Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Sosyoloji - Toplum bilimi => Konuyu başlatan: Asli - Mart 25, 2010, 11:40:35 öö
-
Egitim, ogretim ve beyin yikama ifadelerini birbirinden ayiran ince, benim goremedigim cizgileri aciklayabilirmisiniz?
-
Size benim iyimi kötümü yanlışmı doğrumu olduğumu sorgulamayı öğretirsem, sizce beyin yıkamış olurmuyum?
-
Subjektif bir "eğitim" verilirse beyin yıkaması olur. Ayrıca Bilgisayar bölümü ile olan alakası nedir çözemedim
-
Her öğrendiğin bilgiyle beynin yıkanır... fakat küçük bir ayrıntı var. Yıkanırken calgon kullanmazsan kireç yapar... calgonu siz kullanacaksınız...
-
Bilgi hiçbir zaman beyin yıkaması olarak düşünülemez. İyi ya da kötü... Bütün bilgiler yararlıdır.
Zararlı olansa yanlış bilgidir.
Yani Sn. poyraz06'nın dediği gibi subjektif eğitimdir. Bu ise bambaşka bir konu bana kalırsa.
Saygılarımla...
-
Butun bilgiler yararlidir da... Dogru bilgi yanlis bilgi kanisina nasil variriz, o biraz muamma. Ozellikle din ve tarih gibi konularda...
Esenlikler,
Laus Deo.
-
Egitim, ogretim ve beyin yikama ifadelerini birbirinden ayiran ince, benim goremedigim cizgileri aciklayabilirmisiniz?
Sn.Asli, ilk önce kavramlara değinmek isterim.
Eğitim : bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan ve politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor olan bir kavramdır. Bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan , yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür
Öğretim : Eğitim gibi öğretim de önce bir bilgi sorunudur; varlıklarla, varolanlarla ilişki kurmanın bir çeşididir. Bir varlıkla, bir varolanla mesela bir insanla, yahut hayvan çeşidi ile ilişki kurabilmek için onu az-çok tanımak lazımdır. Bunun için insan, bir varlık çeşidi hakkında bilgi edinecekse kendisini o varlığın durumuna göre ayarlaması gerekir. Yoksa doğru bilgi edinemez, afaki, teorik bilgi edinmiş olur. İnsanın bilme faaliyeti, elde edilen bilginin varolana uygun olmasını hedefler. Aksi takdirde doğru bilgi (objesine uygun) elde edilmiş olmaz.
İnsanoğlu, varlıklar hakkındaki bilgisinin çoğunu öğretim yoluyla kazanır. Öyleyse öğretimin ne olduğu sorusuna cevap verebiliriz:
Öğretim, kişilere, varlıkların, varolanların bilgisini kazandırma yahut edindirme faaliyetidir.
Beyin Yıkama : Bir kişinin iradesini, genellikle onun haberi olmaksızın ve istekleri doğrultusunun tersine değiştirme amacını güden bir yöntem. Genel olarak kişiyi tek başına bırakma, kişiliğinden utandırma, çevre ve zamanla olan ilişkilerini kesme, sistematik telkinlerinde bulunma, ard arda cezalandırma ve ödüllendirme gibi işlemler beyni yıkama yönteminin öğeleridir.
Görüldüğü üzere 3 kavramında arasında ince bir çizgi değil aslında derin bir uçurum olduğunu görmekteyiz.Eğitim ile öğretimin karıştırılması pek muhtemeldir fakat beyin yıkama apayrı bir şeydir.
"Eğitim" adı altında yapılan "Beyin yıkama", adı "eğitim" olmasına rağmen halen "beyin yıkama"dır ve yukarıda belirttiğim kavrama girer.
Saygılarımla
-
Eğitim, öğretim ve beyin yıkama...
Üçüde bir cümlede, ne kadar ürkütücü bir durum ve selzeniş...
Aslında sorulan soru oldukça enteresan bir soru.. İnsanın beyni yıkana bilirmi evvela bu nu düşünmek gerekiyor sanırım.
Ben beyin yıkmaya inanmıyorum...
Yer yüzünde her kes farklı şekilde düşünüyor ve farklı fikirler öne süre biliyor. Beyin yıkama konusu ise bence fikri olmayan birinin başka fikirler edinmesidir. Bu da beyin yıkama değil insan olamamaktır. İnsan olmanın erdemli tarafı düşüne bilmek ve fikir sahibi ola bilmektir.
Bence diye bilmektir.
Ben kelimesini kullamayan ve kendine ait bir fikri kendi oluşturduğu düşüncelerini belirtemeyen bir kişi insan olamamıştır diye düşünüyorum.
Dolayısı ile gerçekte beyin yıkama değil esas olan fikir üretememe durumudur.
Toplumların, kişilerin en belirgin eksigi bence budur.
-
Selamlar,
Bir eğitimci olarak ben de birkaç şey söylemek istiyorum.
Eğitim yolu ile beyin yıkandığı biraz subjektif bir yaklaşım olsa da kısmen doğru yanları vardır. Beyin yıkama kavramını biraz fazla ideolojik bulduğumu söyleyebilirim. Ancak resmi ideolojiler bunu açıkça ve gizli olarak yapmaktadırlar. Gizli olarak yapılmasından kastım öğretim programlarda var olan örtük (gizli) öğrenme becerileri ile verilmesidir. Örtük öğrenmeyi açacak olursak, şu şekilde ifade edebilir.
Örtük Bilgi:
“Bilgi, her hangi bir nesnenin temsili olarak ortaya çıkarabilecek özelliklerini kendi içinde barındırmadan, işleme sürecinde etkili olduğu anda örtüktür. Örtük öğrenme de bu bilgilerin kazanıldığı süreçtir” (Cleeremans, 1997).
Berry ve Dienes (1993) örtük öğrenmede amaçlanmadan ya da kasti olmayan yeni bir bilgi kazanımı gerçekleştiğini ve bu elde edilen bilginin sözel olarak ifadesinin zor olduğunu ifade etmektedir.
Örtük öğrenmeler bu nedenle tamamen hipotezlerle ortaya çıkan ve bilinçli olarak gerçekleşen açık ve belirtilmiş öğrenmelerden (explicit learning) farklıdır.
Ülkemiz öğretim programlarında özellikle sosyal bilgiler, tarih ve türkçe programlarında çok yaygın bulunur. En çok cinsiyet ayrımcılığı ile ilgili örtük öğrenme yapılır. Resimlerde kadın bulaşık yıkar, çocuklar evde oyun oynarlar, baba elinde gazetesi okur televizyon seyreder. Bazen bilerek te örtük öğrenme yapılıyor. 3 ay önce Gazi Üni. Eğit. Fak. Öğretim üyesi Nurdan KALAYCI bu konuda bize bir eğitim vermişti. Bazı hikayelerin (ilköğretim düzeyi) yabancı orjinalinden faklı olarak sonlandırıldığını böylece itaat etmenin öğretildiğini anlattı.
Tv. reklamlarında da aynı şey var. Bulaşı detarjanı, çamaşır ve bulaşık makinesi reklamlarında hep kadınlar bu işleri yapar şeklinde gösteriliyor.
Eğitimin beyin yıkadığı ile ilgili son olarak size Jiddu Krisnamurti'nin 'Eğitim Üzerine' adlı kitabını önerebilirim. O zaten olayın farklı bir boyutu.
"Gerçek eğitim nasıl düşünüleceğini öğretmektir". J.Krisnamurti.
Selam ve saygılar.