaya kalkmak dahası hiç uyarlamamak en temiz düşünce gibi geliyor bana.

Onların metodolojisi ile ve mutlak halkrefahı/devlet kavramı vs gibi gayeye mevcut etkenler dahilinde nasıl ulaşılabileceğine bakmak daha sağlıklı. Modern devlet kavramının temelini oluştursalarda, bugün neredeyse hiçbirinin tam anlamı ile fiilatla uyuşmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Son olarak da, yanlış anlaşılmak istemem ancak, geçmişin birikimi ile bugünün ihtiyaçlarına cevap verebilecek düşünceler/fenomenler yaratamıyorsak ne işe yararız?

saygılar
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: amurdad - Nisan 03, 2010, 05:44:03 ös
 Şimdi demokrat olursak zaten,böyle Sn.Montesgu gibi bazı şeyleri düzenlemeye kalkarız oysa ilahi bir sese,güce bu işi bırakırsak bizim için tek güç vardır o da

sevgi ve onun evi vicdan mahkemede budur,yargıda budur yürütmede budur.Yasaların biz ve bizlerden öncekiler için içimize konduğunu düşünürsek hepimizin

bağlı olduğu bir ışık oluşur işte siz buna Tanrı,Kaos,Düzen,Müdür,Baş Melek ne derseniz deyin veya onun yansıması toplum...

Eee şimdi siz bana sorarsınız toplumlar yanılmıyor mu veya Vicdan o zaman bende eğitim derim..

Tek güç,erk vardır o da eğitim.Gerisi hikaye iyi niyetli bir insan herşeyi doğru yapmasada,ondan gelen zararlara göz yumulabilinir.Şekilsel düzenlemeden

ziyade kalpsel bir düzenleme yapmak gerekir.İyi bir kral,faşist bir başbakandan iyidir.

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: amurdad - Nisan 03, 2010, 06:19:49 ös
Böylece Batı Aydınlanma Döneminin yetiştirdiği insan modeline karşı olduğumu ifade etmiş mi oluyorum.Yoksa Aydınlana aydınlana iyice parlayan bir İngiliz

Askerinin Irak'ta 1,5 milyon insanın kanına girmek gibi neden bir zaafiyet göstersin..

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: cardiffmonster - Nisan 04, 2010, 08:53:46 öö
Egitim konusuna katılıyorum ancak,

Batının aydınlanma cağı dediğimiz de zaten aydınlanma mı yoksa karanlığa gömülmem i tartışılır...

Eğitime geri dönersek, İleri Eğitim Düzeyine sahip İngiliz aristokratları Blair'ı dediğiniz Irak savaşından dolayı yargıladılar, Blair çatır çatır savundu. Şimdi bu noktada, Blair *Amerikalıları çıkaralım* İngiliz askerlerinin verdiği zaiyatdan sorumlu tutulacak mı? Hiç sanmıyorum... Bush ile birlikte bir buçuk milyon kez idam cezasına yahut binlerce yıllık hapis cezası alma ihtimali var mı ? Onuda sanmıyorum...
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: amurdad - Nisan 04, 2010, 12:06:00 ös
Mesala biliyoruz ki İranda da kuvvetler ayrımı var.Evet bir Rehberlik makamı var bu makam halk tarafından İslami bilgisine haiz kişilerden seçiliyor yargı

bizde Adalet makamına bağlıyken onlarda bu rehberlik makamına bağlı yani yargı daha bağımsız,olması gerekiyor.Tüm kuvvetlerin başında Veliy-iFakih

Yürütmenin başında Cumhurbaşkanı bulunur.Cumhurbaşkanına 20 bakan bağlıdır.

Yasama 290 üyeli İslami Şura Konseyi tarafından yürütülür ve bu üyelerde halk tarafından seçilir.Bugun İranda demokrasi var diyebilirmiyiz?

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: M1TO - Nisan 04, 2010, 01:40:59 ös
montesquieu gayet elit bir filozof.Fakat şu anki erkler ayrılığı tanımını tam olarak kendisi şu anki haliyle yazmamıştır, yapmamıştır.Sonradan öyle yorumlanmıştır.Ben konuyu ayrı bir yere çekmek istiyorum.Ülkemizde bbu çark ne şekilde işliyor ve bunun müdaviminde Başkanlık sistemi T.C için gerekli midir???
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: CanVaris - Nisan 06, 2010, 10:02:21 ös
 Önemli olan kuvvetler ayrılığının Türkiye Cumhuriyeti Anyasasın'da yazması değil onun uygulanmasıdır.Eğer bir ülkede hukukun üstünlüğüne inanılmıyorsa zaten kuvvetler ayrılığını uygulamak mümkün değildir.
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: M1TO - Nisan 07, 2010, 07:18:36 öö
Sayın Canvaris,
Yazdıklarınızın cevap niteliği taşıyıp taşımadığını anlayamadım.Lakn bilindiği üzere Anayasa kanunların, ülkemizde yaşayan insanların hak ve özgürlüklerinin yasal garantisidir.Kuvvetler ayrılığı da insanların daha iyi bir yaşam sürmesi ve demokrasinin devamını sağlayan büyük bir siyasi çarktır.Uygulamada her ne kadar ülkemizde sorunlar ve duraksamalar görülse de hala işlemektedir."Dikkat çekerim işlemektedir diyorum."Birileri ben hukukun üstünlüğüne inanmıyorum dese bile Anayasa da yer alan maddelere kimse kolay kolay, kafasına göre youmlayıp karşı koyamaz!!!.Hukukun üstünlüğüne gelince sayın Canvaris erkler ayrımı hukukun üstünlüğü demek de değildir.Bir hukukçu olarak yorumum: Kuvvetler ayrılığı sadece işeyen bir devlet yönetimi mekanizmasının devamını sağlar.Bu hususta yargı sadece tarafsız bir denetim mekanizması olarak boy gösterir.Elbette üstün ve kutsal bir nitelik taşır.Fakat bu yasama ve yürütmeden üstün olduğu için değil bağımsız ve tarafsız olduğu içindir.Şunu da göz önüne alınız ki yasama ve yürütme sadece bizim ülkemizde yargıyla sorunlar yaşar.Çünkü bizim ülkemizde anayasanın 2 madde sırayla gelen maddeleri bile (birilerinin çıkarları uğruna) çelişebilir. Demokrasinin bilhassa erkler ayrımının düzgün uygulandığı ülkeleri incelersek bu dişli çark gayet iyi bir şekilde dönmektedir.Tüm çarklar ters dönse bile(!), bütün çarkların işleyişi hala devam etmektedir.

SAYGILARIMLA 
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: Genius Loci - Nisan 07, 2010, 10:15:13 öö
Mesala biliyoruz ki İranda da kuvvetler ayrımı var.Evet bir Rehberlik makamı var bu makam halk tarafından İslami bilgisine haiz kişilerden seçiliyor yargı

bizde Adalet makamına bağlıyken onlarda bu rehberlik makamına bağlı yani yargı daha bağımsız,olması gerekiyor.Tüm kuvvetlerin başında Veliy-iFakih

Yürütmenin başında Cumhurbaşkanı bulunur.Cumhurbaşkanına 20 bakan bağlıdır.

Yasama 290 üyeli İslami Şura Konseyi tarafından yürütülür ve bu üyelerde halk tarafından seçilir.Bugun İranda demokrasi var diyebilirmiyiz?

Saygılarımla...

Demokrasinin var olabilmesi için bazı şartların bir arada bulunması gereklidir. Çok kısa bir anlatımla açıklamaya çalışayım. Demorkasinin belkide en öz tanımını Abraham Lincoln yapmıştır : "government of the people, by the people, for the people". Halk için halk tarafından halkın yönetimi tabi bu bir idealdir. Böylesi bir durumda o toplumda yaşayanların tüm isteklerinin yerine getiriliyor olması gerekir. Bu da mümkün değil elbette. Böyle bakarsak dünyada demokratik tek bir ülke yoktur.

Bu bir yaklaşım. İkinci olarak gerçek demokrasiler kavramıdır ki burada ideale yaklaşan yönetim biçiminden söz edilir. A. Lijphart'a göre demokratik rejimini özelliği nispeten geniş bir yurttaş çoğunluğunun uzun bir zaman boyunca arzularına cevap vermesidir. Bu tip sistemlerin ortak özellikleri ise; Etkin siyasal makamların seçimle iş başına gelmesi, Bu seçimlerin Düzenli aralıklarla ve serbest olarak yapılması, Çok partili bir siyasal hayatın olması, Muhalefetin iktidar olma şansının olması, insan haklarının anayasal güvence altına alnmış olmasıdır.

Bu özellikleri taşıyan bir yönetimin demokratik olduğu kabul edilir. Bu noktadan sonra artık sizin sorunuzu size çevirebilirim. İran demokratik bir ülke midir?
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: CanVaris - Nisan 07, 2010, 10:29:05 öö
Sayın Canvaris,
Yazdıklarınızın cevap niteliği taşıyıp taşımadığını anlayamadım.Lakn bilindiği üzere Anayasa kanunların, ülkemizde yaşayan insanların hak ve özgürlüklerinin yasal garantisidir.Kuvvetler ayrılığı da insanların daha iyi bir yaşam sürmesi ve demokrasinin devamını sağlayan büyük bir siyasi çarktır.Uygulamada her ne kadar ülkemizde sorunlar ve duraksamalar görülse de hala işlemektedir."Dikkat çekerim işlemektedir diyorum."Birileri ben hukukun üstünlüğüne inanmıyorum dese bile Anayasa da yer alan maddelere kimse kolay kolay, kafasına göre youmlayıp karşı koyamaz!!!.Hukukun üstünlüğüne gelince sayın Canvaris erkler ayrımı hukukun üstünlüğü demek de değildir.Bir hukukçu olarak yorumum: Kuvvetler ayrılığı sadece işeyen bir devlet yönetimi mekanizmasının devamını sağlar.Bu hususta yargı sadece tarafsız bir denetim mekanizması olarak boy gösterir.Elbette üstün ve kutsal bir nitelik taşır.Fakat bu yasama ve yürütmeden üstün olduğu için değil bağımsız ve tarafsız olduğu içindir.Şunu da göz önüne alınız ki yasama ve yürütme sadece bizim ülkemizde yargıyla sorunlar yaşar.Çünkü bizim ülkemizde anayasanın 2 madde sırayla gelen maddeleri bile (birilerinin çıkarları uğruna) çelişebilir. Demokrasinin bilhassa erkler ayrımının düzgün uygulandığı ülkeleri incelersek bu dişli çark gayet iyi bir şekilde dönmektedir.Tüm çarklar ters dönse bile(!), bütün çarkların işleyişi hala devam etmektedir.

SAYGILARIMLA 

     Sayın OYY,
 
  Bir ülkede yargı organı eğer hala bağımsız değilse veya özerk bir yapıda değilse kuvvetler ayrılığı prensibinden söz etmek mümkün değildir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 144. maddesinin başlığı "Hakim ve Savcıların Denetimidir" maddenin içeriğine baktığımız zaman; denetim "adalet bakanlığı müfettişleri tarafından yapılır." demektedir. Anayasanın 159. maddesinin madde başlığı " Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu" ile ilgilidir.HSYK'nın nasıl bir kuruluş olduğunu herkes biliyor ve işleyişini.Anayasanın 146 maddesi Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ile ilgilidir ve hepsini kendi içlerinde seçimle gelseler bile, Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. İşbu nedenlerden dolayı yargı organı bağımsız değildir çünkü anayasanın 8.maddesi "Yürütme yekisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından kullanılır..." demektedir.Yukarıda saydığım tüm nedenlerde çoğu işlem yürütme organı tarafından yapılmaktadır. Şimdi size tekrar soruyorum Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı Türkiye Cumhuriyeti'nde sizce kuvvetler ayrılığı prensibinin ne kadarı uygulanmaktadır? Kuvvetler ayrılığı için tüm organların birbirinden olabildiğince özerk yapıda olması lazımdır.

   Karl Doehring Genel Devlet Kuramı adlı kitabında "Yasama gücü sadece yasaları koymalı, yönetsel işlere yani yürütme işlerine karışmamalı ve yargı hükümleri vermemelidir; yürütme gücü sırf yasaları  işletmeli, ama yasa çıkartmamalı veya yargı ataması yapmamlıdır; yargı gücü ise sırf hukukun üstünlüğüne inanmalı ve hukuku kullanmalıdır..." demektedir.(sayfa 195) " Yargıçların atanmasının doğrudan doğruya hükümetçe atanmasının veya yürütme organlarınca atanmasının siyasi baskısını azaltabilmek için muhalefete belli başkı yetkiler verilmelidir ( ki bu Türkiye Cumhuriyeti'nde yoktur) yani muhalefette atamaları denetleyebilmesi gerekir.(sayfa 198)

   Sonuç olarak  ülkemizde bunların hiçbiri yoktur bu benim tezimdir ve dayanaklarımın hepsini yazdım.Tam bir cevap olduğunu umuyorum.

                                                                                                                                                  Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: M1TO - Nisan 07, 2010, 08:57:49 ös
Sayın CanVaris
Aynı şeyleri düşünüyoruz lakin bir farkla:Kuvvetler ayrılığı diyoruz zaten bu başlangıç hükümlerinde açık bi şekilde dikkate alınmış.Lakin sizin bahsi geçen mulahazanız hukukun bağımsızlaşması ile ilgili.Elbette katılırım.Yürütme hukuku ele geçirme çabasında .Ben bu yazıyı yazarken -bir az önce bununla ilgili bir tartışmadan kalktım geldim.Genç bakış programında bunları tartıştık- hukukun iktidar tarafından kuşatıldığını savunarak yazıyorum.Lakin bu uygulamada böyledir.Açın ve bakın anayasamız 1961 Anayasasında olduğu kadar olmasa bile erkler ayrımı konusunda kati ve bağlayıcı bir hüküm taşımaktadır.Fakat "Şimdi size tekrar soruyorum Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı Türkiye Cumhuriyeti'nde sizce kuvvetler ayrılığı prensibinin ne kadarı uygulanmaktadır? Kuvvetler ayrılığı için tüm organların birbirinden olabildiğince özerk yapıda olması lazımdır." sözünüze geldiğimde size bizzat katılıyorum.Lakin bu kural boşluğundan değil iktidarın uygulamadaki tavrından bilhassa çıkar amacı gütmekten kaynaklanır.Yani daha anlaşılır olmak gerekirse Anayasaların bilindiği gibi bir siyasi iktidar olma boyutu vardır.İktidar partsinin sınırlarını çizmek maksadıyla konulur.Lakin bizim ülkemizde anayasalar otorite kurmak için kullanılmaktadır.Gelin gerisini siz düşünün bir hukukçu olarak değil de halkın içinden sıradan birisi olarak baktığınızda bile anayasa bir hesaplaşma organı olarak görülüyor.Bizim bu hususta bu tartışmaları yapmamız çok manasız.Çünkü bakın anayasamıza 78 ve 80. maddeler iki madde arka arkaya fakat açık şekilde çelişiyor.Sözüm odur ki bir anayasa değişikliğinde bunlara temas edilmiyorsa bizim kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesini savunmamız çok garip bi yaklaşım olur.Bunu biz savunuruz yapılmasını isteriz.Ama gelin görünki siyaset hukuktaki gibi adaleti sağlamaz.Bir denge ve güç oyunudur.Umarım anlaşılır bir şekilde kendimi size ifade etmişimdir bir hukukçu olarak...

SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: amurdad - Nisan 07, 2010, 10:34:06 ös
 Ama bir de şu var bir devletin Anayasasında çoğunluğun veya bir düşüncenin hakimiyeti varsa bu dinde olabilir veya milliyetçilik te burdan hareket eden

mahkemeler ne kadar bağımsız olur,bunlarıda tartışmak gerekir.İşte Sn.Skullg bugun İran'ın demokrasi ile yönetildiği sanırım bu yüzden söylenmez.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: M1TO - Nisan 07, 2010, 11:19:10 ös
Sn Amurdad,
Hukukta şöyle bir durum söz konusudur.O anki ve o ülkeye ait yasalar bağlamında sonuçlara ulaşılır.Örneğin 1961 Anayasa'sına göre idam gerektiren bir durum 1982 Anayasında ceza gerektirmeyebilir.İşbu durum sonucunda İran'ı da kendi içinde kendi yasalarına göre değerlendirmek gerekir.Almanya'yı örnek alan bir çok hukuk kuralımız ve çabamız var ama onlar demokrasiyi benimsemiş bir ülke.Eğer biz aynı maddeleri anayasaya hatta hayatımıza koysak bile aynı sonucu alamayabilirz.Sonuç olarak bu durum tamamen kendi içinde kendi kurallarıyla değerlendirilmeilir.Yani İran kendi hukuk sistemine göre demokrat olabilir ama bizim hukuk penceremizden bakıldığında bize göre demokrat olmyabilir. Aynen ülkemizi daha iyi hukuk düzeni olan bir ülkeyle kıyasladığımız zaman ülkemizin de İran'dan farkı olmayacaktır.Çünkü bu bir ütopyaya ulaşma çabasıdır.Almanya çok demokrattır dersek bile onlar bile hala bir şeyleri değiştirip düzeltmeye çalışıyor umarım açık olabilmişimdir.

SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: cardiffmonster - Nisan 07, 2010, 11:37:00 ös
Siyaset biliminin temel kavramları zaten, halen net olarak şekillenmemiştir, sn amurdad, dediğiniz İran örneği tam oturmuyor zira, İran daki sistem baskı ve dikta sistemi, din ile bağdaşlaştırmak hatalı diye düşünüyorum. Çünkü İran devrimi  ideolojik olarak sosyalizmdeki devrim altyapısı üzerine oturmuştur. Karşı çıkan olabilir, ;ran Din temelli bir devrim yaptı diye. kesinlikle din kısmını karıştırmadan, sadece siyasal yönetim olarak bakmanızı öneririm. O vakit daha net görülecektir. Demokrasi kavramı nı ne kadar tartışırsak tartışalım, Socrates'den Platon'dan bu yana zaten modern demokrasi yahut modern devlet yönetimi içindeki demokrasi zaten en fazla 2 -3 asırlık , hadi teferruatları atalım 1 asırı ancak bulur. İdealist demokrasi yerine ideal devlet yönetimi yahut adaletli halk idaresi gibi noktalardan tartışıldığında daha net somut kavramlar ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: M1TO - Nisan 07, 2010, 11:45:21 ös
sayın cardiffmonster
size katılıyorum ve bu bağlamda daha öncede belirtmiş olduğum gibi erklerin ayrılığı ilkesi ve başkanlık sistemi ilişkisi açısından bir fikir alışverişi başlatmak istiyorum.
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: amurdad - Nisan 08, 2010, 10:50:22 öö
Sn.Oyy ve Sn.Cardiffmonster demek istediğeme şu şekilde başlıyayım demokrasi hayali tek değilmidir? İran sadece bir örnekti tabiki aynı durum Türkiye için

veya sosyalist küba içinde geçerli Anayasası olmayan İsrail içinde, eğer demokrasi özünde toplumun bütün katmanlarıyla uyum içinde devleti yönetmekse

bugun İran'ın bu konuda zaafları var veya Ülkemizin bizde de Alevi,Kürt sorunu var eğer Anayasamızda herkezin hakkı yeteri kadar korunursa ve bizler

az sorunlu ülkelere öykünürsek o zaman ileri demokrasi ülkesi olabiliriz.

A B D bile bugun yaptığı yanlış savaşlarla içinde yaşayan müslüman toplumu küstürmüştür bu da ABD'nin karar mekanizmasında müslümanların yeteri kadar

yer almadığı veya ABD de ki çoğunluk Hristiyan düşüncenin yönetime hakim olduğu gibi bir sonuç çıkar.

Eğer ABD'de gerçekten demokrasi olsaydı tehdit olmayan elinde silah bulunmayan Iraka giremezdi.Sonuç olarak demokrasi içerideki bütün renkleri yansıtmalı

kimseyi küstürmemeli baskıcı bir zihniyet taşımamalı yoksa kuvvetler ayrılığı olmuş ne yazar..

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: CanVaris - Nisan 09, 2010, 02:33:25 öö
 Benim yazışmalardan vardığım bir kaç sonuç var.Yüksek müsadenizle sizinlede paylaşmak istiyorum;

1-) Türkiye Cumhuriyet'i her ne kadar hukuk devleti denilsede; devlet aklından bir türlü vazgeçememiştir.
2-)Türkiye Cumhuriyeti'nde demokrasi ve hukuk bilinci tam olarak oturmamıştır.
3-)Bülent Tanör hocamızında dediği gibi 1982 Anayasası olsa olsa "amayasa" olur. 
4-)Türkiye Cumhuriyet'inde kuvvetler tam olarak birbirinden bağımsız işlememektedir.
5-)Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hemen hemen her zaman siyasal otoriterin baskısı altında kalmıştır.

  Düşüncelerimde hata varsa affola.
                                                                                                                                                       Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: M1TO - Nisan 09, 2010, 10:37:40 öö
sayın CAn VAriS
açıklamış bulunduğunuz ve alıntı yaptığınız cümleler şu an elimde bulunan Cogito Dergisinin bir sayısında derlenen Türk Anayasal Tarihi adlı kitapta birebir Bülent TANÖR hoca tarafından işlenmiş."Amayasa" kavramına bizzat kat-i  katılıyorum.Hatta bu konuda site için bir yazı yazdım sayın Canvaris sizde bunu takip ederseniz ve eleştiriseniz çok memnun olurum.
Bütün maddelere katılmakla birlikte 1. maddeyi biraz genişletmek istiyorum.Çok anlaşılır değil. Bildiğiniz gibi kanun metinlerini bile yorumlamakta güçlük çeken bizler bunu artık aşmalıyız.
1. maddeden şöyle bir çıkarımım oldu.Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ve yapı itibariyle gerçekten br hukuk devletidir.Bu anayasa da ciddi manada olmasa da güvence altına alınmıştır.Lakin Anayasamızın İktidar haritası boyutuna geleceğim.Anayasayı bir kılavuz bir müeyyide olarak kullanmak yerine otorite sağlamak için yararlı bir araç olarak kullanan iktidarlar, T.C'nin hukuk devleti statüsünü bile çıkarlarına hizmet ettirmek için kullanıyor.Yani sorun yine uygulamada.Çünkü bu "amayasayı" yazanlar devletin bir hukuk sistemi olduğunu ciddi bir şekilde savunan kimselerdi.-kanun yazmayı bilmeseler bile- Sorun dönüp dolaşıp hukukun uygulanabilirliğine değil iktidarın yetkilerine dokunuyor...
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: Kuvvetler ayrimi by Montesquieu
Gönderen: CanVaris - Nisan 09, 2010, 12:41:27 ös
    Galiba "devlet aklı" kavramına biraz açıklama getirme zorunluluğu duydum.

    Devlet Aklı: Devletin politik eylemlerini kendiliğinden meşru sayan ve onlara bir tartışılmazlık, kutsallık atfeden otoriter ve muhafazakar düşünceyi ifade eder. Örneğin;" Gandhi" filminde bir sahnede bir İngiliz Yüzbaşı "sivil itaatsizliğe" karşı kanunlarda yer almamasına rağmen Hintli vatanadaşları öldürmüştür. Savunmasında ise devletin bekaası için kullandım demiştir. İşte burada devlet aklı giriyor. Prof. Dr.  Mithat Sancar'ın "Devlet Aklı Kıskancında Hukuk Devleti" adlı kitabından detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

    Son olarak hukuk sosyolojisinin incelediği bir alan olan "hukuki etkinlik" problemi çatısı altında anayasanın ve kanunların etkiliğini incelemiz gerekir.Ben bu yönden bakıyorum olaya bir noktada.Türkiye Cumhuriyeti her ne kadar anayasal bir hukuk devleti olsada; hukuk devletini oluşturan ve anayasada ya da kanunlarda yer alan bazı hukuksal normlar hayata geçirelemiyor veya işletilemiyor.Bu nedenle sosyolojik boyuttan ve devlet aklı oldukça bir ülkede hukuk devletinden bahsedebilmemiz mümkün değildir.

                                                                                                                                                               Saygılarımla...