Merhabalar. Bildiğiniz gibi Greenpeace Nükleer Enerjiye karşı bir eylem başlattı ve imza toplamakta. Peki sizin görüşleriniz nelerdir? Nükleer enerjiye bir bakalım:
Nükleer Enerji Nedir?
Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein'a ait olan E=mc² formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber, kütle-enerji denklemi, tepkimenin nasıl oluştuğunu açıklamaz, bunu daha doğru olarak nükleer kuvvetler yapar. Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.
Nükleer enerji, üç nükleer reaksiyondan biri ile oluşur:
Füzyon: Atomik parçacıkların birleşme reaksiyonu.
Fisyon: Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak parçalanması.
Yarılanma: Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı hale geçmesi. Doğal (yavaş) fisyon (çekirdek parçalanması) olarak da tanımlanabilir.
Ağır radyoaktif maddelerin,dışarıdan nötron bombardımanına tutularak daha küçük atomlara parçalanması olayına fisyon,hafif radyoaktif atomların birleşerek daha ağır atomları meydana getirdiği nükleer tepkimelere ise füzyon tepkimesi denir. Füzyon tepkimeleriyle fisyon tepkimelerinden daha fazla enerji elde edilir. Güneş patlamaları füzyon'a, nükleer santrallerde kullanılan tepkimeler, atom bombası teknolojisi gibi faaliyetler de fisyona örnek olarak gösterilebilir.
Nükleer enerji, 1896 yılında Fransız fizikçi Henri Becquerel tarafından kazara, uranyum maddesinin fotoğraf plakaları ile yan yana durması ve karanlıkta yayılan radyoaktif ışınların fark edilmesi ile keşfedilmiştir.
Nükleer Enerjinin yararları:
Nükleer santrallerin işletmesinde uzun yıllar boyunca ihtiyaç duyulacak nükleer yakıtı depolamak göreceli olarak kolay ve ekonomik olduğundan, nükleer santraller enerji arz güvenliğinin sağlanmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Nükleer santrallerin elektrik sistemine entegre edilmesiyle, elektrik üretiminde kullanılacak ithal kaynaklarda çeşitlilik sağlanacaktır.
Nükleer santraller, iklim değişikliğine neden olan başta karbon dioksit (CO2) olmak üzere sera gazı emisyonlarına neden olmazlar. Bu itibarla, nükleer santraller artan elektrik talebinin olumsuz çevresel etkilere neden olmayacak şekilde karşılanmasında önemli bir seçenek olacaktır.
Nükleer teknolojide, ileri teknolojiye yatırım yapılması suretiyle enerji ithaline olan bağımlılık azaltılacaktır. Bu sayede, yeri geldiğinde, başka yüksek teknolojilere nüfuz edilmesi de mümkün hale gelecektir. Kalite düzeyinin ve insan gücü niteliklerinin artması, güvenlik kültürü ve prosedürlere sadık kalma disiplini ile tanışma, sanayi sektörünün elde edeceği en önemli kazanımlar olacaktır.
Nükleer santraller, fosil yakıtlı santrallere oranla göreceli olarak daha yüksek inşaat ve yatırım maliyeti gerektirmektedir. Nükleer enerji programının ilk aşamalarında, ihtiyaç duyulan organizasyonların kurulması için ilave yatırımlar ve ekstra maliyetler söz konusu olacaktır. Bununla beraber, nükleer enerji santralleri, uzun vadede elektrik üretim fiyatlarının kararlılığının korunmasına katkıda bulunacaktır.
Bir nükleer enerji programının başarısı için, sürecin başlamasından önce ulusal düzeyde net ve kesin bir kararlılığa sahip olunması hayati önem taşımaktadır. Bu kararlılığa paralel olarak oluşturulacak politika belgeleri, uzun-vadeli enerji planlama çalışmalarına büyük faydalar sağlayacaktır.
Nükleer santrallerde, tasarım, inşaat ve işletme aşamalarında kalite temini ve kalite kontrol gereklerine ileri düzeyde bağlı kalınmaktadır. Nükleer teknolojinin ilgili bütün kalite gereklerine uyularak geliştirilmesi, sanayileşme sürecini tamamlamış ülkelerde bulunan kalite kültürünün ve bilimsel yönetim sistemlerinin yerli endüstri tarafından kazanılmasına yardımcı olacaktır.
Nükleer Santrallerin İnsan Sağlığına Zararları
Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkan Plütonyum üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır. Doğada bulunma ömrü 250 yıldır.
Açığa çıkan bir diğer radyoaktif madde olan STRONSİYUM yağış yoluyla bitkilere oradan da hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine ( lösemi) yol açar. 280 yıl ömrü vardır.
SEZYUM ve İYOD’ da besin yoluyla insan vücuduna girer ve Tiroid bezi kanserine, çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur.
1986 yılında Çernobil‘de meydana gelen nükleer patlama sonucu etki alanına giren bölgelerde radyasyonun zararları etkilerine uzun yıllar rastlanmıştır.
Kaynaklar:
wkipedia.org
forumdas.com
saglik.zararlari.com