Yardım insanlığın en asil hareketleriden biridir.
Rafael SADİ
İnsanın insan’a el uzatması, ihtiyatç sahibine imkan sahibinin herhangi bir karşılık beklemeden yardım etmesi kadar ulvi bir durum yoktur.
Türk insanı yardım nedir çok iyi bilir, Türk insanı tarih boyunca zorda kalan her insana topluma ve uzak yakın komşusuna düşünmeden yardım etmişir. Bu bir gelenek ve dostluk, insanlık göstergesidir adeta.
Yardım zamanında ve yerien ulaştırıldığında değerli ve anlamlıdır.
Şayet bu yardımın yerine ulaşmayacağı açık ve kesin ise, bu yardımı hukuk çerçevesi içinde ihtiyaç sahibine teslim edemeyecekseniz yardımın ulaştırılması konusundaa hatalısınız demektir.
Evet sanırım anladınız, İHH yardım derneğinin Gazze’ye ulaştırmaya çalıştığı yardım malzemeleriden ve bunu için verdiği uğraşlardan söz ediyorum.
Ortadoğuda uzun senelerdir anlamsız ve gereksiz bir savas hali olduğunu herkes biliyor . Son 4 senedir de 37 yıldır süregelen GAZZE işgali son’a ermesine rağmen Gazze‘deki yönetimi ele geçirmiş olan HAMAS terör örgütü işgalin sona ermesine rağmen savaşı bitirmemiş aksine hızlandırmış ve 2 aylık bir süre zarfında binlerce füzeyi İsrail sınır şehirlerine fırlatarak İsrail’i DÖKME KURŞUN operasyonuna adeta zorlamıştır.
Bu operasyon sonucu Gazze’de 1400 kadar sivil ve terörist hayatını kaybetmiş ve Gazze yeniden dünya gündemine oturmuştu. En fazla da Türkiye gündeminde yer almıştır. Sayın Türkiye Başbakanı’nın bu gündemin oluşturulmasındaki payını yadsımak doğru değildir.
Her nedense Sayın Erdoğan Sadece Gazzede’ki mazlumları hatırlayabiliyor ve İsrail’de gecelerini ve okul yerine saatlerini sığınaklarda geöiren çocukları hatırlayamıyordu.
Mazlum kelimesi sadece Gazzeli‘ler için geçerli idi Sayın Erdoğan için.
Gün geçmiyor ki Türkiye Başbakanı İsrail’i soykırım ve Filistinlilerin katli ile suçlamıyor olsun.
Gazzeli Hamas örgütü halihazırda İSRAİL ile savaş halinde. BU nedenlede İsrail’in düşmanı olan Gazze yönetimi ve şehrinin karadan, havadan vede denizden abluka altında olması BARIŞ hali tesis edilene kadar da bu abluka halinin devamı doğaldır.
Hamas barış istemedikçe vede her fırsatta da İsrail’in tamamını denize dökeceğiz ve İsrail’i yok edeceğiz söylem ve beyanları devam ettikçe bu bölgenin silahlanmasıının engellenmesi İsrail’in doğal hakkıdır. Gücü ile bu hakkı temin etmektedir.
İsrail’in gücü olmasaydı bugüne kadar yok edilmişti.
Gücü var ve kendisini koruyor diye de İsrail’i suçlamak kimsenin hakkı olamaz.
Çok ilginçtir şimdiye kadar kimse Hamas terör örgütünu İsrail’i yok etmekten vazgeçirmeye ve Kuruluş beyannamesinde yer alan İsrail’i yok etmek ve aynı topraklar üzerinde Filistin devletini kurma fikrinden vazgeçmeleri gerektiğini söylediklerini duyamdım okumadım. Varsa yoksa İsrail suçlanır ve Barış istemeyen taraf olarak gösterilir.
BU DOĞRU DEĞİL.
Aynen mazlum Gazze halkına yardımların ulaşmadığını iddia eden ve bu insanların aç olduğunu her fırsatta vurgulayanların dediklerinin doğru olmadığı gibi .
Şöyleki Gazze’ye en büyük insani yardım İsrail’den gelmektedir.
İsrail Gazze halkının SUYUNU, ELEKTRİĞİNİ, MEMUR MAAŞLARINI temin etmekte ve aşağıda belirtilen rakkamlardaki gıda ve ilaç yardımlarını Gazze içine kadar götürmektedir.
Sadece 02-08 Mayıs 2010 tarihleri arasında İsrail’den Gazze’ye transfer edilen yardım malzemelerin rakkamları söyledir:
714 TIR(Kamyon)
Toplam yardım ağırlığı : 17060 ton
370 Gazzeli vatandaş tedavi için İsrail hastahanelerine gitmek üzere giriş yaptı.
93 Gazzeli farklı sebepler ile İsrail’e giriş yaptı.
191 kişi (değişik uluslararası organizasyonlara ait ) Gazze’ye giriş yaptı.
192 kişi (Değişik uluslararası organizasyonlara ait ) Gazze’den İsrail’e giriş yaptı.
1.535.777 litre akaryakıt Gazze’ye transfer edildi.
293.796 litre araç yakıtı Gazze’ye transfer edildi.
76 kamyon sebze ve meyve Gazze’ye geçiş yaptı.
91 kamyon bugday
33 kamyon tavuk ,et ve balık
39 kamyon süt ve süt mamulleri
112 kamyon hayvan yemi
26 kamyon hijenik malzeme
48 kamyon giyim eşyası ve ayakkabı
30 kamyon şeker
7 kamyon ilaç ve tıbbi malzeme
1 kamyon süt tozu ve bebek maması.
Bu mazlum Gazze’ye düşman İsrail’den gönderilen ve geçirilmesine müsaade edilen malların listesi. Yanlış anlamayın bu sadece 02-08 mayıs 2010 tarihleri arasında giden malların dökümüdür. Ve bu her hafta devam etmektedir.
Dökme Kurşun operasyonun gerçekleştirildiği tarihten buğüne kadar her hafta Gazze’ye ne kadar yardım gittiğini buraya tıklayarak takip edebilirsiniz
Kabaca 18 Ocak 2009 tarihinden bugüne kadar Gazze’ye İsrail’den geçen yardım malzemesinin tutarı : 917.222 tondur ayrıca 132 milyon lıtre de akaryakıt .
Yanlış anlamayın bu DÜŞMAN İsrail’in kendisini yok etmek isteyen Gazze yönetimine verdiği yardımın toplamıdır.
Acaba Sayın Erdoğan bu rakkamları bilmeden mi İsrail’i Gazzelileri AÇ bırakmak ile sucluyor.
BU da yetmezmiş gibi İHH derneği muhtemelen ulvi duygular ile zo9rluk içinde olduklarına inandıkları ki muhtemelen halk kesimi zordadır , el uzatmak için 5000 ton yardım malzemesini Gazze’ye ulaştırmak için çırpınmaktadır, hem de kaç aydır bunu hazırlığını yapmaktadırlar.
Getirebilecekleri malzeme miktarını 5000 ton olarak ilan etmişler, İsrail’in Gazze’ye sadece mayıs ayının ilk haftası geçirdiği yardım mikarının 17060 ton olduğunu bilir ve kıyaslarsanız sanırım ne demek istediğim orataya çıkar. Yapılmaya uğraşılanı küçümsemiyorum sadece aşağıdaki noktaları ortaya koyarak eleştiriyorum.
1- İHH bu yardımı Gazze’ye ulaştırmak için 3 adet gemi aldığını ilan ediyor.
MAVİ MARAMARA yolcu gemisi 1.850.000 dolar
GAZZE kuru yük gemisi 3150 tonluk 850.000 dolar(aslında ucuz)
Adı henüz belli olmayan 3. gemi ise kuru yük gemisi 4400 tonluk. Bedeli de belli değil.
Kaba bir hesap ile İHH 4-5 milyon dolarlık bir parayı gemilere yatırmıştır.
Peki İHH yardım kuruluşu mu yoksa armatör mü ?
Bu paralar halkın gazzedeki mazlumlara gitsin diye verdiği paralar değil mi ?Bu insanlara nasıl izah edecekler paralar ile gemi aldıklarını yardım yapmadıklarnıç
Bir de küçük hesap vereyim size. Mersin- Ashdod arası navlun fiyatı yaklaşık
USD.15.-/Tondur. 5000 ton xUSD.15.- – USD. 75.000.-
İyide bana biri izah edebilir mi acaba USD.75.000.- ile halledilebilecek bir yük navlunu için 4 veya 5 milyon dolar’a gemi almak niye :
2- Eleştirinin esas kısmı ise içinde Türkiye Cumhuriyeti Bakanları ve de Balbakanının bulunduğu yanlıştır.
İsrail açık ve seçik bir şekilde savaç halinde olduğu düşmanı olan GAZZE yönetiminin karasularını askeri kapalı saha ilan ettiğini bildirmiştir ve bu yeni bir durum değildir. Yani İHH gemilerinin Gazze’ye 40 mil’den fazla yaklaşma ihitmalleri bile yoktur. İsrail Deniz Kuvvetleri ve İsrail Ordusu ile savaşacak halleri de olmadığına göre bu yardım malzemelerinide Gazze’ye ulaştıramayacaklarını kendileride gayet iyi biliyorlar sanıyorum.
Peki yardım malzemelerine ihtiyaç duymakta olan Gazzeli mazlumlara ulaştırılamayacaksa bütün bu çaba niye?
Diyelim ki bu sayede Gazze ablukasının haksızlığını (şayet hakzıslık ise) dünya kamuoyunun bilincine taşımış olacaklar, doğrudur basında bir gürültü kopacak.
Kopacak kopmasına da bu gürültünün Gazzeli mazluma yansıması ve yardımları elde etmesi ne kadar zaman alacak?
İsrail ordusunun COGAT isimli bir bölümü Gazze’ye Türkiye’den gelecek yardımları koordine edecek kurum olarak KIZILAY‘ı yetkili kılmıştır. Yani Gazze’ye yardım etmek isteyen Kızılay aracılığı ile buraya Yardımı ulaştımalıydı.
Sonuç olarak hazırlanan hareketin amacının YARDIM olmadığı ancak konuunesas amacının basın yol’u ile İsrail’i protesto etmek ve belli bir provokasyon yapmak oldupu açıktır. Bunu yardım kisvesi altında yapmak bana kalırsa Türk insanına pek yakışmıyor .
Yakışmayan bir başka tutum ise Sayın Erdoğanın ve Devlet bakanı Faruk Çelik beyefendilerin bu hareket konusunda verdikleri destek ve desteğin yanlışına dikkat çekmek istiyorum.
Devlet Bakanı Faruk Çelik, “Filistin düşmanlığı ile yanıp tutuşan İsrail’in yöneticilerine seslenmek istiyoruz. Bu barbarlığı yaptığınız Filistinliler insandır. Bunların insan olduğu konusunda farklı bir yorum mu yapıyorsunuz. İsrail şahinleri, bir çakı bıçağı bulunmayan vicdan yüklü bir gemiyi bombalama tehdidinde bulunabilmiştir. Bu nasıl bir gaflettir, bu nasıl bir nefrettir, bu nasıl bir insanlıktır” dedi .
İsrail Türkiye ile dost ve müttefik bir ülkedir. İki ülke arasında 68 değişik ikili anlaşma ve ittifak vardır. BU konuşma uslubu Türkiyeye onur kazandırmaz.
Sadece iki ülke arasında gerginliğe ve düşmanlığa davetiye çıkartır. Ben şahsım adına kınıyorum.
Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan Avrupa kampanyası heyetiyle görüşmesinde, Türkiye’nin zalim ablukayı kırmak için birçok ülkeyle birlikte çalıştığını, çabaların 15 Gazze’yi yeniden inşa etmeyi amaçladığını ve ablukanın kırılmasının kendisiyle Türkiye için bir öncelik oluşturduğunu belirtti.
İsrail bu bölgede savaş halinde olan bir ülkedir ve düşmanı ile uğraşı içindedir. Dost ve Müttefik bir ülke başbakanının İsrail’in askeri kapalı saha ilan ettiği bir bölgeyi bir yardım kuruluşuna hedef göstererek gidin ablukayı kırın demesi kabul edilebilir bir diplomasi ifadesi olamayacağı gibi hukuk açısından yanlıştır.
Türkiye başbakanı Gazze’ye yardım etmek istiyorsa bunu İsrail ile kavga ederek değil İsrail ile iyi ilişkileri muhafaza ederek yapmalıdır.
Tersi olsa ve İsrail Başbakanı gidin Türkiye karasularını delerek Bozca adadaki martılara yem verin dese ve denişz kuvvetlerine aldırmadan bunu yapın derse ne kadar hukuk icinde olsa bu da en az o kadar hukuk işidir ve Türk diplomasisi açsından da takdir edilebilecek bir söylem değildir.
Evet ben İsrail’de yaşıyor ve Türk vatandaşlığımın yanısıra İsrail vatandaşıyımda, ama bu beni daha az Türk yapmıyor, İsrail’de her geçen gün Türk olmam hasebi ile bana sorulan hesap gittikçe büyüyor. Biz size ne yaptık ta senin başbakanın bize habire kafa tutuyor diye beni sorguluyorlar ve bu beni oldukça üzüyor.
BİR BARIŞ BAŞKA BİR SAVAŞ İLE GETİRİLEMEZ.
Lütfen gerçkleri olduğu gibi görün ve Provokasyon ile yardım konusunu ayırınç
http://www.skyturk.net/yardim-insanligin-en-asil-hareketleriden-biridir/#comments