Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Psikoloji - Ruh bilimi => Konuyu başlatan: shemuel - Aralık 13, 2007, 02:36:44 ös

Başlık: İNTİHAR
Gönderen: shemuel - Aralık 13, 2007, 02:36:44 ös
Kendimi öldürmeden önce bana varoluştan yana güven verilmesini isterim, kuşku duymamak isterim. Yaşam, benim gözümde, olguların belirginliğini ve akılda uyumlu biçimde birleşmelerini onaylamaktan öte bir şey değil. Ben, olguların toplanıp birleştiği zorunlu bir buluşma noktası gibi duymuyorum kendimi artık; şifalı ölüm, doğadan ayırarak iyileştiriyor bizi; ama ya ben, olgulara yol vermeyen acıların ürünüysem?

     Ben kendimi öldürürsem bu, kendimi yıkmam için değil, ama kendimi yeniden oluşturmam için olacak; intihar, benim için, kendimi zorlu bir uğraşla yeniden ele geçirmemi, varlığımın içine baskın yapıp girmemi, belli belirsiz ilerleyen tanrıdan önce davranmamı sağlayacak bir araçtır yalnızca. İntiharla kendi tasarımı yeniden doğaya uyguluyorum, ilk kez kendi irademle biçimlendiriyorum her şeyi. Bana uygun olmayan organlarımın koşullandırmasından kendimi kurtarıyorum; ve yaşam, bana düşünmem için verileni düşündüğüm saçma bir talih oyunu olmaktan çıkıyor. Yani kendim seçiyorum düşüncemi, ve güçlerimin, eğilimlerimin, gerçeklerimin yönünü. Güzel ile çirkinin, iyi ile kötünün arasına yerleşiyorum. Askıda bırakıyorum kendimi; hiçbir yana eğilim göstermeden, yansız; iyilerin ve kötülerin kışkırtmalarının kurduğu dengenin kurbanıyım.

     Çünkü yaşamın kendisi, bir çözüm değil; yaşam, seçilmiş, benimsenmiş, belirlenmiş hiçbir varoluş türüne sahip değil. Yaşam yalnızca, istekler ve olumsuz güçler dizisidir, tiksindirici bir rastlantıya bağlı koşullara göre amacına ulaşan ya da başarısızlığa uğrayan küçük karşıtlıklar dizisidir. Kötülük, her insana, eşit ölçüde verilmemiştir, deha da öyle, delilik de. Kötülük gibi , iyilik de, koşulların ve etkisini kimisinde çok kimisinde az gösteren bir mayanın ürünüdür.

     Yaratılmak ve yaşamak ve değiştirilemeyecek biçimde belirlenmiş varlığının en akla gelmez dallarına, en küçük ayrıntılarına dek kendini hissetmek, kesinlikle aşağılık bir durumdur. Aslında biz ağaçtan başka bir şey değiliz ve olasıdır ki, benim soyumun ağacının bilmem hangi boğumunda, belirlenmiş bir günde kendimi öldüreceğim yazılıdır.

     İntihar özgürlüğü kavramı da, kesilmiş bir ağaç gibi düşüyor. İntiharımın ne zamanını, ne yerini, ne de koşullarını ben yarattım. Onun kavramını bulan da ben değilim, koparılmayı duyabilecek miyim?

      Belki o anda varlığım parçalanıp dağılır; ama ya bütünlüğünü korursa, sakatlanmış organlarım nasıl işleyecek, varlığı olanaksız hangi organlarımla gözlemleyeceğim bu kopmayı? Ölümü, bir sel gibi duyuyorum üzerimde; gücünü bilemeyeceğim, apansız sıçrayan bir yıldırım gibi. Tatlarla ve dolanıp duran labirentlerle yüklü duyuyorum ölümü. Bunun neresinde benim varlığımın düşüncesi?

      Bu Tanrı, beni,istediği gibi kullandı, saçma biçimde; beni canlı kıldı, yadsımaların yokluğunda, benim atak yadsımalarımın yokluğunda, düşünülen yaşamın, duyulan yaşamın en küçük kıpırtılarını bile yok etti bende. Yürüyen bir robot durumuna indirgedi beni; ama öyle bir robot ki, bilinçsizliğinin kırıldığını duyumsuyordu.

      Ve işte ben, yaşamakta olduğumu göstermek istedim, şeylerin çınlayan gerçekliğiyle birleştirmek kendimi, yazgımı parçalamak istedim.

      Tanrı ne dedi buna?

      Yaşamı hissetmiyordum; değer yargılarıyla ilgili her kavramın dolaşımı, bende, kurumuş bir ırmaktı. Yaşam, bir nesne, bir biçim değildi bende; bir dizi mantık yürütmeydi yalnızca. Ama boşuna işleyen, bir yere ulaştırmayan mantık yürütmelerdi bunlar ve bende, irademin kesinleştiremediği "taslaklar" biçiminde kalıyorlardı.

       Buradan intihar durumuna geçmem için de benliğimin bana geri dönmesini beklemeliyim, varlığımın tüm eklemlerini özgürce oynatabilmeliyim. Tanrı beni, umutsuzluğun içine bıraktı, sanki ışıkları bana ulaşan çıkmazlar burcunun ortasına bıraktı. Ben artık ne ölebiliyorum, ne yaşayabiliyorum, ne de ölümü ya da yaşamı istememezlik edebiliyorum. İnsanların tümü de benim gibi
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: Isis - Aralık 17, 2007, 07:46:35 öö
Cok defa cinnetin esigine gelip intihar etmek istemisimdir. Ama sirf Allah'a olan saygimdan ve kendi canim uzerinde hak talebimin olmadigini cok iyi bilidigim icin vazgecmisimdir. Hayatta hakikaten seytandan da ileri insan kilikli seytanlar veya seytan kilikli insanlar hayli fazla ve benim ruhum bu tur habis ruhlardan cok cabuk kotu bir sekilde etkileniyor...Intiharin esigine getirenler de bu habis ruhlu, necis soluklu insanlar veya seytanlar.Tanri bizi yoldan ayirmasin ve bu tur insanlardan uzak eylesin!

Sevgiler

Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Aralık 17, 2007, 10:56:55 öö
İntihar başlanılan bir işin hür irade kullanarak yarıda bırakılmasıdır.Bu bir seçimdir ancak daha ağır bir iş yükü ile karşı karşıya kalınır vede üstlenilen işin öyle yada böyle tamamlanması gereklidir.Sonuç olarak bu nihai değil kısa süreli bir kaçıştır.İnsan bilinçli yada bilinçsiz yaptığı her eylemden ne yazıkki kendisi adına sorumludur.

Saygılarımla,
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: arteizm - Aralık 18, 2007, 01:35:59 öö
Yaşamın güzelliği yerine, ölümün soğuk yüzünü tercih etmek sanırım düşünce ve mantığın bittiği o an'da yapılabilecek bir davranış olsa gerek. Oysa insanlar olarak yaşarken neleri var edebileceğimizi o an düşünebilsek...
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: nietzsche - Aralık 18, 2007, 01:46:32 öö
Yaşamın güzelliği yerine, ölümün soğuk yüzünü tercih etmek sanırım düşünce ve mantığın bittiği o an'da yapılabilecek bir davranış olsa gerek. Oysa insanlar olarak yaşarken neleri var edebileceğimizi o an düşünebilsek...

Hocam doğru söylüyorsunuz ama fazla pozitif günümüz için. Yaşayan ölüleri de sayarsak durum daha da vahim ki neleri var edeceğimiz yerde yok etmede hep daha başarılıyız. İntihar da bunlardan biridir bence. Çaresizlik makyajlı korkaklık...
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: Isis - Aralık 18, 2007, 04:50:59 öö
Yaşamın güzelliği yerine, ölümün soğuk yüzünü tercih etmek sanırım düşünce ve mantığın bittiği o an'da yapılabilecek bir davranış olsa gerek. Oysa insanlar olarak yaşarken neleri var edebileceğimizi o an düşünebilsek...

Arkadaslar,

Iyi guzel hos soyluyorsunuz da (ki ben de her akil, insaf,  izan sahibi olarak size katiliyorum) , intiharin esigine gelmis insan o an icin butun manevi dinamiklerini kalbinden ve kafasindan psikotravma sebebiyle cikardigi icin ,  o an mantikli mantiksiz diye bir secim yapamamaktadir. Mesela asiri dozda uyusturucu almis bir bireye siz o anda vicdani , rahmani, manevi duygular uflemeye kalkamazsiniz cunku o anda ihtiyaci olan sey bu degildir, cunku beyni uyusmus adeta dusunce mekanizmasi felce ugramistir. Manevi, vicdani seyleri dusunebilmesi icin de bireyin akil ve suurunun acik olmasi sarttir. Maneviyatindan once sagliginin daha sonra psikolojisinin duzeltilmesi, daha sonraki asamada da tekrar bu esige gelmemesi icin manevi dinamikler verilir..  Yani intihar vakalarinda sonu olumle neticelenmis kisilerin psikolojileri,  yetkili birimlerce olmeden hemen evvel incelenebilmis olsaydi  gorulecekti ki;  soz konusu kisinin o an -sizin dediginiz bu vicdan muhasebesini- gecirdigi agir travmadan dolayi yapamamis olduklari gorulecekti.  Yani madalyonun obur yuzu de var.Konumuzla alakali degil ama yeri geldi diye soyluyorum. Orta Dogu'daki insanlik disi vahsete imza atan intihar bombacilarin hap turu olmasa bile, kendilerini ucurmadan evvel,  motivasyon ve hipnoz ile mutemadiyen bir tur egzersizden gectiklerini dusunuyorum. Ki Ingiltere ve Amerika'daki bazi universitelerde hipnoz ilmi bolumu bile vardir. Ve buradan mezun olan adaylar uzmanliklikla beraber doktor unvani elde ederek bir klinik acabilmektedirler. Seansi £70 'den baslayan hipnozcu doktorlar var inanmasi guc olsa da..:))

Tabi ki sizin dediginiz anlamda suurunu tamamen kaybetmemis ve bu tur vicdan muhasebesi yapacak intihar adaylari da hayli fazladir  ve bunlarin cogu zaten vicdaninina maglup oldugu icin -Tanriya sukur ki- kurtulmustur.

sevgiler
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Aralık 18, 2007, 05:53:00 ös
her sabah doğan güneş sanırım sinirimibu kadar bozan..haketmemişlere harcadığım ruhum sebeb bu ağırlığa..gökkuşağı sabahlar masmavi gecelerdi ruhumu harcadığım..göğsümde zırhla kalbimde ağır mermilerle güneşe doğru yürüdüğümü sanırdım ogökkuşağı sabahlarında masmavi gecelerde..onlar için kurşun yakan mermisıkan bu bedenimbirgün dizleriüstüne çöktüğünde kolumagirecekler sandım hep yanımda olacaklar sandım ta ki  bir gece  HAKEDİLMEMİŞLERE armağan edercesine azaplar çektirdiğim ruhumun bütün pişmanlıklarını nefretinive adaletini bileklerimden oluk oluk sıcaklıkla AZAD EDENE kadar..her tarafa karanlık iniyor ruhuma hiç tatmadığım bir huzur vererek..anladım kikalabalığın ve doğan güneşin verdiği huzur ve gurur KARANLIĞIN ve DAMARLARIMDAN AKANSICAKLIĞIN verdiği ASALET ve GÜCÜN yanında kocabir hiç   
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: tuana - Aralık 20, 2007, 05:53:23 ös
''Bir gün herkes, intihar edemiyor olmanın intihar etmekten çok daha zor bir şey olduğunu anlayacak.''..
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: shemuel - Aralık 22, 2007, 09:17:52 ös
''Bir gün herkes, intihar edemiyor olmanın intihar etmekten çok daha zor bir şey olduğunu anlayacak.''..

Ya işte intihar etmek kolay bir iş değildir...Yaşamak güzel bir şey .İntihar etmek ise irade işidir
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: cardiffmonster - Aralık 31, 2007, 11:39:27 ös
Durkheim'in icsel ve dissal intihar gerekceleri her ne kadar akademik olarak tanimlansa da, intihar konusunu en iyi bu fikri aklina getirenler tanimlayabilir. Intihar dusuncesi disaridan bakildiginda kisinin yasadigi zorluklarin veya baska herhangibir sebepten oturu yasamin agirligini tasiyamama, hatta tamamen hayattan zevk alamamak gibi bir sebepten oturu kisinin zayifligindan gibi gorunse de bu karari almanin zayiflik ama bunu uygulamaya gecirmenin kuvvet belirtisi oldugunu dusunuyorum, ayrica bu karari uygulamaya gecirmeden bu dusunceyi tamamen icinde oldurmenin de asil irade kudreti gostergesi oldugunu dusunuyorum.

Tum semavi dinlerde az cok ortak olan kader/ecel tanimlarina istinaden artik son noktaya gelmis bi insanin siginacagi nokta gene burasi ve ozellikle hayatin ve bedenin gercek sahibinin takdirinde olan bir seyi ancak gene O'nun takdiri ile sonlandirilabilecegi bilgisi henuz aklini kaybetmemis bir insanin cikis noktasi olabilir -zira benim cikis noktam bu olmustu. Ecel eger gelmis ise cana kiyarak isyankar olmaya gerek yok zaten ancak gelmemisse eger ki vakit zaten o can o bedenden cikmaz kesinlikle.....

saygilar
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: shemuel - Ocak 13, 2008, 04:40:26 ös
Hayatta hakikaten seytandan da ileri insan kilikli seytanlar veya seytan kilikli insanlar hayli fazla
Birileri burada bendenmi bahsetmiş banamı öyle geldi :D
Başlık: Re: İNTİHAR
Gönderen: shemuel - Ocak 13, 2008, 08:17:21 ös
En çok gençler intihar ediyor bu ülkede... Her yıl katlanarak büyüyor ölüme gönüllü giden gençlerin sayısı... Ve onlarla birlikte geleceğimiz de sallanıyor zalim bir ipin ucunda...
Ne oldu da daha 10 yıl önce ke­yifle okul asanlar, bugün çaresizce kendilerini asar ol­dular?

Nasıl bir umutsuzluk içindeler ki, gönüllü sahile vu­ran balinalar gibi, gencecik gövdelerini bir ipin ucunda sallandırabiliyorlar?

Öyle köprü üstü şovları filan da yapmıyorlar üstelik... Ne bol gelirli bir iş, ne terketmeyecek eş istiyorlar... Ge­ride kırık dökük satırlar bırakıp bir köşede sessizce boyunlarını uzatıyorlar kendi kur­dukları darağaçlarına...

Çekip alamıyoruz onları gö­nüllü tekmeledikleri taburele­rin üstünden... O ip boğazını sarmalayıp nefesini kesmeye başladığında kaçı pişman olu­yor acaba? Kaçı "Biri yetişip kurtarsa" diye çırpınıyor son nefesinde: kaçı tevekkülle bo­yun eğiyor ölüme?

Bir an için düşünün ne olur: 15 yaşında bir çocuk nasıl 10. kattan aşağı bırakır tazecik be­denini? Nasıl gaz borusunu kur­tarıp musluğundan, ölümü kok­layarak sabahı olmayan bir ge­cede uykuya çekilir; nasıl bir kü­vet dolusu sıcak suya yatırır kan kusan bileklerini? 20'li yaşların­da bir genç, vücudu ezilmiş, bey­ni ölüme direnen bir kedi yavru­su gibi nasıl trafiğin ayakları al­tına atar kendisini? Nasıl kıyar o pırıltılı beynine, kurşun sıkar­ken; bir avuç hap yutup nasıl sa­bırla bekler ölümü?
Neden bu kadar genç inti­har?
En çok dışlananlar ve en kırılgan olanlar onlar da ondan mı?
Kalpleri henüz nasırlaşmadığından mı?
Yaşamın hoyratlığı karşısında en çabuk onlar gerile­yip vazgeçtiklerinden mi?
Varolduklarını kanıtlamanın tek yolunu yok olmak­ta gördüklerinden mi?
Dışa vuramadıkları öfkelerini kendilerine yönelttik­lerinden mi?
Sınavlar geçit, sevdalılar yüz, ebeveynler izin verme­diğinden mi?
Hayat hiç gülmediğinden mi?
Ufukta umut görünmediğinden mi?

Başlık: Ynt: İNTİHAR
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 05, 2008, 08:28:00 ös
İntihar başlanılan bir işin hür irade kullanarak yarıda bırakılmasıdır.Bu bir seçimdir ancak daha ağır bir iş yükü ile karşı karşıya kalınır vede üstlenilen işin öyle yada böyle tamamlanması gereklidir.Sonuç olarak bu nihai değil kısa süreli bir kaçıştır.İnsan bilinçli yada bilinçsiz yaptığı her eylemden ne yazıkki kendisi adına sorumludur.


Kesinlikle (!)
Başlık: Ynt: İNTİHAR
Gönderen: tcorbaci - Ağustos 15, 2008, 02:33:07 ös
19 yaşımda , sevdiğim kızdan ayrılınca ben de intihar etmeyi düşünmüştüm....  Tam bir komedi...

Hatta xxxxx işler 4 Nisan 19xx e kadar düzelmezse 4 Nisan günü intihar edeceğim diye ajandama not bile almıştım..

Sonra aradan 2-3 sene geçti ve ben tesadüfen o ajandamı buldum ...satırlarımı okurken intiharla olan randevumu görüm  , vay be 4

sene önce benim ölmem lazımdı dedim kendi kendime...Tam bir rezalet , tam bir komedi...
Başlık: Ynt: İNTİHAR
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 18, 2008, 10:44:56 öö
19 yaşımda , sevdiğim kızdan ayrılınca ben de intihar etmeyi düşünmüştüm....  Tam bir komedi...

Hatta xxxxx işler 4 Nisan 19xx e kadar düzelmezse 4 Nisan günü intihar edeceğim diye ajandama not bile almıştım..

Sonra aradan 2-3 sene geçti ve ben tesadüfen o ajandamı buldum ...satırlarımı okurken intiharla olan randevumu görüm  , vay be 4

sene önce benim ölmem lazımdı dedim kendi kendime...Tam bir rezalet , tam bir komedi...

Ya hic sorma benzeri de benim basima gelmisti :D ama kiz erkek davasi degil tabi, simdi 2 kez intihar etmeye kalkismistim; ucuncusunde ise yuksek bir binanin ara penceresinden asagi bakiyordum sonra tam kendimi atmak uzereyken aman Tanrim yerde bir tur kendi profilimi gordum. Cidden saka yapmiyorum, eller ayaklar kirilmis yuzum paramparca :( sonra da satmisim bu dunyanin anasini dedim yoluma devam ettim. ( Ozur dilerim bu arada )

Her neyse, intihar bir cozum degil arkadaslar; kac kez denememe ragmen gene de suanda hayatta olmaktan buyuk mutluluk duyuyorum ve intihari bir tur kacis olarak ustelik sorunlarin ustesinden gelmekten aciz olarak nitelendiriyorum.

Guclu olmak ve Hayata meydan okumak ki ( cogu zaman dusen kalkan bir insanim manevi olarak ) gene de Hayatin anlamini ve Degerini bilmek lazim, diye dusunuyorum.

İyi ve Mutlu Yasamlar...

Bir de aklima yeni gelmisken hemen belirteyim; simdi bulundugumuz bir yerde kim olursa olsun ornegin bir kisi fln zamanda fln yerde intihara kalkistim der ve nedense ona bakan gozler alayci yaklasimla olayi degerlendirirler. Gerci boyle birsey benim basima gelmedi ama gelseydi soylerdim. Her neyse ya da intihar etmis birinin ardindan ne kadar acizmis fln seklinde ordan burdan laf soylerler.

Simdi dusunuyorum da ya aslinda yukarda ben de acizlik olarak nitelendirdim. Fakat olayin icsel boyutunu bilmedigimiz icin ki hickimse bu yeryuzunde keyfinden intihar edecek diye bir sey aklinin ucundan bile gecirmez. Bazan yasamin sorunlari o kadar cok agir olur ki, altindan kalkamayacak duruma geliriz ve bunlari cogumuz yasamadiysak er ya da gec yasamakla mukellefiz.

O yuzden de Tanri hepimize yardimci olsun derim. Maalesef! Kimse kimsenin icini bilemedigi gibi hersey distan gorundugu gibi de degildir.     
Başlık: Ynt: İNTİHAR
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 18, 2008, 02:36:04 ös
Simdi bu yukardaki yazimi sonladirmak icin tasidigim birtakim dusuncelerim bulunmakta ve onlari dile getirmek istiyorum. Yarim kalmis dusunceler her zaman icin bir yanlisliga maruz kalmaya mahkumdur. Onemli olan bildiklerimizi dogru ve aciklayici sekilde ifade etmeliyiz.

Yasamin bir Egitici yonunu kesfettim. Hatta deyim yerindeyse karsilastigim olaylar beni dupeduz asindirdi ve fazla ya da zayifliklarimi buna ek olarak yanlisliklarimi gidermek adina bir tur Ruhsal olarak kendimi gercekten tamamiyle yontulmus hissediyorum. Megersem yasanan her olayin bize direkt olarak yansittigi sey tamamiyle egitici faktorlermis. Bunu yasayarak ogrendim ve bunun bilincine vardiktan ise intihari dusunmekten bile kendimi alikoydum. Bu aciklamayi yapmam gerekliydi, aksi halde kendimi cok kotu hissedecektim.

Sevgiler :)     
Başlık: Ynt: İNTİHAR
Gönderen: ceycet - Nisan 09, 2009, 12:55:56 ös
          Yaptı.....2 yıl oldu...Çektii gittii...Belki kurtuldu,belki de acı çekiyor.Bilmiyorum...Ya bizler..Biz ne olduk...Bize bıraktığı suçluluk bilmecesi,vicdan sorgusu,dinmeyen sesler,kaybolmayan görüntüler,ACABA lar...Kimden soracağız bunun hesabını...Donup kalan tebessümler ne zaman terkedecek cemalimizi...Kim bütün bunların sorumlusu....Bilmiyorum....Hatta belki de bilmekten korkuyorum....