Sayın üyeler aslında buna bir ropörtaj mı demeli bilemedim. Bilemedim çünkü muhataplarımın bütün bu düşünülerinin, bu şekilde bir araya getirilip böyle bir forumda yayınlanacağından haberi yok. Buna karşın, bu yaptığım da gizli saklı bir şey değildir. Bu kişilere bunu böyle bir forumda yayınlayacağımı söyleseydim de cevaplarının değişeceğini sanmıyorum... Değişir miydi?... Bilemem. Fakat kendi öz düşünülerini yansıtması bakımından verdikleri yanıtların samimiyetine inanıyorum. Bu belki de ülkemizin dar bir kadarajdan da olsa fotoğrafını gösteriyor olabilir. Zaman zaman değişik kişilerle yaptığım bu tarz görüşmeleri aktarmaya çalışacağım.
Baştan söyleyeyim. Okuyacaklarınız kurgu değildir. Gerçek hayatta gerçekleşmiş konuşmalardır. Öyle olmasaydı bu bölüme koymazdım. Fakat yine de isimler tarafımdan değiştirilmiştir.
Bütün bunların nasıl gerçekleştiği konusunda da bir şeyler yazarsam sanırım resim sizin için daha da netleşir. Değerli üyeler; muhataplarım benim böyle bir düşünümün olduğunu bilmedikleri için, onlara pat diye Masonlukla ilgili bir şey sormam mümkün olamazdı. Konuyu Masonluğa getirecek bir yol bulmalıydım. Şöyle bir yol izledim: Elimde kapağında bağıran bir şekilde MASONLUK yazan bir kitapla yanlarına gittim. Bunu bazen tesadüfmüş gibi, bazen de bilinçli bir hareketmiş gibi yaparak kitabı görmelerini sağladım. Okudukça zaten anlayacaksınız.
Bir de ben anlamanıza engel olmayacak bir şekilde sansürlemiş de olsam, bu görüşmelerde geçen küfürler de gerçekten edilmiştir. İşe bir de bu tarafından bakınca durum daha da ironikleşiyor. İronikleşiyor çünkü küfrü eden, neye ve hangi sebeple ettiğini bile bilmiyor. Ya da biliyor da... Neyse zaten siz okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
İyi okumalar.
Bakkal Dursun Amca: Kendisi aynı muhitte otuz küsur yıldır bir bakkal düknı işletiyor. Bakkalların çok para kazandığı dönemlerden geçmiş biri. Nerede ne gayrı menkullerinin olduğunu saymak biraz zaman alır. Öylesi. Şu an da işlettiği bakkal dükkanının da mülkü kendinin. Bu sebeple işletiyor... Kendisi bir Hacı. Bir gün namaz saatinde dükkanına girerseniz kendisini tezgahın arkasına serdiği seccade üzerinde namaz kılarken yakalayabilirsiniz.
- Merhaba Dursun Amca.
- Ve Aleyküm selaaaam delikanlı. Gel bakalım.
- Nasılsın Dursun Amca işler nasıl?
- Çok şükür. Rabbim veriyor rızkımızı. Çorba kaynıyor... Elindeki o koca kitap ne öyle.
- Sorma Dursun Amca. Bir müşterim dükkanda unutmuş. Çok da acil ihtiyacı olan kitapmış. Bu tarfta oturuyormuş. Geçerken bırakacağım çaresiz. Bir şey de anlamadım... Masonluk muymuş neymiş?
- Masonluk mu?... Tövbe tövbee... Bırak yav şu şeytan uşaklarını. Bırak o müşterine bu kitabı ulaştırmayı. Bu b*ka elini bile sürme. Bırak dükkanına da gelmezse gelmesin. Bunların bastığı toprakta ot bitmez yavrum. Şeytan uşağı bunlar şeytan.
- Nasıl Dursun Amca? Ne şeytanı, ne uşağı?
-Bunlar tüyü bitmedik yetimin rızkından çalıp kazandıklarıyla elde ettikleri servetlerini, Allah verdi demezler, demeyi bırak bir de ona karşı şeytanın hizmetinde kullanırlar. Bunlar ne o***** çocuğudur bilmezsin sen.
- Bu nasıl konuşmak Dursun Amca? Ben senin ağzından hiç böyle küfürler duymamıştım.
- Evladım dinsize, Allah düşmanına küfür edilir. Caizdir. Bunlar ki bizzat kendileri birer küfürdür. Daha yaptıklarını saymıyorum bile.
- Masonluk nedir ki Dursun Amca?
-Bunlar yahudi uşağı, şeytan hizmetârı şerefsiz, soysuzlardır evladım.
- Şeytanın uşağımı?
- Öyle ya! Bak geçen akşam bizim sohbet günümüzdü. Hocaefendi tam da bu soysuzlardan konu açtı. Demek Rabbim sana öğretmem için beni aracı kılacakmış. Mevlamın işine sorgu sual olur mu? Tam da bunun üzerine sen çıktın bu konuyu açtın. Hey rabbim ne edersen güzel edersin.
- Bu konuyu mu konuştu hocanız?
- Hoca değil evladım Hocaefendi. Ne büyük zattır bir bilsen. Allah dostudur? Gözlerine baksa kaderini okur. Öylesi.
- Fakat gaybı Alllahtanh başkası bilemez diye biliyorum Dursun Amca. Bu hoca... Pardon hocaefendi nasıl kaderimi okuyabilir ki?
- Okur oğlum okur. Rabbim dilerse her şey olur. Bu zatlara da böyle bir yetenek ihsan etmiş Rabbim. Onlar senin benim gibi mi? Günde onbinkere " Allah" diyor bu insanlar.
- Onbinkere ha!
- Oya ne sandın. Dünya duların üstünde duruyor evladım. Ama senin benim gibi günahkârların değil, hocaefendim gibi salih kullarının dualarıyla.
- Ne diyor hocaefendi bu masonlar için.
- Ne diyecek evladım. İnsanların aklını çelip, uyutup, uyuşturup, şeytana uşaklık ettirmekten başka amaçları olmadığını diyor. İslam düşmanı bu p****ler.
- Peki biz bunlara karşı ne yapabiliriz Dursun Amca?
- Ne yapacağız oğlum, imanımızı koruyacak, başımızı secdeden kaldırmayacağız. Gelecek elbette inananların ama özellikle biz müslümanların olacaktır.
- O zaman ben bu kitabı ne yapayım Dursun Amca?
- Ne yapacaksın evladım hemen götür at çöpe. Olmadı ver bana ben yakarım.
- Yok Dursun Amca. Ben şimdi götürüp atarım onu.
- Sonrada eve gidip hemen bir boy abdesti al, arkasından da iki rekat şükür namazı kıl. Kıl ki şu pislik üstüne sinmişse silinip gitsin.
- Sinmiş midir Dursun Amca?
- Sinmiştir ya evladım!
- Hemen gidiyorum o zaman ben.
- Selametle evladım, selametle.
Çıkarken Dursun Amca'nın " şükür yarabbi" dediğini duyar gibi oldum