Internet ortamında Portekiz'e gelmeden 'Portekiz'deki Masonluk Anlayışı/Yaklaşımı' üzerine bir araştırma yapmıştım ve bir sonucu olarakta Lizbon'daki Mason Müzesi'nin olduğunu ve günün belirli saat diliminde (3 saat) ziyaretçilerine kapılarını açtığını öğrendim.Ve buraya geldiğimde de müzeyi gezme fırsatı yakaladım. Müzeden ayrıldığımda şu vardı aklımda sadece, 'Bir kişinin ''Ritüel'' ile yaşaması, yaşamına anlam yüklüyor'. Tabiki de yüklenen anlamı yada ritüellerini anlayamıyorum fakat orada tanık olduğum herşeyin bilmediğim ''eşsiz ve güçlü'' bir anlamı vardı. Müzeye girildiğinde çok sembolik bir ücret alıyorlar, ve böyle olunca da anladım ki ticari bir getiri için değil, aksine 'Masonluk' kavramına halkın kolayca tanıklık edebilmesine olanak sağlamaktı. Müze 2000'li yılların başında açılmış ve 3 bölüme ayrılmıştı.İçeri girildiğinde gezerken 'Portekiz'deki Masonluk Tarihi' hakkında özet niteliği taşıyan bir kağıt veriyorlar. İlk bölümde belgeleri vardı ağırlıklı olarak.İkinci bölümde ise obje ağırlıklı bir sergi alanı oluşturmuşlardı. Ritüellerinde giydikleri kıyafetleri yada kullanılan kişisel eşyaları vardı. Son bölüm ise, loca düzeneğiydi sanki (yani loca düzeneği nasıldır bilemiyorum ama siyah beyaz bir zemin ve kuvvetli sütunlar vardı), belirli birkaç duvar üzerine ise ad/soyadlardan oluşan bir düzenek yapıştırılmıştı.Fakat belirtmek istediğim bir nokta varki, giriş/çıkışın yapıldığı yerde ise, cam sergilerde kendilerine has objelerin (orjinalleri tabiki de değil) satışı yapılıyordu, kol düğmeleri, rozetler, bardaklar, kravat, eldiven gibi. Dikkatimi çeken son nokta ise, belki benim şansıma ogün o zaman diliminde bilemiyorum, çıkış kapısına yönelmeden müzenin gezilmeyen tarafında yine siyah beyaz bir zemin üzerinde masalar kurulmuş ve bardaklar yerleşiyordu.Tahminimce bir oturum gerçekleşecek olabilirdi, bilemiyorum. Yani şeffaflıklarından şüphe duymadım hiç bir şekilde. Bunun dışında fotoğraflara gelecek olursam, üzülerek belirteyim ki 'anı paylaşmayı, anı yaşamanın önüne geçirmek istemedim.' Ve buyüzden hemen hemen hiç fotoğraf çekmedim. Diğer Avrupa ülkelerinde ki diğer müzeleri de kesinlikle bu tarifsiz duygu için gezmek istiyorum.
Sözlerime üzülerek bu şekilde devam etmek istiyorum. İnsanlık olarak önyargılara çok açığız.Okuyup araştırmak yerine, tabiri caizse oturduğumuz yerden fikir yürütmek, yürütülen o fikirleri tabulaştırmak ve emek harcana olguları karalamak daha kolayımıza gidiyor. Ne öfkemize hakim olabiliyoruz ne de karşımızdaki olaya ya da kişiye tahümmül edebiliyoruz. Bu bağlamda Türkiye'de Mason Müzesi kavramını ben kafamda oturtamıyorum.Oluşacak o kaos ortamını hayal edemiyorum. Bu yüzden daha mantığını oturtamamış bir toplum olarak, somut bir olguyla yüzyüze gelmek için ne kadar doğrudur bilemiyorum.Bu bağlamda sizlerinde dediği gibi Mason Locaları'na saldırmak, Siyonist Mason kavramını ortaya atıp daha Siyonizm nedir bile bilmemek, İsrail'in siyasi tutumunda yaşanan her dalgalanmadan sonra soluğu ya elçilikte yada Mason Localarında almak gibi bir çok örneği tüm insanlık olarak izlemekteyiz. Türkiye'deki Mason Locaları ve Masonları 'Mason Müzesi' kavramını bizlere sunmadan önce, toplum olarak bizlerin 'önyargılarımızdan ve tabularımızdan' arınıp, okuyup öğrenmemiz lazım diye düşünmekteyim.