Masonların üzerinde çok durdukları bir nokta: Akıl… Bakalım bu konuyu irdelerken aklı nasıl kullanmışlar!
Delaili akliye ve mantıkiye
Akıl ve mantık mukaddematı umumiyede zikrolunduğu üzere bilâ tereddüt kadınların da Mason Nuru Ziyasından müstefit olmaları hak ve lüzumunu tasdik eder. Nuru Ziya remzi ile ifade edilen hakikati gaiye vâsıl ve saliklerince elbette mukaddes ve ulvî bir şeydir. Mukaddes ve ulvî bildiğimiz, beşeriyet ve fert için hadii necat adettiğimiz bir hakikati ehil ve müstahaktan deriğ etmek kimsenin elinden gelemez.
Acaba kadınlık bu ehliyet ve istihkakı refeden bir sebep addolunabilir mi ?
Masonluğun saliklerinden istediği evsafı umumiye hüsnü niyet, samimiyet, zekâ ve istidat, sayü amel, namus ve haysiyet, ketmi esrar, hissi fedakâri olduğuna göre kadınlık fertleri itibarile değil cinsiyet itibarile bu evsaftan ari midir?
Kadîm zamanlarda kadının kuvvai maddiye ve maneviyece erkekten ayrı ve onun dununda telâkki edildiği devirler vardı; fakat asrımızda tecrübe ve mantık bu evhamı bihakkın izale eylemiştir. Erkekler arasında olduğu gibi kadınlar arasında da sui niyet sahibi budala, tembel namussuz, boşboğaz, korkak ve alçak fertler bulunabilir. Mason Mahfilinin kapıları bütün erkeklere küşade olmadığı gibi bütün kadınlara da elbette açılmaz; fakat Mason olabilecek evsafı haiz dünyada bir tek kadın olduğu farzolunsa bile o tek kadının hakkı namına akıl ve mantık ile yine mabedimizin kapısını ona açmağı ve diğer o evsaftan mahrum kadınlara kapamağı icap ederdi. Nasıl ki ricalden olan talipler dahi tahkikatı ciddiyeden sonra ârâya müracaat suretile kabul olunuyor ve o evsafı kâfi görülmiyenler reddedilivorsa, kadınlara da bittabi aynı muamele icra olunacaktır.
Kaldı ki hüsnü niyet, merhamet, şefkat, hasenatperverlik, fıkaraya muavenet gibi mesailde kadınların hatta çok defa erkeklere bile tefevvuku meşhudat ve bedihivat cümlesindendir. Zekâ ve istidat, sai ve amel, namus ve haysiyet mesailinde dahi kadınla erkek arasında mühim ve bariz bir fark iddiası mesbuk ve mutasavver değildir Ezhanı en ziyade tahriş eden nokta kadınların ketumiyet ve fedakârlığına itimat olunup olunmıyacağı meselesidir.
Komisyon, kendi aklı kasirince, bu noktada dahi meseleyi erkeklik ve kadınlık haricinde bir fert meselesi olarak telâkki eylemektedir. Tarih ketmi esrar eden, bu uğurda fedakârane can veren, bir maksat uğrunda cansiparane ölüme atılan birçok erkek kahramanlar yanında birçok kadın kahramanlar da kaydetmiştir. Tecrübe ve müşahede dahi erkekte ve kadında ketumiyet ve fedakâri hassasının vücut ve fikdannıa şehadet eylemektedir.
Binaenaleyh komisyon kadınlık vasfının sureti mutlakada bir ferdi kabul veya ret için hiçbir sebep addolunamıyacağı kanaatini sureti ciddiyede kabul eylemektedir. Mason olmak için talip olmak, mevanii kanuniyeden azade olmak, tahkikatı ciddiye lehinde zuhur etmek, ârâyı hafiyede ihrazı muvaffakiyet etmek, nihayet tecrübe ve imtihanlarda muvaffak olmak lâzımdır. Bunları yapabilen kadın da bunları yapabilen erkek gibi Mason sınıfı uhuvvetine lâyık bir Hemşiredir.
Akıl yürütme ve mantık yoluyla böyle bir sonuca varılmış. Ancak bu sonuç önceki bölümde pek üzerinde durulmamış olan kaygıyı gideremiyor.
Sonraki bölümde konuya sosyal açıdan bakılışını göreceğiz.