o gelmez.gelirse başına ne geleceğini biliyor.Geldiği andan itibaren davalar,kasetler ortaya çıkar.devletin amacıda bu.şuan suçsuz gösteriyor o yaratığı
Ne gibi bir suçu var? Binlerce cocuğu kurduğu okullarda okutup topluma faydalı insanlar yapmak mı? Hangi holding hangi zengin böyle bir hayırlı işle uğraşıyor? Yaptıkları üç beş vakıf kurup üç kuruş bağış yapmak ve onuda vergiden düşmek.
Bence Fetullah hocanın tek bir suçu var oda Müslüman olmak.Tüm başına gelenler Müslüman kimliği yüzünden.Bu kimliğini ön plana çıkartmasaydı devlet şeref madalyası alırdı.Bence verilmelide.
Ayrıca kullandığınız " yaratık" kelimesi için sizi kınıyorum.
Kötüleşen zamanda kendini iyiliğe adamış bir insan, İslam’a hizmet yolunda sınır tanımayan büyük lider, daha çocuk yaşta ilahi kitapla tanışmış büyük İslam âlimi, sadece bir memur maaşı ile Türkiye’nin küçük ilçelerinde dahi yurt, dershane ve özel okul açan mükemmel insan.
Fetullah GÜLEN
Evet, onun destekçileri (yani hizmet erleri) onu bu şekilde tanıtırlar. Dine hizmetten evliliğe dahi fırsat bulamamış. Bir düşünün İslam dininin peygamberi Hz Muhammed (sav) hizmetten evliliğe fırsat buluyor da bu insan bulamıyor. Yani belki de dine dinin Peygamberinden fazla hizmet ediyor. Hayır; öyle değil. Bu insan evlen(e)medi çünkü, zaman kötü, kolay mı bu devirde İslam’a hizmet diyorlar da benim bildiğim İslam cahiliye devrinin yaşandığı Arap yarımadasına inmişti. O zaman benim de sorumluluk payımın olduğu bu zamanın insanlığı cahiliye devrinden de kötü.
Hadi canım sen bir dine hizmet edeceksin o dinin peygamberinin yaptığını yapmayacaksın. Üstelik o dinde kendi özgürlüğünü sağlayabilen aklı başında her ergene evlilik farz olduğu halde.
Ben iki yıl Gülen dershanelerinde okudum ve açıkçası belli bir süreç onların felsefelerinden etkilendim. Çünkü ben Müslümandım ve o da dine hizmet ediyordu. Ama aklıma hiç gelmedi sadece memur maaşı ile nasıl bu sermaye oluştu diye. Adeta üzümü yiyip bağını sormaz durumdaydım. Aynı zamanda vatanımı, milletimi, atamı seviyordum. Nasıl olsa onlar için sorun değil diyordum çünkü vatanım, atam, milletim İslam’ın önünde engel değildi. Ancak yanılıyordum. Onlar bana başörtülü kızların eğitim imkânının olmayışını, ya dinlerinden ya eğitimlerinden vazgeçmeleri gerektiğini, askeri alanlarda çalışanların sıkıntılar çektiğini söylüyorlardı ve ben yavaş yavaş vatanımdan soğumaya başladım. Öyle ki artık sistemin değişmesi gerektiğini düşündüm. Şeriat istiyordum.
Bana söylenene göre ben hukuk fakültesi okuyacaktım. Onlar beni gerekli yerlerde işe alacaktı çünkü atacağım imzalara ihtiyaç duyuyorlardı. Geçen yıl bana eğer polis olmak istersem işe alınacak iki bin güzel insandan biri olacağım söylendi. Bir yılda sadece emniyet sektörüne iki bin kişi, varın gerisini siz düşünün. Kadrolaşmanın olup olmadığı ise sadece sizin yorumunuz.
Bunlar sadece benim değil kucaklarına düşen her öğrencinin durumu. Düşünün doğunun bir ilçesinde bir yurt, bir dershane, bir özel okul açmış. Okulun 600 dershanenin 400 yurdun 200 öğrenci aldığını düşünelim. Toplam 1200 bir yılda hadi diyelim 1000 benim gibi erken uyanıp gerçek yüzleri ile tanışanların sayısı en fazla 50. Yani her yıl bir ilçeden 950 öğrenci Gülen yandaşı dolayısıyla Cumhuriyet karşıtı olarak yetişiyor.
İki yıl boyunca bana bir Ayet veya bir hadis okunmadı. Elime verilen ilk kitap Said Nursi ikincisi ise Gülen’e ait kitaplar oldu. Öğretmenlerim güzel örnekler verirken Gülen’den kötü örnekler verirler onların deyimiyle sol terörün üyelerinden bahsettiler. Hep bakın bu ülkede Müslüman olursan diye başlayan sözler. Yani ülkeye düşman oluyorsun. Gelelim yaşadıklarıma.
Onlara göre Said Nursi Mesih, Atatürk deccalmış. Zaten içlerine girdikçe bu görüşlerle karşılaşıyorsunuz. Eğer her yönüyle onlara inanmışsanız artık Atatürk düşmanı olmanız işten dahi olmuyor. Şükürler olsun atamı deccal edecek kadar atama deccal dedirtecek kadar alçalmadım.
Bir gün dershanede her hafta düzenlenen dini sohbete katıldım. Orada bana Gülen’in videosunu izlettiler. Aradan yarım saat geçti bitmiyor. Sevmediğim bir adamı dinlemek istemiyorum. Çıktım dışarıda beklerken hocam geldi. Ben de açık açık sevmiyorum dinlemicem dedim. Önce sen bilirsin dedi. Sonra ayıp ettiğimi İslam için didinen bir insana bir saatimi ayıramadığımı falan söyledi. Utanmalıydım adeta.
Bir gün okuma programına katıldım. Hocam bana Fetullah Gülen’in yazdığı bir kitap getirdi ve okumamı istedi. ‘Hocam ben başka kitap okusam? Hayır. Ee bari Kuran okusam’ deyince ‘Kuran’ı her yerde okursun önce bir bunları oku’ dediler. Düşünün bir Müslüman ilk etapta Kuran’la değil Gülen’le tanışıyor. Birileri de buna İslam hizmeti diyor.
Devlet okulunda okuyorum. Okulda ki arkadaşlarla toplanıp öğretmen olmadan bir piknik gezisi düzenledik doğal olarak o gezide fotoğrafta çekildi. Resimlerin birinde erkek ve kız arkadaşlarla bir arada sadece yan yana duruyoruz ve bu remi dershaneden öğretmen görünce bana kızlarla konuşmamın dahi haram olduğunu nasıl olup ta yan yana fotoğraf çektirdiğimi sordu. Yetmedi bu kadarı ailemi arayıpta tabire dikkatinizi çekerim söylenen oğlunuz yapmış olduğu gezide uygunsuz fotoğraf çekmiş. Biz de onu telefonun da gördük. Bildirelim dedik. Yahu kardeşim uygunsuz fotoğraf deyince insanın aklına ne gelir. Babam bu heriflere güvenmez de es geçti bu mevzuyu. Yani bizim kız arkadaşların sesini bile duymamız harammış.
Yurtlarında kalan arkadaşlarım anlatıyorlar. Sabah ezanı okunurken bizi namazı kaldırırlar. Kalkmamak gibi seçenek yok illa ki kalkacaksın ve namazdan sonra okul saatine kadar Kuran dersi verilir. Yazılımız olsa dahi izin verilmez çünkü dünyevi işlerimiz dini işlerimize engel olmamalı. Yahu kardeşim senin peygamberin dünyada yapmanız gereken işlerinden vazgeçip de ibadet etmeyin diyor ama şundan emin olun ne Allah’ın ne de Allah’ın elçisinin sözleri bir önem taşımıyor. Tek önemli kişi Gülen.
Arkadaşımı internet cafede gören hoca ailesini arıyor. ‘Öğrenciniz zamanın kirli oyunlarına aldanmış ve kendini kaptırmış. Ayrıca ders çalışmayıp cafeye gidiyor. Artık bizim sorumluluğumuzdan çıktı. Kazanamazsa bilmeyiz.’ Tabi babası dershaneden alıyor. Yani internet ve TV âlemi de yasak. Haa Gülen’i anlatan kanal ve siteler hariç.
Kısacası dine hizmet diye gönüllere fetheden Gülen, hangi dine nasıl hizmet ediyor anlayamadım. Öğrencileri ‘Müslüman olana bu ülkede yaşam yok’ sloganları ile yetiştiriyorlar. Bunun doğal sonucu olarak kişi ülkesini devrim yapmak koşulu ile seviyor. “Tüm kamu alanlarında söz sahibi olacak kadar güçlenmediğimiz sürece attığımız her adım erkendir” diyor. Buradan iki sonuç çıkar. Şuan Türkiye’nin her yerine ulaşabilen ağına rağmen daha güçlü bir şekilde gelecekler. İki henüz atılması düşünülen gerçek adımlar atılmadı. Er ya da geç atılacaktır. Tabi biz bu şekilde sessiz kaldığımız sürece.
Bir tarih öğretmenin derste söylediği sözler her şeyi açıklar.
“Arkadaşlarım, dünya politikası bir onlara bir bize geçiyor. İşte en sonunda güç ABD’nin eline geçince yine onlar söz sahibi oldu. Ancak sıra bizde çok kısa zamanda güzel günler göreceğiz. Bir düşünün şu tahtanın üzerine bayrak, gençliğe hitabe ve istiklal marşı asmak mecburi. Burası özel kurum olduğu halde ben istesem şuraya Allah’ın veya O’nun resulünün ismini asamam. Demek ki değişime önce kendi memleketimizden başlamalıyız ve bunun için umudumuz sizsiniz.”
ALINTIDIR....
Bu nasıl bır muslamanlık anlayısı ve zıhnıyetıdır ben anlayamadım....