Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: DTP Kapatıldı  (Okunma sayısı 8011 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 12, 2009, 04:06:22 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Tabiki beklenen oldu ama bu karara kürtlerde sevinmeli bence işte o zaman birşeylerin doğru olduğu anlaşılır.

Çok doğru bir tespit Sn. Karahan size katılıyorum. Bu dediğiniz olduğu gün hainlerin barış dediği palavra gerçek anlamını bulacak ve payidar kalacaktır.  Kendilerine barışsever diyen vatan hainleri ise ozaman hak ettikleri vaziyette yaptıklarının bir hata olduğunu görme fırsatı bulacak, barış ve demokrasi kavramlarını kendi menfaatleri doğrultusunda lekeledikleri için büyük utanç içerisinde olma fırsatında bulunacaklardır.

Saygılarımla,


Aralık 12, 2009, 04:12:14 ös
Yanıtla #11
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

bu demek kanuna karşı hile mi demektir?

HAYIR.

Kanuna karşı hile nedir? Bir emredici hukuk kuralına aykırı bir fiile veya hukuki işleme uygulanacak yaptırımı bertaraf etmek için hukuken caiz olan başka yollara başvurarak aynı hukuki sonuca ulaşmayı “kanuna karşı hile” denir

Bir işlemin kanuna karşı hile olarak kabul edilmesi için gerekli olan şey kanunen yasaklanmış bir sonuca ulaşma isteğidir.

Kanuna karşı hile ilgili olarak Prof. Dr. Hâmide Topçuoğlu hocamızın (ışıklar içinde yatsın) doktora tezi okunabilir. Kitaba erişim adresi http://auhf.ankara.edu.tr/auhf-yayinlari-arsivi/hamide-topcouglu/kanuna-karsi-hile/hamide-topcuoglu-kanuna-karsi-hile-tamami.pdf dir.

Hukuki terimleri kullanırken çoğunlukla hatalar yapılıyor. DTP'nin yaptığı bir kanuna karşı hile değildir. %10'luk ülke barajı nedeniyle mecliste temsil edilemedikleri için bağımsız olarak seçime girmişler ve daha sonra tekrar DTP'ye katılmışlardır. Burada bir kanuna karşı hile durumu soz konusu değildir.


Aralık 12, 2009, 04:21:05 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Hiçbir işe yaramayacak   , yükselen Kürt faşizmini durduramayacak...


Aralık 12, 2009, 04:25:16 ös
Yanıtla #13
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Skullg

Bende görüşlerinize katılıyorum.Zaten konan o %10 barajı hukuksuz iken dtp yi bu konuda suçlayamayız.Neticede belirli bir bölgeden oy alırken bununda yüzdesi belli.Bence çok akıllı ve olumlu idi yaptıkları iş.Ama gelgelelimki sorunu hangi taraf adına çözmeye uğraştıklarını net ortaya koyamadılar.

Türkiye için demiyorlar deseler zaten yalan olurdu.Kürtler için biz bu yola baş koyduk diyorlar bu daha fena bir yalan.Sadece kürt halkını kandırmaktan ana babalara acı vermekten ve o ana babaların genç evlatlarının geleceklerini dahi düşünmeden ön saflara atarak aslında bana göre büyük bir insanlık suçu işlemişlerdir.

ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Aralık 12, 2009, 04:38:40 ös
Yanıtla #14
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

sn. karahan,

Haklısınız. DTP'nin mecliste temsil edilebilirliği önemliydi. Ancak ne yazık ki, DTP bağımsız bir siyasal örgütlenme olarak varlığını sürdüremedi. Terör örgütünün siyasi kanadı olmaktan öteye geçemedi. Eylemleri, terör örgütünün eylemleri halini aldı. Söylemleri, tamamen örgüt tarafından hazırlandı ve DTP daha farklı olsaydı bir "çözüm" olabilecekken, bu durumuyla "çözümsüzlük" aktörü olabildi. Belki ardılı olacak parti de bu durum tespit edilir ve meşru politik zeminde çalışmalar yaparlar. Ama ben o noktada şüpheliyim. Çünkü Dep-Özdep-Hadep-Dehap-Dtp çizgisinde bir kaç kez örgütün bu maşa politikasına karşı çıkılmış idi ancak karşı çıkanlar örgüt emriyle depolitize edildiler ve o cenahta "hain" damgasını bile yediler. Bu şüphemin birinci sebebi. İkinci sebebi ise şu. "açık ve net söylüyorum. PKKnin silahlı mücadelesi Kürt halkına zarar veriyor" diyen bir Ahmet Türk vardı. O cenah için bunu söylemek son derece zor ve tehlikeli bir iştir kabul edersiniz ki. Şimdi Ahmet Türk'te yok. Her ne kadar DTP'liler "o bizim her zaman başkanımızdır" deseler de... Partinin kapatılmasını anladım. Çok yerinde ve doğru bir karar, hukuken kimse bir şey diyemez. (AİHM ne der bilemem. Gerekçeli kararı daha göremedik. Anayasa MAhkemesi KArarları gerekçeli olmak zorunda, ama biz de karar ilan ediliyor gerekçelı karar aylar sonra yazılıp Resmi Gazete'de yayınlanıyor. Gerekçeli kararı gördükten sonra AİHM'nin ne diyeceği konusunda bir bilgi sahibi olabiliriz) Ama siyasi yasaklanma noktasında niçin güvercinleri oyunun dışına atıyoruz ve sadece şahinleri ortada bırakıyoruz diye sorası geliyor insanın. Güvercinsiz bir BDP (Bariş ve Demokrasi Partisi, DTPnin kapatılma ihtimaline karşı 2008 yılında kuruldu ve hatta yerel seçimlere de girdi. Türkiye genelinde teşkilatlanmasını tamamladı.) ile nasıl olacak onu da yaşayıp göreceğiz herhalde.

Saygılarımla. 


Aralık 12, 2009, 08:04:02 ös
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

sayın skuııg haklısınız kanuna karsı hile tabiki olmaz bu durum  amacımı aştım. şuna topluma ve yürürlükteki  yasalara karşı uyanıklık yapıyorlar diyelim ne dersiniz.keşke bu uyanıklıgı topluma hizmette kullansalar.


Aralık 12, 2009, 11:22:09 ös
Yanıtla #16
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Sayın SkullG'nin de dikkatinden kaçmayan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un yasaklanıp da partinin gerçekten şahin kanadını oluşturan kişilerin kalması bence çok kafa karıştırıcı. Kendisinin dediği gibi DTP'nin artık PKK'nın siyasi kanadı gibi hareket ettiği bence de bir gerçekti. Ancak yine de bu organın henüz kangren olmadığını, kesilmektense ağır bir ceza verilmesinin kamu yararı açısından daha faydalı olacağını düşünmekteyim. Elbette ki Anayasa Mahkemesi bu şekilde, "eğer DTP kapatılırsa BDP daha agresif olarak varlığını sürdürecektir" şeklinde bir siyasi düşünceyle kararını vermemeli. Fakat şu verilen kararın DTP'nin uzlaşma karşıtı taraftarlarına hiçbir şekilde zarar veremeyeceği gibi aksine ellerini çok daha güçlendirdiği de sanırım biraz öngörülü herkes tarafından bilinen bir gerçek.

Bilemiyorum, İspanya'da Herri Batasuna'nın kapatılması sürekli öne sürülüyor. Aslında haklı bir şekilde öne sürülüyor. Ancak şu var ki İspanya'da Batasuna harici bir ya da iki Bask milliyetçisi parti daha mevcuttu ve Batasuna 45 milyonluk İspanya'da 170 bin civarı oy alan bir partiydi. DTP'ninse arkasında bulunan halk desteğini göz ardı etmek mümkün değil. Üstelik Kürt milliyetçiliği konusunda da tekel oluşturmuş durumda. Paragrafın başında da dediğim gibi gerçekten bilemiyorum bu karara karşı tutumumun ne olması gerektiğini.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Aralık 13, 2009, 09:28:17 ös
Yanıtla #17
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Sayın SkullG,

Sözlerinize katılmamak mümkün değil.

Şahinler yerine ılımlıların yasaklanması sorgulanmayacak gibi bir konu değil! Hukukçu olarak gerekçeli karar açıklandığında en güzel irdelemeyi yapacağınızdan eminim.


Saygılarımla,

sn. karahan,

Haklısınız. DTP'nin mecliste temsil edilebilirliği önemliydi. Ancak ne yazık ki, DTP bağımsız bir siyasal örgütlenme olarak varlığını sürdüremedi. Terör örgütünün siyasi kanadı olmaktan öteye geçemedi. Eylemleri, terör örgütünün eylemleri halini aldı. Söylemleri, tamamen örgüt tarafından hazırlandı ve DTP daha farklı olsaydı bir "çözüm" olabilecekken, bu durumuyla "çözümsüzlük" aktörü olabildi. Belki ardılı olacak parti de bu durum tespit edilir ve meşru politik zeminde çalışmalar yaparlar. Ama ben o noktada şüpheliyim. Çünkü Dep-Özdep-Hadep-Dehap-Dtp çizgisinde bir kaç kez örgütün bu maşa politikasına karşı çıkılmış idi ancak karşı çıkanlar örgüt emriyle depolitize edildiler ve o cenahta "hain" damgasını bile yediler. Bu şüphemin birinci sebebi. İkinci sebebi ise şu. "açık ve net söylüyorum. PKKnin silahlı mücadelesi Kürt halkına zarar veriyor" diyen bir Ahmet Türk vardı. O cenah için bunu söylemek son derece zor ve tehlikeli bir iştir kabul edersiniz ki. Şimdi Ahmet Türk'te yok. Her ne kadar DTP'liler "o bizim her zaman başkanımızdır" deseler de... Partinin kapatılmasını anladım. Çok yerinde ve doğru bir karar, hukuken kimse bir şey diyemez. (AİHM ne der bilemem. Gerekçeli kararı daha göremedik. Anayasa MAhkemesi KArarları gerekçeli olmak zorunda, ama biz de karar ilan ediliyor gerekçelı karar aylar sonra yazılıp Resmi Gazete'de yayınlanıyor. Gerekçeli kararı gördükten sonra AİHM'nin ne diyeceği konusunda bir bilgi sahibi olabiliriz) Ama siyasi yasaklanma noktasında niçin güvercinleri oyunun dışına atıyoruz ve sadece şahinleri ortada bırakıyoruz diye sorası geliyor insanın. Güvercinsiz bir BDP (Bariş ve Demokrasi Partisi, DTPnin kapatılma ihtimaline karşı 2008 yılında kuruldu ve hatta yerel seçimlere de girdi. Türkiye genelinde teşkilatlanmasını tamamladı.) ile nasıl olacak onu da yaşayıp göreceğiz herhalde.

Saygılarımla.  
« Son Düzenleme: Aralık 13, 2009, 09:30:34 ös Gönderen: dogudan »


Aralık 15, 2009, 02:46:51 ös
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Batasuna'nın kapatılma sürecinde görev alan hukukçuya , ülkemizdeki DTP kapatılma kararı sonrası , görüş vermesi ve varsa paralellikleri anlatması için canlı yayına çıkması teklif edildi. Hangi kanalda izlediğimi anımsayamıyorum ama bu hukukçuyu (bizdeki başsavcılık makamına denk geliyor imiş) Fransa'da bulup yayına bağladılar .

Kendisine DTP'nin de Batasuna'ya da atıf yapılarak kapatıldığı ifade edildi , bunun demokrasiyi ve halk iradesi ile oluşmuş süreçlere zarar verip vermediği konusunda görüşü sorulunca konuya şu açıdan yaklaştı : "11 Eylül'den sonra ABD ve AB eski özgürlükçü söylem ve yaklaşımlarını terk ettiler , artık AB veya ABD herhangi bir hukuki ve/ siyasi konuda güvenlik ve demokrasi veya güvenlik ve özgürlük gibi bir ikilemde kaldıklarında artık konuyu hep "dar" yorumluyor ve "güvenlik" ten yana tercihte bulunuyorlar." şeklinde görüş verdi. Bu da bu süreçlerde ilgiye değer bir saptama diye düşünüyorum. 
Quality has no fear of time ..


Aralık 15, 2009, 04:36:34 ös
Yanıtla #19
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

 
Bu konuya bilinçli olarak müdahil olmak,ciddi bir sorumluluk üstlenmek anlamına gelir.Bunun için öncelikle bölgenin duyarlı olduğu, hassasiyet içeren konulara bizzat vakıf olmak icap eder.

Dtp nin aslında düşünüldüğünün aksine,bölgede kaydıdeğer bir ağırlığı falan da yoktur.Tıpkı AKP nin türkiye coğrafyasında olmadığı gibi...

İnsanımız, umarsızlığın verdiği kötümserlik önyargısıyla ellerine düştüğü siyaetçilerin dayatmasına yanıt verme gayreti içerisinde,üstlendiği suskunluğn siyasi bir tepki olarak algılanmasından,hiçte sanıldığı gibi tatminkar değildir.

Entellektüel birikimi olduğu varsayılan kitlelerin,toplumun bu yönünü iyice irdelemesi gerektiğini savunmak durumundayım;zira bizzahati mevcut duruma şahidim.

Bugün,devlet varlığını bölgede samimiyetle hissettirebilirse"zulumden uzak kalma şartıyla"ortada ne pkk sı kalır,ne de dtp si...Defalarca tecrübe edilmiştir.Herdaim de aynı tecrübeye açıktır.

Apo,Ahmet Türk,Aysel Tuğluk,vs.vs.vs.vs.söylemleri ciddiyet vasıfları taşıyan bir tane örnek var mı içlerinde...?Apo nun kitaplarını okuyanınız oldu mu hiç...?

Ben okudum.Tavsiye ederim okuyun;okuyun da görün kimlerin kemikleri sızlıyor...

Herbirimizin vicdanının rahat edebilmesi için,oluşturulması gereken konjektürün detaylarında görüş birliği içerisinde olmamız öngörülüyorsa,öncelikle,bu,neyüdüğü belirsiz kimliklerin söylemlerini,suratlarına ağızlarından çıktığı hızla çarpmamız gerekmektedir.

Bundan gayrı bir çözüm yoktur.Varsa da, adı basbayağı bölünme misyonu taşıyacaktır...


Saygılarımla
« Son Düzenleme: Aralık 15, 2009, 04:41:12 ös Gönderen: ceycet »
Ben"O"yum,"O"ben değil...