Masonlar, bir loca toplantısına katırken önlük takmanın yanı sıra beyaz eldiven giymek zorundadır.
Masonluktaki bu eldiven giyme olayı, kimilerince eski inşaatçı masonlardan kalma denilse de, açıkça ve hiç kuşkusuz tarihteki Avrupa aristokrasisinden alınmadır. Günümüzde ise simgesel bir uygulama olarak değerlendirilmektedir ve bu nedenle de tarihsel kökeni pek önemli değildir. Önemli olan, üstad-ı muhteremin izni olmadıkça mabette eldivenlerin çıkarılamayacağıdır.
Bunu söyleyince, doğal olarak ve dolaylı bir biçimde şu ortaya çıkıyor: Demek ki bir locada üstad-ı muhterem, toplantıyla katılmakta olan masonların eldivenlerini çıkarmalarına izin verebilir.
Eldiven, sıkıcı bir kuşanım öğesidir. Uzun süre her iki elde eldiven ile oturmak insanı rahatsız eder. Görevliler, toplantıda çalışma yönteminin gereklerini yerine getirirken, bu işlerini eldivenle yapmakta güçlük çeker. Ancak bunların çaresi yoktur. Bu nedenle masonlar buna alışmıştır.
Buna karşın, üstad-ı muhterem eldivenlerin çıkarılmasına ne zaman izin verir?... İki durumda: Birisi kısa bir süre için; eldivenin, yapılacak olan ritüelik işlemi çok zorlaştırması halinde, o işlemi yürütmekte olanlar için. Öteki daha uzunca bir süreyle; locada uzun bir konuşma yapılacak, bir sunu verilecek olursa.
Şu da bilinmektedir: Kimi masonlar, eldiven giymemek için birtakım gerekçeler ileri sürer. Bunların en sık görüleni, eldivenin ellerini rahatsız ettiği, alerji yaptığıdır. Günümüzde çoğu sentetik kumaştan yapılan eldivenlerin gerçekten de kimilerinin ellerinde böyle bir etkisi olabilir. Fakat bunun da çaresi vardır: Saf pamuktan yapılma ya da bu amaçla özel olarak imal edilmiş çok ince deri eldiven kullanılabilir.
Bazı uygulamalarda, ikinci dereceye geçecek ve üçüncü dereceye yükselecek olan adaylar, tören sırasında eldiven giymez. Bazı uygulamalarda yöntemine uygun olarak ant içme sırasında eldivenlerini çıkarılması öngörülür. Ayrıca bazı uygulamalarda locada “kardeşlik zinciri” kurulduğunda eldivenler çıkarılır.
Ben elbette her konunun bir de tersinden olumsuz yönünden bakıyorum ve şöyle bir soru üretiyorum: «Bir mason loca oturumuna eldivensiz olarak gelirse ne olur, ne yapılır?»
Bu soruyu nasıl anlamalı?... «Eldivene ne gerek var?… Giyilmezse olmaz mı?» anlamına mı çekilmeli; yoksa «Bir mason loca toplantısına gelirken eldivenlerini unutmuşsa ne yapılır?» tarzında mı almalı?
Gelin, her ikisini birden düşünelim.
Kimi masonlar, eldiven giymenin sıkıntı vermekten başka bir işe yaramayan, çağ dışı kalmış bir geleneksel uygulama olduğu görüşündedir. Göreli bir bakış açısından bu görüşün bir doğruluğu, haklılığı olabilir. Fakat bu gerekçe eldiven giymemeye neden olamaz. O zaman aynı şeyi önlük takmak için de söylemek gerekebilir. Masonluğun gereksiz olan ve çağ dışı kalan eski geleneklerinden birçoğu zamanla terk edilmektedir. Bunların yerini çağdaş gelenekler almaktadır. Eldiven kullanılması da gerçekten çağ dışı bir gelenek ise, elbette günün birinde terk edilir. Hiçbir masonun, bireysel görüşü uyarınca benimsemediği için bir geleneğe ve bir ritüelik uygulamaya kendince karşı çıkma, protesto etme hakkı yoktur. Bu hakkın olmayışının “özgürlük” ile çeliştiğini söylemek ise demagoji yapmak olur. Masonlukta düzen ve disiplin, tutum ve davranışlardaki özgürlüklere oranla önceliklidir.
Kaldı ki gerek önlüğün gerekse eldivenin Masonlukta çok önemli, çok değerli bir simgesel anlamı vardır. Bunların birer kuşanım olarak kullanılmasının terk edilmesi, sanırım ancak simgesel anlamlarının geçerliliğini yitirmesi durumunda olanaklıdır.
Öte yandan bir mason, loca toplantısına katılmaya giderken eldivenlerini yanına almayı unutmuş olabilir. Böyle bir durumda, lokalde yeni bir çift eldiven alabileceği gibi, isterse ödünç bir çift eldiven de bulabilir. Bunu yapmaz da âdeta «Boşver! oldu bir kere.» diye düşünerek toplantıya eldivensiz katılmaya girişirse, bu tutum ve davranışı locaya ve diğer masonlara karşı saygısızlık ile özdeştir. Hiçbir masondan da böyle bir şey yapması beklenmez.
Locanın toplantısına “uygunsuz bir giyimle katılmak” ile “eldiven giymeksizin katılmak” arasında pek bir fark yoktur. Locanın görevlilerinden dış koruyucu (gözcü) eldivenleri olmayanların mabede girmesine engel olabilir. Diyelim ki o atladı, (atlamaması gerekir aslında ya) üstad-ı muhterem bunu fark ettiğinde o masonu mabetten çıkarabilir. Bu elbette çok hoşnutsuz bir durum olur. Bu nedenden ötürü de hiçbir mason böyle bir durumun doğmasına yol açmak istemez.
Kurallar, yöntemler, gelenekler… Dışarıdan bakıldığında bunlar çok ve sıkıcı, insanı zora sokucu gibi geliyor. Ancak ben masonların hiç de öyle bir görüşte olduklarını sanmıyorum.