Ham taş yatar, suskun ve kör,
Ne Doğu’yu bilir ne Batı’yı görür.
Usta üç vuruşla selamlar geceyi,
Ama ses yankılanmaz, henüz erken.
Malkuth’un eşiğinde bekler çırak,
Ayakkabısı birini giyer, birini çıkarır.
Jakin fısıldar, Boaz mühürlü,
Ama sütunlar hâlâ sessiz…
Kalfa olur, cetveli doğrultur,
Pusula açılır, 24 bölümde tekrarlanır.
Şamua taşında hakikat saklıdır,
Ama kapı hâlâ üç anahtar ister.
Üstat geldi, gözleri örtülü,
Hiram sustu, Adoniram bekledi.
Yedi merdiven yükseldi göğe,
Ardından bastı Lapis Lazuli’ye…
Tabut açıldı, beyaz eldiven lekesiz,
Acacia dalları eğildi selamla.
Sessiz taş artık susmaz olmuştu,
Işık geldi, gece bitti sonunda.
Peki, Tetraktis’in sırrını çözmeden,
Gerçek tapınak inşa edilebilir mi?