Bana bir şeyleri hatırlattı.
Aya yorgi deyince belki anlaşılmayabilir. Biz onun batıdaki söylenişini alalım. St. (Saint-Aziz) George...
Bu çeşitli kültür ve coğrafyalarda tekrarlanan bir karakterdir. İsim değişir, simge aynı kalır.
Bakınız Hermes, Melek Mikail, St. George, Sarı Saltık.
Evet Ejderha Aya Yorgi hikayesine göre Roma imiş gibi görünüyor. Oysa simgesel anlamda nefs ile mücadele olabilir mi?
Daha da öteye gidelim, Ejderha aslında göksel bir işaret, DRACO takımyıldızı olabilir mi? Tüm gökküreyi sarıp sarmalar. Zamanı ifade eder. O zaman onu yenerek üzerine basan kişi zamana galip mi gelmiştir?
Türk mitolojisinde de gökküre çark diye isimlendirilir, dönüp durmaktadır zira. Üstüste katlanan bir yılan simgesi olan Draco takım yıldızı da evirgen (evrilen, bükülen) anlamlarına gelir ve bugün kullandığımız EVREN kelimesinin kökenidir. Öyle ise zamana hakim olan Evren'e de hakim mi olur?
Ne tesadüftür ki Türk-Moğollarla içli dışlı olan Çinliler ve onların güneyindeki Kore'liler de Tanrı figürlerini buradan seçmişler birbirine sarmaşan iki yılan gibi Nuwa ve Fuxi isimli iki tanrının EVRENİ var ettiğine inanmışlardır. Peki bu Tanrıları nasıl tasvir etmişler dersiniz? Birinde Gönye, birinde Pergel ile...
Alın size Mesleğin simgelerini hep Batıda arayan Masonların eksik kaldığı noktalardan biri daha...
Buyrun bir kaç görsel...
Nefis terbiyesinin aşamaları ile ilgili, wikipedia.org dan buraya bir alıntı bırakmak ve yorum yapmak istiyorum;
""Nefsi Emmare;
Nefs-i emmare kötülüğü emreden ve bundan zevk alan nefise verilen isim. Nefis tezkiyesi kademelerinden ilkidir. İlk kademede nefsin temizliğine henüz başlandığı için nefiste bütün 19 afet mevcuttur. Onun için bu kademede nefis henüz arınmadığı için kötülüğü emreder.
Genelin sahip olduğu nefis, "Nefsi natıka"dır. Nefsi emmare bir makamdır. Tahkiki iman noktasıdır. Bu makamda küfür afetinin olamayacağı bilinir; nefsin diğer afetleri mevcuttur.
Bu makamın zikri Kelime-i Tevhid'dir. LA İLAHE İLLALLAH Zikri çekilir.
Nefsi levvame;
Nefs-i Levvâme kötülük yaptığında bundan pişman olup af dileyen nefise verilen isimdir. Mürşidi önünde yapılan tövbeyle nefis bu mertebeye çıkar. İnanışa göre sadece ibadetle bu mertebe çıkmak 100 seneyi gerektirmektedir.
Bu makamın zikri Lafzı Celal'dir. ALLAH Zikri çekilir
Nefsi mülhime;
Nefsi mülhime nefis teskiyesi kademelerinden üçüncüsüdür. Tasavvufa göre bu mertebede nefis Allah'tan ilham almaya başlar. Bu makamın zikri İsmi HU'dur. HU Zikri çekilir
Nefsi mutmainne;
Nefsi mutmainne nefis teskiyesi kademelerinden dördüncüsüdür. Tasavvufa göre bu mertebede nefis, tatmin olmuş, şüphelerden arınıp rahatlamıştır. Mesela bu kademede insan nefsin hırs adındaki afetine galip gelerek o afeti devre dışı bırakabildiği için, anlar ki Allah'ın onun için ihsan ettiği şeylerin o ana kadar farkına bile varamamış ve bu kademede farkına varıp doyuma ulaşır.
Bu makamımın zikri HAK Esmasıdır.
Nefsi radiyye;
Nefs-i radiyye nefis teskiyesi kademelerinden beşincisidir. Tasavvufa göre bu mertebede nefis daha önceki kademede doyuma ulaştığı için Allah'ın yaptığı her şeyden razı olmuştur.
Bu makamımın zikri HAY Esmasıdır.
Nefsi marziyye;
Nefsi marziyye nefis teskiyesi kademelerinden altıncısıdır.
Bu makamımın zikri KAYYUM Esmasıdır.
Nefsi kâmile;
Nefs-i kâmile, nefis tezkiyesinin yedinci mertebesidir. Seçkin, temiz halidir. Olgunluğa ermiş nefisir. Mürşitlerin nefsinin karşılığıdır.
Bu makamımın zikri KAHHAR Esmasıdır.""
***
Bu yazıya göre sanırım tamamen teslimiyet gerekli. Allah'a teslimiyette bence sorun yok.
Ama İslam coğrafyasında akıl kullanıp bilim de üretmek gerekliydi. Burada eksik kaldık, ve çağdaşlaşamadık.
Allah insana akıl vermiş, bu aklı sadece bana teslim olun diye vermemiştir diye düşünüyorum. Muhtemelen Allah, aklı, insanın hayrına bilimler üretilsin diye vermiştir. Yani akıl boşuna verilmez. Coğrafyamız bu konularda hep eksik kaldı.
Umarım bundan sonra İslam coğrafyasında çevreci ve yaratıcı, insanoğlu ve doğaya dost buluşlar yapılır.
Sevgiler.