Yine ihmale uğradı bu çalışmamız. Dört noktayı irdelemiştik; beşinciye geldik.
Diyor ki;
Beşinci nokta şudur, kuşku duyulmaz bundan,
Üstadından ücretini alacağı zaman
Bir mason onun için ne ise belirlenen,
Uysalca almalıdır, olması bu gereken;
Bir nedene dayanarak üstat gerekince,
Yasalca uyarmalı onu öğleden önce,
Bundan böyle ona iş vermeyecekse eğer,
Bu orada daha önce yapılana benzer;
Bu buyruğa karşı girmemeli tartışmaya,
Eğer ulaşmayı düşünürse başarıya.
Bunun Orta Çağın inşaatçılık mesleği zamanında dne anlama geldiği aşağı yukarı açık. İki çıraktan birine, çeşitli gerekçelerle daha az haftalık verilmiş olabilirmiş. Bir çırağın haftalığının sonradan azaltılması da söz konusu olabilirmiş. O çırak bunlara itiraz edemezmiş. Peki ama bunun günümüzdeki Masonluktaki karşılığını nasıl bulacağız? Böyle bir şey günümüzde nasıl geçerli olabilir?
Eskiden bir locadan çıkarılmış olan bir masonun bir başka locaya gidip orada çalışmasının pek de söz konusu olamayacağına değinmiştik. (Dikkat: Öğleden önce uyarılmalıymış.)
Gerçi bu günümüzde aslında biraz geçersiz gibi çünkü birçok kaynaktan şunu biliyoruz ki, mesleğin belli bir aşamasında bulunduğunu kanıtlayabilen o eski özgür masonlar, çeşitli yerlerde, birçok ülkede gezebilirdi. Hatta birçok Mason Ansiklopedisi’nde “Fransayı Turlayan Kalfalar” diye bir terim bile var. Oysa burada bir masonun işten çıkarılacak olursa, uslu oturması öneriliyor. Çünkü ancak aynı locaya geri alınıp kendisine iş verilebilir diye. Eh, bunun günümüzün Masonluğunda bir karşılığını belki bulabiliriz. Nitekim geçtiğimiz yıllarda, daha önceleri HKEMBL’ndan çıkarılmış olan kimi masonların, uslu durmuş olup olmadıklarına bakılmaksızın topluca geri alınmış olduklarını duyduk. Artık ne kadar doğru, ne kadar yanlış orasını masonlar söyler, söylemek isterlerse.
Ancak bunu böyle karmaşık bir boyutta değil de, çok daha basit düzeyde mi almalı? Hani "Bir Üstad-ı Muhterem, bir masonu locasının o günkü toplantısına almayabilir" gibisinden?...