Sn.Mmt
Kur'an'ın tercümesi yapılamaz; ama mealinin yapılabilmesi için de o kadar çok açıklama gerekir ki ilk anda okuyanların kafası çok karışır... Yine de yapılması gereken budur.
Aşağıdaki yazılara bir nebze daha açıklama getirmek gerekirse, her şeyden önce Arapça'nın İbranice gibi Semitik (Sami) dillerinden olduğunu belirtmek gerekir. Bu dillerde sözlükler bizdeki gibi A,B,C gibi harflerle başlayan sözcük sıralamalarından oluşmaz. Genelde üç harften oluşan kökler vardır. Tüm civar kelimeler bu üç harfli kökten türerler. Demek ki Arapça ve İbranicenin sözcüğü, harf sıralamasından değil de kök sıralaması ve bu sıralamanın içerisinde yer alan alt gruplardan oluşur. Buna en anlaşılır örnek K,T,B sözcüklerinden oluşan köktür. Çünkü bu kökten çok fazla kelime dilimizde halen dahi kullanılmaktadır. İsterseniz bu sözcüklerin bir kısmına göz atalım:
Kitap
Kitabe
Katip
Katibe
Kutubi (Kitaplar)
Mektup
Mektep
vs..
Yukarıda görüleceği üzere K,T,B harfleri arasına konulan sesli harflerle bir çok kelime türetilmiştir. Ama tüm kelimeler birbirleri ile bağlantılıdır. Aynı şekilde en altta gördüğünüz iki kelime M ile başlamasına rağmen K,T,B harflerini içermekte, dolayısıyla diğerleri ile edilgen olarak ilinti kurulmaktadır. Yani " kitabı veya mektubu katip yazar, mektepte okutulur..."
Türkçe'mize en çok yabancı kelime Arapça' dan girmiştir: 6.500!
Dilimizdeki k, m ve t ile başlayan kelimelerin %90'ı arapça kökenlidir!
Diğer bir konu ise bazı kelimelerin bize geçerken anlamlarının bozulmuş olmalarıdır. Örneğin aşağıdaki yazıda bahsedilen "Kafir" kelimesi aslında "dinsiz, zındık" anlamına gelmez. Kelime anlamı "örten" demektir. Şimdi dinsiz ile örten arasındaki bağıntıyı nasıl yaparız diye düşündüğünüzü görür gibi oluyorum
Geçen günlerde Pendik grubunda tartıştığımız gibi anlatmaya çalışayım:
Bildiğiniz gibi pis araplar çölde büyük abdestlerini yaptıkları zaman calabalarını (giydikleri entari) kaldırırlar, kumun üzerine def-i hacet yaparlar sonrada elleri ile çıkarttıkları malzemenin üzerini kumla örterler. İşte kafir diye nitelenen kişi, bu örtme işlemini yapandır. Din de ise kafir, din gerçeğini yalan, yanlış bilgilerle örten ve böylece hakiki dindar kişilerin bu bilgilere ulaşmasını engelleyendir. Yani takiyye yapan kafirin en alasıdır. Son cümlemi anlayan anlamıştır. Hatta bu son gruba kafirler anlamına gelen tam arapçası ile "küffar veya kafirun" denir.
Öze dönüşün belkide önündeki en büyük engel ruhumuza işleyen arap kültür emperyalizmidir.
Umarım yazı dizinize farklı bir perspektif verebilmişmdir.