Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: tcorbaci - Nisan 21, 2008, 09:35:15 öö

Başlık: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 21, 2008, 09:35:15 öö
Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.Etrafımızda olup biten herşeyin bir sineğin kararsız hareketlerinden işyerlerindeki rekabete kadar  tümünün evrimin gücüyle olduğuna ve İlahi dogmaların karanlığı ve açıklanamazlığı  yerine bilimin aydınlatıcı ışığının insan türünün geleceği açısından daha faydalı olduğuna inanıyorum.
Eğer bir gün mason olma teklifi alırsam içimdeki inançsızlık karşıma bir şekilde çıkar mı?
Bir dine sahip olmanın veya bir tanrıya inanmanın iyi bir insan olmanın gereği olduğuna inanmayanlardan birisi de benim.

Bir yaratıcıya inanmak masonluğun gereği olmamalı ..

Tatlının içine sinsice dökülmüş çimento gibi bence....   
 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MASON - Nisan 21, 2008, 09:41:37 öö
Sayin tcorbaci,

Yazdiginiz mesaj yeni konu olarak ayrilmis ve ilgili konu basligina tasinmistir.

Bir Yuce Yaradana inanmiyorsaniz Mason olma teklifi almaniz soz konusu degildir.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Nisan 21, 2008, 10:40:04 öö
Alıntı
Bir yaratıcıya inanmak masonluğun gereği olmamalı ..

Sn.tcorbaci,

Öncelikle fikrinize saygı duyduğumu belirtmek isterim.Bu konu çok kafa kurcalayan bir okadar da yanlış anlaşılmaya müsait bir konu olduğu için Hazır Üstadım yeni konu başlığı olarakda tanzim etmişken açıklama yapma gereği hissettim.

Masonlukta tanrı inancının şart koşulması illa din tanrılarının konumundaki büyüklüğü korku unsurları ve intikam alıcı özeliği vurgulanarak sürekli emirler yağdıran,acı ve ıstırap veren olarak pekiştirilmiş ,sadece kendisine kulluk edilmesi durumunda güzellikler bahşeden bir yüce varlık bazında değildir.Yani bu tanrı din tarafından maskelenmiş,tanrı nın büyüklüğü vurgulanarak (tanrıyı kullanarak) aslında dini büyük göstermek amacı taşıyanların yarattığı bir canavar olmak zorunda değildir.(burada algılanış tan bahsediyorum

Böyle görenlerede saygımız vardır ancak bilim ve mantık düzeyinde düşünen insanların tanrı anlayışı çok farklıdır.Ben şahsen tanrıya gönülden inanmakla birlikte onu herkesin ulaşmaya çalıştığı bir mükemmeliyet hedefi olarak görüyorum.

Masonluktaki ritüellerde de tanrı sürekli olarak anılır çünkü o bir mükemmelliyet hedefidir ve her Masonun amacıda mükemmel insan olabilmek olduğu için tanrıya inanmayan bir Mason olamaz.Olmamalıdırda.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Belial - Nisan 21, 2008, 02:51:02 ös
Tanrıyla, ve hatta Tanrılarla ilgili çok fazla farklı görüşle karşılaşamıyoruz.
İnsanın yaratılışı hakkında söylenenler de aşağı yukarı hep aynı.

Ben bir tane farklı görüş buldum. Okült konularla içli dışlı olanların daha mantıklı bulabilecekleri bir eser.  Şuradan edinebilirsiniz:

http://nergal.us/Gercekler_Kitabi_Yorumu.rar

Acaba sizce, buradaki Tanrı tanımı imkansız mı?
Bunu sorgulayacağınıza inandığımdan ötürü, paylaşmak istedim.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Itzhak - Nisan 21, 2008, 07:01:42 ös
Ben şahsen tanrıya gönülden inanmakla birlikte onu herkesin ulaşmaya çalıştığı bir mükemmeliyet hedefi olarak görüyorum.

Sn.Mystıc;
Gercekten cok guzel bir acıklama,elınıze yuregınıze saglık...Saygılar..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 22, 2008, 02:23:00 öö
Sayın Mystic,

Sizin bahsettiğiniz korkulması gereken olarak ifade edilen Tanrı tanımı bence dinlerin, özellikle semavi dinlerin özünde değil, kişilerin bir takım şeyleri saptırmasından kaynaklanıyor. Aşk ile bağlı olduğunuz Tanrı için sadece tek korkunuz, sizi bir gün sevmemesi olabilir. Bunun nedenide sizin dininiz ölçüsünde ibadetleri yapmamanız değil, insan olmayı bilmemenizden kaynaklanır. Benim inancım bu yönde...

Ayrıca Tanrı mükemmeliyetine ulaşmak kavramı yanılmıyorsam kabbalada da bahsediliyor, değil mi?

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 22, 2008, 10:19:28 öö
Tanri mukemmelligine  ekmel (en mukemmel) demek daha dogru orantili. Tanri ekmeline ulasmak, insan akli ve kalbi bu meyanda programlanmadigi icin imkansizdir.. Ancak insan mukemmele ulasabilir, mukemmel olabilir ama mukemmel otesi asla. Zaten insan Tanri ekmeliyetine ulassa insan, insan olmaz, Tanriyla esit olur...

Halbuki durum oyle degildir. Insan 0 (sifir), Tanri ise 1'dir. Insan kendi 0'(sifirinin)'nin yanina milyon tane 0 atsa da bir hic oldugunun ve Tanrinin nerede oldugunun bilincinde oldugu muddetce yucelir, yukselir. Onu aradikca, her saat basini O'nu ogrenmeye, O'nu dusunmeye ve tanidikca hayretten hayrete dusup aklini ve muhakemesini bilgiyle doldurdugu ve adeta isiktan bir gezegen olmaya basladigi andan itibaren elinde olmadan duygusal olarak ta saygidan ve O'nu kendi istidatsizligi yuzunden kaybetmekten korkunun yaninda O'nu deli gibi , zir deli gibi sevmeye baslar. Ancak sevgisini cok fazla aciktan dile getirirse bu buyunun bozulacagindan korktugu icin, mahrem daireinin disinda hemen her herde O'nun sevgisini paylasmayi sevgisine ihanet sayar, Ben Tanri'yi cok seviyorum demeye haya eder.

Tanri'yi bulmak isteyen icin kainatta sayisiz deliller vardir. Fizik Tanri diye bagirir, Kimya Tanri diye haykirir. Matematik Tanri diye avazinin ciktigi kadar bagirir. Yeterki insan gorme, dusunme ve bulma dunyasina yelken acabilsin.

O'nsuz yapamayacaginin her daim farkinda olarak, O'nsuz bir hayatin (O hayatin icindedir ancak biz onu Hayatimizin merkezi yapmazsak iste o zaman On'suz bir hayat olur) yedi kat yerin dibindeki zindandan daha vahim oldugunu dusunerek O'ndan ayrilmayi hic ama hic istemez. Butun hikmetlere ram olayim ister, butun sirlari kesfedeyim ister. Okudukca aslinda ne kadar cok bilmedigi sey oldugunu gorur. Okudukca, bilgiyle isikla aydinlandikca acligi daha da artar. Takati yetse butun kainati bilgi yumagi halinde yutasi gelir.  Oylesine ici icine sigmaz.

Artik bu En Sevgilinin kokusunu duyar gibi oldugundan O'nun varligi aldigi her nefeste vazgecilmez olur.  Boylelikle, insanin ici bos olan 0'i, kendinin bir hic oldugunu hatirdan cikarmayip, bu yuzden her daim teyakkuzla ic ice, O'nunla en ufak bir tenakuza dusmeden, bu minval uzere oldugu muddetce 0'(sifir) in ici tertemiz kalir. Ancak tersi durumunda 0 (sifir)in ici koca ve cirkin bir  iddia olan "ben, ben" lerle dolar.  Temiz olan 0 (sifir) , kirlenir.. Ici bos oldugu icin hafif olmasi beklenen insan, sifirin icini bilgiyle, hikmetle dolduracagi yerde  doldurdugu irinden egolarla agirlasir.Ne kadar bilgi ile doldurdum dese de bir kiymet-i harbiyesi yoktur. Cunku Tanri'nin bizden istedigi sadece aklimizi bilgiyle doldurmak degil, doldururken de kendisini tanimamizi istemektedir.

Iste O'nsuzla olusmus bu manevi hastalikla bir adim dahi atamayacak hale gelir. Bunun da otesinde, dusunceleri eski saf ve berrakligini yitirir, adeta seytanlasir.  Hayaline, hulyasina kirli ve pis seyleri misafir edebilir. Menfezlere kapali bir varlik hale gelir. Adeta bir kitap olan Kainat kitabini okuyamayacak duruma gelir, ic dinamikleri itibariyle felce ugrar.

Onun oldugu her sey ne kadar anlamli, ne kadar buyulu, ne kadar lezzetlidir halbuki...




Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Nisan 22, 2008, 11:15:57 öö
Alıntı
Ayrıca Tanrı mükemmeliyetine ulaşmak kavramı yanılmıyorsam kabbalada da bahsediliyor, değil mi?

Sn. blossom,

Bu kavram ezoterik düşüncenin veya felsefenin bakış açısıdır.Bu felsefeye bağlı tüm doktrinlerde bir tanrı (yaratıcı) kavramı mevcuttur.Buradaki önemli ayrıntı ; bu tanrı kulluk beklemez ve yaratılanlarda yaratıcıyı mutlu etmek için didinip durmazlar.Amaç yaratılanın kendini geliştirip mükemmeliyetin bir parcası olarak kainatta ki yerini almasıdır.

Semavi dinlerin saptırılan bakış açısında veya yanlış algılanması sonucunda ortaya çıkan yüce yaratıcıya kulluk ve onu mutlu etme çabası zaten karşılığı beklenilerek yapılan (cennet) bir davranış olduğu için mantıken bakıldığında da bencilce bir harekettir ve ne gerçekle nede mantıkla bağdaşan bir tarafı yoktur.

Alıntı
Aşk ile bağlı olduğunuz Tanrı için sadece tek korkunuz, sizi bir gün sevmemesi olabilir

Düşüncenize saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtmek zorundayım.Hemen hemen her semavi dinde Tanrı kavramının insanlaştırıldığını (insan özellikleri taşıtılmaya çalışıldığını)görüyoruz. Kulluk beklemek , sevmek,sevmemek,intikam almak,hesap sormak ,ödül vermekv.s.Bunların tümü nefs içeren insani davranışlardır.Yüce olarak adlandırılan veya lanse edilen bir varlığın insan aczine indirgenmesi nekadar mantıklıdır bunu sorgulamak gerekir(bence mantıklıdır ve bir sebebi vardır).Burada semavi dinlerin ilahi kaynaklı olmadığı gibi bir anlam çıkartılmasını istemiyorum.Semavi dinlerin tanrılarına insan özelliği katmak yollandıkları zamanın bilinç düzeyi çerçevesinde zamanın insanlarına gerekli mesajları iletmek için elzem bir durumdu.Başka türlü bir anlatımın imkanı yoktu.

Algı düzeyi yükseldikçe bakış açısı genişlediği için dünün doğruları bugünün yanlışları olarak ortaya çıkar.Bu bilim içinde ilahi meseleler içinde geçerli bir durumdur.Bunun farkına varan insan yerinde saymaz ve ilerler yani asli görevini yerine getirir.Gerek din kitaplarında gerekse ezoterik öğretilerde doğrudan açık bilgi verilmemesinin, sembolizma kullanılmasının amaçlarından biride budur.Algı seviyesi zamanın gerisinde olan insanlar dini yaşam tarzını(çarpıtılmamış olan) benimsediklerinde yine ilahi kurallara göre yaşarlar ve hata şansları azalır.Yani yine bir ilerleme ve kazanç vardır.Bu yüzden dindar olamak iyidir.(gerçek inananlardan bahsediyorum)

Sonuç olarak yine tanrı kavramına gelirsek her organizasyonun bir başı yani yöneticisi vardır.Bu dünyada da ilahi plandada böyledir.Bu evrensel bir yasadır.Nasıl ki büyük bir holdingde çalışan bir temizlikçi(en alt düzey eleman) holding in CEO sunu ve yaptığı işleri net olarak algılayamazsa bizlerinde ilahi organizasyonun başınıdaki varlığın planlarını ve işletme mekanizmasını anlaya bilmememiz yaşadığımız zamanın algı düzeyi orantısında olacaktır.CEO nun altında müdürler,müdürlerin altında şefler, onların altındada çalışanlar olduğunu hatırlatmak isterim.En alt düzey çalışan ın gerekli çabayı gösterdiği takdirde yukarılara doğru çıkacağını veya bunu yapmadığında yerinde sayacağınıda hatırlatırım.Bu bir organizasyonel şemadır ve her organizasyon bu prensip doğrultusunda işler.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 22, 2008, 04:04:32 ös
Öncelikle tüm cevaplar için çok teşekkürler.

Konsantre biçimde anlatmaya çalıştığım 3,5 kelimelik cümlelerimin böyle akis vermesi inanın çok mutlu edici.
Benim bir Tanrı inancım yok.Evrime inanıyorum.Milyonlarca yıllık evrimi binlerce örnek ve teori ile açıklayıp hükümler verirken çok küçük,tek hücreli bir canlının nasıl hayat bulduğunu da açıklayamıyoruz o ayrı bir konu.Bunları farkındayım.
Konunun devamında demek istediğim şuydu , kimi ateistlerin dediği gibi , Ben Tanri var diye iyi bir insan değilim.Açıklanamamış  korkular sebebiyle iyi davranmaya çalışmıyorum.Aşksa , bireysel çalışma ve fedakarlıklar,ruh ezilmeleri, kaoslarla yoğrulan ,düşünce fırtınaları yaşayan kişilerin olumlu bir şeylere , hedeflere ulaşma gayretiyse sonuna kadar destekçisiyim.
Yukarıda yazarların dediği gibi  Tanrıyı yaşamak,Tanrıya ulaşmak belkide  içindeki saflığı ,temizliği,aydınlığı bulmak olsa gerek ...Eninde sonunda her insan içinde bir cevherle doğar onu mücevhere çevirmeye çalışır.Bu aşamada Tanrı inancı bireyin motivasyonu için kendiliğinden bireyin kültürü ve bilgisi ile paralel oluşan bir olgudur diye düşünüyorum.Geri toplum ve insanlarda Tanrı bir korku unsuruyken belli bir sosyal,kültürel anlayış sonrasında yerini daha ulaşılabilir,daha motive edici daha insancıl bir tanrıya bırakıyor yerini...

Dervişin kandide dediğinin aksine belki fareleri düşünürsek daha insanca davranmış ve içimizdeki cevheri bir o kadar mücevhere döndürmüş oluruz.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 22, 2008, 11:18:12 ös
Sayın Mystic,

Aslında bahsettiğimiz benzer şeyler idi. Sadece doğal olarak anlatım yolumuz farklı sadece. Tanrı muhakkak ki yarattıklarının hepsini sevecektir. O kadar merhametlidir ki biz ne yaparsak yapalım bizi sevmeye devam eder. Eğer bunu Tanrı' yı insani duygulara büründürme olarak kabul ediyorsanız fikrinize saygı duyarım. Ama düşünün ki eğer bizi yaratan Yüce bir güç var ise ve eğer bizi sevmeyecek ise neden yaratsın ki? Sevgi, aşk gibi duygular aslında insani duygulardan çok Yaradan' ın bize kendisinden bahşettiği duygulardır. O yüzden O' na olan bağlılığımı aşk olarak nitelendiriyorum.

Sayın tcorbaci,

Sizin fikirlerinize göre zıt düşüncelere sahip olsamda tabii ki size saygı duyuyorum. Ama insan dünyayı, doğayı, varlık türlerini gözlemledikçe yüce bir güç olduğuna inanıyor. Bu sadece acizane fikrim.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Nisan 23, 2008, 04:53:38 öö
O kadar merhametlidir ki biz ne yaparsak yapalım bizi sevmeye devam eder. Eğer bunu Tanrı' yı insani duygulara büründürme olarak kabul ediyorsanız fikrinize saygı duyarım. Ama düşünün ki eğer bizi yaratan Yüce bir güç var ise ve eğer bizi sevmeyecek ise neden yaratsın ki? Sevgi, aşk gibi duygular aslında insani duygulardan çok Yaradan' ın bize kendisinden bahşettiği duygulardır. O yüzden O' na olan bağlılığımı aşk olarak nitelendiriyorum.



Ne kadar guzel yazmissiniz. Tebrikler.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 23, 2008, 04:51:35 ös
O kadar merhametlidir ki biz ne yaparsak yapalım bizi sevmeye devam eder. Eğer bunu Tanrı' yı insani duygulara büründürme olarak kabul ediyorsanız fikrinize saygı duyarım. Ama düşünün ki eğer bizi yaratan Yüce bir güç var ise ve eğer bizi sevmeyecek ise neden yaratsın ki? Sevgi, aşk gibi duygular aslında insani duygulardan çok Yaradan' ın bize kendisinden bahşettiği duygulardır. O yüzden O' na olan bağlılığımı aşk olarak nitelendiriyorum.



Ne kadar guzel yazmissiniz. Tebrikler.

Çok teşekkür ederim Sayın Lux_e_Tenebris, anlaşılmak çok güzel...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 24, 2008, 12:10:30 öö
Tüm yazarlara saygı duyuyorum fakat;

O kadar merhamet , sonsuz sevgi,aşk,yüce bir güç,çoban,kuzu...inanın bu kelimeleri pek çok kişiden duydum.
İnsanların içindeki mükemmelliğe,temizliğe ulaşma gayretini gayet iyi anlıyorum fakat kendimizin dışında da bir dünya var ve o dünyada çok acılar çekiliyor.Bu acılara,bu sevinçlere baktığım zaman bunların insan gayretleriyle olduğunu görmemek mümkün değil.
Yeniyetme ateistler veya kandid gibi  gibi Tanrı varsa neden bu kadar savaş,gözyaşı var demeyeceğim.Aynı şekilde yukarıda ak sakallı,ak saçlı,merhamet sahibi,sevmek için insan yaratmış,tonton  bir tanrı vardır da demeyeceğim.

Kendi koyduğu kuralları mucize denen geçmiş zaman efsaneleriyle yok sayan bu tanrı ,zaman içerisinde yeri geldiğinde ateşle, hayvanlarla,fırtınalarla simgeleştirilen ,kendisine tapınılan bir korku unsuru olmaktan çıkmış ve biyolojik evrime destek verircesine  sosyal ve kültürel bir evrim geçirerek bizlerin dünya görüşüne uygun ,barış,kardeşlik ,sevgi ve merhamet dolu bir  yüce ve olgun varlığa dönüşmüştür ...fakat  ne yazık ki bu insan evriminin kötü bir yanı olarak insan beyni bazen kaçıp korunulacak, dinlenilecek  sakin koylar aramaktan vazgeçmemiştir. Ben bir tanrı inancını böyle anlarken dinleri ise bu inanç sürecinin kollektif ve bireysel ritüelleri olarak görüyorum.

 Bundan yaklaşık  6-7 sene önce bir kokteylde yanımda duran acil servis doktoru ile aynı anda ızgara et yiyip kırmızı şarap içtiğimizi görünce ister istemez doktora bir soru yönelttim.
-Doktor bey kırmızı şarap sakıncalı mıdır?
Doktor bey cevap verdi.
-İnsana mutluluk veren her şey iyidir...

Sanırım konunun özü bu olsa gerek.İnsanı mutlu eden herşey iyidir...

Saygı ve sevgilerimle.   
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 24, 2008, 12:18:51 öö
Sayın tcorbaci,

Açıkçası sizin Tanrı' ya neden inanmadığınızı tam olarak anlayamadım. Bunun nedeninden biraz daha bahsetmeniz mümkün müdür?

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 24, 2008, 01:08:33 öö
Aslında ben insanların bir tanrıya inanmalarını anlayamıyorum..

Buna neden ihtiyaç duyduklarını,bu inançlarının ne kadar doğru,bilimsel ve güvenilir olduğunu...

Yukarıda dediğim gibi eğer insanı mutlu diyorsa bırakın inansın.. fakat bilimselliğe dayanmayan bir konuda  ben inananları ve bir tanrıya inanmayı ve hatta etrafmızda olan bitenleri bir inanış sistemine veya tanrıya bağlamayı gereksiz buluyorum.
İyi bir insan olmanın,barış,kardeşlik taraftarı olmanın,kendince var olmanın herhangi bir inanış sistemine ,dine bağlı olmaması gerekir. İnsanları aydınlığa götürecek yol önce önündeki dogmalardan temizlenmelidir.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Veritas - Nisan 24, 2008, 01:14:06 öö
Tanrı'ya inançta anlaşılmayacak bir şey yok bence. En basitinden evrime inanıyorsanız, Tanrı'nın evrimi kontrol ettiğini düşünebilirsiniz. Tanrı kavramını dinden bağımsız olarak da ele alabilirsiniz bence ve o zaman insanın neden bir Tanrı'ya inanmakta olduğunu da anlarsınız.

Bu tanrı adalet dağıtmıyor olabilir, cezalandırmıyor, ödüllendirmiyor olabilir. Bir kenara köşeye çekilmiş, olanlarla hiç ilgilenmiyor bile olabilir. En basitinden ben de ateizmi anlamıyorum. İspat edilemeyecek bir şey zira... Agnostiklik anlaşılabilir, "var mı yok mu bilmem imkansız, ayrıca beni ilgilendirmiyor" düşüncesini çok iyi anlayabiliyorum. Ama Tanrı'nın varlığını kesin olarak reddedebilmek de benim için anlaşılmaz.

Saygılarımı sunarım.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 24, 2008, 01:17:36 öö
Aslında ben insanların bir tanrıya inanmalarını anlayamıyorum..

Buna neden ihtiyaç duyduklarını,bu inançlarının ne kadar doğru,bilimsel ve güvenilir olduğunu...

Yukarıda dediğim gibi eğer insanı mutlu diyorsa bırakın inansın.. fakat bilimselliğe dayanmayan bir konuda  ben inananları ve bir tanrıya inanmayı ve hatta etrafmızda olan bitenleri bir inanış sistemine veya tanrıya bağlamayı gereksiz buluyorum.
İyi bir insan olmanın,barış,kardeşlik taraftarı olmanın,kendince var olmanın herhangi bir inanış sistemine ,dine bağlı olmaması gerekir. İnsanları aydınlığa götürecek yol önce önündeki dogmalardan temizlenmelidir.


Ben Tanrı' ya inanmanın bilimsel gerçeklik ile ne gibi bir çelişki taşıdığını anlamadım Sayın tcorbaci. Ben hem Yaradan' a inanıyorum, hem bilimsel gerçekleri kabul ediyorum, hem de bilim yapıyorum. İnancımın bir etkisi nasıl olabilir ki bilim üzerine?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Mozart - Nisan 24, 2008, 01:55:39 öö
sn. Allaha inananlar kafanız karışarak Allaha daha çok yaklaştığınızı göreceksiniz çünkü daha çok araştırıp gerçekte evrim diye birşey olmadığını göreceksiniz.ateizmi savunan forumlar var,prof. İlhan Arsel'in sitesi var.

Evrimi savunanlar genelde dnamızn yüzde 98inin maymuna benzedeğini söylerler ama
yüzde 90nın fareye,yüzde 75'inin nematod solucanlarına,yüzde 60'ınında Drosophila türüne ait meyve sineklerine benzediğini es geçerler.Uzaktan akrabamız olarak görürler.
şimdiki yeni modalarıda Tanrı Yanılgısı isimli kitap.
tam karşıt görüşte boşluktan yararlanmak isteyen ve iyi değerlendirmiş olan Adnan Oktar ve ekibi.Belgeleriyle yalanlıyorlar.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Santander - Nisan 24, 2008, 12:25:38 ös
Allah varsa bana ne faydası var?İnsanların çoğu bu hayatta çile sıkıntı ve zulumden başka şey görmez hayat bazılarına fena halde torpil geçer bunlar üstünlükleri sebebiyle kendilerine verildiğini sanır alt tabakada nerde hata yapıyorum ikilemleriyle aşşağlık kompleksi içinde yaşar gider.İnsan bu kadar problemli bi hayatta mecburen tanrıya inanıyor çünkü bu sıkıntıların bir karşılığı olmalı bi cennet,eğer o yoksa çıldırıyorsunuz peki bu yaptıklarımın anlamı ne ben bunları niye yaşıyorum? Hani dine inanırsanız allah bana sevap vericek cennete gidicem falan insanların allaha inanması iyi birşeydir toplumsal cinnetten korur yoksulluğa tahammülü çoğaltır bu dünyada allah yok ama insanların allahı var olmalı da!!
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 24, 2008, 02:24:10 ös
Görüşlerimin tamamen maddeci olduğunu söyleyebilirim..

Uhrevi bir dünyanın olmadığına inanıyorum.İnsanoğlu milyonlarca yıldır geçirdiği evrim sonunda tabiattaki en kuvvetli canlı haline gelmiştir.
Şu an pek bir moda olan! Tanrı Yanılgısı kitabını bende okuyorum ve görüşlerimi sağlamlaştırdığını söyleyebilirim.

Akabinde piyasada broşür mahiyetindeki bol miktarda bulunan Adnan Oktar kitaplarına bilgi kaynağı olarak başvurmam çok zor.Maddenin varlığını sorgulayan meşhur horoz deneyi bu kişilerin maddeye ve dünyaya bakışını özetliyor gibi..Neydi örnek kısaca hatırlayalım;

Bir horozun beyninde bazı bölgelere çok zayıf elektrik akımı veriliyor ve horoz kardeş kabarıp palazlanarak  kendi başına sanki karşısında bir rakibi varmışçasına savaşmaya başlıyor..aslında horozun beyninde belli bölgeler uyarılarak sanki bir kavga mücadelesi yaptığına inandırılıyor.Deneyi yapanlar bunun ne kadar sahte bir durum olduğunu biliyorsa horozda bu meseleyi bir o kadar ciddiye alıyor..artık onu bir kavga etmediğine,bir savaş kazanmadığına  inandırmak imkansız.Beyninde bu olay gerçekleşti.
Yani dış dünyadan bize gelen uyarımlar beynimizde bir anlama kavuşur ve varolurlar.Algılarımız sayesinde bunları hissederiz ve bunlardan gelen elektrik dalgaları sayesinde beynimizde bu iletiler gerçekliğe kavuşur, kısacası madde yoktur,tüm bu yaşadıklarımız bizim beynimizde oluşur,aslında bunlar tamamen duyu organlarımıza ulaşan elektrik akımlarıdır  gibisinden (EKSİK HATIRLADIĞIM ŞEYLER OLABİLİR) bir sonuca ulaşıyordu, böyle hatırladığım bir yazıları vardı.

Yaptıkları deneyin sonucunda ise konuyu destekleyen elektrik sinyalleri , algı üzerine renkli resimli örnekler vardı..

Nihayetinde bu yazı biyoloji ve fizikten hiç anlamayan herkese mantıklı gelebilecek bir yapıda ve ikna edicilik düzeyindeydi..

Geçen zaman zarfında maddenin inkarı hakkında web sitelerine bir yazı gönderdim.

Gerçekten maddeyi inkar ediyorsanız Sirkeci-Halkalı trenini önüne çıkın ve o zahiri görüntü içinizden geçsin gitsin..

Yıllar oldu hala cevap bekliyorum.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 24, 2008, 02:37:04 ös
Maddenin olması sizi Allah' ın olmadığına nasıl götürdü Sayın tcorbaci? Harun Yahya kitaplarında bildiğim kadarı ile izafiyet teorisi bir hayli kullanılmaya çalışılır. Ama dediğim gibi ben referans almıyorum kitaplarını. Ama maddenin var olduğunu biliyor ve hala Tanrı' ya inanmaya devam ediyorum. Bilimsel gerçekler benim için önemli ama bu bilimsel gerçekler Tanrı' ya olan hayranlığımı arttırıyor aynı zamanda...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 24, 2008, 03:31:23 ös
Madde varsa Tanrı yoktur demedim..Bu söylediklerimden bu sonuç çıkmaz..
Sadece o grubun anlatmaya çalıştığım deneyle vermek istedikleri mesaja vurgu yaptım..
Tanrının varlığını maddenin varlığıyla ne ispat ne de inkar edebiliriz.


 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 24, 2008, 03:46:40 ös
Blossom'a


Bilimsel gerçeklik ispatlanmış gerçekliktir.

Ruhunuzla , kabul ettikleriniz ne kadar gerçekçi...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 24, 2008, 06:39:31 ös
Blossom'a


Bilimsel gerçeklik ispatlanmış gerçekliktir.

Ruhunuzla , kabul ettikleriniz ne kadar gerçekçi...
Gerçekler ile inanışlar çok fazla paralellikler göstermez. Ama Tanrı' nın varlığını bile teorik olarak ispatlayabilenler var :) Şuan kimdi ve nasıl hesapladı hatırlamıyorum ama oyun teorisi mantığı ile Tanrı' nın varlığını ispatlayan bir bilim adamı var :)

Peki ruha inanıyor musunuz? Sonuçta ruhta görünmeyen bir mefhumdur.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Nisan 24, 2008, 08:32:18 ös
Madde dusunebilir mi, veya sevebilir mi? Bu sevgi somut mudur? Degil ise bir nedir?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 24, 2008, 08:40:11 ös
Madde dusunebilir mi, veya sevebilir mi? Bu sevgi somut mudur? Degil ise bir nedir?

Madde sevilebilir, örneğin parada bana göre bir maddedir. Sevgi ise asla somut değildir...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Nisan 24, 2008, 08:44:38 ös
Sorumu yanlis anlamissiniz Blossom Hn. Madde sevebilir mi diye sormustum. Maddenin ruhani olaylar karisindaki eksiklige bir gonderme yapmakti amacim.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 24, 2008, 08:50:29 ös
Sorumu yanlis anlamissiniz Blossom Hn. Madde sevebilir mi diye sormustum. Maddenin ruhani olaylar karisindaki eksiklige bir gonderme yapmakti amacim.

Madde, maddeci bir mantaliteye sahipseniz sevilebilir ama bu ruhaniyetinizin göstergesi olmaz; yani sizin ruhaniyetten ne kadar mahrum olduğunuza delalet olur. Ben yanlış ifade etmişim :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: de_hund - Nisan 27, 2008, 02:27:27 öö
Evrenin bir ulu mimarı vardır. . .
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Itzhak - Nisan 27, 2008, 02:35:43 öö
Evrenin bir ulu mimarı vardır. . .

Katılıyorum...Saygılarımla
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 05:00:12 öö
Sorumu yanlis anlamissiniz Blossom Hn. Madde sevebilir mi diye sormustum. Maddenin ruhani olaylar karisindaki eksiklige bir gonderme yapmakti amacim.

Madde, maddeci bir mantaliteye sahipseniz sevilebilir ama bu ruhaniyetinizin göstergesi olmaz; yani sizin ruhaniyetten ne kadar mahrum olduğunuza delalet olur. Ben yanlış ifade etmişim :)


E ama yine yanlis anlamissin Blossom :)

Sn Luks kisaca demek istiyor ki, maddenin ruhu var midir?Malum, ancak ruh sahipleri sevgi gibi ulvi hisleri ihtiva edebilirler.

Ama ote yandan, her ruhu olanin maalesef sevgi, ask gibi duygularla mucehhez olmadigi tezinden yola cikarsak, maddenin ruhu olsa dahi birseyleri, bireyleri sevecegi garantisini veremeyiz kanimca..Ornegin cep telefonum beni seviyor mu , bunu ruhu olmadigi icin kestirmem cok zor. Fakat enterasandir hayvanlardaki evlat duskunlugu, dostluk manzarasi ve kiskanclik gibi hasletlerin onlardaki sevgiden mi yoksa aliskanliklarinin ziddi yondeki hadiselere gosterdikleri etki-tepki neticesinden mi oldugunu merak etmisimdir hep. Bunu uzmanina sormadan bilemeyiz.

Belki bu Masonik ogretiyle bagdasmaz ve siz hemen kendi ogretilerinize has bir aciklama getirir olayin boyle olmadigini ifade edersiniz ama .:) Neticede ben boyle dusunuyorum...


Muhabbetle


Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 27, 2008, 02:46:40 ös
Maddenin sevemeyeceğini düşündüğümden dolayı soruyu sürekli madde sevilebilir mi olarak algılamışım :) Şimdi farkediyorum Kırlangıç :)

Hayvanlarda akıl mefhumu olmayabilir ama onların da hisleri var. Sonuçta söylediğin bu duyguları hisleri vasıtası ile yaşıyorlar.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 02:52:50 ös
Farabi, maddenin ruhunun olduguna inaniyordu diye hatirliyorum Aristotle'in aksine.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 27, 2008, 02:55:24 ös
Farabi, maddenin ruhunun olduguna inaniyordu diye hatirliyorum Aristotle'in aksine.

Sence maddenin ruhu olabilir mi?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 03:08:34 ös
Bizim anladigimiz soyut bir ruh olmayabilir belki bu ama,mesela Japonya'da yapilan bir deneyde, iki ayri kavanoza koyulup 40 gun bekletilen pirinclere, her gun birine "Guzel" digerine "Cirkin" denilmis. Ve guzel denilerek telkin verilen  kavanozdaki pirinclere hic bir sey olmazken, sasirtici bir sekilde cirkin diye telkin edilen kavanozdaki pirincler kuflenmis, kokmaya baslamis...

Baska bir ornek daha, yine yapilan bir deneyde, bir bardak suya nahos kelimeler soylendiginde su taneciklerinin seklinin cok korkunc bir hal aldigi, ancak guzel soz soylendiginde ise ayni tanelerin acilip en guzel sekillerde kendini demonstre ettigi gozlenmis...

Farabi'nin sozunu ettigi  ise hareket ettikleri icin daha cok gezegenleri, gok cisimlerini,  volkanlari, yildizlari kapsiyor olmasi.


Muhabbetle
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 27, 2008, 03:12:31 ös
Ama senin bahsettiklerin tam anlamıyla madde değil. Benim madde dediğim, senin dediğin gib telefonumuz, arabamız vs. Bu bağlamda sormuştum aslında sorumu...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 03:14:38 ös
Ama senin bahsettiklerin tam anlamıyla madde değil. Benim madde dediğim, senin dediğin gib telefonumuz, arabamız vs. Bu bağlamda sormuştum aslında sorumu...

Pirinc ve su sence yeteri kadar madde degil mi Blossom ? Unutma ki, araba, cep telefonunu meydana getiren seyler arasinda cesitli kimyasal sivisal maddeleri , ornegin arabanin boyasi yapilirken kullanilan su, petrol, (bu da bir sivi) hep bunlar yukarida anlatigim su deneyinde etkilesim gosteren maddelere sahip.   
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 27, 2008, 03:17:29 ös
Ama senin bahsettiklerin tam anlamıyla madde değil. Benim madde dediğim, senin dediğin gib telefonumuz, arabamız vs. Bu bağlamda sormuştum aslında sorumu...

Pirinc ve su sence madde degil mi Blossom ?

Pirinç bir bitkiden geliyor ve bozulabiliyor aynı saksıdaki bitki gibi. Su ise bir süre sonra ağzı açık bırakılınca içinde mikro-organizmalar yaşabiliyor. Ama bir tahta mesela, küflenmez. Bunu anlatmaya çalışıyorum aslına bakarsan...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 03:21:08 ös


Pirinç bir bitkiden geliyor ve bozulabiliyor aynı saksıdaki bitki gibi. Su ise bir süre sonra ağzı açık bırakılınca içinde mikro-organizmalar yaşabiliyor. Ama bir tahta mesela, küflenmez. Bunu anlatmaya çalışıyorum aslına bakarsan...

Yaniliyorsun. Sen hic tahtanin kuflendigini, hatta karardigini gormedin mi? Madem madde, o zaman neden yaslaniyorlar? Degisim geciriyorlar? Maddenin degissim gecirmesi demek, onlarin belli bir omrunun olmasi demek oluyor sanirim?Ama bakiyorsun, tahta (ki tahta agactan yani ruh sahibi bir bitkiden meydana geliyor) olebilirken, kuflenebilirken, plastik ne yapsan, kaybolmuyor, sadece ateste eritebilirsin.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 27, 2008, 03:25:07 ös
Tahta yanlış oldu farkındayım :) Çünkü oda ağaçtan türeme. Kafam karıştı Kırlangıç :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 03:28:31 ös


Pirinç bir bitkiden geliyor ve bozulabiliyor aynı saksıdaki bitki gibi. Su ise bir süre sonra ağzı açık bırakılınca içinde mikro-organizmalar yaşabiliyor. Ama bir tahta mesela, küflenmez. Bunu anlatmaya çalışıyorum aslına bakarsan...

Ustelik yukaridaki deney olayinini cok iyi anlamadin sanirim. Diyorum ki , ayni sartlara haiz iki ayri kavanozdaki pirinclerden sadece 40 gun boyunca guzel iltifatlar edilene  hic bri sey olmazken, diger kavanozdaki "cirkin, cirkin" diye telkin edilen pirinc 40 gun sonra kufleniyor, kokuyor.  Yine su ornegine ne diyeceksin? Icindeki kristallerin sekillerinin (guzel sozler telkin edilen) guzel sekiller olusturdugu ancak kotu soylendigi zaman aniden degisip kristallallerin cirkin bir hal aldigi?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 27, 2008, 03:33:39 ös
Anladım verdiğin örneği ama bilgim yeterli değil. O sebepten açıklamalarım mantık dışı olabilir. Üzerinde düşünmem yada araştırma yapmam gerekir diye düşündüm. Kafam biraz karışık, yanlış cevaplar verdim. Haklısın...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: shemuel - Nisan 27, 2008, 08:25:02 ös
Tahta yanlış oldu farkındayım :) Çünkü oda ağaçtan türeme. Kafam karıştı Kırlangıç :)
Ney neyden türeme ilkin onu ayırt etmek gerekiyor değilmi?
işin doğrusu Sevgili dostumuz torbacı bir kaç arkadaşın kafasını iyi karıştırmış :D
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: shemuel - Nisan 27, 2008, 08:37:17 ös
Farabi, maddenin ruhunun olduguna inaniyordu diye hatirliyorum Aristotle'in aksine.
Farabi şu anda yaşasaydı  Çobanlık bile yapamazdı ;D
Maddenin ruhu Platon'un İdealar Dünyası kadar saçma bir görüştür.Azıcık Sokratesçi olup gerçeklerle yaşamayı tavsiye ederim.Mitlerle ve Mitsel inançlarla vakit kaybetmemek gerekiyor.
Ne diyelim İnsan denilen düşünmekten aciz yaratık.Bilimin buluşlarını kalkıp Değersiz bir Puta mal ederken ,Bilimin çözemediği konuların kaynağının ise yine o Put olduğunu düşünür.
Bak bak önünde otlanan sürüye bak iyi izle onları..Dedimki onlara ``Sizlere dayatılan sürü üyesi olmaktır.Hadi iyi otlanmalar``
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 27, 2008, 08:44:23 ös
Ben Neo Platonus'cuyum efendim, var mi itirazin ?  :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: shemuel - Nisan 27, 2008, 08:52:16 ös
Ben Neo Platonus'cuyum efendim, var mi itirazin ?  :)
Söylesene bu yeni platonculuk nasıl bir şey oluyor ;)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Veritas - Nisan 28, 2008, 01:05:31 öö
Bizim anladigimiz soyut bir ruh olmayabilir belki bu ama,mesela Japonya'da yapilan bir deneyde, iki ayri kavanoza koyulup 40 gun bekletilen pirinclere, her gun birine "Guzel" digerine "Cirkin" denilmis. Ve guzel denilerek telkin verilen  kavanozdaki pirinclere hic bir sey olmazken, sasirtici bir sekilde cirkin diye telkin edilen kavanozdaki pirincler kuflenmis, kokmaya baslamis...

Baska bir ornek daha, yine yapilan bir deneyde, bir bardak suya nahos kelimeler soylendiginde su taneciklerinin seklinin cok korkunc bir hal aldigi, ancak guzel soz soylendiginde ise ayni tanelerin acilip en guzel sekillerde kendini demonstre ettigi gozlenmis...

Farabi'nin sozunu ettigi  ise hareket ettikleri icin daha cok gezegenleri, gok cisimlerini,  volkanlari, yildizlari kapsiyor olmasi.


Muhabbetle

Bu deney olayını daha önce de duymuştum. Gerçeklik oranı nedir? Ve bir kanıtı var mı acaba? Merak ettiğim için soruyorum...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Nisan 28, 2008, 01:11:26 öö
Bir scientist dergisinde okumustum cok uzun yillar once. Nushasini bulmam su an icin maalesef mumkun degil.


Pekala her iki deney de yapilip sonuclara bakilabilir. Su kristalleri icin bir kimya labaratuvari gerekiyor malum ama pirinc ornegini ben evde yaptim ve yakin bir sonuc aldigimi soyleyebilirim...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 28, 2008, 01:20:12 öö
Tahta yanlış oldu farkındayım :) Çünkü oda ağaçtan türeme. Kafam karıştı Kırlangıç :)
Ney neyden türeme ilkin onu ayırt etmek gerekiyor değilmi?
işin doğrusu Sevgili dostumuz torbacı bir kaç arkadaşın kafasını iyi karıştırmış :D

Kafam o yüzden karışmadı Sevgili Şemo :D
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Belial - Nisan 28, 2008, 07:39:13 öö
Değerli arkadaşlar,

Maddenin hallerini biliyoruz. Acaba diyorum, çevremizde, heryerde olan bir tür enerji varsa? Ve insan bunu "istek" sayesinde yönlendirebiliyorsa?

Bu fikir pirincin de, otomobilin de başına her tür şeyi getirebileceğiniz bir tür oyunun oyuncuları yapar bizi. En kontrolsüz ve sık yaşanan "nazar"ından, en az bize gösterilen "büyü"sünden, en fazla kafa karıştıran "telkin ile tedaviden",  şifacılıktan, ve hatta televizyon kanallarında dahi canlı yayında ülkemiz insanları tarafından dahi gösterime sunulmuş "zihin gücü ile madde bükme-kırma"sından..
Bunlardan ne anlamalıyız? Yada anlamamalı, es mi geçmeliyiz?

Evet, dinler işe yaramaz şeyler olabilir. Evet, tanrı dün başka şekilde gösterilmiş, bugün ise insanın evrimi ile bağlantılı olarak bugünkü insana uygun şekilde "pazarlanıyor" olabilir..

Peki efendim.. Klasik bir soru soracağım, kusura bakmayın..
Sizce bu evren, -bakın evren diyorum, dünya falan değil- anlamsız mı?

Ben bu evrenin anlamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü birşeylerin "varolmasını" anlamlı buluyorum.

(Elbette, evrensel etkileyicilik gücüne sahip bir Tanrı varsa, Onun dahi dönüp kendi kendine "acaba ben neden varım, bu madde neden var, biz ne iştir ki varız? amacı nedir bu var oluşun, hangi olaydan ortaya çıktık?" diye soracağını da tahmin ediyorum..)


İlk başta hertarafımızı saran bir "enerji" dedim..  Açayım, bunlar -tek bir enerji çeşidi etrafımızı sarmaz, kendi tercihimizle biz bu enerjilerden birini yaşarız- enerji kutuplarından gelir. Enerji kutupları acaba Tanrılar mıdır? Bence soru budur.

Ayrıca.. Bu kadar devasa bir uzayda, evrimle olsa dahi, sadece biz gariban insanlığın olduğu, en azından benzerlerimizin olmadığı, yahut da tüm evrenin bizim için oluştuğu.. Bunlar bana inandırıcı gelmiyor. Ne de olsa dünya geç kuşakta oluşmuş bir gezegen. Ya hala yokolmamış ve erken kuşakta oluşmuş gezegenlerde neler var acaba? Hiçbirşey yok mu?
Aslına bakarsanız, bunun cevabını kısa ömürlerimizde "bilemeyeceğiz". Belki bu konuyu düşünmek de anlamsızdır bu yüzden . Ama bu garip mantık dizesine birşey eklersek, akıllarımıza bir soru işareti ekleyebiliriz.
Ya başka canlı varsa? Hatta ışık hızına yakın hızda seyahat edebilen, telepati, telekinezi, durugörü, yahut maji gibi bizim için "zor" deneyimleri el çırpmak kadar rahatça yapan varlıklar varsa? Ateş nedir? Plazmadır. Plazma halinde şuuru olan varlık varsa? Yada başka bilmediğimiz titreşim boyutlarında şuurlar..  Biz böyle varlıklarla karşılaşsak, acaba onlara tanrı mı diyecektik?..
İyice uçtum, biliyorum. Ama evrenimizin büyüklüğü o kadar UÇUK bir boyutta ki.. Büyük ihtimalle esas GERÇEK ; bizim her türlü en uçuk fikirlerimizden bile daha garip, daha uçuk ve daha sarsıcıdır.   .

Evrenin ulu mimarlar tarafından oluşturulduğunu mantıklı buluyorum. Ama bilmek iyidir, inanmak ise son çaredir.
Mantıklı bulmakla yetiniyorum..

Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Veritas - Nisan 28, 2008, 11:13:35 öö
Sayın Belial, yazılarınızı çok beğenerek takip ediyorum. Açıkçası sizin düşündüklerinizi ben de sık sık düşünüyorum fakat biraz septik bir insanım, kanıt bulmadıkça herhangi bir şeyi mantıklı da bulamıyorum. Belki de sizin dediğiniz gibi gerçekten bu kısa ömürlerimizde bilemeyeceğiz...

Özel olarak bir şey sormak istiyorum, imzanızdaki kısaltma sanırım "In nomine Domini Dei nostri Satanae Luciferi Excelsi, Amen"i işaret ediyor. Yine nickiniz, "Satan, Lucifer, Belial, Leviathan" şeklinde devam eden bir isim listesinden alıntı. Üslubunuzun da bu kadar başarılı olduğunu görünce, bunları öylesine seçecek birisi olmadığınızı düşünüyorum. Umarım forumda açılmış olan okült konulara da görüşlerinizi yazarsınız.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Santander - Nisan 28, 2008, 05:47:16 ös
Değerli arkadaşlar,

Maddenin hallerini biliyoruz. Acaba diyorum, çevremizde, heryerde olan bir tür enerji varsa? Ve insan bunu "istek" sayesinde yönlendirebiliyorsa?

Bu fikir pirincin de, otomobilin de başına her tür şeyi getirebileceğiniz bir tür oyunun oyuncuları yapar bizi. En kontrolsüz ve sık yaşanan "nazar"ından, en az bize gösterilen "büyü"sünden, en fazla kafa karıştıran "telkin ile tedaviden",  şifacılıktan, ve hatta televizyon kanallarında dahi canlı yayında ülkemiz insanları tarafından dahi gösterime sunulmuş "zihin gücü ile madde bükme-kırma"sından..
Bunlardan ne anlamalıyız? Yada anlamamalı, es mi geçmeliyiz?

Evet, dinler işe yaramaz şeyler olabilir. Evet, tanrı dün başka şekilde gösterilmiş, bugün ise insanın evrimi ile bağlantılı olarak bugünkü insana uygun şekilde "pazarlanıyor" olabilir..

Peki efendim.. Klasik bir soru soracağım, kusura bakmayın..
Sizce bu evren, -bakın evren diyorum, dünya falan değil- anlamsız mı?

Ben bu evrenin anlamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü birşeylerin "varolmasını" anlamlı buluyorum.

(Elbette, evrensel etkileyicilik gücüne sahip bir Tanrı varsa, Onun dahi dönüp kendi kendine "acaba ben neden varım, bu madde neden var, biz ne iştir ki varız? amacı nedir bu var oluşun, hangi olaydan ortaya çıktık?" diye soracağını da tahmin ediyorum..)


İlk başta hertarafımızı saran bir "enerji" dedim..  Açayım, bunlar -tek bir enerji çeşidi etrafımızı sarmaz, kendi tercihimizle biz bu enerjilerden birini yaşarız- enerji kutuplarından gelir. Enerji kutupları acaba Tanrılar mıdır? Bence soru budur.

Ayrıca.. Bu kadar devasa bir uzayda, evrimle olsa dahi, sadece biz gariban insanlığın olduğu, en azından benzerlerimizin olmadığı, yahut da tüm evrenin bizim için oluştuğu.. Bunlar bana inandırıcı gelmiyor. Ne de olsa dünya geç kuşakta oluşmuş bir gezegen. Ya hala yokolmamış ve erken kuşakta oluşmuş gezegenlerde neler var acaba? Hiçbirşey yok mu?
Aslına bakarsanız, bunun cevabını kısa ömürlerimizde "bilemeyeceğiz". Belki bu konuyu düşünmek de anlamsızdır bu yüzden . Ama bu garip mantık dizesine birşey eklersek, akıllarımıza bir soru işareti ekleyebiliriz.
Ya başka canlı varsa? Hatta ışık hızına yakın hızda seyahat edebilen, telepati, telekinezi, durugörü, yahut maji gibi bizim için "zor" deneyimleri el çırpmak kadar rahatça yapan varlıklar varsa? Ateş nedir? Plazmadır. Plazma halinde şuuru olan varlık varsa? Yada başka bilmediğimiz titreşim boyutlarında şuurlar..  Biz böyle varlıklarla karşılaşsak, acaba onlara tanrı mı diyecektik?..
İyice uçtum, biliyorum. Ama evrenimizin büyüklüğü o kadar UÇUK bir boyutta ki.. Büyük ihtimalle esas GERÇEK ; bizim her türlü en uçuk fikirlerimizden bile daha garip, daha uçuk ve daha sarsıcıdır.   .

Evrenin ulu mimarlar tarafından oluşturulduğunu mantıklı buluyorum. Ama bilmek iyidir, inanmak ise son çaredir.
Mantıklı bulmakla yetiniyorum..

Arkadaşlar ben siteden ayrılıyorum Belial kardeşimi özelden tanırım oldukca akıllı ve araştıran bir kişiliktir yazılarını takip etmenizi öneririm

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 28, 2008, 07:48:26 ös
Ozaman Sayın Belial, baştan başlayıp ilk önce kendi varlığımızı sorgulamalıyız. 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Belial - Nisan 29, 2008, 03:15:14 öö
Sayın Veritas, bulgularınız doğrudur. Ama ben bilgisi fazla bir insan evladı değilim; bilgimden ziyade ilgim  daha fazladır. Sahip olduğum kısıtlı bilgiyi elbette paylaşırım, ama gerçekten çok kısıtlıdır ve buradaki birçok kişinin bilgisi çok daha önem gösterilmesi gereken düzeyde. Ve okült konularda yardım isteyen biriyim:)

Sn. Santander ile tanışırız, sevdiğim bir insandır, forumdan ayrılmamasını ve yararlı paylaşımlarını sürdürmesini isterim.  Dostum; hakkımdaki güzel sözlerin için teşekkür ederim, ve doğrusudur ki, ben de aynısını senin hakkında söylüyorum.

Sn. blossom; belki de öyle yapmalıyız. Ama sadece bunu yapmak yetmez sanırım. Bence her dalda birşeyler yapmak lazımdır. Mantık zincirlerinden çok, bulgularımızı dene-gör alakasına oturtmak daha sağlıklı değil midir? Ruhsal olgular varsa eğer; koca Okült (okült derken anlatmak istediğim, 'saklılık'tan ziyade, ruhsal bilgi) bilgi boşuna mıdır? Hiçbir Okült bilginin denemesi yok mudur? Vardır efendim; ve bu durumda, inanmak yerine deneyip görmek gerekmez mi?

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 29, 2008, 10:43:46 öö
Sayın Belial,

Mutlaka dene-gör yapmak lazım. Ancak hayatı böyle kavrayabiliriz diye düşünürüm hep. Benim söylemek istediğim, "bir yerden başlayacaksak önce kendi varlığımızı sorgulamakla başlamalıyız işe" idi. Ezberden inanmak, işin kolayına kaçmaktır...

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Belial - Nisan 29, 2008, 11:03:38 öö
Sn. blossom,
Size bu konuda tamamen katılıyorum.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 29, 2008, 11:51:10 öö
Kendimizi sorgulamaktan ne kastedliyor acaba...

Ben kimim , neden varım, dünyada bir amacım olmalı gibi şeyler mi..?

Lütfen biraz konuyu açabilir miyiz?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 29, 2008, 11:54:48 öö
Kendimizi sorgulamaktan ne kastedliyor acaba...

Ben kimim , neden varım, dünyada bir amacım olmalı gibi şeyler mi..?

Lütfen biraz konuyu açabilir miyiz?

Önce varlığımızın bilincine varmak. Ben kimim sorusunu kendimize yöneltmek ve aynaya baktığımızda gördüğümüz kim? Sonra neden varım sorusunu yöneltmeliyiz. Amacımız ne ve biz ne yapmaktayız.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 29, 2008, 12:50:21 ös
Bu dünyada var olup ve bir süre sonra ölüp gidecek olduktan sonra bu soruları sormanın anlamı ne...?

Zaten ölüp gideceğiz o zaman bu hayatı en iyi ,en faydalı şekilde yaşamalıyız..?

Varlığımızın bilincine varınca ne olacak, zaten var değil miyiz? Olanı sorgulayınca ne değişecek?

Hepimiz azot dönüşümünün bir istasyonuyuz...Fizyolojik varlığımız sayesinde hayat bulan aklımızı daha önemli şeylere yormalıyız..Bilim gibi,sanat gibi..

 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Belial - Nisan 29, 2008, 12:54:54 ös
Sn. tcorbaci ;  tüm dinlerin söylediklerinin aksine, bir zamanlar şöyle birşey okumuştum:

"-Reenkarnasyon var mı?

-Bunu ruhsal ve fiziksel yapınıza göre iki şekilde almakta yarar var. Dini temellere göre reenkarnasyonu kabul etmek zorundasınız. Aslında, reenkarnasyon yok. Bir insanın ölünce tekrar beden olarak doğmasına imkan yok. Çünkü aynı genlerden oluşmaya imkan yok. Spiritüel enkarnasyon yok. Beden olarak bir enerji taşıyorsunuz, bunu kullanıyorsunuz. İnsanın sıfırdan kaynaklanan bir evrimleşmesi var. Hepiniz belli kültürleri taşıyorsunuz. Reenkarnasyonun burada oluşması imkansız, çok geriye gidilirse sizin çıkış noktanız aynı olabilir, beyniniz binlerce yıl öncesini hatırlayabilir, genetik hafıza reenkarnasyon zannediliyor. Ruh enerjisinin başka kanallara aktarılması mümkün, eskilerin el vermek dedikleri gibi. Ölünce ruh bütüne döner kaybolur, bunu önleme sistemi enerji kapılarıdır. Ancak bu şekilde yok olmayı ortadan kaldırabilirsiniz... "

Burada iddia edilen durumun herhangi bir dayanağı yok. Ama yine de beni, birçok şeyi sorgulamaya itmişti. Bir sonuca yahut tam bir bilgiye vardım mı? Henüz değil. Peki buna değer miydi? Bence değerdi.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Nisan 29, 2008, 02:31:42 ös
Bilimsel olarak bildiğim kadarı ile, genetik hafızanın varolduğunu duymuştum. Beynimizin henüz çok az bir kısmı tıp tarafından tanımlanabiliyor. Bu konu üzerinde daha çok açıklamalar ve araştırma sonuçları olacağına inanıyorum. Yanılıyorsam bilenler düzeltsinler kelimelerimi, beynimizin arka kısmında atalarımızın yaşadıkları depolanmış bir şekilde duruyor. Buna inanıyorum ben ve dolayısıyla reenkarnasyona inanmıyorum.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 29, 2008, 03:22:36 ös
Bildiğim kadarıyla beynimiz çeşitli katmanlardan oluşuyor..Zaman içerisinde gerek toplu yaşamanın gerekse bir hayat anlayışı oluşturmamızın sonucunda onbinlerce yıllık bir süreçte beynimiz büyüdü ve üst kısmında yeni bölümler gelişti...Tüm sosyal hayatımız  ve beynimizin uyum sağlama çabaları paralel gitti...Beyin gittikçe büyüdü...Fazla akıl fazla güçden daha ucuz ve daha az yorucu olduğu için beynin geçirdiği değişim daha hızlı oldu...Ayak serçe parmaklarımızın kısalmaya başlamasından daha kısa sürede beynimiz aksine daha fazla büyüdü...fakat en ilkel beynimiz yani avcılık ,toplayıcılık yapan , hiç düşünmeden bir canlıyı bir vahşi hayvan kadar hızlı ve acımasız öldürüp yok eden ilkel beynimiz epeyce içeride kaldı...

Acımasızca cinayet işleyen insanların bu eski beyinleri ile bağlantılarını koparamadığı üzerine bir belgesel seyretmiştim.
Hiç düşünmeden acımasızca işlenen cinayetler ancak bu olayın vehametini algılayamayan zavallıların fiilleri olabilir diye inanıyorum...Sosyal hayatı az gelişmiş toplumlar hala savaşlarda ve insan cezalandırmada en kaba ,en ilkel metodları kullanıp enigizisyonu aratırken , modern toplumlarda savaş artık uzaktan kumandalı tanklara,silahlara , ceza ve işkence ise kimyasal veya ruhsal eziyetlere yerini bırakmaktadır...

Tüm bu ilişkileri doğuran insan toplumu ne yazık ki bazı eylemlerini din adı altında yapınca burada artık bir haftadır tartıştığımız , ne mükemmelliğe ulaşmaktan,ne ilahi aşktan ,ne bilinmezcilikten , ne de gizemli uhrevi fikirlerden bahsedebiliriz...

İnancın kişiden kişiye gösterdiği değişkenlik inancın bireyin tasarrufunda olduğunu da gösterir..bu nedenle her canlının değişik bir iman anlayışı olması normaldir...Var olmayan bir unsura değişik iman çeşitleri göstermenin altında ise bireyin ilkel zamanlarından kalma korku ve sığınma,ait olma dürtülerinin yattığını ve mantığı kabul etmese bile bir tanrıya iman etme düşüncesinin onu koruduğu fikri yattığına inanıyorum ...hala....   
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Belial - Nisan 29, 2008, 03:35:59 ös
Sn. tcorbaci, yaratıcı bir Tanrıya inanmamanızı, kendi sebeplerinizden ötürü destekliyorum. Ama benim söylemek istediğim, ruhani konularda ilerleyen her insanın, bu konularda ilerleme sebebinin " Tanrı inancı, yahut ahiret kaygısı" olmadığıdır.

Yokolmamanın bir yolu eğer var ise, bunu bulma istenci de bazı insanlarda ruhsal konularda çalışma isteği oluşturabiliyor. Bu tip konuların olup olmadığını da denemek lazımdır, benim düşüncem budur. Ve eğer bu denemelere başlanıyorsa, evet, Sn. blossom'un da dediği gibi, önce kendi varlığımızı sorgulamaktan başlanmalıdır.

"Var olmayan bir unsura değişik iman çeşitleri göstermenin altında ise bireyin ilkel zamanlarından kalma korku ve sığınma,ait olma dürtülerinin yattığını ve mantığı kabul etmese bile bir tanrıya iman etme düşüncesinin onu koruduğu fikri yattığına inanıyorum ...hala.... "
Bence inanmayın,  aksine bilin,) İnanmak iyi birşey değil..

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Nisan 29, 2008, 04:08:51 ös
Teşekkürler..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: dogudan - Mayıs 05, 2008, 10:58:34 ös
Alıntı
Bir yaratıcıya inanmak masonluğun gereği olmamalı ..

Böyle görenlerede saygımız vardır ancak bilim ve mantık düzeyinde düşünen insanların tanrı anlayışı çok farklıdır.Ben şahsen tanrıya gönülden inanmakla birlikte onu herkesin ulaşmaya çalıştığı bir mükemmeliyet hedefi olarak görüyorum.

Masonluktaki ritüellerde de tanrı sürekli olarak anılır çünkü o bir mükemmelliyet hedefidir ve her Masonun amacıda mükemmel insan olabilmek olduğu için tanrıya inanmayan bir Mason olamaz.Olmamalıdırda.


Sn. MYSTICPROVOCATEUR 

Mükemmeliyete ulaşmış insan bu durumda kendini tanrı yerine koymuş olmazmı? Tersinden bakarsak tanrıyı reddetmek insanı mı reddetmek olur? 

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Mayıs 05, 2008, 11:01:36 ös
Ilk sorunuzu ben de sordum ama suana kadar cevaplanmadi Sn Dogudan.  Bilen hangi baslikta oldugunu bilir, bilmeyen de bulur :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: dogudan - Mayıs 05, 2008, 11:21:07 ös
Ilk sorunuzu ben de sordum ama suana kadar cevaplanmadi Sn Dogudan.  Bilen hangi baslikta oldugunu bilir, bilmeyen de bulur :)


Cevap alabileceğimi düşünüyorum :) Umarım yanılmam.bazen cevaplar anlatımlardaki bir kelimede bile olabilir. Ancak cevap gelmediği takdirde diyecek birşey yok. Belkide doğru kabul etmek gerekebilir. Bana bu durum varoluşçu felsefeyide anımsatıyor. insan varolma sebebini kendinde arar. konuyla ilgili detayı şu adreste bulabilirsiniz :   http://tr.wikipedia.org/wiki/Varolu%C5%9F%C3%A7uluk
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Supeluta - Mayıs 06, 2008, 12:31:09 öö



Sn. MYSTICPROVOCATEUR 

Mükemmeliyete ulaşmış insan bu durumda kendini tanrı yerine koymuş olmazmı? Tersinden bakarsak tanrıyı reddetmek insanı mı reddetmek olur? 

Saygılarımla,


mason arkadaşları bu kadar zorlamayalım isterseniz,sonuçta onlar bu hayatın sırlarını çözmüş,seçilmiş yaratıklar değil ;) cevap alamayışınızın nedeni bu olmasın ..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: dogudan - Mayıs 06, 2008, 12:38:09 öö

mason arkadaşları bu kadar zorlamayalım isterseniz,sonuçta onlar bu hayatın sırlarını çözmüş,seçilmiş yaratıklar değil ;) cevap alamayışınızın nedeni bu olmasın ..

Zorlamak  tanımı bence uygun bir tarif olmadı, burda amaç masonluk hakkında biraz bilgi edinmek, yargılamak değil.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Supeluta - Mayıs 06, 2008, 12:40:53 öö
elbette,amacınız bu olmalı..

demek istediğim,yaratılış,varoluş vs. masonluk dışı konularda fazla zorlamamanız,masonluk hakkında ki sorulara zaten cevap veriyorlar genelde arkadaşlar ..

saygılar..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Free and Accepted - Mayıs 06, 2008, 11:47:01 öö
Konu basligini acan arkadasim, eger Allah inanciniz  (ya da Tanri ya da ne demeyi tercih ediyorsaniz) yoksa zaten Masonluga girmeniz sozkonusu olamaz. Herseyden once sizin inancinizin olmadigini bilen bir Mason locaya gidip de sizin adayliginiz konusunu gundeme getiremez ve getirmemelidir de. Ayrica "davet" olayinin Turkiye disinda nerelerde sikca kullanilan bir yontem oldugunu bilemem. Ama ornek vermek gerekirse bizim bagli bulundugumuz jurisdiction'da bir sahsi Masonluga davet etmek yasaktir. Ama bu degisik cografyalardaki taninmis ve kabul edilmis Mason Localarinin arasindaki ufak tefek farkliliklardan biridir. Cok da onemli bir fark degildir bence. Ornegin biz de "To be one ask one" felsefesi yeni uye kayitlarini yonlendirir. Yani tanidiginiz bir Mason'a ilgi ve alakanizi bahsedersiniz o da eger sizin Mason sifatini tasimayi hakettiginize emin olursa prosedurun belirttigi sekilde basvuru surecini baslatir. Yine de ikinci bir Kardesin kefilligi istenir bir cok jurisdictionda.  Zaten "Tek Yaratici" anlayisiniz yoksa konu acilmadan kapanmis demektir. Bu durumda size hic bir Mason yardimci olmaz ve olamaz. Ha bu dogru mudur yanlismidir ? Bu da artik Masonlugun verecegi bir karardir. Daha dogrusu bu karar yuzyillar once zaten verilmistir. Masonluk sizin fikrinizi ve inancinizi yargilamaz, tartismasini yapmaz ama kendi yasalari cercevesinde kendi kurallariyla hareket etme hakkini her zaman muhafaza eder. Sizden de sizin inanciniza gosterilen sayginin aynisini o gelenek ve yasalara gostermenizi bekler. Dusunun ki bir futbol maci seyretmeye gittiniz oyunculara basketbol kurallariyla oynamalarini empoze edemezsiniz. Diger hersey gibi Masonlugu'nda belirli kurallari vardir. Ve bunlar degistirilemez kurallardir. Ornegin bayanlarin Mason olmamasi ya da mason olmak isteyen insanin Tek Yaratici anlayisina sahip olmasi ve yine adayin toplumda kotu sohret sahibi olmamasi veya bazi suclardan dolayi hapis ya da para cezasi almamis olmamasi gibi. Daha once de belirtildigi uzere Masonluk  rehabilite amacli bir topluluk degildir. Adayin hali hazirda bazi seylere inanmis olmasi kendisinden beklenir. Yani tarikatlar ya da dinler gibi inanmayanlari inandirmak ya da gunahkarlari melege donusturmek gibi soylemleri ve iddialari yoktur.
Tanri, din, ahlak, aile gibi mefhumlarin Masonlukta tahmin edilenden cok daha fazla yeri  vardir ve gerek ritueller gerekse toplantilarda bu durum cok aciktir.
Bayanlarin sozde "Mason" yapildigi, Ateistlerin "sozde" Masonluga kabul edildigi bazi kendinden tescilli organizasyonlar ortaya cikmislar ve Mason olduklarini kabul etmislerdir. Biz bunlarin mason statulerini tanimayiz. uyelerimiz bu tur organizasyonlarin toplantilarina katilmaktan men edilmistir. Ornegin yurtdisina gidecek Kardeslere hizmet amaciyla bizim jurisdictionimizda Buyuk Loca'da Sekreter Kardesimizin kontrolu altindaki bir calisma grubu Kardeslere gideceklaeri yerdeki bizim locamizca taninmis ve onaylanmis Mason Localarinin listesini  verir.
Umarim bu aciklama biraz da olsa konunun iki degisik boyutunu isik tutmustur.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: dogudan - Mayıs 06, 2008, 03:43:45 ös
Yorumunuzda  soruma cevap bulamadıysam da verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

Belirtmek isterimki bir yaratıcaya inanmak için illaki bilime ihtiyaç yoktur.Elbette bilimin dili insan mantığını doğru yönlendirir ve kuşkuya yer bırakmaz. Ancak insan, benim tanımımla sezgisel zeka ilede bir takım sorularına içsel bir yanıt bulabilir. Belki tarifi ispatı zordur ama o kişinin kendi deneyimidir ve önemlidir.Bazen rastlantısal zeka dediğim bir husus ta vardır ki inanmayan kişi rastlantılar sonucu aynı aynı noktaya döner. Rastlantılar belkide akıllı tasarımın bir sonucudur.

İnanmayan insanların yerine koymaya çalıştığımda kendimi açıkçası boşluğa düşeceğimi düşünürüm nedense.Aslında içsel bir deneyimdir bu histe.

Bir diğer konuda;

Bir bilgisayar programının içinde yapay zeka eseri olduğumuzu varsayalım, bu durumda akvaryumda yaşayan belkide  5 cam parçasından oluşan mekanı okyanus  sanan balıktan farkımız olurmuydu.

Bana kalırsa içinde yaşadığımız evren bir akvaryum gibi algılanabilir. Bilim sosuz kabul edilebilir ama sonu var dediğinde o zamanda evren nerede gibi sorular çıkıyor karşımıza. İyide içimizde ki bir hücre veya atomun düşünme yeteneği var olsaydı (ki atom altı parçalardan gluonlar insan tarafından izlendiğinde şekil değiştiriyor deniyor) insan vücudunu bir evren olarak algılamazmıydı!

O halde biz nerdeyiz veya göreceli olarak yaptığımız tanımlamalar ne kadar doğru.Ben şahsen tesadüfen değil yaradılmış olarak dünyaya gelmiş olduğuma inanıyorum.


Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: shemuel - Mayıs 06, 2008, 10:46:25 ös
Mezarını görmemiş olsaydım inana bilirdim  ;)
Ziyaret etmek isteyen dostlara indirimli fiyatlarda turlar düzenleye bilirim :)

Vah garibim asil kuşum benim demek sen hala öldüğüne inanmıyorsun..eeee her ne kadar asil olsada o bir kuş sonuçta...
Gözü beyninden büyük olmayanlar
Başını kuma gömmeyenler ne mutlu size selam olsun


Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: lsleo - Mayıs 06, 2008, 11:54:06 ös
Bir gün felsefe hocam demişti ki; "varlığını inkar ettiğimiz birşeyi nasıl şuanda konuşuyor olabiliriz?" aslında çok derin anlamları olan bir cümle bu.

Özürleştirme özgürleştirme diye inlediğimiz insanlığımız artık öyle bir noktaya geliyor ki artık içimizi de özgürleştirmeye gidiyor bu tutum. Sanıyorum inançsızlıkta burada başlıyor. Çünkü; inançlarımız da yetmiyor. Tıpkı dünya yaşamındaki dış savaşlarımız gibi iç savaşlarımız da kendimize sığmıyor. Sürekli birşeylere doyumsuzluk ve merak bizleri biz yapıyor.

Benim için, "Burada dinlediğim ezan sesi bana, makamından başka birşey ifade etmiyor ise bu benim seçimim mi?" diye başladı zaten herşey.

Şimdi diyeceksiniz ki kime inanıyorsun?

Ben kendime inanıyorum. Hani varya dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü sanarız ama etrafa da elinden geldiğince ışık saçarız. İşte öyle.

Sadece kendi gerçekliğimi kabul ediyorum.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Free and Accepted - Mayıs 07, 2008, 05:40:36 öö
Yorumunuzda  soruma cevap bulamadıysam da verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

Belirtmek isterimki bir yaratıcaya inanmak için illaki bilime ihtiyaç yoktur.Elbette bilimin dili insan mantığını doğru yönlendirir ve kuşkuya yer bırakmaz. Ancak insan, benim tanımımla sezgisel zeka ilede bir takım sorularına içsel bir yanıt bulabilir. Belki tarifi ispatı zordur ama o kişinin kendi deneyimidir ve önemlidir.Bazen rastlantısal zeka dediğim bir husus ta vardır ki inanmayan kişi rastlantılar sonucu aynı aynı noktaya döner. Rastlantılar belkide akıllı tasarımın bir sonucudur.

İnanmayan insanların yerine koymaya çalıştığımda kendimi açıkçası boşluğa düşeceğimi düşünürüm nedense.Aslında içsel bir deneyimdir bu histe.

Bir diğer konuda;

Bir bilgisayar programının içinde yapay zeka eseri olduğumuzu varsayalım, bu durumda akvaryumda yaşayan belkide  5 cam parçasından oluşan mekanı okyanus  sanan balıktan farkımız olurmuydu.

Bana kalırsa içinde yaşadığımız evren bir akvaryum gibi algılanabilir. Bilim sosuz kabul edilebilir ama sonu var dediğinde o zamanda evren nerede gibi sorular çıkıyor karşımıza. İyide içimizde ki bir hücre veya atomun düşünme yeteneği var olsaydı (ki atom altı parçalardan gluonlar insan tarafından izlendiğinde şekil değiştiriyor deniyor) insan vücudunu bir evren olarak algılamazmıydı!

O halde biz nerdeyiz veya göreceli olarak yaptığımız tanımlamalar ne kadar doğru.Ben şahsen tesadüfen değil yaradılmış olarak dünyaya gelmiş olduğuma inanıyorum.


Saygılarımla,


"Masonluk Ile Ilgili Sorular ve Cevaplar" bolumune yazdiginiz icin ben size loca olaya nasil bakiyor onu anlattim. Eger amac tek ilah inancina sahip olmayan Mason olabilir mi diye sormak degil de Tanri var midir yok mudur tartismasi yapmaksa o zaman o soru baska bir bolumde sorulmali bence. Masonlukla ilgili soru ve cevaplar bolumunde degil. Cunku o takdir de sorunun Masonlukla bir alakasi kalmiyor.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: dogudan - Mayıs 07, 2008, 03:14:27 ös
Sn. Free and Accepted

Konu başlığını ben açmadım. MYSTICPROVOCATEUR yaptığı bir yorumdan ( http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=4514.msg33664#msg33664 ) dolayı bir sorum oldu. Vermiş bildiğiniz bilgiler için tekrar teşekkür ederim.
Başlık: Re: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Isis - Mayıs 18, 2008, 10:51:34 ös
Konuyla ilgili tasavvuf ile ilgilenen baska bir obekdasin yazisini paylasmak istiyorum..


"İnanmak ya da inanmamak bana aslında kısa bir ömürde de olsa insanların kendilerini tanrı gibi görmesi ve Tanrı dâhil kimseyi beğenmeyerek kendisini kutsamaya çalışması kaynaklı gizli bir ben kutsayıcılık dini ile, olası gerçeklerin sırlarını aramak merakı arasında gidip gelişlerin sonucunda ben ya da o tercihi ile karşılaşması sonucu ben, benim. İddiasının inanmamak ya da inkar şeklinde tezahürü ile, O (Tanrı) tercihi sonucu kendisinin evrenin merkezi olmadığı gerçekliğini kabulünün sonucu Onun varlığını kabul yani ikrarın tezahürü ile inandık demektir.

Bu konuda insanlar arasında Einstein ile sıradan bir köylü arasında fark yoktur.

Çünkü her ikisi de kainattan pek azıcık bir parçayı analiz ederek bir sonuca vardıklarını sanırlar. Köylü otlara çiçeklere böceklere iklime ve tabiat ile göklere bakar Bilim insanı ise köylünün baktığı şeylerin pek azcık farkı olan mesafelere bir tür dürbünle bakar. Sonra bir karara varırlar, var ya da yok. Ama ikisi de gerçeği ıskalamışlardır. Çünkü bu durumun Güneşe daha yakın olmak konusundan uzun boylunun daha kısa boylu olandan ben güneşe daha yakınım çünkü boyun on santim daha fazla iddiasına benzer.


Çünkü Allah vardan ve yoktan müstağni olan bu iki kelimeyi ve kapsadıkları anlamları da yaratandır.

Yani var diyenler varlıklar arasında onu bulamaz ancak varlığını gösteren işaretlere rastlar ve var derler. Doğru derler.Çünkü aslında tüm gördükleri her şey Allahın Ez zahir=Açıkça görünen isim ve sıfatını görebildikleri kadarını görmüşlerdir.

Yok diyenler yine mevcut varlıklar arasında arayıp bulamazlar ve yok derler doğru derler. Çünkü aradıkları şey kendi zan ve vehimleri olduğundan bulamadıklarını zannetmektedirler halbuki zan ve vehimlerinin doğruluğunu bulmuş ve Allahın Ez Zahir ismini gördükleri halde fark edememişlerdi. (Bu durumu fark edenler Evreni tanrı diye nitelediklerinden yine yanılmışlardır. Çükü gördükleri Ez Zahir isminden bir kesittir. İslami deyimle bunlar ehli vahdeti Şuhud= Tanrı görünen kainattır diyenler fırkası denir.)

Çünkü tanrıyı  sıfır ya da bir'in  içine sığdırmaya çalışırlar ve sığdıramazlar. Güçleri tükenip havsalaları çalışmaz hale geldiğinde varabildikleri noktadaki durumu sonuç ilan ederek kurtulmaya çalışırlar.

Bunun nedeni ille de Tanrı kavramını var ya da yok diye tanımlamak zorunda kalan bir PC=Bilgisayar gibi çalışan beyin denilen sınırlı ve düalitik=ikilik= tek çift ak kara vs. sistemle çalışmak zorunda olan bir organları ile bu kararı vermek zorunda olduklarını zannetmeleridir. (Bu konu Akılla değil duygu ile hissedilebilen bir durum olup Aklın duyguları dışlamadan verdiği kararlar ile varılabilecek bir sonuçtur. Bu yüzden İslam da akıl başta, iman kalptedir. denir.)

Varı ve yoku anladıklarını sanırlar ama bu iki kelimenin dışında çok başka bir olasılık olabileceğini düalitik mahkumiyetle sınırlı olduklarından düşünemezler.

Tanrı Vardır çünkü varlık aynasında arayanlar varlığını keşif etmiştir.

Tanrı yoktur çünkü yokluğunu arayanlar onu yokluk dedikleri muhayyel yokluk aynasında bulup yokluğunu ispat ettiler. Çünkü vardan ve yoktan münezzeh olan Allah nerede arasan orada olan olarak varlıkta da yoklukta da tecelli ettiğinden iki taraftan biri varlıkta diğeri yoklukta buldular.

La=yok=olamaz= mümkün değil=Sıfır=Eksi= negatif

İlla=Olmasa olmaz=mutlaka=ş art=kesinlikle= Vacip=Bir= artı=Pozitif

La İlahe illa Allah

Peki yok ne demektir bilirmisiniz? Yok varın tersinden ispatıdır.

Mesela bir şey için yok demek aslında o şeyin var olduğunu ama şimdiki zaman ve mekânla sınırlı olduğumuz alanda bulunmadığını veya algılama alanımızda olmadığı veya algılayamadığımızı anlatmakta kullandığımız kelimedir. Yok kelimesi.

Elma yok dediğinizde aslında elmanın var olduğunu da ispat etmiş olursunuz.

Hiç olmayan ve olması da mümkün olmayan bir şeyi insanın dile getirmesi mümkün değildir. Birisi gereksiz bir hırıltı çıkarıp bunun olmadığını söyleyemez. Çünkü zamanın ve mekânın bir anında o hırıltılı ses ya artık vardır ve ya zaman zaten bir boyut olduğu için gelecekte var olan o sesin zamanı gelmiş ve sahneye çıkmıştır.

Bu konuda pek çok şey konuşulabilir. Ama şu kadarını söyleyeyim. Bilim insanlarının ispata çalıştığı pek çok şey Peygamberlerin varlığını çoktan haber verdiği şeylerdir.

Bir ayet güneşe kasem ile ondan ışığını alan Aya dediğinde insanlar dünyayı tepsi gibi düz sanıyorlardı. Güneş gündüz geliyor ay gece geliyordu ışığını alacak şekilde nerede buluşabilirdi ki.

Kuran yıldızların yerlerine and olsun

Bilseniz bu çok büyük bir kasemdir ayetini dediğinde

İnsanlar görüp durdukları yıldızların nice bin yıllar ve milyon yıllar önce o gördükleri yerlerin o yıldızın çok gerilerde kalmış gönderdiği ışıkları olduğunu ve o yıldızın o noktadan milyonlarca sene önce o noktayı terk etmiş olduğunu kim bilebilirdi ki.


Ama Allah Peygamberine gönderdiği kitapta bunu ve daha pek çok şeyleri açıklıyordu.

Sanırım inkâr= ret etmek, ikrardan= onaylamakdan çok daha zor bir iş.

İyi dileklerimle

A.D.Şimşek"
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 02:57:24 ös
Vişnu' nun Cennetine Giriş:

Bedenini terk etmiş bedensiz bir ruh,Vişnu nun cennetinin kapısını çalar.Tanrı ona kim olduğunu sorar.

Varlık "ben" diye cevaplar.

"Geri dön... Burada hem sana hem bana yer yok!" der Vişnu.

Varlık yeniden yeryüzüne doğar ve binlerce deneyde bulunur.Bilgilerini geliştirir ve bir çok hayatlar sonra yeniden gelerek, cennetin kapısını çalar.

Vişnu sorar: "Kimdir o?"

Ve bu kez varlık cevaplar: "Sen"

"Gir" der Vişnu.

(VIŞNU PRANA)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 03:51:21 ös
Sayın Mystic,

Siz bu durumda reenkarnasyonun Tanrı katına (yada düzeyine, O' nunla aynı ve bir olma) erişilebilmesi için gerekli olduğunu mu ifade etmek istiyorsunuz?

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 04:06:36 ös
Gökleri ve yeri altı günde yaradan, sonra "Arş " a istiva eden odur.Yere gireni,ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanıb ilir.Her nerede iseniz o sizinle beraber.

(Hadid:57/4)


Yukarıdaki alıntıda Kur'an dan. Benim ayrıca bir şey ifade etmeme gerek yok herhalde :)

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 04:10:23 ös
Gökleri ve yeri altı günde yaradan, sonra "Arş " a istiva eden odur.Yere gireni,ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanıb ilir.Her nerede iseniz o sizinle beraber.

(Hadid:57/4)


Yukarıdaki alıntıda Kur'an dan. Benim ayrıca bir şey ifade etmeme gerek yok herhalde :)

Saygılarımla,

Fakat siz kendinize göre yorumluyorsunuz bu ayeti.Yüce Yaratıcı' nın heryerde olduğunu, yere indireninde daha sonra tekrar yanına alanında O olduğunu ifade eden bir ayet. Ben reenkarnasyon yada Tanrı ile aynı ve bir olma arasında bir bağ kuramıyorum.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 04:23:26 ös
Alıntı
Fakat siz kendinize göre yorumluyorsunuz bu ayeti.Yüce Yaratıcı' nın heryerde olduğunu, yere indireninde daha sonra tekrar yanına alanında O olduğunu ifade eden bir ayet. Ben reenkarnasyon yada Tanrı ile aynı ve bir olma arasında bir bağ kuramıyorum.

Sn. blossom,

Dikkat ettiyseniz verdiğim 1 örnek bir mitolojik hikaye 2. si ise Müslümanların kutsal kitabı.Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise 2 yazıdada aynı meseleden bahsedilsede doğrudan bir anlatım (açık ve net bilgi) yok .Bunun bir sebebi ve amacı var.Dolayısı ile sizin yorumunuza saygı duyuyorum.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 04:27:53 ös
Sn. blossom,

Dikkat ettiyseniz verdiğim 1 örnek bir mitolojik hikaye 2. si ise Müslümanların kutsal kitabı.Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise 2 yazıdada aynı meseleden bahsedilsede doğrudan bir anlatım (açık ve net bilgi) yok .Bunun bir sebebi ve amacı var.Dolayısı ile sizin yorumunuza saygı duyuyorum.

Saygılarımla,

Bende sizin yorumunuza saygı duyuyorum. Ama dikkat edilmesi gereken husus, Kur' an-ı Kerim' in ayetlerinin yorumlanmasının yapılmasının ne kadar ince bir iş olduğudur. İçinde Yüce Yaratıcı' nın sözlerinin olduğu bir kitaptaki her ayeti yorumlamak o kadar kolay olmasa gerek. Benim dikkat çekmek istediğim nokta aslında budur.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 04:33:54 ös
sn. mystic'in aktardığı Hadid4'ün benzeri bir ayette Sebe 34-2'de vardır

"O, toprağa giren ve ondan çıkan her şeyi, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. "

Bu tanım, hem maddî hem de manevî oluşumları kapsar: Toprak altında kaybolup sonra yeniden ortaya çıkan sular; tohumun bitkiye ve bitkinin de petrol ve kömüre dönüşmesi; toprak altında kalan eski yapıların ve uygarlıkların izleri ve bunların daha sonraki kuşakların bilinçlerinde ve bakışlarında yeniden canlanması; hayvan ve insan cesetlerinin yeni bir hayatın beslenme kaynakları haline gelmesi; topraktaki buharın göklere yükselmesi ve sonra yağmur, kar ve dolu olarak yeniden yere inmesi; insanların özlemleri, ümitleri ve ihtiraslarının zirvelere tırmanması ve ilahî vahyin insanların zihinlerine inmesi; böylece inancın ve düşüncenin yenilenmesi ve bununla birlikte yeni yapıların, yeteneklerin ve ümitlerin yeşermesi: kısacası, Allah'ın yaratma eylemini karakterize eden doğum, ölüm ve yeniden dirilmenin sonsuz biçimde tekrarlanması.  (m. esed'in açıklaması)


Sevgi ve Saygılarımla.


Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 04:39:12 ös
sn. mystic'in aktardığı Hadid4'ün benzeri bir ayette Sebe 34-2'de vardır

"O, toprağa giren ve ondan çıkan her şeyi, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. "

Bu tanım, hem maddî hem de manevî oluşumları kapsar: Toprak altında kaybolup sonra yeniden ortaya çıkan sular; tohumun bitkiye ve bitkinin de petrol ve kömüre dönüşmesi; toprak altında kalan eski yapıların ve uygarlıkların izleri ve bunların daha sonraki kuşakların bilinçlerinde ve bakışlarında yeniden canlanması; hayvan ve insan cesetlerinin yeni bir hayatın beslenme kaynakları haline gelmesi; topraktaki buharın göklere yükselmesi ve sonra yağmur, kar ve dolu olarak yeniden yere inmesi; insanların özlemleri, ümitleri ve ihtiraslarının zirvelere tırmanması ve ilahî vahyin insanların zihinlerine inmesi; böylece inancın ve düşüncenin yenilenmesi ve bununla birlikte yeni yapıların, yeteneklerin ve ümitlerin yeşermesi: kısacası, Allah'ın yaratma eylemini karakterize eden doğum, ölüm ve yeniden dirilmenin sonsuz biçimde tekrarlanması.  (m. esed'in açıklaması)

Sevgi ve Saygılarımla.

Yeniden dirilmeden kasıt? Reenkarnasyon değil sanırım? Yeniden dirilme dendiği vakit benim algıladım, mahşer günü insanın sorguya çekilceği an için dirilmesi oluyor.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 04:47:12 ös
Yine bir ezoterik pasaj ekleyip yorumu sizlere bırakacağım.

İnsanlar ölümlü tanrılardır.Tanrılar ise ölümsüz insanlardır.Ne mutlu bu sözleri anlayabilene.Çünkü bunları anlamak demek herşeyin anahtarına sahip olmak demektir.

Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 04:51:54 ös
sn. blossom,

bu sizin inancınız... ama islamın yorumları da tek değil, nitekim mutezileden kimi görüşler, bektaşilik ve yine ülkemizde Nusayriler ve ismailiyye reenkarnasyonu kabul etmektedirler. dolayısıyla bazı tasavvufi ve batıni ekollerde ve yorumlarda yeniden bedenlenmeyi kabul eden yaklaşımlar vardır. genel olarak sunni yorum bunu reddetmektedir. ibni sina, gazali, razi gibi düşünürlerde bunu reddetmiştir. ama kabul edenlerde var yani .

bakara 2-28 de "Cansız iken size hayat veren ve sizi ölüme götüren, sonra tekrar hayata kavuşturan ve (sonunda) Kendisine döndürüleceğiniz Allah'ı nasıl inkar edersiniz?" der

ali imran 3-27 de "Gündüzü kısaltarak geceyi uzatır ve geceyi kısaltarak gündüzü uzatırsın. Ölüden diri ve diriden ölü çıkarırsın. Ve dilediğine her türlü hesabın üstünde rızık bağışlarsın.”

ğafır (mümin) 40 - 11 "[Bunun üzerine] “Ey Rabbimiz!” diye feryad edecekler: “Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin! Peki, günahlarımızı itiraf ettiğimiz şu anda [bu ikinci ölümden] bir kurtuluş yolu yok mudur?”

....

buna karşılık getirilen delil ise

müminun suresindedir

99 - 100

" [ÖLÜMDEN sonraki hayata inanmamakta direnip de kendi kendilerini aldatanlardan] herhangi birine sonunda ölüm gelip çatınca: “Ey Rabbim!” der, “Beni [hayata] geri döndür, izin ver döneyim de [daha önce] gözardı ettiğim konularda dürüst ve erdemli işler göreyim!”

Yoo, onun söylediği, şüphesiz, yalnızca [boş ve anlamsız] bir sözden ibarettir; çünkü [bir kere dünyayı terk etmiş bulunanların] ardında, yeniden diriltilecekleri Gün'e kadar [aşılması imkansız] bir [ölüm] engeli bulunmaktadır!

----



Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 04:58:08 ös
Yazmış olduğunuz ayet örneklerinin hepsi tek bir ölümü ve ardından gelen nihai diriliş ve hesap gününü işaret etmekte değil midir Sayın hocam? Açıkçası ben olaya herhangi bir mezhebe bağlı olarak değil, akıl yolu ile bakıyorum. Kur' an-ı Kerim' in yorumlanması çeşit çeşittir ama yanılgıya bu bağlamda düşülmesi bir okadarda kolaydır. Acizane fikrim tabii... 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 05:08:25 ös
benzeri bir husus daha önce konuşulmuştu, http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=1386.msg10503#msg10503 bu mesajımda reenkarnasyon ile ilgili Y. N. Öztürk'ün bir yazısını aktarmıştım.

siz bir ölüm bir dirim görebilirsiniz. başkası iki kez öldürme iki kez diriltme, ölüden diri çıkartma vb. ifadelerden ve birazda batıni gelenekten gelen birikimiyle yeniden bedenlenmeye delil getirebilir. sizinde dediğiniz gibi, ayetlerin pek çok yorumu mevcuttur.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 05:14:37 ös
Alıntı
" [ÖLÜMDEN sonraki hayata inanmamakta direnip de kendi kendilerini aldatanlardan] herhangi birine sonunda ölüm gelip çatınca: “Ey Rabbim!” der, “Beni [hayata] geri döndür, izin ver döneyim de [daha önce] gözardı ettiğim konularda dürüst ve erdemli işler göreyim!”

Yoo, onun söylediği, şüphesiz, yalnızca [boş ve anlamsız] bir sözden ibarettir; çünkü [bir kere dünyayı terk etmiş bulunanların] ardında, yeniden diriltilecekleri Gün'e kadar [aşılması imkansız] bir [ölüm] engeli bulunmaktadır!

Sn. blossom,

Yukarıda Ahiret hayatından (spatyom) bahsediliyor.Konuya nihai diriliş olarak bakarsanız kendinizi kısıtlamış olursunuz ve yanlış yönlenirsiniz..Şukadarını söyleyeyim ; özellikle Kur'an yoğunlukla Ahiret hayatından bahseder çünkü varlığın en çok sıkıntı yaşayacağı boyut burasıdır.Ahiret nihai boyut değildir.

Saygılarımla,

Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 05:23:13 ös
Sayın skullG,

Sayın Yaşar Nuri Özrtük ve Süleyman Ateş' in yorumlarını genellikle dikkate almışımdır. Ama dediğim üzere, kimsenin dediği ile değil anladığım ile hareket ediyorum. Kimse benimle aynı fikirde olmak zorunda olmadığ gibi, bende reenkarnasyona inanacak değilim. Benim bu konuya bakış açım tamamen "akıl yolu" ile. Ayrıca reenkarnasyon araştırdığım ve üzerinde düşündüğüm bir mefhumdur. Sonucunda oluşan fikrim şuanki fikrimdir.

Sayın Mystic,

Bu durumda siz ahireti nihai bir boyut olarak düşünmüyorsunuz. Yani bir değil birden fazla Ahiret mi mevcuttur sizin görüşünüze göre?

Son söz olarak; ölüm hepimizi eşitlemeden önce kimse bu soruların cevabını bulamayacaktır.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 05:23:13 ös
"O’nun Peygamberi O’dur, yani Kendisi, Onun Risaleti O’ dur...Yani Elçisi O’ dur. Yani, Kendisi. Keza Kelamı da O’ dur, yani Kendisi. O bir Elçi gönderdi; Kendisinden; Kendisiyle, Kendisine. Ne sebep, ne vasıta. Bunlar yok, çıkar bunları aklından. Elçiyi gönderen, Elçinin getirdikleri, Elçinin  Kendisi ve Elçinin geldiği Kimse. Bunların Hepsi Aynı Varlıktır, TEK Şeydir. Aralarında hiçbir fark, değişiklik ve ayrılık yoktur. Onun gayrı için bir vücud düşünülemez. Hatta yokluğu da; yani Fenası da. Hatta, ne ismi, ne de müsemması düşünülebilir. Sakın ha, çok sakın. Bu manâları inkâra kalkmayasın, sonra yanarsın. Çünkü delilimiz kesindir; sağlamdır. Çünkü Resulullah şöyle buyurdu: “Bir kimse ki Nefsini bildi, gerçekten Rabb’ini bilen O oldu”" Muhyiddin Arabi'nin Mirat'ül İrfan'ından
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 05:25:40 ös
İfade ettiğiniz (eklediğiniz) Sayın Hocam, ruhlarımızın Yüce Yaradan' dan bir parça olduğudur sanırım...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 05:27:59 ös
aslında bunu Vişnu'nun Cennetine Giriş'i Sn. Mystic paylaştıktan sonra aktarmak istedim ama bulmak ve reenkarnasyon ile ilgili bir tartışma oluştuğundan aktarmak ve yazmak  biraz zaman aldı.

ancak yine de ben sn. mystic'in aktarımlarıyla birlikte değerlendirildiğinde bir bütünün parçaları gibi her bakışın yerine oturacağı ve denmek istenilenin daha rahat anlaşılacağına inanıyorum.

Sevgi ve saygılarımla.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 05:34:28 ös
Sn. blossom,

Mantık süzgecinizden geçirerek inandığınız şey en doğrusudur.Yazıdıklarım asla ve asla sizi belli bir şeye inanadırmak amacını taşımamaktadır.Amaçım okuyanda sorgulama yapma isteği uyandırmak ve araştırmaya sevk etmektir.

Alıntı
Bu durumda siz ahireti nihai bir boyut olarak düşünmüyorsunuz.

Evet nihai değildir.Kur' an dahil bir çok metinde geçen 7 kat veya 7 katmanı araştırmanızı tavsiye ederim.

Alıntı
Yani bir değil birden fazla Ahiret mi mevcuttur sizin görüşünüze göre?
Ahiret 1 tanedir.


Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 05:35:04 ös
aslında bunu Vişnu'nun Cennetine Giriş'i Sn. Mystic paylaştıktan sonra aktarmak istedim ama bulmak ve reenkarnasyon ile ilgili bir tartışma oluştuğundan aktarmak ve yazmak  biraz zaman aldı.

ancak yine de ben sn. mystic'in aktarımlarıyla birlikte değerlendirildiğinde bir bütünün parçaları gibi her bakışın yerine oturacağı ve denmek istenilenin daha rahat anlaşılacağına inanıyorum.

Sevgi ve saygılarımla.

Ben zaten ruhlarımızın O' ndan bir parça olduğunu inkar etmiyorum. Biz O' nun sevgili yarattıklarıyız. Sevgili kullarıyız. Defalarca hata yapsak bile O' nun tarafından bağışlanırız. İşte bu ne büyük aşktır, O' nun sevgisine sahip olmak ne büyük mutluluktur...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 05:35:58 ös
yine muhyiddin arabi'den devamla

" Sen ,ne bir fanisin; ne de bir mevcud.. Sen Osun ; O da sen.."

 Her şey , bir şey olmama yönündedir ; ancak , onun pak yüzünden gayrı..Zahirde de böyle ; batında da böyle ..Yani mevcud varlık yoktur ; ancak : O vardır..Hatta , onun gayrı için bir varlık düşünülemez ki ; yok olabilsin..O halde , helak de yok ; çünkü , yabancı yok..Bu durumda ortada sadece onun yüzü kalmaktadır.

 hakikate eren bir kimsenin :"Ben Hakk'ım.."Demesi , caiz olur..Keza , o hakikate eren kimsenin :"Özümü takdis ederim ; şanım ne kadar yüce.."Demesi de caiz olur.

....

galiba kulluk hususunda da farklı düşünüyoruz :) ama saygı duyuyorum.

Sevgi ve Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 05:37:31 ös
Sn. blossom,

Mantık süzgecinizden geçirerek inandığınız şey en doğrusudur.Yazıdıklarım asla ve asla sizi belli bir şeye inanadırmak amacını taşımamaktadır.Amaçım okuyanda sorgulama yapma isteği uyandırmak ve araştırmaya sevk etmektir.

Alıntı
Bu durumda siz ahireti nihai bir boyut olarak düşünmüyorsunuz.

Evet nihai değildir.Kur' an dahil bir çok metinde geçen 7 kat veya 7 katmanı araştırmanızı tavsiye ederim.

Alıntı
Yani bir değil birden fazla Ahiret mi mevcuttur sizin görüşünüze göre?
Ahiret 1 tanedir.


Sayın Mystic,

İnandığımız şeyleri savunurken zıttını göremeyiz bazen. Ama benim ifade ettiğimde körü körüne inanmadığım idi zaten. Fikirlerinize sonsuz saygı duyduğumu biliyorsunuz.

7 kattan anladığınızı biraz daha açabilir misiniz lütfen?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 19, 2008, 05:39:56 ös
Alıntı
aslında bunu Vişnu'nun Cennetine Giriş'i Sn. Mystic paylaştıktan sonra aktarmak istedim ama bulmak ve reenkarnasyon ile ilgili bir tartışma oluştuğundan aktarmak ve yazmak  biraz zaman aldı.

Sn. SkullG,

Aslında bu başlık altında reenkarnasyonu tartışmak çok doğru değil çünkü bunun içim ayrıca bir başlık mevcut ancak  illa bir yerinden temas ediyor :) Yapacak birşey yok. :)

yayınladığınız alıntılarla konuya yapmış olduğunuz katkılardabn dolayı da ayrıca teşekkür derim.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 05:42:37 ös
Sayın skullG hocam, bir gün bunu oturup sizinle tartışalım en iyisi :) Değerli katkılarınız için bende teşekkür ederim. Sayın Mystic ile de yüz yüze bunu tartışabilmeyi isterdim tabii :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 19, 2008, 05:44:58 ös
ben de en başta böyle bir konu açan arkadaşımıza ve konunun bu yönde evrilmesinde katkıları olan üyelerimize teşekkür ediyorum. uzunca bir zamandır forumda hasret kaldığımız bir paylaşımın oluşmuş olmasından dolayı...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: blossom - Mayıs 19, 2008, 05:46:47 ös
ben de en başta böyle bir konu açan arkadaşımıza ve konunun bu yönde evrilmesinde katkıları olan üyelerimize teşekkür ediyorum. uzunca bir zamandır forumda hasret kaldığımız bir paylaşımın oluşmuş olmasından dolayı...

Bu konuda haklısınız hocam, böyle güzel tartışmalar ve paylaşımlar artık hasret çektiğimiz bir mevzu oldu maalesef...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: asoraman - Mayıs 19, 2008, 07:53:09 ös
Sn Tcorbaci
İnsanoğlu yaşadığı ve varolduğu süre içerisinde hep bişeylere inanma ihtiyacı hissetmiştir.Aksi takdirde insan kendini boşlukta hisseder ve sonunda canına kıyar.Bu fikre nerden kapıldığınızı bilmiyorum fakat sağlam kaynakları okumanızı tavsiye  ediyorum.
Saygılarımla
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: dogudan - Mayıs 19, 2008, 11:46:34 ös
ben de en başta böyle bir konu açan arkadaşımıza ve konunun bu yönde evrilmesinde katkıları olan üyelerimize teşekkür ediyorum. uzunca bir zamandır forumda hasret kaldığımız bir paylaşımın oluşmuş olmasından dolayı...

Bu konuda haklısınız hocam, böyle güzel tartışmalar ve paylaşımlar artık hasret çektiğimiz bir mevzu oldu maalesef...

Görüşlerinize tamamen katılıyorum. Sitede hangi konu olursa olsun insanı bir adım öteye taşıyacak konuların gündemde tutulması gerektiğine inanıyorum. Aksi durumda sohbet odalarından veya diğer forumlardan çokta farkı kalmayacaktır bu sitenin.


Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Mayıs 23, 2008, 12:10:17 ös
öncelikle bu süper süratli forum için teşekkür ederim..başlangıçta ben de bu kadar uzun süreli ve katılımlı olacağını düşünmemiştim..

aslında durum çok net...toplumumuzda o kadar çok ateist var ki...
ben de bunlardan biriyim...

Okumuş olduğum kitaplar  , edinmiş olduğum bilgiler ve hayat tecrübelerim bana şunu söyledi...Asla kendini kandırma... Umudet , yaşa , iyi insan ol..ama asla kendini kandırma...

Tanrı denen olgu biraz tarih araştırınca nasıl da çözülecek...Daha önce de dediğim gibi ilkel insanlarda doğa olayları ile bağdaştırılan , insan toplumunun gelişmesi sonucunda dininde kendine bir çeki düzen vermesi ile devam eden bu zincir bakalım 500 sene sonra ne halde olacak..Tarih kitaplarının , okunması eğlenceli masallar olmadığını insanlar ne zaman anlayacak çok merak ediyorum.Çok değil daha 5000 sene önce kuşa, ateşe, ağaca tapan toplumlar bir süre sonra bu dağınıklığı kendi mantıklarına da yediremedikleri için meseleye kitabı, gizemi soktular ve içlerinde  var olan vahşi, yabani, içgüdüsel duyguları kontrol etmek , korkularından korunmak için din meselesini , inanç müessesesini daha mantıklı ayaklar üzerine inşaa etmeye çalıştılar..Bu gün hangi biyolog veya fizikçi tıbben ölmüş İsa peygamberin göğe yükselmesini kabul edebilir , hangi oşinograf bilimcisi musa peygamberin denizleri yarmasını kabul edebilir...Modern çağda bunları, bu efsaneleri kabul etmek inanın  çok zor bir şey..Bunların var olduğunu kabul etmek ancak sorgusuz sualsiz ve tek gözlü bir inanç sistemiyle mümkün  olur...Ben dinin aslında tanrı inancı dışında bir yaşantı ve anlayışlar bütünü olduğunu kabul edebilirim nitekim bu haliyle en fazla ahlak kurallarının tüm toplumları kapsayan genel kabul görülerine göre değil daha çok  belli toplumlara uygun olarak dizayn edilmiş kurallar bütünü gibi olur ki  toplum düzeni için gerekli ihtiyaç olduğunu da anlayabilirim...fakat bir tanrının , bir yaratıcının olması inanın bana gerçekçi ve kabul edilebilir gelmiyor....Neden gelsin ki...

Göklerde mi yerde mi ,gönüllerde mi , kuşun kanadında mı ,insan beyninde mi , ruhta mı gerçekte kimsenin nerede olduğunu bilmediği ve nerede olduğu hakkında da kimsenin fikir beyan edemediği , ancak inanırsan anlarsın gibi şarnel laflara karnım tok...
kendimizi dizginlemenin yolu tanrı korkusu , kendimizi avutmanın yolu tanrı sevgisi , geciken veya gerçekleşemeyen adalet tanrıya havale , bilimin tıkandığı nokta tanrı gizemi , sömürünün aracı tanrı pazarlaması , çaresizlik çözüm bulamama tanrıya dua vs vs örnekler o kadar çoğaltılabilir ki...Tanrının bir işe yaradığı hakkında kimsenin net bir cevabı yok..Olmadığı gibi insanlar bu konuyu konuşmaktan ve tartışmaktan olabildiğince kaçıyor...

İlla ki bir yaratıcı olmak zorunda mı  daha doğrusu ben yok diyorum herşey fizik , kimya ne derse o şekilde oldu...İnsanın ort.70-80 yıllık yaşamının evrendeki sayısal değeri nedir ki...ben insanın yeri geldiğinde en zor işleri başaran uzun ömürlü ,dev gibi bir canlı olduğunu düşünürken aynı zamanda trilyonlarca yıllık ve trilyonlarca km.lik  kainatta da bir iğne tanesi kadar bile olmayan  ,varlığı çok küçük bir canlı olduğunu farkındayım fakat bu sonuçlar artan veya azalan tarafından neresinden bakarsam bakayım beni bir tanrıya götürmüyor...

İnançlarını bence inananların sorgulaması lazım...Çünkü insan dışında hiçbir canlının bir dini olduğunu düşünmüyorum.İnsan da bu tabiatın bir parçası olduğuna göre eğer bir tek insanın bu tür eylemleri varsa bence araştırılması gereken nokta inanan insanlardır...

Şimdilik bu kadar.. 

bu arada yanlış anlaşılmasın ki melamilikle falan alakam da yoktur...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 23, 2008, 12:18:21 ös
Alıntı
İnançlarını bence inananların sorgulaması lazım

Katılıyorum.Sadece inançlarını değil ,varoluşunu,yaşam amacını kısaca aklına gelebilecek herşeyi sorgulamak insan olmanın gereğidir.İnsana zeka sorgulama yapabilsin diye verilmiştir.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Veritas - Mayıs 23, 2008, 12:25:14 ös
Sayın tcorbaci, Tanrı kavramı illa İslam'da, Hristiyanlık'ta, Budizm'de, Hinduizm'de, Pagan inançlarda, Druidik inançlarda, Zerdüştlük'te, Yezidilik'te olduğu gibi olmak zorunda değil. Herkes Tanrı hakkında o kadar fikir yürütmüş ki. Sizin Tanrı'nız da fizik kurallar, entropi yasası olabilir. Evrim'i tetikleyen bir tanrıya inanıyor olabilirsiniz. Tamamen zıtlıklar üzerine kurulu düalist bir evren görüşünüz ve buna uygun iki zıt kutuplu Tanrı kavramınız olabilir. Tanrı sizin için her şeyin içerisinden çıktığı bir öz olup şu an hiç bir şeyle ilgilenmiyor da olabilir. Tanrı yaşamıyor olabilir hatta aslında yaşam diye bir şeyin olmadığını, bunun neticesinde ölümün de olmadığını, her birimizin sadece maddeden oluşup, başka bir maddeye döneceğimizi, hissettiklerimizin tamamen kimya bilimiyle alakalı olduğunu, bir insana fazla testosteron yüklersek melek gibi bir adam da olsa bir anda saldırgan ve seksüel anlamda son derece aç bir insana dönüşebileceğine inanarak da Tanrı'nın varlığına inanabilirsiniz.

Tanrı öyle bir motif ki her kumaşa dikebilirsiniz. Yokluğunu ispat edemeyeceğiniz bir varlık, varlığını da. Bu konuda bir agnostik olup "var olup, olmaması beni ilgilendirmez; zaten bu benim bileceğim bir iş değildir" diyebilirsiniz. Fakat ben ateizmi biraz fazla iddialı görüyorum. Sizi de Tanrı'dan daha çok dinlere inanmayan birisi olarak algıladım.

Sizi eleştirme amacım yok, sakın yanlış anlaşılmasın. Kaç kişi var ki Dünya'da bunları sorgulamayan...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Asha - Temmuz 07, 2008, 06:08:57 öö
tcorbaci
Alıntı

Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.Etrafımızda olup biten herşeyin bir sineğin kararsız hareketlerinden işyerlerindeki rekabete kadar  tümünün evrimin gücüyle olduğuna ve İlahi dogmaların karanlığı ve açıklanamazlığı  yerine bilimin aydınlatıcı ışığının insan türünün geleceği açısından daha faydalı olduğuna inanıyorum.
Eğer bir gün mason olma teklifi alırsam içimdeki inançsızlık karşıma bir şekilde çıkar mı?
Bir dine sahip olmanın veya bir tanrıya inanmanın iyi bir insan olmanın gereği olduğuna inanmayanlardan birisi de benim.

Bir yaratıcıya inanmak masonluğun gereği olmamalı ..

Tatlının içine sinsice dökülmüş çimento gibi bence....   
 



Sn. Tcrobaci,
Henüz diger arkadaslarin yorumlarini okumadim, ancak benim sana bir sorum olacak.

]Diyelim ki varligin sebebi evrim. Evrim dogrulugu kesin olarak reddedilemez. Ve diyelim ki evrimin aciklamsi tesadüf. Evrimi meydana getiren yada baska bir ifade ile yaratan "Tesadüf" ise iste bu senin TANRIN. Ancak aciklayamadigim bir husus var bu konuda. Mademki baslangicda hic birsey yoktu; galaksiler yoktu, günes sistemi yoktu, dünya yoktu, dünya üzerindeki hayat yoktu, ünya üzerindeki hayati tesadüen meydana getirecek cansiz maddeler yoktu, cansiz madeden hayati meyadana getirecek EVRIM yoktu ve evrimi aciklyabildigin tek kavram olan TESADÜF de yoktu, ozaman halkanin en basinda ki TESADÜF nasil ortaya cikti?

Yokluktan dahi bahsedemiyoruz cunku Yokluk yada var olmada yok. O halde tüm bunlarin en basit sekli ile yoktan var olmasini saglayan ve  tesadüfün evrimin var olmasina, evrimi yasamin var olmasina sebep kilan TESADÜFÜN de üzerinde bir gücün var omadigini kabul edip ispat etmeye calismak mümkün degildir. Bu üstün varlik ,Yaratici Gücr, bircok dinde farkli isimlendirilmistir. ve hatta bir cok din de bu gucun sifatlarini ayri ayri tanrisallastirip kendi inanc sistemlerini olusturmuslardir. Ister budist, hristiyan, müslüman, ateist ol yada ister cok tanrili dinlere inansonucta inandigin varligin sebebi olarak nitelendirdigin varlik tek bir vucudda birlesiyor.
[/color][/color]



Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Temmuz 12, 2008, 07:47:44 ös
Dediğinize yakın şeyleri düşünmüyor değilim..

Mesela hep söylenir ya Evren yaklaşık 5 milyar yaşında diye...buna istinaden şunu düşünürüm..peki , şuan varlığımla dolu olan bu hacimde bundan 500 trilyon sene önce ne vardı...hatta 500 trilyon * 500 trilyon sene önce ne vardı diye...ve bu rakamlar beni hep korkuturdu..nihayetinde bunu düşünmenin bir faydasını da göremedim...çünkü dönüp dolaşıp korkulara tosladım... fakat akıl ile kabul edilebilecek şeyler olduğu gibi hayatta bazı kavramların akıl ile kabul edilse bile bilimle örtüşmediğini düşünüyorum...bugün ne 3 gün ölü kalıp dirilmiş isa'yı biyologlara , ne denizleri ortadan ayırmış musayı oşinograflara anladıkları dilden anlatamazsınız...buna aklı olan kimse zaten inanmaz...o zaman bu tür (örnekleri çoğaltılabilir) kararsızlık insanı agnostikliğe veya konuyu kafasında kesinlikle sonlandırmak istiyorsa ateistliğe  götürüyor diye düşünüyorum...
Evrenin oluşumu meselesine dönersek sadece akıllı atomlardan müteşekkil protein yığınları olduğumuzu söyleyebilirim.Azot dönüşümünün içerisindeyiz.Varlığımızı devam etirebilmek için bir araya geldik.Aç kalmamak için beraber avlandık.Çocuklarımız uzun zamanda yetişkinliğe ulaştığı için daha uzun süreli sosyal ilişkiler kurduk.Gökgürültüsünde bir araya toplandık.Sosyal parazitlerimiz siyaseti oluşturdu , diğer parazitlerde onları izledi.Aç kalmamak için veya daha çok yemek için savaşlar yaptık..
Tüm toplum hayatı bu kadar basit ve anlaşılabilir bir durumdayken Ben bu yaşantıya  tanrı kavramını bir türlü oturtamıyorum...       
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: bugfree - Ağustos 07, 2008, 03:00:05 ös
Pater noster, qui es in caelis:
sanctificetur nomen tuum;
adveniat regnum tuum; fiat voluntas tua,
sicut in caelo, et in terra.
Panem nostrum cotidianum da nobis hodie;
et dimitte nobis debita nostra,
sicut et nos dimittimus debitoribus nostris;
et ne nos inducas in tentationem;
sed libera nos a malo.
Amen.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: bugfree - Ağustos 07, 2008, 03:01:16 ös
İnanırım :
Bir Allah'a her şeye gücü yeter Peder'e,
gök ile yeryüzünü yaradana
ve İsa Mesih'e, onun biricik Oğluna,
bizim efendimize.
Aziz Ruhtan ten alarak,
bakire Meryem'den doğduğuna,
Pontuslu Pilatus zamanında azap çektiğine,
Haça gerilerek ölüp gömüldüğüne,
Limbos'a indiğine,
üçüncü gün ölülerden dirildiğine,
göğe çıktığına, gücü herşeye yeter
Peder Allah'ın sağında oturduğuna,
oradan gelip dirilerle ölüleri yargılayacağına,
inanırım.
Aziz Ruh'un varlığına,
Kutsal Katolik Kiliseye,(*)
Azizlerin birliğine,
günahların bağışlanmasına
tenin dirilmesine
ve sonsuz hayata.
Amin.

Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: bugfree - Ağustos 07, 2008, 03:02:31 ös
Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar!
Bana gelin, ben size huzur veririm.
            ( Mat.11:28 )
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: bugfree - Ağustos 07, 2008, 03:06:50 ös
BENİ, OLDUĞUN  GİBİ  SEV !
               Mesih İsa'nın cesaret verici sözleri, senin için.
Senin sefilliğini, içindeki savaşı, ruhunun sıkıntısını ve senin bütün zayıf taraflarını tanıyorum. Günahlarını ve sadakatsızlığını bilmeme rağmen sana genede söylüyorum. Bana kalbini ver, ve beni olduğun gibi sev. Eğer sevgini vermek için, önce bir Melek olmayı beklersen, beni hiç bir zaman sevmiyeceksin. Eğer görevlerini yerine getirmekte sadık olamıyorsan, tekrarlamayı istemediğin günahlarını tekrarlıyorsan da, beni sevmemen için sana izin vermiyorum. Beni olduğun gibi sev !

Nerede ve hangi halde olursan ol, bitginde olsan, kaybetmişte olsan, vaadlerine sadık kalmamışta olsan, beni olduğun gibi sev !
Ben senin yaralı kalbinin sevgisini istiyorum. Mükemmel ve kusursuz olmayı beklersen,beni asla sevemiyeceksin !
Her kum tanesinden bir serap yapamazmıyım ? parlayan, berrak, saf ve sevgi dolu ?
Yoksa ben herşeye kadir olan Tanrı değilmiyim ?
Yarattığım  bütün varlıkları cennette bırakıyor ve senin o aciz sevgini tercih ediyorum. Sevgimin yöneticisi ben değilmiyim ?
Çocuğum, bırak seni seveyim. Ben senin kalbini istiyorum. Tabii ki bir gün seni değiştireceğim, ama bugün seni olduğun gibi seviyorum ve senin de beni olduğun gibi sevmeni arzu ediyorum.
Ruh'unun en derin ve karanlık yerlerindeki perişanlığının
ve eksiklerinin, sevgi olarak yükseldiğini görmek istiyorum.
Senin zayıf taraflarını ve tüm Perişan olanların da zayıf taraflarını seviyorum. Ve Perişan olanların, hiç durmadan
'' Mesih İsa seni seviyorum '' diye söylemelerini istiyorum.

Sadece ve sadece, kalbinin şarkılarını dinlemek istiyorum.
Ben senin faziletlerini ve bilmişliğini istemiyorum.
Benim için bir tek şey önemli, seni içtenlikle çalışır görmek.
Benim arzu ettiğim senin Kabiliyetlerin değil.
Sana başka birçok kabiliyet verebilirdim, fakat bunlar seni bencilleştirebilir ve sevgini katılaştırabilirlerdi.Ben sana daha büyük görevlerde verebilirdim, ama hayır, sen o zaman hiç bir işe yaramıyan  bir uşak olabilirdin ve
ben de senin elinde kalmış azıcık şeyi bile alırdım.
Çünki ben seni bir tek  'SEVGİ' için yarattım.

Bugün, Ben bir dilenci gibi senin kalbinin kapısında duruyorum. Ben, Kralların Kralı ! Kapıyı çalıyor ve bekliyorum ! Bana kapıyı açmak için acele et !
Kendini zavallılığa bırakma. Sefilliğini tamamen tanımış olsaydın acılarından ölürdün.
Benim sana olan sevgimden şüphe ettiğini görmek, senin bana olan inancının eksildiğini görmek, benim kalbimi yaralıyor.
Faziletli olmamana önem verme. Ben sana benim faziletimi vereceğim. Acı çektiğin anlarda sana kuvvet vereceğim. Eğer, sen bana, senin sevgini hediye edersen, bende sana sevmeyi anlayabilmen için, rüyalarında bile göremiyeceğin kadar sevgi vereceğim. Beni, olduğun gibi sevmeyi düşün.

Ben, sana hatta Annemi bile verdim. Herşeyi, evet herşeyini, O'nun temiz Kalbi ile ve onun yardımı ile bile aklayabilirsin.
Ne olursa olsun, kendini sevgiye adamak için, sakın Kutsal olmayı bekleme. Beklersen beni asla sevemiyeceksin.
Ve şimdi git !


Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Ağustos 07, 2008, 03:28:47 ös
 Maalesef sepet sepet ekmek dağıtan ve "biyolojiye benzin döküp yakarcasına"  3 gün ölü kalıp  dirilen bir insana ve onun dinine inanmaktansa inanmamayı tercih ederim..

Fikrimce İncili sadece okumak çok zevkli , eski dünyalara , eski şehirlere ait ne varsa canlanıyor gözünüzde ama gelin görün ki hristiyanlık ve diğer semavi dinler materyalizmin karşısında çok zayıf kalıyorlar.Sovyetler çökmüş olabilir , diyalektik materyalizm ise hayatımızın temelidir..

Life goes on , keep the ozone..  :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: martı - Ağustos 07, 2008, 05:11:45 ös
ben ise tam tersi düşünüyorum şimdiye kadar materyalist felsefe hiçbirşeyi tam açıklığa kavuşturamamıştır.Çünkü ne yazık ki ne kadar düşünürsek düşünelim insan aklının asla kavraması mümkün olmayan bir bilinç seviyesinde gerçekleşiyor bazı şeyler ve materyalistlerin bilim-bilim diye direttikleri bu zamanlarda artık bilimadamları da Tanrı'yı kabul ediyorlar.Marksist düşünce burada tıkanmıştır bence...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanıyorum.
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 07, 2008, 07:27:35 ös
Pater noster, qui es in caelis:
sanctificetur nomen tuum;
adveniat regnum tuum; fiat voluntas tua,
sicut in caelo, et in terra.
Panem nostrum cotidianum da nobis hodie;
et dimitte nobis debita nostra,
sicut et nos dimittimus debitoribus nostris;
et ne nos inducas in tentationem;
sed libera nos a malo.
Amen.


Amen :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Veritas - Ağustos 07, 2008, 10:21:26 ös
Maalesef sepet sepet ekmek dağıtan ve "biyolojiye benzin döküp yakarcasına"  3 gün ölü kalıp  dirilen bir insana ve onun dinine inanmaktansa inanmamayı tercih ederim..

Fikrimce İncili sadece okumak çok zevkli , eski dünyalara , eski şehirlere ait ne varsa canlanıyor gözünüzde ama gelin görün ki hristiyanlık ve diğer semavi dinler materyalizmin karşısında çok zayıf kalıyorlar.Sovyetler çökmüş olabilir , diyalektik materyalizm ise hayatımızın temelidir..

Life goes on , keep the ozone..  :)

Yeniden dirilme konusunda çok fazla tez var sayın tcorbaci. Bunlardan bana en mantıklı gelen normalde çarmıha gerilen insanın üç gün kadar çarmıhta bırakılmasına rağmen Hz. İsa'nın hıristiyan bakış açısına göre o gün çarmıhtan indirilmesi ve aslında bu geçen sürede kendisinin gerçekten ex olmamasıdır. Çünkü gerçekten de Romalılar'ın çarmıh cezasına uymuyor İncil'deki durum.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: mehmet - Ağustos 08, 2008, 01:15:17 öö
Tanrı.... Olmadığı düşüncesinde mükemmel kanunlara bağlı yaşayan evrenin varlığını açıklayamadığımız durumun açıklamasıdır...
Bilgelik...konuşmanın az düşünmenin çok olduğu yolun adıdır.Mükemmeliyet....henüz ne olduğunu  kavram olarak tam  ifade edemediğimiz ama etrafımızdaki herkesin ağzından eksik  etmediği kelime...


"Düşünmeyen tutucudur.Düşünemeyen aptal.Düşünmediğine aldırmayan ise köle..." 
W.Drummond
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: mehmet - Ağustos 08, 2008, 01:55:15 öö
Sayın torbacı birkaç sorum var.Şu cumle size ait
"Evrenin oluşumu meselesine dönersek sadece akıllı atomlardan müteşekkil protein yığınları olduğumuzu söyleyebilirim.Azot dönüşümünün içerisindeyiz.Varlığımızı devam etirebilmek için bir araya geldik.Aç kalmamak için beraber avlandık.Çocuklarımız uzun zamanda yetişkinliğe ulaştığı için daha uzun süreli sosyal ilişkiler kurduk.Gökgürültüsünde bir araya toplandık.Sosyal parazitlerimiz siyaseti oluşturdu , diğer parazitlerde onları izledi.Aç kalmamak için veya daha çok yemek için savaşlar yaptık..
Tüm toplum hayatı bu kadar basit ve anlaşılabilir bir durumdayken Ben bu yaşantıya  tanrı kavramını bir türlü oturtamıyorum..."   
Tarih: Temmuz 12, 2008, 07:47:44

Akıllı atomlardan müteşekkil protein yığınları olduğumuzu söyleyebilirim.Cümlenizine açıklama olarak bilimsel bir kaynak adı alabilirmiyim? Cümleniz oldukça dikkat çekici çok merak ettim bu yargıyı kendinizmi  yorum olarak ifade ediyorsunuz yoksa konusunda uluslararası arenada kabul görmüş biyoloji yada tıp bilim adamlarınamı ait?

Diğer sorum akıl ve bilim kavramlarını kavramsal düzeyde ne olarak anlamlandırdığınızı öğrenmem mümkünmü? Bu iki kavrama kendiniz bir anlam yükleyiptemi izahlarınızı yaptınız yoksa kavramsal ve terimsel anlamlarını sözlük anlamları anlamındamı kullanıyorsunuz?Çünkü yaptığınız açıklamalara  cümlelerimi yazmadan önce neye niçin yazacağımı bilmek istedim.


Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: martı - Ağustos 08, 2008, 02:37:16 öö
İnsanı bu kadar basite indirgeyen başka bir tanım olamaz.Kusursuz bir düzenin içerisindeki en mükemmel varlıklarız.İnsan bilimsel verilerle açıklanacak kadar küçük bir varlık değildir.Yüzyıllarca insanlar varoluşu açıklamaya çalışmış ama Sn tcorbacı herşeyi saniyede çözümledi.Tabii ki fikir sizin ancak size bir sorum olacak yüzyıllardır evrende bir sürü metafizik olay meydana gelmekte bunlar da mı sizi maddesel düşünmekten alıkoyamıyor?Peygamberler zamanından bahsetmiyorum hadi onlara safsata diyorsunuz ama yaşadığımız bu devirde hergün bir sürü garip metafizik olay gerçekleşmekte ve bunların çoğuna bilim adamları dahi sesiz kalıyor takip ediyorsanız açıklama getirilemiyor her şeye bir kulp bulmak çok kolaydır ama objektif düşündüğünüzde yani bilim adamları gibi susmaktan başka çare olmadığını görürsünüz sormak istiyorum bunlar da mı sizi maddesel düşünceden alıkoyup farklı düşünmeye sevketmedi?
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Ağustos 08, 2008, 08:50:31 öö
Kendimizi ne kadar üstün görüyoruz İnsan türü olarak...

Daha şundan 30-40000 sene önce mağaralarda herhangi bir hayvandan farkı olmadan yaşarken (ki bunun evrende çok kısa bir süre olduğunu hepimiz farkındayız ) neredeydi bu üstün varlık çok merak ediyorum doğrusu..

İnsanı basite indirgediğim söylüyorsunuz  , bunun neresi anlaşılmadı ben çok merak ediyorum doğrusu...Sanki Dünya üzerinde yüzbinlerce yıl süren Kabataş Devri , Yontma taş Devri , Cilalı taş devirleri yaşanmamış gibi  ,sanki bu dönemler içerisinde insanın ilkel taşlarla alet yapma ,yaşam çabası verme zahmetleri yokmuş gibi ,  sanki gerçekten gökten zembille inmiş gibi var olduğumuzu mu düşünüyorsunuz...

Laboratuarlarda elinde sopayla ıvıra zıvıra dokunup test yaptırılan bir maymun ve ailesi bu sopa ve benzeri aletler ile yüzbinyıl uğraşırsa bunlardan yeni ve farklı aletler türeteceğini kabul edemiyor muyuz yoksa ...

Kendimizi basite indirgemememiz gerekiyormuş..Şurada daha 10000 yıl önce avcılık ve toplayıcılık yapıyorduk..Ne tarım ,ne ticaret , hiçbir şey yoktu...

Protein yığını olmadığımızı inkar edecek bir kişi var mı?
Mezara girdiğinde çürüyüp , kurtçuklar tarafından gövdesi delik deşik olup parçalanmayacak olan bir kişi var mı?
Kendisinden  geleceğe, sadece iyi korunursa bir kaç kemik parçasından başka bir şeyler kalacağından emin olan var mı...

Kendimizi bu kadar büyütmenin ne anlamı var onu da bilmiyorum...

Transistörler küçülüp çip olunca en akıllı ve kutsal tür biz mi olduk..  :)

Forumda bazen hızlı yazmaktan bazen de bir an önce cevap verme telaşından olsa gerek cümle ve kelimelerde anlam bozukluğu olabiliyor...Benim yazdığım ne ise söylemek istediğim odur..Söz sanatlarına başvurmadan yazaılanlara cevap vermeye çalışıyorum.


 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanıyorum.
Gönderen: Prenses Isabella - Ağustos 08, 2008, 09:10:38 öö
Arkadaslar; bu konuda ben de fikirlerimi sunmak isterim ki İnsan herseyden once gelir ve Degerlidir. Sonra bunu ilk basa dondugumuzda surekli olarak İnsanligin baslangic haliyle dusunmemiz bence gereksiz bir tutum ve buna ek olarak Sevgili Marti cok guzel bir sekilde Konuya deginmis.

Bunun yanisira uzerinde durmadan gecemedigim bir noktaya da deginmek istedim: Arkadasim onemli olan Dusuncenin anlatilis bicimi degil, Arkadasimizin ne demek istedigidir. Kelime ve sozcuk oyunlariyla vakit gecirecek bir zamanimiz yok ve bu da benim en hassas oldugum noktalardan biri oldugundan ki bunu da cogunlukla yasamis bir kisi olmamdan kaynaklaniyor, bu durumdan dolayi duydugum rahatsizligi kisisel fikirlerimce dile getirmek istedim.

Sayin Tcorbaci; '' İnsanlik nereden geldi nereye gitmekte '' baslangic ve gidis yonumuz dusunulurse Mukemmel İnsan olma yolunda ilerledigimiz de acik ve nettir. Bundan dolayi da onceki halimizi suanki ve gelecekteki halimizle sadece kiyaslamak adina dusunursek bence daha mantikli olur.

Saygilarimla.     
 
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: martı - Ağustos 08, 2008, 11:47:54 öö
Ben insanın en mükemmel varlık olduğunu savunurken tekamül sürecinden sonrasını öngörerek söylemedim zaten ki evet tekamül ederek mükemmelliğimizi arttırdık ama ben bilim ve teknolojiyi geliştiren bir insanı mükemmel bulmadım mağaradaki insanı da kastettim mükemmel derken çünkü ben yaratılış şeklimizden bahsediyorum mükemmel derken.Kim protein yığını olduğumuzu inkar edebilir demişsiniz ben de diyorum ki kim protein yığını olduğumuzu söyleyebilir? Biraz daha araştırmanızı tavsiye ederim bunu eleştiri anlamında söylemiyorum gerçekten araştırmanızı tavsiye ediyorum çünkü bunun (PROTEİN) olanaksız olduğunu ben biliyorum.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: de_hund - Ağustos 08, 2008, 05:46:25 ös
Canlı olarak düşündüğümüzde zaten mükemmel olmak 'zorunluluğu' vardır. Aksi halde zaten bir 'ortam' türü olan 'doğa' da yaşanmaz.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Ağustos 15, 2008, 02:18:22 ös
Bu arada bazen latince olduğunu sandığım ve amen diye onaylanan söz gruplarına rastlıyorum..

O satırları bir de Türkçeleşmiş olarak görsek daha mutlu olacağım...

Yoksa "hamavdil ben kodeş lehol" ya da  "ata boker vegam layla " diye başlarsam kimse ardımdan yetişemez..   :)
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Ağustos 15, 2008, 02:20:00 ös
Canlı olarak düşündüğümüzde zaten mükemmel olmak 'zorunluluğu' vardır. Aksi halde zaten bir 'ortam' türü olan 'doğa' da yaşanmaz.

İyi de bu dediğiniz hangi kapıya çıktı ben hiç bir şey anlamadım...    Lama ya da porsuk çok mu mükemmel bir hayvan...
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Universal - Ağustos 15, 2008, 02:31:07 ös
Bu arada bazen latince olduğunu sandığım ve amen diye onaylanan söz gruplarına rastlıyorum..

O satırları bir de Türkçeleşmiş olarak görsek daha mutlu olacağım...

Yoksa "hamavdil ben kodeş lehol" ya da  "ata boker vegam layla " diye başlarsam kimse ardımdan yetişemez..   :)


Sn. tcorbaci,

Bahsettiğiniz mesajın (alıntı yapılan orjinalin) hemen altında Türkçe' si de mevcut dikkatinizden kaçtı sanırım.
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: tcorbaci - Ağustos 15, 2008, 02:40:58 ös
Evet , şimdi farkettim...Ben onları farklı şeyler sanmıştım..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: Mozart - Şubat 10, 2009, 03:44:58 öö
Yaradan'ı putlaştırmak yerine İslam'ın kutsal kitabında ne yazdığını anlmaka ve Yaradan'ın ne olduğu görmek gerekir;

Allah heryerde değildir, Allah heryerdir;
Doğu da batı da yalnız Allah'ındır. O halde nereye dönerseniz orada Allah'ın yüzü vardır. Allah Vâsi'dir, varlığı sürekli genişletip büyütür; Alîm'dir, her şeyi en iyi biçimde bilir.
Bakara-115

İnsanın Tanrıya erişmesi
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
Nur-35

İnsan Tanrı'nın parçasıdır
Yaradan meleklere diyor ki;
'Onu güzelce düzenleyip insan şekline koyduğum ve ona ruhumdan üflediğim zaman, karşısında secdeye kapanın.'
Hıcr-29
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: ceycet - Nisan 21, 2009, 12:52:35 ös
Sn. blossom,

Mantık süzgecinizden geçirerek inandığınız şey en doğrusudur.Yazıdıklarım asla ve asla sizi belli bir şeye inanadırmak amacını taşımamaktadır.Amaçım okuyanda sorgulama yapma isteği uyandırmak ve araştırmaya sevk etmektir.

Alıntı
Bu durumda siz ahireti nihai bir boyut olarak düşünmüyorsunuz.

Evet nihai değildir.Kur' an dahil bir çok metinde geçen 7 kat veya 7 katmanı araştırmanızı tavsiye ederim.

Alıntı
Yani bir değil birden fazla Ahiret mi mevcuttur sizin görüşünüze göre?
Ahiret 1 tanedir.





          Ölüm, yok olmak olmamalıdır."Her fani ölümü tadacaktır"dendiğine ve tadılabildiğine göre "yok"olmak olamaz.Belki yeni bir negatif varoluşun başlangıcı olabilir diye düşünüyorum.Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Yaratıcı bir Tanrıya kesinlikle inanmıyorum.
Gönderen: karahan - Nisan 30, 2009, 05:37:47 ös
Aslında ben insanların bir tanrıya inanmalarını anlayamıyorum..

Buna neden ihtiyaç duyduklarını,bu inançlarının ne kadar doğru,bilimsel ve güvenilir olduğunu...

Yukarıda dediğim gibi eğer insanı mutlu diyorsa bırakın inansın.. fakat bilimselliğe dayanmayan bir konuda  ben inananları ve bir tanrıya inanmayı ve hatta etrafmızda olan bitenleri bir inanış sistemine veya tanrıya bağlamayı gereksiz buluyorum.
İyi bir insan olmanın,barış,kardeşlik taraftarı olmanın,kendince var olmanın herhangi bir inanış sistemine ,dine bağlı olmaması gerekir. İnsanları aydınlığa götürecek yol önce önündeki dogmalardan temizlenmelidir.



sn.torbacı yazılarınızı ve yorumları baştan beri okuyorum.ama henüz istenen cevap yerine sadece anlamı olmayan redçi uslupla devam ediyorsunuz.ozaman bir yol haritası yapalım sizce sakıncası yoksa ben inanan sen inanmayan olarak sorgulayalım.ama bu bir yarışma değil.


insan nedir sizce ve kendini tanırmı.çevresinde yaşarken okadar çok arkadaş hataları yaparak tanıyamamışım sızlanmaları yaparken kendini ne kadar biliyor.
insan sizce neden yalnız yaşayamaz karınca kolonileri gibi beraberiz.
sizce siz iyi birimisiniz hata yaparmısınız insanla ilgili hataları neden yaparsınız kendinize tepkiniz ne olur.
yalnızlık sizi ürpertirmi korkarmısınız aciz hissedermisiniz kendinizi
sence sen aklınla herşeyi halledebilirmisin dünyada gördüğün birçok olumsuzlukların o akıllı beyinlerden çıkması sana korkunç gelmiyormu.
zaaflarınız zayıflıklarınız korkularınız aczlikleriniz varmıdır varsa kendinize itiraf edebiliyormusunuz cesurca
siz insan olarak hem iyi hem kötüsünüz sizce doğrumudur bu söz.
kendinizi tanımayı başardığınız anda allahınızı bulmuş olursunuz aslında yukardaki soruları kendine uygula cevaplardan bir sentez yap.hayatta herşeyin bir ustası vardır.bir sandalyeysyi mobilyacı yemeği aşçı,elbiseyi terzi yaparsa bu muhteşem kainatında bir yaratanı olmasına inanmak neden zor geliyor sana.