Masonlar.org - Harici Forumu

Sanat => Edebiyat => Siirler ve Sairler => Konuyu başlatan: blossom - Aralık 27, 2007, 01:23:15 öö

Başlık: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 01:23:15 öö
Ahmed Arif şiirlerini seven var mı aranızda? Son iki dizesi çok önemli benim için... Çok sevdiğim ve hala da sevdiğim bir insanın da sevdiği dizelerdir bunlar...

HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

   Seni, anlatabilmek seni.
   İyi çocuklara, kahramanlara.
   Seni anlatabilmek seni,
   Namussuza, halden bilmeze,
   Kahpe yalana.

   Ard- arda kaç zemheri,
   Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
   Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...           
   Bir ben uyumadım,
   Kaç leylim bahar,
   Hasretinden prangalar eskittim.
   Saçlarına kan gülleri takayım,
   Bir o yana
   Bir bu yana...

   Seni bağırabilsem seni,
   Dipsiz kuyulara,
   Akan yıldıza,
   Bir kibrit çöpüne varana,
   Okyanusun en ıssız dalgasına
   Düşmüş bir kibrit çöpüne.

   Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
   Yitirmiş öpücükleri,
   Payı yok, apansız inen akşamlardan,
   Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
   Seni anlatabilsem seni...
   Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
   Üşüyorum, kapama gözlerini...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 01:29:36 öö
   SEVDAN BENİ

   Terketmedi sevdan beni,
   Aç kaldım, susuz kaldım,
   Hayın, karanlıktı gece,
   Can garip, can suskun,
   Can paramparça...
   Ve ellerim, kelepçede,
   Tütünsüz uykusuz kaldım,
   Terketmedi sevdan beni...   
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: shemuel - Aralık 27, 2007, 01:29:18 ös

``33 Kurşun`` çok güzel
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 01:30:37 ös
Onu da koyalım ozaman :) Ahmed Arif'i çok severim. Bi arkadaşın vasıtası ile tanıdım Ahmed Arif' i, şimdi tutkunuyum şiirlerinin...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: V.I.T.R.I.O.L. - Aralık 27, 2007, 01:55:55 ös
ADİLOŞ BEBENİN NİNNİSİ

 

Doğdun,

Üç gün aç tuttuk

Üç gün meme vermedik sana

Adiloş Bebem,

Hasta düşmeyesin diye,

Töremiz böyle diye,

Saldır şimdi memeye,

Saldır da büyü...

 

Bunlar,

Engerekler ve çıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Göz koyanlardır,

Tanı bunları,

Tanı da büyü...

 

Bu, namustur

Künyemize kazınmış,

Bu da sabır,

Ağulardan süzülmüş.

Sarıl bunlara

Sarıl da büyü.



HABERİN VAR MI TAŞ DUVAR?

 

Haberin var mı taş duvar?

Demir kapı, kör pencere,

Yastığım, ranzam, zincirim,

Uğrunda ölümlere gidip geldiğim

Zulamdaki mahzun resim.

Görüşmecim yeşil soğan göndermiş

Karanfil kokuyor cigaram

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: shemuel - Aralık 27, 2007, 01:56:25 ös
ne mutluki sana öyle bir arkadaşın var ;)
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: shemuel - Aralık 27, 2007, 02:00:20 ös
``ADİLOŞ BEBENİN NİNNİSİ `` bunun şarkısı hoşuma gidiyor.aslında Ahmet Arif şiirlerinin geneli şarkıya çevrilmiş hepside güzel ama Adiloş bebe daha güzel
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 02:00:55 ös
Teşekkür ederim ilgi ve paylaşımlarınız için...
Saygılarımla
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: shemuel - Aralık 27, 2007, 07:25:34 ös

http://www.youtube.com/watch?v=3E6nQDSS_fE
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 10:03:16 ös
Çok uzun olacak ama...:)

OTUZÜÇ KURŞUN 

   1.

   Bu dağ Mengene dağıdır
   Tanyeri atanda Van'da
   Bu dağ Nemrut yavrusudur
   Tanyeri atanda Nemruda karşı
   Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur     
   Bir yanın seccade Acem mülküdür
   Doruklarda buzulların salkımı
   Firari guvercinler su başlarında
   Ve karaca sürüsü,
   Keklik takımı...
   
   Yiğitlik inkar gelinmez
   Tek'e - tek doğüşte yenilmediler
   Bin yıllardan bu yan, bura uşağı
   Gel haberi nerden verek
   Turna sürüsü değil bu
   Gökte yıldız burcu değil
   Otuzüç kurşunlu yürek
   Otuzuç kan pınarı
   Akmaz,
   Göl olmuş bu dağda...

   2.

   Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı
   Sırtı alacakır
   Karnı sütbeyaz
   Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı
   Yüreği ağzında öyle zavallı
   Tövbeye getirir insanı
   Tenhaydı, tenhaydı vakitler
   Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı
   
   Baktı otuzüçten biri
   Karnında açlığın ağır boşluğu
   Saç, sakal bir karış
   Yakasında bit,
   Baktı kolları vurulu,
   Cehennem yurekli bir yiğit,
   Bir garip tavşana,
   Bir gerilere.

   Düştü nazlı filintası aklına,
   Yastığı altında küsmüş,
   Düştü, Harran ovasından getirdiği tay
   Perçemi mavi boncuklu,
   Alnında akıtma
   Üç topuğu ak,
   Eşkini hovarda, kıvrak,
   Doru, seglavi kısrağı.
   Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde!

   Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı,
   Böyle arkasında bir soğuk namlu
   Bulunmayaydı,
   Sığınabilirdi yuceltilere...
   Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir,     
   Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı,
   Yanan cıgaranın külünü,
   Güneşlerde çatal kıvılcımlanan
   Engereğin dilini,
   İlk atımda uçuran
   Usta elleri...

   Bu gözler, bir kere bile faka basmadı
   Çığ bekleyen boğazların kıyametini
   Karlı, yumuşacık hıyanetini
   Uçurumların,
   Önceden bilen gözleri...
   Çaresiz
   Vurulacaktı,
   Buyruk kesindi,
   Gayrı gözlerini kör sürüngenler
   Yüreğini leş kuşları yesindi...

   3.

   Vurulmuşum
   Dağların kuytuluk bir boğazında
   Vakitlerden bir sabah namazında
   Yatarım         
   Kanlı, upuzun...

   Vurulmuşum
   Düşüm, gecelerden kara
   Bir hayra yoranım çıkmaz
   Canım alırlar ecelsiz
   Sığdıramam kitaplara
   Şifre buyurmuş bir paşa
   Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız

   Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
   Rivayet sanılır belki
   Gül memeler değil
   Domdom kurşunu
   Paramparça ağzımdaki...


   4.

   Ölüm buyruğunu uyguladılar,
   Mavi dağ dumanını
   ve uyur-uyanık seher yelini
   Kanlara buladılar.
   Sonra oracıkta tüfek çattılar
   Koynumuzu usul-usul yoklayıp
   Aradılar.
   Didik-didik ettiler
   Kirmanşah dokuması al kuşağımı
   Tespihimi, tabakamı alıp gittiler
   Hepsi de armağandı Acemelinden...

   Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
   Karşıyaka köyleri, obalarıyla
   Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
   Komşuyuz yaka yakaya
   Birbirine karışır tavuklarımız
   Bilmezlikten değil,
   Fıkaralıktan
   Pasaporta ısınmamış içimiz
   Budur katlimize sebep suçumuz,
   Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
   Kaçakçıya
   Soyguncuya
   Hayına...

   Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
   Rivayet sanılır belki
   Gül memeler değil
   Domdom kurşunu
   Paramparça ağzımdaki...

 
   5.
 
   Vurun ulan,
   Vurun,
   Ben kolay ölmem.
   Ocakta küllenmiş közüm,
   Karnımda sözüm var
   Haldan bilene.
   Babam gözlerini verdi Urfa önünde
   Üç de kardaşını
   Üç nazlı selvi,
   Ömrüne doymamış üç dağ parçası.
   Burçlardan, tepelerden, minarelerden
   Kirve, hısım, dağların çocukları
   Fransız Kuşatmasına karşı koyanda

   Bıyıkları yeni terlemiş daha
   Benim küçük dayım Nazif
   Yakışıklı,
   Hafif,   
   İyi süvari
   Vurun kardaş demiş
   Namus günüdür
   Ve şaha kaldırmış atını.

   Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
   Rivayet sanılır belki
   Gül memeler değil
   Domdom kurşunu
   Paramparça ağzımdaki...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: Siempre - Aralık 27, 2007, 10:05:25 ös
Ahmet Arif... şiire hasreti bambaşka katan,anadolunun en iyi yetiştirdiği ozanlardan biridir,
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 10:07:32 ös
Açıkçası hasreti bu kadar güzel işleyen bir şair görmedim...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 10:08:46 ös
Bu da isimsiz şiirlerinden biri:

bir mavi gül bahçesi yorganım
uyku saçlarımın meçhul şarkısı
sonra yastığımda ilk gölgen kızlık
ve ilk unutuluş hürriyet raksı

yumuşaklığında köpükten öpüşlerin
mukaddes günehlar cenneti oda
dikişsiz beyazlığında tüllerin
bir ay süzülecek buluta

ve bir mavi şarap gözlerindeki
musiki gölgelerinde yorgun
sen hep öylesine güzel sevdalım
ben sana Alahsızcasına vurgun
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Ocak 02, 2008, 05:58:17 ös
AY KARANLIK 

    Maviye
    Maviye çalar  gözlerin,
    Yangın mavisine
    Rüzgarda asi,
    Körsem,
    Senden gayrısına yoksam,       
    Bozuksam,
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık...

    İtten aç,
    Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım?
    İlle  de ille
    Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi?
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık...

    Dört yanım * zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cıgaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çıyansı.
    Dört yanım * zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim  gecede ölesim tutmuş,
    Etme gel,
    Ay karanlık...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Ocak 03, 2008, 12:32:14 öö
Okadar güzel anlatmışki hasret dolu sevdasını, içimden ağlamak geliyor bu dizeleri okuduğumda...

MERHABA

   Gün açar,
   Karın verir yağmurlu toprak.
   İncesu Deresi, merhaba.
   Saçakta serçeler daha çılgındır,
   Bulutlarda kartal,
   Daha çalımlı.
   Koparır göğsünden bir düğme daha,       
   Tezkere bekliyen biri.
   İncesu Deresi, merhaba.

   Genç bayraklar vardır,
   Barış düşünür,
   Kuyularda işçi, mavilikleri.
   Ben hepsini düşünürüm,
   Yirmidört saat
   Ve seni düşünürüm,
   Karanlık,hırslı...
   Seni, cihanların aziz meyvası.
   İlan-ı aşk makamından bir mısra,
   Yeşerip, kımıldar içimde,
   Düşer aklıma gözlerin...

   Oysa murad alamam.
   Oysa akdan - karadan
   Bilirim, payım bu kadar...
   Unutmuş gülmeyi gözbebeklerim.
   Unutmuş dudaklarım öpmeyi.
   İncesu Deresi, merhaba...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Ocak 03, 2008, 12:45:37 öö
UNUTAMADIĞIM

   Açardın,
   Yalnızlığımda
   Mavi ve yeşil,
   Açardın.
   Tavşan kanı, kınalı - berrak.
   Yenerdim acıları, kahp*likleri...       

   Gitmek,
   Gözlerinde gitmek sürgüne.
   Yatmak,
   Gözlerinde yatmak zindanı
   Gözlerin hani?

   "To be or not to be" değil.
   "Cogito ergo sum" hiç değil...
   Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
   Durdurulmaz çığı
   Sonsuz akımı.

   İçmek,
   Gözlerinde içmek ayışığını.
   Varmak,
   Gözlerinde varmak can tılsımına.
   Gözlerin hani?

   Canımın gizlisinde bir can idin ki
   Kan değil sevdamız akardı geceye,
   Sıktıkça cellad,
   Kemendi...

   Duymak,
   Gözlerinde duymak üç - ağaçları
   Susmak,
   Gözlerinde susmak,
   Ustura gibi...
   Gözlerin hani?
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: Original Life - Ocak 03, 2008, 12:42:02 ös
Ahmet Arif'i yaklaşık 4 yıl önce tanıdım.Bir tiyatro hocam vardı,o çok severdi.Şimdi hocamı ve o günleri yad ile anıyorum.

Bu güzel ve duygusal paylaşımlar için hepinize teşekkür ederim arkadaşlar...
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Ocak 03, 2008, 02:33:35 ös
Hoşunuza gitmesinden dolayı asıl ben teşekkürü bir borç bilirim...
Saygılarımla,
Başlık: Re: Ahmed Arif
Gönderen: blossom - Ocak 04, 2008, 02:10:10 öö
HANİ KURŞUN SIKSAN GEÇMEZ GECEDEN   

   Yiğit harmanları, yığınaklar,
   Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
   Dize getirilmiş haydutlar,
   Hayınlar, amana gelmiş,
   Yetim hakkı sorulmuş,
   Hesap görülmüş.
   Demdir bu...
 
   Demdir,
   Derya dibinde yangınlar,
   Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
   Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
   Çelik kadavrası korugan'ların.
   Ölünmüş, canım,ölünmüş
   Murad alınmış...

   Gelgelelim,
   Beter, bize kısmetmiş.
   Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
   Susmak ve beklemek, müthiş
   Genciz, namlu gibi,
   Ve çatal yürek,
   Barışa, bayrama hasret
   Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
   Otuziki dişimizle gülmeğe,
   Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
   Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
   Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
   Ve asıl biz biliriz kederi.
 
   İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
   O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
   Ve genç bir mısradır
   Filinta endam...
   Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
   Bakışlarındaki öldüren buğu?
   Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
   Nasıl da almış aklımı,
   Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
   Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
   Kınanmak, yiğit başına.
   Bu, ne ayıp, ne de yasak,
   Öylece bir gerçek, kendi halinde,
   Belki, yaşamama sebep...

   Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
   Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
   Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...       
   Ve zehir - zıkkım cıgaram.
   Gene bir cehennem var yastığımda,
   Gel artık...
Başlık: Ynt: Ahmed Arif
Gönderen: dogudan - Mayıs 27, 2009, 12:44:51 öö
YALNIZ DEĞİLİZ   

   Bir ufka vardık ki artık
   Yalnız değiliz sevgilim.
   Gerçi gece uzun,
   Gece karanlık
   Ama bütün korkulardan uzak.
   Bir sevdadır böylesine yaşamak,
   Tek başına
   Ölüme bir soluk kala,
   Tek başına
   Zindanda yatarken bile,
   Asla yalnız kalmamak.

   Şafakları ben balığa çıkarım
   Akan akmayan sularda
   Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden       
   Bir bahar akşamı dünyada.
   Ben dört duvar arasında değilim
   Pirinçte, pamukta ve tütündeyim,
   Karacadağ, Çukurova ve Cibalide.

   Zehirli kör yılanları
   Ve sıtmasıyla
   Gün yirmidört saat insan avında
   Karacadağda çeltikler.
   Bir kız çocuğunun gözyaşı gibi
   -  Ayak bileklerinde bir dizi boncuk,
   Sol omzunda nazarlık,
   Dağ başında unutulmuş üşümüş,
   Minicik bir aşiret kızının  -
   Damla-damla, berrak olur pirinci.
   Kamyonlarla, katır kervanlarıyla
   Beyler sofrasına gider...

   Çukurovam,
   Kundağımız, kefen bezimiz
   Kanı esmer, yüzü ak.
   Sıcağında sabır taşları çatlar,
   Çatlamaz ırgadın yüreği.
   Dilerse buluttan ak,
   Köpükten yumuşak verir pamuğu.
   Külhan, kavgacıdır delikanlısı,
   Ünlü mahpusanelerinde Anadolumun
   En çok Çukurovalılar mahpustur,
   Dostuna yarasını gösterir gibi,
   Bir salkım söğüde su verir gibi,
   Öyle içten
   Öyle derin,
   Türkü söylemek, küfretmek,
   Çukurova yiğidine mahsustur...

   Tütünü bilir misin?
   "Kız saçı" demiş zeybekler,
   Su içmez her damardan,
   Yerini kolay beğenmez,
   Üşür
   Naz eder,
   Darılır
   İki parmak arasında kıyılmış,
   Bir parçası var kalbimin
   İncecik, ak kağıtlara sarılır,
   Dar vakit yanar da verir kendini.
   Dostun susan dudağına...

   Sokaklardan,
   Kıyılardan,
   Gök mavisinden,
   Ekmeğinden,
   Canevinden ayrı düşmeye
   Yani bütün hasretlerin kahrına
   Ve zehrine çaresiz kalmaların,
   İlk nefesi Hızır gibi yetişir
   Cibalide sarılan cıgaranın...

   Tütün isçileri yoksul,
   Tütün işçileri yorgun,
   Ama yiğit
   Pırıl - pırıl namuslu.
   Namı gitmiş deryaların ardına
   Vatanımın bir umudu...

                     Ahmed ARİF
Başlık: Ynt: Ahmed Arif
Gönderen: dogudan - Mayıs 27, 2009, 12:48:48 öö
 UY HAVAR!   
   Yangınlar,
   Kahpe fakları,
   Korku çığları
   Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
   Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
   Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!   
   Pusatsız, duldasız, üryan
   Bir cana bir de başa
   Seher vakti leylim - leylim
   Cellat nişangahlar aynasındasın.
   Oy sevmişem ben seni...

   Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
   He canım...
   Çiçekdağı kıtlık, kıran,
   Gül açmaz, çağla dökmez.
   Vurur alnım şakına
   Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
   Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
   Şahmurat Suyu kan akar
   Ve ben şairim.

   Namus işçisiyim yani
   Yürek işçisi.
   Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,         
   Ne salkım bir bakış
   Resmin çekeyim,
   Ne kınsız bir rüzgar
   Mısra dökeyim.
   Oy sevmişem ben seni...

   Ve sen daha demincek,
   Yıllar da geçse demincek,
   Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
   Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
   Yaran derine gitmiş,
   Fitil tutmaz, bilirim.
   Ama hesap dağlarladır,
   Umut, dağlarla.

   Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
   Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
   Düşün, olasılık, atom fiziği
   Ve bizi biz eden amansız sevda,
   Atıp bir kıyıya iki zamanı
   Yarının çocukları, gülleri için,
   Koymuş postasını,
   Görmüş restini.
   He canım,
   Sen getir üstünü.

   Uy havar!
   Muhammed, İsa aşkına,
   Yattığın ranza aşkına,
   Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!     
   Benim de boş yanım hançer yalımı
   Ve zulamda kan - ter içinde asi,
   He desem, koparacak dizginlerini
   Yediveren gül kardeşi bir arzu
   Oy sevmişem ben seni...

 
                        Ahmed ARİF
Başlık: Ynt: Ahmed Arif
Gönderen: KUZEYDOĞU - Ekim 06, 2009, 08:00:19 öö
Kalbim Dinamit Kuyusu   
     
 

Kalbim dinamit kuyusu
Şafakları;
Taaa şafakları
Nice bir
Yangınları düşer alın çatıma
Gencecik ölüme gitmenin.
Yığılır boşkovanlar, dumanlı
Ve susar mitralyözler kuytularda.
Suskundur,
Karanlıktır,
Kayıtsızdır,
Her namlu.
Beni kurşunlar götürür
Kollarım vurulu
Gözlerim açık.
Şafakları,
Taaa şafakları,
Kınalı tavşanlar suya inmeden,
İlk çığlıklarındayken martılar,
Kamplarda idamcılar
Azgın ve manyak
Tan yerinde kızartılar...

Tan yerinde kızartılar
Hey canım,
Orada,
Sularla
Sınırlarla
Uzaklar uzağında
Ve benim şuncağızımda hemencecik
Göğüs kafesimin altında, solda,
Barajlar, yeşeren çöller,
Katarlar, traktörler,
Yani her vidasynda bin sevda,
Her civatasında bin saygı,
Bin ustalıkla,
İşlenen ve yaratılan dünyaların kımıldanışı
Ve hayatı pırıl pırıl çarktan çıkaranların
Deliksiz uykularından uyanışı..
Kutlu ve saygındır bir daha
Berrak çelik,
Renkli pamuk
Ve sütlü buğday.
Kutludur, saygındır kuşkusuz
Çimentosu ninnilerle karılan
Çeliğine su diye
Öpücükler verilen
Çatılarında köpürmüş güvercin uğultusu
Bahçelerinde güneş sağnaklarıyla
Görkemli çocuk saraylarının
Cana can katan nuru.
Yani, yaratan ve adaletli olan insan gücünün
O her yerde geçerli
Kesenkes haklı onuru.
Kutlu ve saygın olacak elbet...

Beni yiğitler götürür
Katlarına sevda ile varılan
Yiğitler ki,
Dişlerini tükürmüş
Yiğitler ki,
Hayaları burulan.

Yan yana, upuzun, boylu boyunca
Tepeden tırnağa kan
Yiğitler ki,
Her biri bir parça vatan.
Gözlerinde
Bir küfür kasırgası
Ana-avrat
Ah ulan...

........................

Canımda damıttım seni ey zulüm,
Sancısını
İnceden
Kum gibi taşıdığım.
Kasığımda Amerikan kemendi
Bağıra bağıra geceler boyu
Kaskatı kesilip
Kan işediğim.

Beni baskınlar götürür
Gerillanın şah damarı halkıma
Korkunç ve soylu bir tutkudur dayatma
Yalnız bu kadar da değil,
Yarin hayâli gibi üstelik
Nazlıdır,
Usuldur,
İnce,
Bilgedir,
Biz ki, ustasıyız
Vatan sevmenin

Umut, saklımızda ölümsüz bayrak
Kırmızı-kırmızı
Dalga-dalgadır...

Beni gözlerin götürür
Gözlerin, aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar sesimi, soluğumu.
Kesilmiş tuz-ekmek payım.
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
Dal, kor keser penceremde açarsa;
Kuş, vurulur üzerimden uçarsa,
Ve hal böyle böyle,
Yol bu yöndeyken.
Gelir,
Ki, her gelişinde daha da içten
Gelir,
Soluk soluğa benim olursun.
Amansız sarmasında kollarımın
Esrik, çığlık çığlığa
Erir, tükenir vücudun.

.......................

Nicedir,
Kahpe ağzında
Bir salgın,
Bir deprem gibi künyemiz
Nicedir,
Başımıza zından dünyamız
Biz ki, yarınıyız halkın
Umudu, yüzakıyız
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taaa şafakları
Hey canım,
Kalbim, dinamit kuyusu...
.
 
Ahmed Arif

 
.