Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: KIZILDERİLİLERİN DRAMI - 1  (Okunma sayısı 3026 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 21, 2010, 05:05:37 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





Geçenlerde Sayın Mozart Amerika’daki Kızılderililer üzerine bir yazı aktarmış ve ben de ona içtenlikle katıldığımı, ancak bu işin böyle kısacık olmayıp çok daha ayrıntılı incelenmesi gerektiğini belirtmiştim. Forumun bu bölümü kapsamında yazmayı öngördüğüm başka şeyler vardı; onun için bu konuyu biraz erteledim ama unutmadım. Forumun bu bölümünde anlatmayı düşündüğüm başka şeyler de var ama bu kez de onları erteleyip bir süre için bu konu üzerine eğilmeyi öngörüyorum. Çünkü bu sorunu çok önemsiyorum. Bir kerede çok uzun yazamadığım için bunun kaç fasıl süreceğini şimdiden bilemiyorum; hele başlayalım da…




Yarım silindir biçiminde, bir çadır beziyle örtülü, içi kadın ve çocuklar ile birlikte birtakım eşya ve malzeme dolu, kişimi tek kimisi çift atla çekilen arabalar, birbiri ardınca iki yanı yüksek tepelerle çevrili bir vadide ilerliyor...

Birden tepelerin üstünde yüzleri boyalı, ellerinde ok ile yay ya da mızraklarıyla, çıplak atlara binmiş vahşi yerliler beliriyor. Çığlık çığlığa konvoya doğru at sürmeye başlıyorlar.

Konvoy lideri hemen emirler yağdırıyor; arabaları çember biçiminde düzenlemeye girişiyorlar. Bu işi çok kısa bir süre içinde bitiriyorlar çünkü alışmışlar artık böyle yapmaya.

Çok geçmeden ne olduğu anlaşılamayan savaş çığlıkları atan Kızılderililer konvoyun üzerine ok yağdırmaya başlıyor. Konvoyun erkekleri, tek atılımlık tüfekleriyle karşılık veriyor. Vahşi Kızılderililerden kimisini at üstünde yere indirmeyi başarıyor. Ancak bu arada omzuna ya da kafasına ok yiyenler de olmuyor değil.

Korkunç bir hengâme…

Kızıl derililerin sayısı konvoydakilerden çok fazla; üstelik çok da çevikler. Nitekim kayıplarının da çok olmasına karşın, konvoyu darmadağın erip ele geçirmeyi başarıyorlar.

Vahşi Kızılderililerden biri, baltasıyla öldürdüğü “masum” beyaz adamın kafa derisini yüzmeye çalışırken, birden “kahraman” süvarilerin boru sesi duyuluyor. Kızılderililer panik içinde, kimisi yayan kimisi at üstünde kimisi ata ikili binmiş olarak tepelerine doğru kaçışırken salonda bir alkış tufanıdır kopuyor.

Yıllarca Hollywood yapımı Kızılderili filmlerinde bu tür sahneleri izledik. Yeri geldi, o kadar heyecanlandık ki biz de salondakilerin alkışına katıldık.

Bu bağlamdaki gerçekleri öğrenmemiz için aradan uzun yıllar geçmesi ve iyice bilgilenmemiz gerekiyordu. Masum beyaz adam ne yapmaya gitmişti oraya, o vahşilerin arasına ve masum beyaz adamlara neden saldırıyordu bu Kızılderili vahşiler, kafa derisi yüzücüleri?

Amerikalılar bizim bu sorularımızın doğru yanıtlarını ellerlinden geldiğince bizden gizliyordu. Soluk yüzlü beyaz adamı da vahşi Kızılderilileri de bize kendilerinin işine geldiği gibi tanıtıyordu ve biz de tüm bunların gerçekten de öyle olduğunu sanıyorduk.

İnsanın kendisine belletilen, beynini yıkayan birtakım yanlış bilgilerden ve buna bağlı olarak oluşan ön yargılardan kurtulması öyle pek kolay olmuyor.

Ancak bu sorunun yanıtını burada birkaç tümce ile vermek de olanaklı değil… Bunun için, şu Hollywood filmlerine tema olan türden olaylara gelmeden, bu işin daha önceki tarihçesinden başlamamız gerekiyor. Öyle ki, neyin ne olduğunu ve niçin öyle olduğunu anlayalım ve o kadarla da kalmayarak sonrasını da ibretle görelim.







Bu yazı dizisine yaptığım bu girişten sonra, izleyecek olan yazımda önce Kuzey Amerika’daki Kızılderililerdin tarihsel kökeni konusuna değinecek, sonra da bilmemiz gereken, en azından bilmemizde yararlı olan fakat Amerikalıların anlatmaktan ve bilinmesinden olasıya kaçındığı hatta ellerinden geldiğince saptırmaya çalıştıkları tarihsel gerçekleri özetlemeye girişeceğim.

Bu arada forum alanında kaynakça gösterilmesine pek meraklı olanlar var; biliyorum. Bu kez belirtecek ve şunu önereceğim: Madem kaynakça soruyorsunuz; o zaman ayrıntılı inceleme yapmak istiyorsunuz demektir. Şu halde, içinde bu konudan başka daha çok şey bulacağınız ve olasıdır ki bilmediğiniz  birçok şeyi  öğreaebileceğiniz şu değerli kaynak kitabı okuyun:

Yalçın Kaya, “Batı’nın İki Yüzü” – 4. Kitap, Pentagram Yayıncılık, 2009





ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
4680 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 22, 2010, 05:38:56 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3519 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 23, 2010, 11:12:24 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3023 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 24, 2010, 11:38:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
29308 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2010, 08:16:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2373 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2010, 06:02:21 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3536 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2010, 11:29:53 öö
Gönderen: ceycet
1 Yanıt
3932 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 31, 2010, 03:37:38 ös
Gönderen: alcyone