Aklıma Cem Yılmaz'ın Business Class'ta uçanlar için, Ekonomi sınıfında uçanların ne düşündüğüyle ilgili esprisi geldi.
Sayın Hacamat, çok bilindik bir yanlışı yapıyor. Paranın, insanı saptıracağı ve zengin olanın da sapmaya eğilimli olduğu yönünde. Hem zengin hem de erdemli olunamaz diyor. Bu aslında biraz da İbrahimi dinlerin, özellikle Hristiyanlığın, devenin iğne deliğinden geçememesi deyimiyle de örtüşüyor. Yani aslında çok geniş bir kitlede yaygın olan bir düşünce.
Ama erdemin başta sorulan sorularla ilgisi yok. Daha doğrusu erdem ne doğuştan gelir, ne de zorlamayla elde edilir. Bu iki şıktan birini seçmeye mecbur edilirsek, kaçınılmaz olarak bir yanlış yaparız. Erdem ile ilkin ne anlaşıldığı önemli. Mesela bence erdemin, cinsel aşırılıklarla çok da ilgisi yoktur. Erdem, bireylerin özgürlük alanına saygı duymayı, zarar vermediği sürece bunlara karışmamakla başlar bence. Erdem, kişisel bir tutumdan çok, kişiler arası bir tutumdur. Erdemli biri bu anlamda en büyük kişiler arası etkileşim mercii olan adaleti de kapsamalıdır. Adil yaklaşım önemlidir. Kişisel alanda erdeme düşen rol ise çeşitlidir. Bu, bence bir tercih meselesidir. Ben derim ki, kişi sorumluluk bilincinde yaşamalı, hatalardan ders çıkarmalı, layık olduğu işleri ve hakları talep etmeli, layık olmadığında, hak etmediğinde de istememelidir. Fakat bir başkası, sorumsuz da olabilir. Hak etmediği şeyler isteyebilir. Ancak karşı taraf vermeyince eline silahı almaz mesela. Başkasının özgürlük alanına müdahale etmediği sürece, kişisel sorumsuzluk veya kırmızı çizgileri olmayan bir hayat da erdemli olabilir. Kazanmak için çalışan bir iş adamı da, rutini döndüren bir köylü de pek ala erdemli olabilir.
Altın kural, başkalarına karşı nasıl davrandığınız konusudur. Kendinize karşı nasıl davrandığınız da bence bir erdem konusudur (özellikle öz saygı konusunda) fakat kendinize karşı umarsız olursanız da pratikte bu, başkalarına karışmadığınız için erdemi baltalayacak bir durum ortaya çıkarmaz. Pratik olarak anlamsızdır. Fakat eğitim aslında bir kendine karşı sorumluluktur, ve insan biraz kendini düşünmedikten sonra başkalarına da iyi davranamaz. Hele hele öz saygısını yitirmiş, kendini sevmeyen bir insanın başkalarını sevmesi çok zordur.
Off topic olarak parayı tartışırsak; para bu süreci nasıl etkiler diye sormalıyız.
Parası olan biri ile az parası olan biri arasında seçenekleri ve yapacakları kötülükler açısından bence çok fark yoktur. Parası olan çıkarı için savaş çıkarabileceği gibi, parası olmayan da çıkarı için adam öldürebiliyorsa, zengin ile fakir arasında erdem açısından hiçbir fark yoktur. Parası olmayan kişilerin de kendi içinde kötülük determinantları vardır. Parası olmayan kişi de pek ala türlü kurnazlıklara eğilimli olabilir. Zengin olan ihaleye fesat karıştırıyorsa, fakir olan da fırsatını bulduğunda başkasını kötüleyecek ve kendi hesabına çalışacaktır. Üstelik ben böyle ikincilerle daha fazla karşılaştığımı da söylemek isterim.
Saygılar