Tanrı hakkında bu şekilde bi sohbet sizi büyük ihtimalle tanrı kavramını daha iyi kavrayabilmekten UZAKLAŞTIRIR.
Sorun, cevabını kendiniz bulursunuz. Doğru soruyu sormanız hatta belki de sormamanız gerekir.
Dinleyin, duyarsınız. Bakın, görürsünüz. Dokunun, tadın, koklayın. Ardından bu 5 duyunun sadece BAŞLANGIÇ olduğunu hatırlayın. Çünkü orda biyerde binlerce duyunuzun sarmal danslar yaparak renk cümbüşleri içinde dansettiğini, bilgi ve doğa üstünün varlığını hayal gücünüzün alabildiği yere kadar tecrübe edebileceği zamanın ve yerin dışında bi boyut var.
Bunların varolma ihtimallerini içeren ve içermeyen ve bizim kelime haznemizde kullandığımız Allah, sadece hayal gücünüzün erişebileceği en üstün ve en alt yerlerin hepsine kısaca verebileceğimiz bir bütünlük kelimesidir.
Gören görür. Bilen bilir.
Hayal gücünüz ve inancınız yetmezse, masallara ve daha küçük tanrılara inanacaksınız, kafanız karışacak ve ekonomik krizlerin neden yaratıldığını hala anlayamayan insanlar dünyaya gelecek nesillerde gelmeye devam edecekler, ama bu bununla da kalmayacak, dünyaya gelme hızları artacak. Böylece bilenle bilmeyeni ayıran o sınır çizgisi öyle biyere gelicek ki bilen insan kalmayacak, kalmışsa da bilmeyenlerin arasında sesi yankılanacak. Zaten bundan sonrası gelmiş geçmiş bütün dinlerde yer alan revelations tadında bir kısma doğru gider. Şuanda da o kısımdayız gibi bi his var içimde ama zamandaki değişimleri incelemek o kadar kolay değil. Birileri cennete giden Wifi bağlantısının frekansıyla oynuyor.