Bir tecavüz olayı karşısındaki tepkileri açısından insanları üçe ayırmak mümkündür: Birinciler kurbanı kurtarmaya çalışanlardır. Bunlar genellikle azınlıktadırlar. Çünkü mütecaviz, genellikle herşeyi göze almış bir kabadayıdır ve müdahale cesaret ister. Kurtarma çabası sırasında okka altına girme olasılığı büyüktür.
İkinciler "tecavüzcüyü izleyip keyfini çıkarmaya çalışanlardır, insanlığın kahir çoğunluğu bu sınıfa dahil değildir. Ses çıkarmaz, müdahale etmez, bir kenardan sessizce olup biteni izlerler. Genellikle kurbanın "kuyruk sallayarak başına geleni hakettiğine" inanmışlardır. "O da öyle yapmasaydı, mini etek giymeseydi, sağa sola bakmasaydı" gibi gerçeklerle tecavüzü meşrulaştırır, mütecavize içten içe hak verirler. Aslında kişiliklerinin derinliklerinde örtülü bir mütecaviz vardır, lâkin bunu açığa vuracak cesarette değildirler. Tecavüzü izleyerek bastırılmış güdülerini tatmin eder, kurbanın ıstırabından gizliden gizliye zevk alırlar. Tecavüzcü, adeta onlar adına bir iş bitirir ve iş bitirirken de onların gizli onayını hep uçkurunun iliklerinde hisseder.
Üçüncü kategoride ise mütecavize yardıma koşanlar vardır. Bunlar ikinci kategoridekilerin "mahcubiyetinden sıyrılabilmiş" takımındandır. Bir süre sonra seyretmekten bıkıp daha yakına gelirler, işe, kurbanın kollarını, bacaklarını tutmakla başlarlar. Zamanla açılıp "bir de ben deneyeyim" dediler mi, onları tutmak zordur. İçlerindeki örtülü mütecaviz serbesttir artık...