Masonlar.org - Harici Forumu
Sanat => Diger Sanatlar => Sinema => Konuyu başlatan: shemuel - Aralık 29, 2007, 02:38:51 ös
-
Moğol Çinli yönetmen Wang Quanan’ın inandırıcı, etkileyici, sade ve yalın anlatımlı draması
Bu yılın Berlin Festivali galibi, Kuzeybatı Moğolistan bozkırlarının çetin koşullarında, bir kaza sonucu sakat kalan kocasına ve iki çocuğuna bakan fedakar bir kadının öyküsünü anlatıyor. Film, dünyanın farklı bir coğrafyasındaki gerçekleri gözlerimize sererken, sinemanın temel işlevlerinden birini yerine getiriyor. Belgesel sadeliğiyle çekilmiş bu insanlık dramı yok olmanın eşiğindeki insanlardan ilginç bir kesit verirken, çağdaşlaşan Moğolistan’dan gerçekçi bir insan portreleri resmi geçidi sunuyor
“Tuya’nın Evliliği / Tuya De Hun Shi” ile, “Elveda Cariyem”in başarılı senaristi Lu Wei’nin desteğiyle, Moğol Çinli yönetmen Wang Quanan “Moğolistan Steplerinden bir Altın Ayı ödülü çıkarıyor. Son Berlin Film Festivali’nin bu gözde yapıtı, inandırıcığıyla, etkileyiciliğiyle, yalın sinema diliyle, sadeliğiyle, Moğol steplerinde yaşama savaşı veren küçük insanların dramına eğiliyor.
Kuzeybatı Moğolistan bozkırlarının çetin koşullarında, bir kaza sonucu sakat kalan kocasına ve iki çocuğuna bakan fedakar bir kadının öyküsüyle, “Tuya’nın Evliliği”, dünyanın farklı bir coğrafyasındaki gerçekleri gözlerimize sererken, sinemanın temel işlevlerinden birini yerine getiriyor.
Wang Quanan, bu üçüncü filminde, sade, dürüst ve gerçekçi anlatımıyla, bizlere belgesel sadeliğiyle çekilmiş bir insanlık dramı anlatıyor. Sanayileşen Çin’den, farklı bir coğrafya, kültür ve inançtan, yok olmanın eşiğindeki insanlardan ilginç bir kesit sunan film, çağdaşlaşan Moğolistan’dan gerçekçi bir insan portreleri resmi geçidi sunuyor.
Ekonominin değişkenliğiyle, endüstrileşmeyle, toprağa bağlı insanların yaşam biçiminin yok olmaya gidişini gözlere seren film, kırsaldaki kadınların zorlu yaşam koşullarının altını çiziyor.
KAPİTALİZM ELEŞTİRİSİ
Kapitalizme ciddi eleştiriler getiren bu feminist film, kadınların erkek rolüne soyunmak zorunda kalmalarını da eleştiriyor. Evlilik üzerine ilginç şeyler söylerken, “Tuya’nın Evliliği”, Moğolistan’da kadının toplumdaki, yerini ve sadakatini yetkinlikle aktarıyor.
Film, sanayileşmeye yenik düşen, kırsal yaşamlarında ayakta kalmaya çalışan iki çocuklu bir ailenin öyküsünü anlatıyor. Çobanlık yapan Bater, toprağı kasıp kavuran kuraklıkla baş edebilmek için su ararken bacaklarının ikisini de kaybetmesinden sonra, bütün yük karısı Tuya’nın omuzlarına biner. Tuya, kocasının kendisini bırakıp başkalarıyla evlenmesi konusunda yaptığı baskıları reddeder, ancak bir gün hastalanıp yatağa düşünce, boşanma fikrini düşünmeye başlar. Sonunda Bater’e, iki çocuğuna ve koyunlarına bakmasına yardımcı olması için biriyle evlenme kararı alır.
Eski okul arkadaşı, petrol bulduktan sonra zenginleşen, Mercedes’le dolaşan Baolier’e raslayınca kaderi değişir. Baolier kocasının düşkünler evindeki bakımını üstlenecektir.
Bater’in intihar deneyiminin kendisinden gizlendiğini öğrenen Tuya, Baolier’i terkederek kocasının yanına döner. Onu çok sevdiğini, yokluğunda bir daha anlayan genç kadın çocuklarıyla birlikte steplerine dönmek üzere yola çıkar. Orada onu başka bir sürpriz beklemektedir.
MAHALLİ RENGİN ÖNEMİ
Ekonomik koşullar yüzünden zor bir karar almak zorunda kalan, dirençli ve sağlam kişilikli bir kadının, yaşadığı sefaletten sefaletten ötürü hiçbir zaman pes etmeden, hayatın acı gerçeklerine karşı kararlı mücadelesi, filmde destansı bir tonla anlatılıyor.
Filmin tek profesyonel oyuncusu Yu Nau, fedakar ev kadını Tuya’yı büyük başarıyla canlandırıyor. Filmin diğer oyuncuları (hayatlarında ilk kez sinema deneyimi yaşayan) yerel köylü halktan seçilmiş. Moğol çoban Bater’i ve Tuya’da gözü olan atbinici Senge’yi, amatör iki oyuncu, gerçek adlarıyla oynuyorlar.
Hiçbir müziğe başvurmayan bu alçakgönüllü filmde, Alman görüntü yönetmeni Lutz Reitemeier, tablo gibi bozkır görüntüleriyle, “Tuya’nın Evliliği”nde mahalli rengi yansıtmada, yönetmen Quanan’a yardımcı oluyor