Sayın Spock’a sormak gerek:
Devlet nedir?... Kendi başına bir kurum mudur, yoksa o da toplumun katmanlarından gelme kişilerden mi oluşur? Emniyet örgütü, Hukuk örgütü, Milli Eğitim örgütü, hemen her bir bakanlık altındaki bürokrat ve teknokratların topluluğu… Bunlar oluşturmuyor mu devleti? Bu devleti oluşturan kişilerin, herhangi bir şekilde devlet görevinde bulunmayanlardan ne farkı var?
Belki ben “devlet” kavramını bilmiyorum ya da yanlış anlıyorum. Sayın Spock bize bir “devlet” kavramı verirse belki daha rahat olacak bu konunun irdelenmesi.
Beri yanda bir de yeni üyelerimizden Sayın chimera var…Burada kişiyi eleştirmek doğru değil fakat Sayın chimera, Türkiye’deki Masonluk hakkında yeterince bilgi edinmeden saçma sapan laflar ediyor. Demiş ki, “Sayın Süleyman DEMİREL ki kendisine saygım çok büyüktür. Mason olup olmadığını bilmiyorum, kimileri mason diyiyor kimileri değil diyiyor. Mecliste çıkan tartışmalara son vermek için mason olmadığına dair bir belgeyi meclise sunmuştur. Diyelimki masondu, ama bunu açık açık söyleseydi ve yine aynı başarıları elde edebilseydi şöyle bir kanı halkın içinde oluşabilirdi. Demirel mason ama bakın türkiyeye ne kadar faydalı biri oldu demekki masonluk kötülendiği gibi bir yapılanma değilmiş diyebilirlerdi. “
Bazı yazılarda Demirel için “masondur” denir. Kendisi, zamanında (1964’de) politikanın gereği “değilim” demiş. Arkasına başka sözler de eklemiş. Bunlar bilinen şeyler. Bir kişi “Ben mason değilim” derse değildir. Masonluğa girip çıkmış olabilir. Mason olmak başka, Masonluğa girip çıkmış olmak başka. Ancak Sayın chimera onun mason olup olmadığını bilmediğini söylüyor. Öyle diyeceğine. “Benim Türkiye’deki Masonluk hakkında bilgim yok” dese ya. Hatta böyle bir şey de demeyip, saçma sapan laflar etmek yerine hiçbir şey söylemeyerek önce konuyu bir incelese ya!... Demirel mason olmadığına dair bir belgeyi meclise sunmuşmuş!... Ne meclisi yahu! Neden böyle bir şey yapsın ki? Kişi Adalet Partisi’nin başkanlığına adaylığını koyuyor Ragıp Gümüşpala’ya karşı; onu yıpratmak için de Ankara’da çalışan Bilgi Locası’nın birkaç yıl önceki bir almanağından bir sayfayı ortaya çıkarıyorlar. Sonra kendisine bir yazı veriliyor, ki o yazıda da mason olmadığı falan değil, dernekte kaydının görülemediği yazılı. Sayın chimera bilmediği bir konudan yola çıkarak, aslında belki doğru olabilecek bir öneriye varıyor, hani “bakın şu ülkeye çok büyük yararlar sağlamış olan kişi masondur; demek ki Masonluk iyidir” gibi… Bu da yanlış bir değerlendirme. Çünkü masonlar zaten ülkeye yarar sağlamaktadır, görevlerinin mason oluşlarının gereğidir bu ama Türkiye’deki Mason Töresi’nin gereği bunu ortaya koymazlar; buna gerek görmezler. Zaten gerçekleştirdikleri birtakım yapıtların ardından, bir de o yapıtların gerçekleşmesinde masonların da katkısı olduğu öğrenilince, bu kez o yapıtlara saldırılar, kötülemeler yöneltilir. (Bu arada elbette Demirel’in Türkiye’ye ne kadar yarar sağlamış olduğu da bir başka tartışma konusu olabilir; artılarıyla, eksileriyle.) Türkiye’de mason olduğu bilinen ve gerek devlete gerek ülkeye çok zarar vermiş olan politikacılar ile bürokratlar da vardır. Dolayısıyla Masonluğun iyiliği ve yararlılığı, mason olduğu bilinen birtakım kişilerin yapıp etmeleriyle de ölçülemez. Çünkü onların hiçbiri, yapıp etmelerini, iyi olsun kötü olsun, yararlı olsun zarlı olsun, Masonluk adına yapmış değildir; yapamaz.
Dönelim devlete… Türkiye’de devlet tutarlı mıdır?... Bugünkü iktidarın devlet çarkı, yarın bir başta iktidar döneminde aynen böyle kalacak, tutarlılığını sürdürecek midir? Her iktidar döneminde bakanlık müsteşarları, ilgili devlet dairelerinin genel müdürleri, genel müdür yardımcıları hatta departman müdürleri hatta onların bile yardımcıları değişmekte değil midir? Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay, Devlet Planlama Teşkilatı gibi hep üst düzey, bilgili ve deneyimli bürokratların yer aldığı devlet mekanizmaları allak bullak edilmiyor mu?
Sayın Risus’un dediği doğru… Önce toplum bilinci ve devlet anlayışı gerek.
O nasıl olacak?
Önce çok sıkı bir eğitim gerek. Öğrenim ile yetinilmemiş bir eğitim. Bu işlerin hepsinin başı eğitim.
Ülkemizde ender çıkar gerçek düşünürlerden biri olan Cemil Sena Ongun’un bir sözünü anımsayıverdim birden:
“Bazı beyinler vardır ki, ağzı tıkalı boş bir şişe gibidir. İçlerinden ne bir şey çıkarabilirsiniz; ne de içlerine bir şey koyabilirsiniz.”
Ne kadar da iyimsermiş rahmetli…
Çoğu beyinler o dediği gibi…