Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Barbaros - Temmuz 07, 2009, 12:02:50 öö
-
Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde dün akşam saatlerinde meydana gelen olaylarda polisin müdahaleleleri sonucunda 828 kişi yaralanırken, 156 kişi de hayatını kaybetti.
Haberin detayına inmek istemiyorum.
Düşüncelerinizi almak istedim.
-
Çin'deki bu katliâm yıllardır sürmekte...
İnsanlık onuru bu katliamları elbet birgün yenecektir.
Kınıyorum...
Saygılar,sevgiler...
-
Kaç bin yıllık Çin Oyunu. Daha ağır konuşacaktım da, anladınız siz onu!
-
Karşulaştıkları insana yakışmayacak muameleler sonucu Bölge halkı demokratik hakkını kullanarak gösteri yapıyor ve karşılığında öldürülüyor.Kadın ve kızlarının fuhuş yapmaya zorlanması ve bölgenin fuhuş merkezi gibi lans edilmesi sonucu artık bölge halkı dayanamamış.Bu dayanamama gayet normaldir.Ahlaksızlığa göz yumanlar kalkmış bir de insanları öldürüyor.Bu tutumu şiddetle kınıyorum...
-
Tüm Dünya ülkelerinin Ülke birliklerinin bu insan onuruna yakışmayacak anti demokratik saldırıya ses çıkarmaları ve Çini uyarmaları gerekiyor.Bu bir insanlık görevidir.
-
Çin,yaptığı zulum ile,üstlendiği emperyalist misyonun hakkını vermeye başladı.Zaten vermeliydi ki,yaptıklarının karşılığını biran önce görsün.Çin için sonun başlangıcı erken başlayacak diye düşünüyorum.
Saygılarımla...
-
Çin zaten heryönü ile garip bir ülke.Mao'nun ölümüyle sanki sudan çıkmış balık gibiler.Çin Komünist Partisi gariptir her kongrelerinden önce Tüm Ülkedeki İnternet bağlantılarını kesiyorlar ve gerekçesi olarak emperyalizme taş atmak olarak nitelendiriyorlar.Fuhuş keza ülkede gene yaygın olarak devam ediyor.Mafyaları ve kaçakçıları dünyada çok ünlü.Fazla işgücü ve az para zaten düşünsel yapılarına ters.En büyük artıları Toprak hacimleri ve nüfusları.Bunu dengede tutmak gerçekten zor.Ama buna rağmen itehatkar bir millet Çin Halkı.Yönetsel biçimlerini de göze alırsak ben kolay kolay sonun geleceğini düşünmüyorum...
-
Çinde nüfusu çok kalabalık olması ve toprak yüz ölümünün de oldukça büyük olması sebebiyle ülkenin bir ucundaki insan ile diğer ucundaki insan aynı dili konuşmayabiliyor. Bu dışarıdan bakınca ne kadar basit dağıtılabilir gibi görünse de onları bir arada tutan inançları var. Kore savaşlarını yok sayıp nato üyesi olduklarını düşünecek olsak herhalde gladio gibi örgütler sayesinde herkesten çok yıpranırlardı. Bir kitapta okumuştum sanırım Çin dışarıyla iş yapmadan 4 yıl kadar kendi içerisinde rahatça yaşabilicek düzeyde bir sistemi var.
Oradaki soydaşlarımıza yaptıkları resmen bir katliamdır!
İstanbul'da Doğu Türkistanlı arkadaşlarım var, anlattıklarına göre yıllardır oradaki insanlara Çin zulüm yapıyor.
Oradaki insanların onuruyla oynuyor.
Devletimiz bu konuda 1000 yıla yakın zamandır sınıfta kalmaktadır. Geldiğimiz yeri yeni unutmadık.
Yada geldiğimiz yer daha farklı ki bu kadar tutumsuz davranıyoruz.
Ülke çıkarları için devlete de haksızlık etmek istemiyorum.
Fakat Çin uyarılmalıdır.
-
Çin'de Türklere yapılan katliamı kınıyorum, ikinci Cumhuriyetçilerin, lib.şların ve demokrasi aşıklarının neden bu olayı kınamadıklarınıda merak ediyorum. Çünkü işleri güçleri sadece Türkiye'yi yaralamaya ve karalamaya çalışmak, onu da ellerine yüzlerine buluştırıyorlar.
-
Kimsecikler kalkıp da Çin acaba soykırım mı yapmaya çalışıyor demez değil mi ? 10 yıl sonra
özür diler Uygur Türkleri ne olacak ki ...
-
Çin insan hakları ihlalinde kabarık bir dosyaya sahip, şincan-Uygur Özerk Bölgesindeki son gelişmelerde bunu daha belirginleştirdi. Evet, Çin'in demokratik bir tepkiye karşı almış olduğu tavır asla kabul edilemez. Yalnız anayasal olarak "özerk"liği tanınmış olan Şincan Uygur Bölgesindeki ayrılıkçı yapılanma kabul edilebilir mi? Bizim ülkemizin bir bölgesine başka bir isimle anıldığında hepimiz yok oyle bir yer diyoruz ama iş Çin'e gelince Dogu Turkistan diyebiliyoruz. Dogu Turkistanın özgürlük - bağımsızlık mücadelesi engellenemez de diyebiliyoruz. Bizim ülkemiz söz konusu olunca cemaatlerden bu cemaat liderlerinin ABDde beslenmesinden ülkeyi gerici bir yapılanmanın ele geçirmeye başladığından söz açabiliyoruz, ama başak bir ülke söz konusu olunca o ülkedeki gerici-ayrılıkçı yapılanmaları göz ardı ediyor ve hatta ABDde beslenenlerini de o bölgenin sözcüleri olarak görebiliyoruz.
Etnik millyetçilik kötüdür. Nihayetinde kan akıtır. Çinleştirmek de kötüdür, çünkü bu etnik milliyetçiliği körükler. Çin'in Şincan-Uygur Özerk bölgesindeki son durum bunun en güzel örneği. Han Çiniyle Uygur arasında fark yoktur hepsi eşittir diyen bir yönetim aslında Hanları el üstünde tutunca olayın diğer tarafında aslında eşit olmayan ve ayrımcılığa tabi tutulan bir biçimde kendi milliyetçiliğini geliştiriyor.
Emperyalizm oyununu bir biçimde oynuyor. Halklar birbirine düşman kılınmaya çalışılıyor ve bunun üstünden de kazanç elde edilmek isteniyor.
Her ülke kendi geçmişiyle hesaplaşmalı, yüzleşmeli ki böylelikle gerçekten demokratik gerçekten birbiriyle kopmaz bağlarla bağlı bir ulus ortaya çıkabilsin. Bu noktada elbetteki Çinin yüzleşmesi kendine Türkiyenin hesaplaşması kendinedir ve kendi iyiliğinedir. Yoksa kötü örnek hukukta emsal teşkil etmez. Bak Çinde neler yapılıyor bizden yüzleşmemiz bekleniyor niye yüzleşelim gibi bir mantık sonuçta bu ülkeyi ileri götürmez. Aksine gerici kampların ayrılıkçı grupların ekmeğine yağ sürer.
Saygılarımla.
-
Bay SkullG'un dediğine kesinlikle katılarak, Dogu Turkistan başlığının yönetim tarafından değiştirilmesini talep ediyorum. Başka ülkenin bir bölgesine bilerek başka bir isim verilmesi, senelerdir bu tür ayrılıkçı,ırkçı davranışlardan canı yanmış bir ülkenin evladı olarak başlığı açanı kınıyorum.
İlgili bölgede 1930lu senelerde Doğu Türkistan Cumhuriyeti devleti kurulduğunu bilsekde, daha sonraki yıllarda devletlerini kaybetmişlerdir. Büyük balık küçük balığı yutar yapacak birşey yok, saygı duymak gerekir. Belki bu söylediklerime bazıları kızabilir ama şöyle düşünün D.T.C. kurulmadan öncede başkalarının elindeydi bunun sonu yok, insanoğlunun yaradılışına kadar gitmek gerekir ozaman.
İlgili özerk bölgemizdeki Türklerin senelerdir Çin' de katliamlara maruz kaldığını da yakından takip etmekteyim. Türkler ilgili bölgede hiç haketmedikleri davranışlara, ölümlere maruz kaldılar.
Nedense hala, 2. Cumhuriyetçiler, lib.şlar ve demokrasi aşıkları bu olayları kınamamaktadırlar. Kendilerinin neye hizmet ettikleri daha da belirginleşmiştir.
-
ne çin ne de uygur lar sütten çıkma ak kaşık değil?
taraf olmak anlamsız.
-
Çinde yapılan zulumu kınıyorum garip bir duygu içimi kaplıyor,hani onlar akrabalarımız ya beraber yaşasak belki daha iyi olurdu diyorum.Şu işe bakın ki eli kanlı ABD bizden çok kınıyor olayları bu dünyada yaşanmaz abi ;D
Saygılarımla...
-
Ben de Doğu Türkistan başlığının değiştirilmesini talep ediyorum.
-
Şu işe bakın ki eli kanlı ABD bizden çok kınıyor olayları
ne kadar manidar değil mi?
olan masumlara oluyor tek acımız bunadır.
-
Yanlız trtde bir program izledim uygurların durumunu söyle anlattılar:
Sözde özerk olan uygur turklerine katliam yapılmakta . Azınlık olan bu kişilerin dilini,dinini,örf ve adetlerini yasamasına izin verilmiyor.Uygurlular hakları olan bagımsızlıklarını istiyor fakat çin onları bölücü olarak nitelendiriyor diye bir tanım yaptılar.Fazla söze gerek yok sanırım devletin tvsinde boyle bir tanım yapılınca herkesin aklına baska bir sey geliyor.
-
Sayın SkullG
Yorumunuza katılıyorum.
Ayrıca dünyanın neresinde olduğuna bakmaksızın, insanların cinsiyeti, rengi, dili ve dini her ne olursa olsun her zaman haktan yana olmak ve her türlü haksızlıklara karşı olmak zorundayız.
Çin insan hakları ihlalinde kabarık bir dosyaya sahip, şincan-Uygur Özerk Bölgesindeki son gelişmelerde bunu daha belirginleştirdi. Evet, Çin'in demokratik bir tepkiye karşı almış olduğu tavır asla kabul edilemez. Yalnız anayasal olarak "özerk"liği tanınmış olan Şincan Uygur Bölgesindeki ayrılıkçı yapılanma kabul edilebilir mi? Bizim ülkemizin bir bölgesine başka bir isimle anıldığında hepimiz yok oyle bir yer diyoruz ama iş Çin'e gelince Dogu Turkistan diyebiliyoruz. Dogu Turkistanın özgürlük - bağımsızlık mücadelesi engellenemez de diyebiliyoruz. Bizim ülkemiz söz konusu olunca cemaatlerden bu cemaat liderlerinin ABDde beslenmesinden ülkeyi gerici bir yapılanmanın ele geçirmeye başladığından söz açabiliyoruz, ama başak bir ülke söz konusu olunca o ülkedeki gerici-ayrılıkçı yapılanmaları göz ardı ediyor ve hatta ABDde beslenenlerini de o bölgenin sözcüleri olarak görebiliyoruz.
Etnik millyetçilik kötüdür. Nihayetinde kan akıtır. Çinleştirmek de kötüdür, çünkü bu etnik milliyetçiliği körükler. Çin'in Şincan-Uygur Özerk bölgesindeki son durum bunun en güzel örneği. Han Çiniyle Uygur arasında fark yoktur hepsi eşittir diyen bir yönetim aslında Hanları el üstünde tutunca olayın diğer tarafında aslında eşit olmayan ve ayrımcılığa tabi tutulan bir biçimde kendi milliyetçiliğini geliştiriyor.
Emperyalizm oyununu bir biçimde oynuyor. Halklar birbirine düşman kılınmaya çalışılıyor ve bunun üstünden de kazanç elde edilmek isteniyor.
Her ülke kendi geçmişiyle hesaplaşmalı, yüzleşmeli ki böylelikle gerçekten demokratik gerçekten birbiriyle kopmaz bağlarla bağlı bir ulus ortaya çıkabilsin. Bu noktada elbetteki Çinin yüzleşmesi kendine Türkiyenin hesaplaşması kendinedir ve kendi iyiliğinedir. Yoksa kötü örnek hukukta emsal teşkil etmez. Bak Çinde neler yapılıyor bizden yüzleşmemiz bekleniyor niye yüzleşelim gibi bir mantık sonuçta bu ülkeyi ileri götürmez. Aksine gerici kampların ayrılıkçı grupların ekmeğine yağ sürer.
Saygılarımla.
-
Her türlü katliam insanlık dışı bir eylem olduğundan kınanmalı ve bunu yapan ülkelere ağır yaptırımlar uygulanmalıdır ayrıca Uygurlar sütten çıkma akkaşık değildir demek komiktir. Hiçbir şekilde hiç kimseye başkalarını öldürme veya canlarını acıtma hakkı verilmemiştir. İnsanlar barış ve mutluluk içinde ve özgürlük çerçevesinde yaşamayı hak ederler ama korkarım ki bunu öğrenmeleri çok ama çok zor olacak.
Dünya herkesin karnını doyurabilir ancak kimsenin gözlerini doyuramaz.
Gandhi
Saygılarımla...
-
Bundan birkaç ay önce haberlere yansımıştı. Guantanamo hapishanesi veya işkencehanesi Obama'nın emriyle kapatılmıştı. Kapatsalar bile gene başka biryerde açarlar veya açmışlardır. Malum ABD demokrasi getirecek ya ? Neyse, bu Hapishaneden birkaç tane Uygur Türkü'de vardı. Bu konu basında hiç yansımadı. Buradan tahliye eden ABD Uygur Türkünü gönderecek ülke bulamamıştı. yanlış okumadınız, ABD bu birkaç uygur Türkü'nü göndereceği ülke bulamamıştı çünkü talep gelmiyordu. Şöyle vahim bir noktasıda var acaba ABD yollamak için ülkelere talep etmesine karşın kimseden ses çıkmadıysa iş daha vahimdir diyebiliriz.
NTV'ye çıkan Uygur Türkü Annesi vize talebinde 2 kere bulunmasına karşın kabul edilmedi. Ne zamanki televizyonlara çıkıp, durum hakkında haykırınca Devlet Büyüklerinin eli mahkum istek gelirse vize veririz dendi. Burası bile tam bir vahim. Ne demek kardeşim istek gelirse vize verilir. Sana zaten önceden talep gelmiş ilgilenmemişsin, 1000 kişi ölünce mi aklın başına geliyor. Devleti yönettiğini zanneden Erdoğan maalesef dünya'dan bir haber. O kadar kötü yönetiliyoruzki şu olay bile rezilliğimizi gösterir. Bu kadar mı aciz, pasif Dışişleri ve Başbakanlık olur. Bebecan zamanında onların yüzlerine bakma, ondan sonra binlerce kişi katledilince kıymete binsin. Böyle iki yüzlü siyasete HAYIR !
-
Bu sabah haberlerde ızlediğim bir olay dikkatimi çekti. insanlara çin mallarının kullanmama hususunda sanayi bakanımız konuşma yapmış. Çin mallarının kullılmayarak bu olayların önüne geçilebileceğini öngörmüş. anlamadığım husus şu her türlü ticari ürünün çin malları tüm dünyada dolaşırken nasıl olacakta sadece türkiyenin kullanmaması çini bu durumdan vazgeçirecek. çin hükümeti bu sabah yeni bir açıklama sunmuş yakalanan 2500 civarında uygur türkleri idam edileceğini kesin bir dille tüm dünyaya duyurdu. rusyada hafta içinde yaptığı bir açıklamada çinin devlet içi sorunu kesin sınırları içerisinde bir olay olduğundan haklı olduklarını savunuyo. şimdi bizim devletimizin bu tür boykortlar mı düzenleyerek önüne geçilmesini beklicez. sn R.T Erdoğanın gazze saldırıları sırasındaki sağduyusunu burada asıl gostermesi gereken yerde gostermesını istiyoruz.
saygılarımla
-
Ben Bukadar insanın idam edileceğine inanmıyorum.Günümüz dünyasında bu denli toplu katliam yapılacağına inanmıyorum.2500 tane insanı darağacına çıkartmak veya silahla vurmak bu kadar kolay değildir.Bırakın gerçekleşmeyi düşünmek bile insanlık suçudur.Canlı canlı bir insanı toplumun gözleri önünde yaşam hakkından etmek korkunç bir olaydır.Ben inanıyorum ki Çin Hükümeti ile Bölge Halkı sorunu çözecek ve huzur ortamı oluşacaktır.
-
One minute gibi bir çıkışla Gazze saldırısına tepkisini belirten Başbakanımızın , bu aralar canı
sıkkın olsa gerek , çünkü Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas , Dimitris Hristofyas ile
yaptığı görüşmelerde Kıbrıs Türk kesimine karşı Rumları desteklediğini açıkladı.
Ümmetçilik yapılarak ,milliyeti öldürmeye çalışılarak güdülen politikaların ne kadar temelsiz
olduğunu gösterir bu bize ...Yani Filistin için İsrail ' e karşı takındığımız bu komik abartılı
tepkiye gerçekten gerek var mıydı ? Evet ;masum insanlar ve çocuklar öldürülüyor, hem de
dünyanın her yerinde...Lanetliyoruz , kınıyoruz ancak kişiliksiz, gereksiz duygusal , histerik
politikaların ,ve de Arap sevici siyasetin ülkemiz yönetiminde yeri olmadığını bir kez daha
tecrübe etmiş bulunuyoruz...
Türkiye 'den kilometrelerce uzaktan gelen Uygur Ana 'nın söylediklerinin
büyük çoğunluğunun anlaşılması , göğsünü gere gere '' Biz Türküz '' demesi ; Anadolu ' da
doğup , büyüyen Türkçe 'yi iyi bilip konuşmayan, her tür sağlık hizmeti yeşil kart ile çalışan
memurların sırtından sağlanan , elektrik ve su gibi belediye hizmetlerinin ücreti
alınmayan ,tarıma çok elverişli toğrağını '' Devlet bana bakmak zorunda '' diyerek ekip-
biçmeyen ve de en önemlisi Türküm demekten nefret eden ve utanan zihniyete örnek
olmuştur umarım...Ki bu son bahsettiklerimin durumları, kadınlarına tecavüz edilip,
kafalarına tek kurşun sıkılarak öldürülen Uygur Türklerinin durumuyla uzaktan yakından
alakalı değildir.
Ayrıca bizim ülkemizdeki durum tam tersinedir, azınlık olan arkadaşlar silahlanarak terör
örgütü kurmuş gerek sivil , gerek asker pekçok vatandaşı katletmiştir...Çin ' deki gibi
Türkiye 'de hiçbir zaman Türk halkı Kürtleri linç etmek üzere toplanıp ,saldırmamış ; hiçbir
zaman kadınlarına tecavüz etmemişlerdir.Aynı şekilde ne Türk polisi , ne de Türk askeri
masum Kürt insanına saldırmamıştır. Sonuç olarak '' Bu ,Çin 'in iç işleridir '' deyip ,kenara
çekilmek, büyük diplomatik hata olur ve bu durum Türkiye ' de ki durumla benzer
değildir .Uluslararası arenada saygın, sözü dinlenir , kişilikli duruş sergileyebilmek için,
duygusal çıkışlardan uzak durarak serinkanlı ve işeyarar adımlar atmak gerekmektedir...
Bugün Ereğli ' de Çin'i protesto etmek için yakılan Çin bayrağının hemen yakınındaki
alanda ucuz Çin mallarının satılması ikilemindeki gibi efektif olmayan saldırganlığın anlamı
olmadığı gerçeğine ulaşmaktayız...
Saygılarımla
-
Ülkelerin Bayrakları kutsaldır.Her bayrak kendi toprak bütünlüğünü,devletini ve milletini uluslararsı arenada temsil eder.Bayrakların hemen hemen hepsinde bulunan renklerin ve simgelerin o millete has değerler olduğunu hepimiz bilmekteyiz.Ben bir ülkenin,bir topluluğun,derneğin,partinin vs. bayrağının yakılmasını doğru bulmuyorum.Yanlışa yanlışla cevap verilmez.Bayrak yakma demokratik bir protesto değildir.Ereğlili arkadaşların daha soğukkanlı olması gerekir.
-
Sayın barış,
Geri toplumlarda gözlenen bayrak yakma ( genellikle ABD ve İsrail bayrağı yakılır ) ilkel bir protesto
şeklidir , bayrak yakıldıktan sonra kalan kısmın üstünde zıplanarak protesto edilen devlete duyulan
nefret dile getirilmiş olur. İslam ülkelerinde moda olan bu hareketin hiçbir anlamı olmadığı gibi etkinliği
de yoktur.Tartışma esnasında öfkeye yenik düşüp küfredilirse; küfredilene hiçbirşey olmadığı gibi
küfredenin değeri düşer ... Çin bayrağının yakılmasıyla Çin ' e bişeycik olmaz ancak, protestoyu
yapan vatandaşlarımız cahillik ve güçsüzlüklerini itiraf etmiş olurlar...
Saygılarımla
-
sn ozak1977
kesinlikle sn r.t erdoğanın canının sıkkın olduğu belli. bazı şeylker ya yolunda gıtmıyo kapalı kapılar arkasında yada hanı eşininde açıkladığı gibi sevgili başbakanımız okadar yoğun çalışıyoki ülkeyi demokratiksizleştirmek adına bu tür olaylara baş kaldıramıyor. bizim ülkemizde azınlıklar terör örgütü kurmuşlar ve onları destekleyen dış güçler var. demiyorumki biz de orada terör örgütü kuralım canlar yakalım ama senın de dediğin gibi km lerce uzaktaki türk kardeşlerimizi bir şekilde desteklemeli onların arkasında olduğumuzu oyle sahıpsız türkler olmadıklarını göstermektir.
2500 insanı katletmek tabikide kolay bir şey değil. ama çin hükümeti bunu değil uygulamak bunu dünya kamuoyuna bile açıklamaktan çekinmeliydi. bu tür bir açıklamayı yapamamalıydı. 2500 uygur türkünü idam edicem. bunun acizliğini ezikliğini şu anda hala yaşamaktayım.
saygılarımla,
-
Değerli Üyeler ,
Bu olaya sadece olayiçi boyutla baktığımızda fotoğrafın bütününü ıskalama riskimiz artmaktadır.
Bu idam duyurusu , Çin'in farklı alanlardaki aktivasyonlarını belli bir seviyeye kadar olgunlaştırmış olması (sanayi,ihracat, tüm iktisadi ve siyasi hamleler,"söz sahibi olma" istekleri , manipülasyon arzuları vbg.) ve artık daha "yüksek sesle " kendini ifade etmek istemesinin yansımalarından bir tanesidir.
Çin'in 2 trilyon dolarlık likit ve konsolide döviz rezervine ulaşmış olması , yıllık % 8.72 ortalamada seyreden büyüme rakamlarına sahip olması, ucuz ve neredeyse sonsuz (!) nüfus gücü ve bunların yanında her 6 ayda bir , kendisinin bu döviz rezervini kullanabileceği "yeni bir uluslararası para sistemi" oluşturulması için aşırı bastırıyor olması gibi bu idam duyurusu da Çin için yalnızca stratejik hamlelerinden biridir ; Çin bütün kaynaklarını seferber ederek "denklem"e bir daha çıkmamak üzere girmeye çalışmakta..
Saygılarımla
-
Sayın ozak1977;
Kesinlikle yazınızın hercümlesine katılıyorum.Aynı zamanda bayrak yakmak fiili bir saldırıdır.Artık o anda eylem tüm demokratikliğini kaybetmiş,şiddete saldırıya dönüşmüştür.O eylemi gerçekleştirenlere Türk Bayrağının yakılışından duydukları hisden ne farkı olduğunu hatırlatmak gerek.Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün önüne Yunanistan'ın bayrağını sermişler ama Paşamız basmamıştır.
Eğitim şart diyoruz ya gerçekten de eğitim şart.İnsanların bir olayı gerçekleştirirken neden sonuç ilişkisini düşünmesi gerekir.Aynı zamanda iğneyi başkasına çuvaldızı kendine batırması gerekir.
-
sn Nueva
tabikide fikirleriniz oldukça olabilitesi yüksek açıklamalar. Tüm samimiyetimlede belirtmek isterimki bu düşünceleri ben de düşünmekteydim.
çin artık sanayi ve ticari pazarda olduğu kadar kendi ni siyasi pazardada güçlü kılmak söz sahibi olmak, var olduğunu gücünü,ekonomisini,tüm dünyaya sergilemek ıstıyor ve bunuda bu tür açıklamalarla dile getirmekte, olayı geniş bir genel çerçeveden bakınca bu açı ile görmek mümkün.
saygılarımla,
-
UYGUR ŞARABI
Alperenler Doğu Türkistan gecesinden dönerken‘şarap partisi’ni basmışlar.
Pek haksız sayılmazlar. Doğu Türkistan şarapları üstüne şarap mı olurmuş?
Doğrusu ben de bilmiyordum. Bildiğim kırmızı, rose ve beyaz şarap; onların da sek, kekremsi ve meyve tadında olanı var.
Ne zamanki bir Fransız firması Türk şarapları hakkında bilgi istedi, ben de Tokat’ta yerleşik bir şarap fabrikası ile ilişkiye geçtim. Fabrika müdürü, aynı zamanda işletme sahibi olan beyefendi bana bir bilimsel toplantıya sunduğu bildiriyi gönderdi.
Uluslararası bilimsel bir toplantıya sunulan on sayfalık bildiriyi okudukça sarhoş oldum.
Türk şaraplarının tarihçesine değinen yazar, bugün Doğu Türkistan denilen bölgede, İsa’dan birkaç binyıl önce otuzun üzerinde değişik şaraplar üretildiğinden sözediyordu.
Bu şarapları Alperenlerin ataları üretmekte ve Çin’e satmakta imişler.
Kuşkusuz toplumsal bilimlere yakın biri, korunda tik oturasıca Özal döneminde savlandığı gibi, salt dışsatım için üretim yapılmayacağını bilir.
Doğu Türkistan Türkleri ya da Uygurlar da o güzelim şarapları bir güzel içmekte imişler.
Bir an için, Çin’lilerin Set üzerine çıkıp, ‘şarabını kap da gel biraz müzik dinleyelim’ diye bağırdığını düşünelim.
Uygur alperenleri bu çağrıya duyarsız kalabilirler miydi?
Artık toprak testide mi olur, hayvan derisi içinde mi bilinmez, üç-beş tür şarap alıp ve ufak ufak yudumlayarak Çin Seddi’ne yönelirlerdi herhalde.
O günlerde namaz kılmak bilinmediği için zamandan da kazanmış olacaklardır.
Ne namaz ve ne de Zaman gazetesi vardı o günlerde.
Daha sonraki dönemlerde Alperenler müslüman oldular, şaraptan da uzak durdular. Ama müziğe hiç saldırmadılar, dahası hep müzikli saldırdılar.
Boynuz, boru, davul her ne ise tüm saldırılar müzik eşliğinde oldu.
Coşmak için ‘iki tek atmak’ yerine bir ‘düm-tek’ yeterli geldi.
Ne ki ‘Zaman’ icad oldu alperenlik de bozuldu.
Dr Recep’in dilinden düşürmediği ‘mertlik-namertlik’ söyleminin bu deyimlerin içini boşaltması gibi, alperenliğin içi de boşalmış oldu.
Yoksa iki rekat namaz kılıp Topkapı sarayına saldırmak niye?
Bunun neresinde alplik neresinde erenlik?
Mert zorba olabilir mi?
Türkiye’de Zaman gazetesi çevresi ‘insana ilişkin tüm değerleri’ tüketmekle görevlendirilmiş tir.
Bunlarda insanlık yoktur ki, mertlik alperenlik ola.
Ne müzik ne şarap ve ne de zevk.
Ne din ne iman ve ne de ahenk.
Bunlar düzene, daha doğrusu düzenliliğe düşmandırlar.
Ne birlik ve ne de dirlik, tüm amaçları başıbozuk bir cenk.
Emperyalizmin beşinci, altıncı ve yedinci kollarıdırlar.
Bir bardak şarap içmektense bir kazan kan içmeyi yeğlerler.
Ve bunlar Türkiye’de kana susamışlıklarını her gün biraz daha belirgin olarak ortaya koymaktadırlar.
Bunlarda oyun çok, zamana göre yeni tür ve biçimler alan.
Bunlar toplumu tümden sarhoş edecekler; at izi kurt izine karışacak.
Toplum şaşı bakacak; İbrahim Çatalses’in zırıltılarında geçen ‘rakı-şarap’ sözleriyle ‘mest’ olup, İdil Biret’in ulusalcılığını ‘test’ edecekler.
Doğu Türkiye’den gelen alp cenazelerini görmeyip, Doğu Türkistan’daki erenlere ağıt yakacaklar.
Dr Recep’in faşizmi böylece ‘güm’e götürülebilecek ancak.
Gül çalıp Gülen oynayacak.
ABD ile bir olup Çin’e saldırılacak.
Uygur şarabı işte böyle bir şey özünde.
ABD emperyalizminin mahzenlerinde çok daha fazlası var.
İçmek istemediğin zaman da başına geçiriverirler çuvalı.
Ve olur mu bizim erenlerimizin torbalı?
Türk tarihinde namerdin egemen olduğu bir dönemden geçiyoruz.
En uyanık durumda olması gereken gençliğimiz ise bir hoş.
Düpedüz sarhoş.
Habip Hamza Erdem
-
Iyi de Ilber Hocam, o zaman neden "içki içilecegini bilseydim izin vermezdim" dedin? Çok mu korkuttular seni bu ......?
http://www.odatv.com/Siyaset/osmanli_padisahlari_icki_icer_miydi-16872.html
Büyük Birlik Partisi üyesi olan bir grup dün İdil Biret’in konserini protesti etti. Gerekçeleri ise Topkapı Sarayı’nda içki içilmesiydi. Göstericiler bir süre slogan attıktan sonra dağıldı.
Biz de odatv.com olarak Osmanlı Padişahlarının içki içip içmediğini merak ettik. Konuyu Topkapı Sarayı Müdürü olan Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya sorduk. Ortaylı, bu konuda isim vermenin ayıp olacağını, ancak sarayda içki içen de içmeyen de padişahların olduğunu söyledi. Hatta cemiyette içmeyi yasaklayıp özel hayatında içen padişahlar olduğunu ifade etti.
İşte İlber Ortaylı’nın açıklamaları:
Kendisine dokunan ve hasta olan padişahlar da var. İçenler var, genç yaşta ölenler de var. Ama içmeyenleri de var. yarı yarıya olabilir, belki fazla da olabilir. Şimdi tek tek sayamam. Bazılarının ne yaptıklarını hiç bilmiyorum.
Cemiyetteki, dışarıdaki insan neyse sarayın içindeki de o. Bir sofra, meze kültürü var. balık ve bazı deniz mahsulatı sevenler var. Onları deniyorlar demek ki. Onlar daha çok içki ile tüketilen şeyler. Kendisi içki içenlerin içkiye karşı çıkarttıkları yasaklayıcı kanunları var. kendisi içiyor ama cemiyette yasaklıyor. Sebebi muhtelif, onları bilmek lazım. İçki imalatını yasaklayanlar var. İmalatı yasaklamayıp meyhaneleri yıktıranlar var.
Odatv.com