Kadın Mason Derneği'nde 'gizlilik' kavgası

[Nicolus]

Kadın Mason Büyük Locası Derneği, yönetim kurulu üyesi Fatma Hasene Somer'e 4 ay masonik faaliyetlerden men cezası verdi. Somer, karara gerekçe olan ve "gizli" denilerek kendisine verilmeyen belgelerin temini ile cezayı verenlere dava açılması için şikayetçi oldu.

İş kadını ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Fatma Hasene Somer yönetim kurulunda olduğu Kadın Mason Büyük Locası Derneği'nce 4 ay masonik faaliyetlerden men cezasına çarptırıldığı ve bunun gerekçesi açıklanmadığı için mağdur edildiği gerekçesiyle savcılığa başvurdu. Dilekçesinde derneğe 1992'de katıldığını belirten Somer, 6 Mayıs 2013'te yönetim kurulu toplantısında bazı olaylar yaşandığını anlattı. Daha sonra yönetim kurulu üyeleri Yılmaz Savaşer, Mustafa Demirağ ve Mustafa Özkan'ın bir araştırma komisyonu kurarak, kendisine bazı sorular sorulduğunu kaydetti. Komisyonun hazırladığı rapor üzerine "masona özgü niteliklere aykırı davranışları tespit edildiği iddiasıyla" kensine 4 ay masonik faaliyetlerden men edildiğine dair bir ceza verildiğini kaydeden Somer, cezanın hangi fiil ve deliller çerçevesinde verildiğine dair bilgi ve evrağın ise kendisine verilmediğini aktardı. Cezanın onur, şeref ve haysiyetini yaraladığını, rencide olduğunu kaydeden Somer'e, dernek yönetiminin, soruşturmada gizli ve yemin tahtı altında alınan ifadeler söz konusu olduğu için dosya fotokopisini vermediği öğrenildi.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Somer savcılık dilekçesinde, "Bu cezayı hak etmiyor, kişilik haklarım ve onurumun ayaklar altına alındığını düşünüyorum. Saygınlığım rencide edilmiştir. Tüm Mason Derneği camiasının şahit olduğu ve nedenlerini araştırdığı bu olay nedeniyle manevi şahsiyetim telafisi mümkün olmayan şekilde zarara uğramıştır" dedi. Somer, ceza ile dernekte kıdem ve görev almasının önüne geçildiğini belirtti. Savcılık Somer'in söz konusu cezayı almasına sebep olan belge ve bilgilerin dernekten talep edilmesi ve üç şüpheli hakkında hakaret suçundan dava açılması talebi üzerine soruşturma başlattı.

Alıntıdır

[ADAM]

İlginç bir aktarım gibi görünüyorsa da, bence asparagas bir haber.

Şayet Sayın Nicolus bu aktarımı pek ciddi bi gazete olarak tanıdığımız Cumhuriyet'in hangi tarihli nüshasından alıntıladığını belirtirse, neden asparagas olduğunu gösteririz.

Ortada başlıkta belirtilen bir "kavga" falan değil de, bir başka sorun var gibi görünüyor. Sayın Nicolus başlığı yanlış koymuş olabilir. Hele gazete bilgisini bir alalım...

[Nicolus]

Aldığım internet sitesini zaten altta belirtmiştim, tekrar belirteyim. Başlık da haber de Sabah gazetesine ait, buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

[ruzber]

En ufak olaylar nasıl  çarpıtılıp büyütülüyor...

[Nicolus]

Katılıyorum sayın ruzber. Masonluğu nasıl gündeme getirip karalayacaklarını şaşırdılar. Hele bir de son dönemlerde uygulanan siyaset neticesinde; evvel zamanlarda "dinsiz" damgası yiyen masonları, halkın gözünde daha da dibe gömmeyi arzuladıklarını düşünüyorum.

[proxima]

Açıkçası mantığıma ters gelen birçok şey var bu haberde...

1 - Sonuçta Kadın Mason Derneği T.C. Dernekler Kanununa sınırları dahilinde kurulmuş tüzüğü gayet kontrol edilmiş ve onaylanmıştır. Kendi yönetim kurulu ve denetim kurulu vardır. Öncelikle T.C. Yasaları ve Dernekler kanunu, sonra Dernek iç tüzüğü uyarınca herhangi bir yanlış yapılmış üye tabi ki geçici uzaklaştırma cezası da alır... Tamamen dernekten ihracı da istenebilir. Ama bunun tamamiyle ispat edilebilir ve kurallara uygun olması gerekir. Aksi takdirde yasalara aykırı davranmış olur. Bu kadar amatör bir iş çıkacağını sanmam.

2 - Türkiye'deki Mason Dernekleri belki de en iyi dernek tecrübesine sahiptir. Yaklaşık 150 yıllık bir dernek geçmişi pek az hata yapması konusunda önemli etkendir. (İşleyiş ve organizasyon yapısı anlamında)

3 - Masonluk ta bu forumda görebileceğiniz gibi birçok sembol ve ritüeller mevcuttur... Bunların hepsinin dernek tüzüğünde geçmesi mümkün değildir. Zaten Masonluğun tam olarak dernek yapısına uymamasının sebeplerinden biri de budur. Diğer yönden resmi olarak bir kişiyi dernekten uzaklaştırmak, yazılı tüzüğe aykırı durumlarda gerçekleşir. Aynı şekilde kişinin itirazı da yazılı durumlarda gerçekleşir. Ortada yazılı olmayan durumların ne resmi uzaklaştırması olur ne de itirazı... Dolayısıyla yine dernek bu kadar amatör iş yapmaz kanaatindeyim...

4 - Hakaret konusu bireyleri kapsar. Kurumsal hakaret hele ki "Masonluk" derneklerinde söz konusu bile olamaz...

Haberde çelişkiler olsa bile Sabah gazetesi ülke genelinde geniş bir okuyucu kitlesine sahip bir gazete... Dolayısıyla ortada bir yanlış var ise bunu düzeltmek iddia merkezindeki Derneğin herhangi bir resmi yayın organı var ise orada açıklama yapmasıdır.

Mesela Soma olaylarında yaşanan bir "isim benzerliği" konusunda HKEMBL resmi yayın organından bir açıklama yapmıştır. Önemli ve dikkate değer bir davranış bu...

Keşke bu itibar yönetimi, en başından beri ülkemizde daha düzgün yapılsaydı, bu tarz olaylarda sessiz kalmak yerine veya hiç kulak asmamak yerine ciddiye alıp açıklanma gereği duyulsaydı ülkemizde masonluk halk genelinde daha iyi itibara sahip olabilirdi... Saçma sapan suçlama veya iftiraların odağı olmazdı.

Gerçi bu konuda masonlar.org bence Türkiye'deki 2 masonik obediyans tarafından kurumsal bir teşekkür'ü hak eder... (Masonluk kavramının itibar yönetimi konusunda) Sorulan sorular ne olursa olsun gerek yönetim gerek ilgili forum üyeleri (Başta Sn. ADAM) hiç bıkmadan sıkılmadan cevap vermeye devam etmektedirler... Bu gidişle de edeceklerdir...

Bakınız bu güzel bir örnek aslında... Tabi ki bireysel fikrim olmak üzere, Mason Derneklerinin kendilerine yönelik kötü nitelendirdikleri haberleri izleyecek / gerekli düzeltme metinleri yayınlayabilecek bir resmi yayın organlarına ihtiyaç vardır. Bunun en azından 2 masonik obediyans'ında düşünmeleri kanaatindeyim. Tabi zor iş, emek sarf edilmeli ve zaman sarf edilmelidir. Ancak 2 masonik obediyans'ında kişi sayısı konusunda sıkıntı çekeceklerini sanmam...

Halkın bir organizasyonu sahiplenmesi için (Dernek, Spor Kulübü, Toplumsal Hareket/Platform, Kamu Kuruluşu veya Siyasi Parti) toplumsal olarak yapılan olumlu davranışların sergilenmesi gerektiği kanaatindeyim. Halka kendisini sevdirmesi gereklidir. Buradaki tartışma Mason Töresi'ne uyması veya uymaması değildir. Bir organizasyonun olumlu/faydalı devamlılığının sağlanmasıdır... Ayrıca o töreler de insanlar tarafından yazılmıştır, değişebilir...

Saygılarımla,

[ADAM]

Sayın proxima uzun ve genel kapsamlı bir değerlendirme yapmış ama bence bu aktarım açısından ona da gerek yok çünkü daha önce demiş olduğum üzere bu bir ASPARAGAS.

Ben orada “Cumhuriyet”i görünce yazının o gazetede olduğunu sanmış ve hayli şaşırmıştım doğrusu. Çünkü ona yakışmazdı. “Sabah” imiş meğer. Eh, ona yakışır.

Cumhuriyet Gazetesi’ne değinilmesi, anlaşılan, adı verilen hanımın o gazetenin yazarlarından biri olmasından ileri geliyor.

Bir de fotoğraf: Doğum günü kutlama pastası kesmeye hazırlanılıyor.

Yanı sıra Kadın Mason Büyük Locası’nın amblemi… İşte bu, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın Önceki En muhterem Büyük Üstadı’nın açık beyanına karşın, hâlâ kadınların mason olamayacağı iddiasında diretip duranları pek üzer.

İçeriği bakımından haber süsü verilmiş bu yazının kapsamında, hiçbir araştırma yapmaya gerek kalmaksızın, daha masa başından bakıldığında, o kadar çok yanlış/uydurmaca göze çarpıyor ki...

Bu haber, Türkiye'de Masonluk hakkında pek basit bilgileri bile bulunmayan kişilere yöneltilmiş gibi... Eh, ülkemizin çoğunluğu öyle olduğuna göre işe yarar.

Ancak ne amaçla yapılmış oldu belli değil.

Sadece tiraj sağlamak için olamaz. Cumhuriyet Gazetesi’ne bir taş olabilir mi bu; hani şimdilerde hacılar Mina’da şeytan taşlıyor ya!... 

Belki de birisi özellikle yaptırmıştır bu haberi. Hele o, masonlardan biriyse, doğrusu çok yazık.

Fakat ben asıl bu haberde imzası olan o Sayın gazeteci Nazif Karaman'a yazık olduğunu düşünüyorum.

Neden?

Bu bağlamda iki durum söz konusu olabilir:

1- Gazeteciye bir duyum geliyor… O bundan bir haber yapmaya niyetleniyor. Bu duyumda birtakım karışık bilgiler var. Haberin iyi olması için gidip araştırma/inceleme yapmak gerek. En azından şu Kadın Mason Büyük Locası Derneği'ni bir tanımak gerek. Oysa buna zaman yok. Belki de gazete yönetiminden izin almak gerekiyor çünkü fotoğrafçı falan da kullanmak gerekebilir fakat yönetim bu konuyu yeterince önemli bulmayıp izin vermiyor. Öylece, yazıvermesi söyleniyor. Gazeteci de elindeki malzemeyle bir çorba yapıyor. (Bakın bu bir kurgu oldu ama gazetecilikte sık sık karşılaşılan bir durumdur bu.)

2- Gazeteci aldığı duyum üzerine bir inceleme yapıyor. Fakat önüne konulmuş olay pek bir karışık. Gerçek bir haber değeri taşıyıp taşımadığını bir yana bırakın. Oturup uzun uzun yazıyor. Şimdi yine kurguya başlayalım: Yazısını Haber İşleri Müdürü ya da Sabah Gazetesi’nde bu konuda yetkili olan her kimse onun önüne koyuyor. O ise yazıyı çok uzun buluyor. Gazetede bu yazıya bu kadar çok yer ayrılamaz diyor ve orasını burasını makaslayıp yazıyı kuşa çeviriyor. (Bu da bir kurgu fakat yine gazeteciliğin pratiğindeki tipik olaylardan biri.)

Sonuç: ASPARAGAS.

Şimdi Forum üyelerinden kimisi burada benim gördüğüm ayan beyan yanlışları göremez de, “asparagas bunun neresinde” diye soracak olursa; o zaman elbette dikkatlerini çekerim ama kanımca buna gerek yok.





   
   

[Alialumbra]

    Öncelikle Merhabalar;
 Böyle bir olay veya açmam gerekirse bu tür olaylar şahsen üzücü bir olması gerekirken en ufak hatasında birbiri hakkında suç duyurusunda bulunmak kötü.. Bence olmamalıymış.. Şayet "asparagas" ise bu tür karalamalar da hiç hoş değil önlemler alınmalı.
     -Saygılarla