Masonlar.org - Harici Forumu

 

Son İletiler

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 6 7 8 9 10
21
Locaya Üyelik / Ynt: DAHA ÖNCE ÜYELİK BAŞVURUSU RED ALANLAR hk
« Son Gönderilen: Gönderen: Mars Ekim 24, 2025, 03:25:46 öö »
Haklı bir noktaya değindiniz. İnsan kendini ne kadar geliştirirse geliştirsin, dış dünyanın onu algılayışı bazen farklı olabilir. Masonluk tam da bu nedenle dış görünüşe değil, içsel niyete bakar.

Ancak bu yolculukta, sizin de belirttiğiniz gibi “mason olunmaz; mason olmaya çabalanır.” Kişi, aday adayı olduğunda bile aslında o uzun içsel yolculuğun ilk adımını atmıştır. Tahkikat süreci de bu yüzden bir yargılama değil, bir tanıma sürecidir. Kardeşler, aday adayını yalnızca geçmişine göre değil, potansiyeline ve ışığa yönelme isteğine göre de değerlendirirler.

Elbette, önyargılar her toplumda olduğu gibi masonik çevrede de zaman zaman karşımıza çıkabilir. Fakat gerçek Masonluk, önyargının değil, anlayışın yoludur. Eğer bir kişi gerçekten ışığı arıyorsa, er ya da geç yolu aydınlanır. Çünkü Masonluk’ta kapılar kibirle değil, şefkatle açılır.

Bazen bir ret, sonsuz bir kapanış değil, olgunlaşma sürecinin davetidir. Siz ne düşünürsünüz? 
22
Locaya Üyelik / Ynt: DAHA ÖNCE ÜYELİK BAŞVURUSU RED ALANLAR hk
« Son Gönderilen: Gönderen: Hayko Ekim 23, 2025, 11:20:49 ös »
Sayın Mars,

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, bir kaç soru daha sorabilir miyim ?

Aday adayının kim olduğuna, hayatını nasıl yaşadığına ve çevresinde nasıl tanındığına bakılır. Masonluk; ahlaklı, dürüst, güvenilir, vicdan sahibi ve topluma fayda sağlamayı ilke edinmiş bireylerin bir araya geldiği bir topluluktur. Bu nedenle, içeriye girecek her kişi, mevcut kardeşlerin rızasıyla kabul edilir.

Gayet Açıklayıcı olmuş ama bir şeyi merak etmiyorda değilim kişiyi herkes aynı şekilde tanımlamayabilir ama aslında kendisi kendini geliştirmeye adamış bir insan olabilir böyle bir durumda ne gibi adımlar atılıyor.

Günümüzde maalesef görüyoruz ki çoğu insan ön yargılı (genelleme yapmıyorum) ve bazı görüş ve düşüncelerden ötürü sizden iyi bahsetmiyorlar siz ne kadar iyi olsanızda ışığı arayan bir kişi olsadız dahi 
23
Locaya Üyelik / Ynt: DAHA ÖNCE ÜYELİK BAŞVURUSU RED ALANLAR hk
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Ekim 23, 2025, 02:09:55 ös »
Alıntı
Yıllar önce askeri sınavlara girmiştim. Kapıda binlerce kişi bekliyorduk sabahın erken saatlerinde. Sonra tek tük kişiler gelirdi kollarına yıldızlı subaylar girmiş. Bir ikisini sonra gördüm kazanmışlar. Bizi de sudan sebeplerden elediler. Hayat ne garip...


Sayın Özgürefe  bunda garipsenecek bir  durum yok. Yıllar önce Kurmay Subay Babama '' BİZİM ÇOCUKLAR DURURKEN SENİN ÇOCUĞU ALMAYIZ '' demişti bu gayet normal o subay çocukları o ortamın içinde doğup ve büyüyor.... Bende girdim yazılıda elendim sporu ve mülakatı geçmiştim , kısmet değilmiş sınavı kazansaydım dahi GÖZDEN ELENİRDİM ÇÜNKÜ RENK KÖRÜYMÜŞÜM bunu bilmiyordum... Her şeyde bir hayır var .Şimdi emekliyim ve 58 yaşında Üniversite Sınavında Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi GAZETECİLİK bölümünü kazandım...Sonuç
sen de o azim ve kararlılık varsa mutlaka olması gereken yere gelirsin. Bu MASONLUKTADA GEÇERLİ  ...

Saygılar 
24
Locaya Üyelik / Ynt: DAHA ÖNCE ÜYELİK BAŞVURUSU RED ALANLAR hk
« Son Gönderilen: Gönderen: Mars Ekim 23, 2025, 01:25:51 öö »

Masonlukta “soruşturma” ya da bizim deyimimizle tahkikat, bir sınav değildir. Aday adayının kim olduğuna, hayatını nasıl yaşadığına ve çevresinde nasıl tanındığına bakılır. Masonluk; ahlaklı, dürüst, güvenilir, vicdan sahibi ve topluma fayda sağlamayı ilke edinmiş bireylerin bir araya geldiği bir topluluktur. Bu nedenle, içeriye girecek her kişi, mevcut kardeşlerin rızasıyla kabul edilir.

Bu süreçte yalnızca belgeler değil, karakter değerlendirilir. Çünkü Masonluk’ta her kardeş, diğerinin onurundan da sorumludur. Bir kardeşin dahi içten bir olumsuz görüşü, adayın seçilmemesi için yeterlidir. Bu, dışlayıcı bir tutumdan değil, içsel bütünlüğü koruma arzusundan doğar.

Bir adayın reddedilmesi, onun kötü biri olduğu anlamına gelmez. Bazen zaman, çevre, niyet veya içsel olgunluk bakımından henüz hazır olmadığı düşünülür. Masonlukta kapılar ebediyen kapatılmaz, ancak ilk başvuruda alınan ret; içsel sebeplerin derinliğine duyulan saygıdan ötürü genellikle tekrar başvuruya izin verilmemesiyle sonuçlanır. Bu durum, hem adayın hem de locanın huzurunu koruma refleksidir.

Masonluk, bireyin sadece “girmek istemesiyle” değil, “hazır bulunmasıyla” mümkün olur. Her şey doğru vakitte olgunlaşır.
25
Locaya Üyelik / Ynt: DAHA ÖNCE ÜYELİK BAŞVURUSU RED ALANLAR hk
« Son Gönderilen: Gönderen: Hayko Ekim 23, 2025, 12:06:14 öö »
Ben diğer Obediyansların uygulamalarını tam olarak bilmiyorum. HKEMBL tüzüğüne göre konuşabilirim.

Eğer skrüten olduysa (yani soruşturma sonrası yapılan oylama) ve skruten sonucu olumsuz çıktıysa tekrar başvuramazsınız.

Ama skrüten olmadıysa tekrar başvurabilirsiniz.


Sayın Caliper,

diğer Obediyansların uygulamalarını tam olarak bilmiyorum demişsiniz ama belki bir bilginiz vardır diye size bir şey sormak istiyorum
bunlardan ilki soruşturma hakkında soruşturma tam olarak neye göre yapılıyor , ikincisi ise bir kez ret aldıktan sonra kişinin bir daha aday başvurusunda bulunamamasının sebebi nedir ? kişi tam olarak nasıl bir soruşturma geçirdiğini bilmediğinden dolayı bazı ön yargıları olabilir ilerleyen zamanlarda

26
Diger Sanatlar / Ynt: Floransa'da Zamanin Askiya Alindigi bir An
« Son Gönderilen: Gönderen: Alşah Ekim 17, 2025, 07:51:50 ös »
      Sayın midyad'ın bu güzel paylaşımını zevkle okudum. Öncelikle kendisine teşekkür ederim. "Heykel " aşığı biri olarak gezdiğim her yerde heykelleri merakla incelerim. Özellikle "Orta Çağ" heykellerini hayranlıkla izlerim.
      Bu yaz bir "Balkan Turu" yaptım. Çok güzel bir gezi oldu. Çok beğendiğim heykellerin yanısıra beğenmediğim ve hatta lüzumsuz gördüğüm bir heykel furyasina tanık oldum. Kuzey Makedonya gezimiz, Üsküp şehrine gittiğimizde tüm şehrin heykellerin doldurulduğunu, bir köprü üzerinde yirmi heykel dikildiğini, adım başı dikilen bu heykellerin hiç birinde sanat olarak öne çıkacak bir şey ne yazık ki göremedim. Yüzlerce Heykel, hemen hemen hepsi aynı elden fabrikasyon gibi çıkıp dikilmisler. Yani sanat olarak incelemek bile istemiyor insan.
       Gerçekten çok anlamsız ve gereksiz bulmuştum bu kadar çok heykeli.
       Saygilar-sevgiler.
27
Diger Sanatlar / Ynt: Floransa'da Zamanin Askiya Alindigi bir An
« Son Gönderilen: Gönderen: midyad Ekim 15, 2025, 11:30:55 ös »
Tesekkur ederim Sayin NOSAM33. Bazi duygular, kelimelerin sinirlarini asar; yalnizca kalpte yankilanir. Eger bu satirlar, o sessizlige sizin de icinizde bir kapi araladiysa, demek ki ayni yolu, ayni golgede ve ayni isikta bir anligina da olsa birlikte yuruduk.

Muzik, sozcuklerin onunden usulca yuruyen bir nefesti; basina ve sonuna yerlestirdigim, Ludovico Einaudi'nin "Experience" en "Oltremare"parcalari ise bu sessizligin derinligini duyumsatmayi amacliyordu. Cunku bazen kelimeler susar... muzik konusur... ve oradan sonra geriye yalnizca icten bir yanki, ruhun tanidigi kadim bir sessizlik kalir.

Saygi ile,     
28
Diger Sanatlar / Ynt: Floransa'da Zamanin Askiya Alindigi bir An
« Son Gönderilen: Gönderen: NOSAM33 Ekim 15, 2025, 08:32:20 ös »
Mükemmel  bir yazı;  elinize sağlık...

Saygılar
29
Diger Sanatlar / Floransa'da Zamanin Askiya Alindigi bir An
« Son Gönderilen: Gönderen: midyad Ekim 13, 2025, 11:11:10 ös »



https://www.youtube.com/watch?v=1e9B31FLT-s&list=RD1e9B31FLT-s&start_radio=1

Floransa'ya adim attiginiz anda sehir sizi kendi ritmine cekiyor. Tas kaldirimlarin, tarihi sokaklarin ve kubbelerin arasinda yururken her adim bir gecmisin yankisini tasiyor. Cattedrale di Santa Maria del Fiore'nin kubbesi gokyuzune uzaniyor; insanin kendi kucuklugunu hatirlatan bir agirlikla. Kemerlerin, sutunlarin, fresklerin sessiz diliyle cevriliyorsunuz. Sehrin taslari bile sanki dua eder gibi.

Via dei Calzaiuoli boyunca Arno Nehri'ne dogru yururken sokak sizi kendi ritmine davet ediyor. Sagli sollu yukselen luks magazalarin vitrinleri, piril piril camlarin ardindaki renkli isiltilar... Bir vitrine yaklasiyorsunuz; bir an, yansimanizla goz goze geliyorsunuz. Ama o camin ardinda gordugunuz yalnizca yuzunuz degil,  daha derin bir sey. Bu ani karsilasma, sizi bir anligina oldugunuz yerden aliyor. Gozlerinizin icinde, baska bir bakisla karsilasiyorsunuz. Bu, yalnizca o ani yasamis olanlarin anlayabilecegi sessiz bir karsilasma.

Ruzgar hafifce esiyor, Arno Nehri'ne yaklastikca sehrin sesleri yavasliyor. Su, isigin icinde titresiyor. Ponte Vecchio uzerindeki kuyumcularin vitrinlerinden yansiyan altin rengi parilti, yuzyillarin ellerinde yogrulmus bir zaman hissi birakiyor. Koprunun tas kemerleri, adimlarinizin altinda gecmisi fisildiyor. O an Floransa'da zaman cozuluyor; dunle bugun birbirine degiyor.

Agir adimlarla Museo dell'Opera del Duomo di Firenze'ye yoneliyorsunuz. Kapinin esiginde sehir bir anda disarida kaliyor; iceride bir serinlik, bir suskunluk hakim. Tas duvarlar, kalin kemerler, los isik... Adimlarinizin yankisi bile yavasliyor. Her sey bir hazirlik gibi.

Ve sonra, karsinizda: Pietà Bandini. Yasli bir adamin Tanri'yla ve kendi korkulariyla konusmasini andiran bir sessizlik icinde duruyor. Michelangelo'nun mermeriyle verdigi mucadele neredeyse duyulabilir bir siddetle orada. Nicodemus'un yuzune baktiginizda, sanatcinin kendi suretiyle karsilasiyorsunuz. Mermerin icinde sakli bir kalp var sanki, hem kirik, hem diri. Zamanin ellerinde yogrulmus bir teslimiyet.

O anda zihninizin derinininde bir yanki beliriyor. Yedi sessiz adimin hatirasi. Sessiz bir isik, tasin icinden suzuluyor. Bu, yalnizca o ani yasamis olanlarin anlayabilecegi bir sukunet. Mermerin icinde, kirilgan bir ölümsüzlük nefes aliyor.

Michelangelo'nun yasli ellerinden cikan bu eser, gencligin kusursuz bicimlerinden cok uzakta. Mermerin uzerindeki izler, yarim kalmislik hissi, her darbede insanin kendi sinirina dokunusu. Fakat iste tam da bu eksiklik, eserin kalbini olusturuyor. Pietà Bandini, yalnizca bir ölüm sahnesi degil; yasli bir insanin kendi sonuyla, kendi özüyle yüzlesmesi. Tasin icindeki sessiz bir dua.

O sessizligi sadece kelimeler tasiyabilir. Rainer Maria Rilke'nin dizeleri gibi:

"Belki her sey,
bizi sessizce izleyen bir yabancidir.
Ve biz, onun bakisi karsisinda
icimizde sakli olani taniriz."

Pietà Bandini'nin önünde durmak, zamani unutmaktir. Mermerin soguklugunu, sessizligini, tasin icindeki hayati hissetmektir... Ve orada, Floransa'nin kalbinde, tasin sessizliginde kendi yankinizi duyarsiniz.


https://www.youtube.com/watch?v=adudqtq2gBw&list=RDadudqtq2gBw&start_radio=1         

30
Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar / Turkcenin Masonluk dili: Evrensellik mi Yerellesme mi?
« Son Gönderilen: Gönderen: midyad Ekim 11, 2025, 12:33:56 öö »
Son donemde Hur ve Kabul Edilmis Masonlar Buyuk Locasi' nin sosyal medya hesaplarinda, "Turkcenin dunya genelinde Masonluk dili olarak yukselmesi" yonunde aciklamalar dikkat cekiyor. Bu aciklamalarda, Moskova'da Turkce calisan bir locanin kuruldugu bilgisi de paylasildi. ( Not: Baska ulkelerde de Turkce calisan localar bulunmaktadir.)

Peki, evrensel bir yapiya sahip olan Masonlukta ulusal dil vurgusu neyi amacliyor?

Turkce calisan localar, uyelerin ogretiyi daha kolay anlamasini saglayabalir ve diaspora uyeleri icin aidiyet duygusu yaratabilir. Ayni zamanda, asiri yerellesme, Masonlugun evrensel kardeslik ilkesini dengede tutma ihtiyacini dogurabilir.

Bu yazi elestiriden cok, Turkce calisan localarin Masonlugun evrensel yapisi icindeki yerini anlamaya yonelik bir sorgulamadir.

Bu tur localar Masonlugun evrenselligiyle uyumlu mu, yoksa yerellesmenin getirdigi riskler mi agir basiyor?     
Sayfa: 1 2 [3] 4 5 6 7 8 9 10