Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Fraternis - Nisan 26, 2007, 12:14:41 öö
-
2. CUMHURİYET MİTİNGİ BU PAZAR İSTANBUL’DA...
29 Nisan Pazar günü İstanbul Çağlayan’da saat 14.00-16.00 arasında yapılacak Çağlayan Cumhuriyet Mitingi’nin düzenlenmesinde kadınlar öncülük ediyor.
Miting düzenleme kuruluna başkanlık eden Prof. Dr. Necla Arat, 14 Nisan Cumuhuriyet Mitingi’nden çok kısa bir süre sonra İstanbul’da da miting düzenlemelerinin Ankara’ya gidemeyen çok sayıda insandan gelen talepten kaynaklandığını söyledi.
29 Nisan’da Çağlayan Abide-i Hürriyet Meydanı’nda yapılacak olan Çağlayan Cumhuriyet Mitingi için saat 13.00’te toplanılacak. Kadın Kuruluşları Birliği’nin öncülüğünde gerçekleştirilecek mitinge 400’e yakın sivil toplum kuruluşu destek veriyor.
ANKARA’YA GİDEMEYENLERİN TALEPLERİ ETKİLİ OLDUAnkara’daki 14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’nin üzerinden kısa bir süre sonra tekrar böyle bir miting düzenlemeye neden gerek duyuldu?
14 Nisan Cumhuriyet Mitingi’nden önce zaten İstanbul’da bir miting düzenlenmesi için çok büyük bir talep vardı. Sivil toplum örgütleri şemsiye örgütler halinde çeşitli toplantılar yapıyorlardı. Bu toplantılarda taleplerle karşılaştık.
Ancak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde mitingler yapılmaktaydı. O yüzden, henüz erken diye düşünüyorduk. Kamuoyundan da baskılar geliyordu. Dolayısıyla Ankara’dan sonra böyle bir mitingin yapılmasının İstanbul için de uygun olacağını, İstanbul’un da sesini duyurmamız gerektiğini düşündük.
Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşanan gerilim kamuoyunun tepkisini hızlandırdı mı?
Tabii onun da etkisi oldu ama bu 4-5 yıllık bir birikimin sonucu. Adım adım ılımlı İslam devletine yönelen bir yönetime karşı tepkiler var. Din eğitimli olanların değişik yönetim kadrolarına çeşitli biçimlerde getirildiği, engellenmeye çalışıldığı zaman vekaleten görevlendirilmeleri ve milli eğitimdeki aksaklıklar... Ayrıca fevkalade bir ekonomik durum sözkonusu diye bütün basın organlarının büyük bölümünde iktidar lehinde yayın yapılırken, halkın ekonomik yönden çektiği zorluklar, halkın yaşamına çok cilalanan bu ekonomik durumun yansımıyor olması, insanların bu tepkileri dile getirmesine neden oldu.
(http://www.guncelhaber.com/resimler/orta_4V1H3Q5647.jpg)
Haber Tarihi : 25 Nisan 2007 (22:00)
Haber Kaynağı : Güncel Haber
-
bu işinde cılkı çıktı.
-
Dur daha 3. düzenlenir :)
Siyaset banyo jeli gibi kim kullanıyor kime hizmet ediyor kimi hedef alıyor derken olaylar kayıp gidiyor.
O kadar çok polemik yaratılıyor ki üstünde durmak takip etmek anlamak çok zor bir hal alıyor.
-
Miting yapıyorlarda değişen birşey yok ki keşke birşeyler değişse... Ama en azından bilinçli halkın herşeyin farkında olduğunu ve ayranı kabardığında karşısında kimsenin duramayacağını göstermek açısından yinede güzel!..
Buarada köşke Abdullah Gül çıkmasın, "Abd'nin Gülünü" istemiyoruz diye eylem yapanlardan 14 kişi göz altına alınmış. Bunun onların bilgisi dahilinde olduğu kesin, birde ağızlarından demokrasiyi düşürmüyorlar, ne demokratlığı TRANVAY DEMOKRATLARI...
-
Turkiye hicbir zaman demokratik bir ulke degildi. Aci ama Gercek. Bu dusunceme itirazi olan varsa, soylesin. Bu konuyu cok kolay sekilde ispatlar ve tartisirim. Turkiye demokratik bir ulke degil.
-
Turkiye hicbir zaman demokratik bir ulke degildi. Aci ama Gercek. Bu dusunceme itirazi olan varsa, soylesin. Bu konuyu cok kolay sekilde ispatlar ve tartisirim. Turkiye demokratik bir ulke degil.
Laik ve demokratik bir ülke diye hernekadar geçsekte Atatürk'ün ölümünden sonra ne yazıkki demokratikliğimiz hemen hemen kalmadı... Türkiye'de demokratiklik elbet var ama sanırım kendine demokratik ülke diyenler sıralamasında son sıralarda yer alırız. Haklısın!..
-
GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ AÇIKLAMASI:
Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.
Bu bağlamda;
Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.
22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.
Ayrıca, Ankara’nın Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli’de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.
Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir.
Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir.
Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir. Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir.
Bu tür davranış ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.
Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.
Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
-
Bu yaziyi yen ibir konu olarak actim,,, yorumlarimida kattim... buyrun orda konusalim... http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=964.msg4376;topicseen#msg4376
Ayrica suanda Cnn de izliyorum neler oldugunu... :S gene ayni gereksiz ve yanlis seyler... hemde bu sefer kadinlar oncelik etmis... sanki turkiyede kadinlarin haklari cokta. O yuksek yerde cikip konusan kadin acaba simdiye kadar kac kere kocasindan tokat yemistir? bunlar aci ama gercek beyler... belki soylediklerime kiziyorsunuz ama yalan birsey demiyorum. sadece tuttugum ayna fazla parlak, o yuzden gozunuzu rahatsiz ediyor :)
-
Bende izledim hiçbir gereksizlik göremedim. Çok doğru sloganlar atılıyordu ve acayip derecede kalabalıktı insanların hepsi sadece bir çağırıya bayraklarını kapıp gitmiş, birçoğu ilkdefa orada birbirlerini görmesine rağmen kenetlenmiş Atatürkçü insanlar...
Türkiye'de yaşamadan kadınların haklarının az veya çok olduğunu nereden biliyorsunuz? Doğudaki Kürt ve sair aşiretlerle veya marabalarlamı bütün Türkiye'yi böyle görmek istiyorsunuz? Mitingte baş safı çeken konuşan bayanların hepsi Prof. Dr. ve Çağdaş Derneklerden insanlar, ayrıca kocasından tokat yediklerini sanmıyorum zira evli olup olmadıklarınıda bilemeyiz bu konu bizide pek ilgilendirmez...
-
Turkiyede bir ara bir istatistik yapilmisti belki sende okumussundur. Kocasindan dayak yiyen kadinlarin cok buyuk bir cogunlugu, Universite mezunuymus :)
Simdi burdan ben 2 secenek cikaririm...
1- Kadinlara dayak atma olayinin okumakla ilgisi yok.
2- Okuyan Kadinlar kocalarini daha cok sinirlendiriyorlar :D
Ben secenekleri sundum. Siz secin iste...
-
arkadaslar bır soru sormak ıstıyorum.ben yolculuk yaparken yolda tam tamına 58 tane otobus saydım turk bayrakları ıle dolu otobusler.merk ettım ve babamı aradım sordum babam cumhuruyet mıtıngıdır dedı.benım kafamı karıstıran plakalara baktıgımda hepsının dogudan gelmıs olmasıydı.yanı solemek ıstedıgım bence bazı gucler tarafından bu ınsanlar bır sekılde orgutlenmıs olamamz mı yanı benım aklıma ılk bu soru geldı acaba fazlamı paranoyagım :-\ saygılarımla
-
Bence onun nedeni, sehirler arasi otubusve otobus firmalarinin cogunlugunun dogu sehirlerine ait olmasi ve en cok oralardan kullaniliyor ve alinip satiliyor olmasi. yani bence bunun ordan gelen insanlarla alakasi yok.
-
soylede diyebiliriz. harem e yada otogar a gittiginde neden en cok dogulu kisileri goruyorsun? nedenler hemen hemen ayni sayilir iste.
-
tamamda tum otobus fırmaları kendı aralarında anlastılarmıda farklı farklı fırmalar aynı anda hareket ettı yoksa fırmalar dısardan mı orgutlandeı ne bılım mesela ıktıdara bır govde gosterısı yapmak ıcın olamazmı.yada gercekten ben paranoyagım. :-\
-
partiler ve butun orgutler birlesti iste nolcak... Eminimki orda bircok Mason da vardi. Emailla bile haberleri geldi sizde katilin diye.
-
nasıl yanı masonlarındamı bı uste parmagı vardı?pekı madem boyle dusunuyorsunuz amacları ne olabılırkı ben bır baglantı kuramadımda
-
bence Masonlar olarak girmemislerdir. Ama Masonlarin icinde Ataturkculer cok bu kesin. yani herkes kendi politik gorusune gore gitmistir. ama Masonlarda elbet vardir diyorum.
-
hımmm tamam anladım belkıde olabılır sızınde dedıgınız gıbı masonlarda ataturkcu cok.ama bu otobus ısı kafamada yıne takılcak :)saygılarımla