Burada yazacaklarımı ve daha fazlasını, internette birçok sitede “Uyuyan Türkiye vatandaşını uyandıran istatistikler” başlığı altında bulabilirsiniz.
Bu bilgilerin önemli kaynaklarından biri değerli gazeteci yazarlarımızdan Serdar Kuzuloğlu.
Türkiye’deki Masonluğun sayısal durumunu hangi ülke ile karşılaştıracaksak, o ülkenin mason sayısıyla birlikte dğer istatistiksel değerlerini de bilmeliyiz ki bir karşılaştırma yapabilelim.
Örneğin Türkiye’de kişi başına yıllık gelir 10 bin 782 dolar. Diğer ülkede ne kadar?
Örneğin Türkiye’deki genel işsizlik oranı %9. Genç nüfusun işsizlik oranı ise %17,5. Diğer ülkede ne kadar?
Bunun gibi daha birçok önemli ekonomik ve sosyal istatistik değeri var. Adını verdiğim başlığı internette bir arama motoruna girerseniz, hepsini görürsünüz.
Bu değerlerin birçoğu pek bir şey ifade etmeyebilir ama ya şu örnek: Türkiye’de eğitime harcanan hane bütçesi yüzde 2, kültür etkinlikleri için harcanan hane bütçesi yüzde 3. Bunlar diğer ülkede ne kadar?
Bu araştırma çalışmasının sonrasında birtakım genel değerlendirmeler yer alıyor. Onları olduğu gibi kopyalıyorum:
1. Çok ama çok kalabalık bir ülkeyiz.
2. Zengin değiliz.
3. İnanılmaz büyüklükte bir genç nüfusumuz var.
4. Eğitim kalitemiz düşük veeğitime neredeyse hiç para harcamıyoruz.
5. Birçokları için umut kaynağı olan üniversite aslında hiçbir şeyin garantisi değil.
6. Her sene yüzbinlerce mezun yaratan genç nüfusun neredeyse altıda biri işsiz.
7. Bütün işsizlere iş bulabilme gibi bir seçenek matematik olarak yok.
8. İnternet ve diğer teknolojileri sadece eğlence amaçlı kullanıyoruz.
9. Dünyayı görmek güzel ama komşulardan öteye gitmiyoruz.
10. Ailemizle yaşıyor, aynı kaptan yemek yiyor, yabancı dil öğrenmiyor, kendini geliştiren bir toplum olamıyoruz.
Şöyle de bir ek yazılmış:
OECD tarafından yapılan, tüm üye ülkelerdekieğitimin kalitesini ölçmeyi amaçlayan PISA eğitim yeterliliği testi sonuçlarına göre, Türkiye’de öğrenim gören öğrenciler 65 ülke arasında, matematikte 44’ncü, okuduğunu anlama ve anlatmada 42’nci, fen bilgisinde 43’ncü sırada. Bunun anlamı şu : geleceğimizi şekillendirecek çocukları ve gençleri rekabette avantaj sağlayacak şekilde eğitemiyoruz.
Bütün bunların üzerine bir de ben bir değerlendirme yapayım:
Batı ülkelerinin çoğunda Masonluğun saygın bir kurum olarak bilinmesine karşılık Türkiye’de Masonluğun yanlış hatta kötüymüş gibi tanıtılmış olmasını bir yana bırakalım, Masonluğa girmek isteyenlerin önüne bu istemlerinden caymaları için hatta böyle bir şeyi hiç istemesinler diye yaşam çevrelerinde ne gibi engeller çıkarılmakta olduğunu da bir yana bırakalım; salt yukarıdaki istatistiklere bakarak Türkiye’deki masonların sayısının “az” olduğunu mu söylersiniz?
Fakat bir de madalyonun öteki yanına bakalım mı?
Bu iş böyle salt rakamlarla mı değerlendirilir?
Örneğin dünyanının en ileri ve en uygar, en gelişmiş ülkelerinin ilk sıralarında yer alan İsveç’te (Birinci sırada Norveç yer alıyor) masonların toplam sayısı bilindiği kadarıyla topu topu üç bin kadar... Bunu nasıl açıklarsınız? (Norveç’in durumunu bilmediğim için yazamadım.)
Bütün bunların hepsini bir yana bırakın…
Türkiye’deki masonların ve Türk mason örgütlerinin gelişmiş ülkelerdeki masonlar ve mason örgütleri arasında, saygınlık ve önem bakımından yeri nedir ve hangi düzeydedir? Bu konuda hiç bilginiz var mı?
Masonlukta birinci derecede önemli olan acaba nedir? Nicelik mi, nitelik mi?
Bir mason kuruluşunda üye olmak mı, “mason” olmak mı?
Amerika Birleşik Devletleri’nden milyonlarca mason kuruluşu üyesi var. Binlerce bile “mason” yok.
Türkiye’deki “mason” sayısı, kim bilir belki Amerika’dakilerden bile çoktur.
Abarttım mı?
Pardon, burada yakınılan konu masonlar değil, mason kuruluşlarının üye sayısıydı.