Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluk dogmalara karşı mıdır?  (Okunma sayısı 8507 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 24, 2010, 04:11:56 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bu soruyu 2007 yılının Nisan ayında Sayın Shemuel ortaya atmış ve üzerinde hayli tartışma da yapılmış.

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=637.0

Sayın Shemuel “dogma” kavramının çok güzel bir tanımını vermiş. O nedenle yinelemeyeceğim. Lütfen linke bakınız.

Ancak sorunun soruluş tarzına takıldım. Bana sanki “Masonlar dogmalara karşı mıdır?” diye sorulsaydı daha iyi olurdu gibi geliyor. Böyle sorulunca Masonluk âdeta kişileştirilmiş oluyor.

Geçelim.




Linkteki tartışmaları okuduysanız görmüşüsünüzdür. Masonluğun da dinsel dogmalar dışında kendi özgü dogmaları olduğu söyleniyor.

Bu deyişte elbette çoğu zaman olduğu gibi bir Evrensel Masonluktan değil, Masonluğun sadece bir kanadından söz ediliyor. O kanat diğerlerinden daha iri ve daha güçlü olabilir; tıpkı bir yelkenlinin yelkenleri gibi; ama hepsi, tümü değildir.

Türkiye’deki masonik yazının biraz eskilerini şöyle bir gözden geçirecek olursak, özgürlükçü kanatta yer alanların bir ara diğerlerine “dogmatik” dediklerini, berikilerin ise buna şiddetle karşı çıktığını, kendilerinin geleneksellikten yana olduğunu, hiçbir dogmaları bulunmadığını, dogmalara karşı oldukları gibi bir savunmaya geçtiklerini görürüz.  Elbette… Çünkü dogmalara bağlanmanın zor kaçınılır sonuçlarından biri bağnazlığa düşmektir ve dünya yüzünde bağnazlığa karşı koymayan hiçbir mason kuruluşu yoktur.

Kimi zaman Masonluktaki kurallardan, örgütlenme sisteminden, yöntemlerden, geleneklerden söz edildiği olur. Bunların değişmez ve değiştirilemez olduğu da ileri sürülür. Bu nedenle bunlar dogma olarak da nitelenebilmektedir ama bence hayır. Kural, sistem, yöntem ve gelenekler dogma olmaz.  İster istemez Sayın Shemuel’in tanımını yinelemek gerekiyor: Dogma, her türlü eleştirinin üstünde tutulan, doğruluğu tartışmasız kabul edilen, kesin ve değişmez sayılan görüş ya da düşünce.

Aradaki ayrıntıları bırakalım… Dogma bir görüş ya da düşüncedir. Zihinde oluşur. Kural, sistem, yöntem ve geleneklerden dogma olmaz.

Ancak az önce dediğim gibi o büyük mason topluluğu dogmatik yani bir ya da daha çok dogmaya bağlanmış olmakla suçlanmıştı. Nitekim özgürlükçü tutum ve eğilimi olan, ritüellerinde hiçbir dogmaya yer vermeyen mason kuruluşlarından kimileri de günümüzde kendilerini “adogmatik” olarak nitelendiriyor. Bu terimin Türk Masonluğunda kullanıldığını hiç görmedim.

Eğer yöntemler, kurallar, gelenekler benim dediğimce birer dogma olarak nitelendirilemezse geriye ne kalıyor Masonlukta dogma olabilecek?

Şöyle görüş ve düşüncelerden söz edebilir miyiz acaba:

“Evreni yaratmış, yöneten, her şeye egemen olan, tüm insanların yapıp etmelerini gözleyen, onları bu yapıp etmelerinden ötürü ödüllendirecek ya da cezalandıracak bir yüce güç, yaradan, ulu ve üstün varlık vardır.”

“İnsanlar bedenli varlıklardır. Beden ölümlüdür ama taşıdıkları ruh ölümsüzdür. Sonsuza kadar ölümsüz olarak kalacaktır.”

“Evrenin ulu yaradanı, tüm insanların babasıdır. Bu nedenle tüm insanlar kardeştir. Bu nedenle masonlar da birbirlerinin kardeşidir.”

Daha sayayım mı, yoksa bu kadarı yeter mi?

“Eh, ne olmuş yani? Bunlarda ne var. Zaten öyle değil mi?” denilebilir.

Deniliyor da…

Ancak bazı mason kuruluşları var ki, onlar bu ve buna benzer dogmaları yadsımıyor. Dogma bir bilgi değil, bir inanç ürünüdür. İnsanların bağlandıkları bu ürün, farklı inançlarda insanlar arasında çelişkiler oluşturabilir. Üzerinde çok durulursa ayrılıklara neden olabilir. Oysa Masonluğun amaçlarına bakılacak olursa birleştiricilik, uzlaştırıcılık, bütünleştiricilik ilkeleri görülmektedir; hani “tüm insanların ve tüm toplumların barış ve mutluluk içinde yaşayacağı bir ülkü mabedi” deyişinde belirtilmekte olduğu üzere.

Bunun için de dogmalara gerek yok.

Ancak kimileri bu benzeri dogmaları benimsemekte olabilir. Olsunlar. Bunun zararı yok. Hatta yararı olabilir.

Zarar, bu dogmaları başkalarına da dayatmaları durumunda doğuyor. Hele bu dayatmanın arkasına destek olarak bir de toplumsal kitle, politik güç, ekonomik baskı yerleşirse…


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 05, 2011, 07:33:08 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 187
  • Cinsiyet: Bay

Dogmatik bilgiye her zaman karşı duruşumu sergiledim.

Ancak bu karşı olmayı ben dogmanın yanlışlığı üzerine kurmadım.

Doğru bir dogmada olabilir yanlış bir dogmada. Bunu ne kadar tartabilirsiniz;orası tartışmaya açık.Belki doğruluğuna kesin olarak inandığınız başka dogmalarla.

Ancak nefret ettiğim bir şey var : bilimsel gerçeklerin dogmalaştırılması.Açıklanabilecek olayların deneysel olarak kabul edip kestirip atılması. Bu durumunda konuyla yakın alakası yok.

Şiddetle kaçındığım durum ise dogmaları kökten reddetmek.Gerek din konusunda gerek diğer bilgi türlerinde.

Kendi görüşümü belirmek istedim. Diğer yandan farklı inançlara sahip insan topluluklarının bir arada bulanabilmesi hoşgörü ve karşılıklı sevgi bütünlüğünde oluşur.Bu mümkündür benim düşünceme göre.Eğer masonluğun temeli gerçekten buysa ve felsefesi dogmaları yıkar bir vaziyette değilse gerçekten yararlı bir birliktelik.

Masonluk nasıl ki insanları bir arada tutmaya çalışıyorsa tüm fikirleri bir arada tutup kişiyi vicdanıyla başbaşa bırakması gerekliliğide masonluğun içinde olması gereken bir amaç değilmidir ? Belkide böyle bilmiyorum.

Saygılarımla


Ekim 08, 2011, 04:55:23 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Sayın ışığınesiri bu eskimiş konuyu yakalamış. Ne güzel! Önemli bir konu…

“Dogmatik bilgiye her zaman karşı duruşumu sergiledim.” diye başlamış sözüne.

Ben bu söze şapkamı çıkarırım ama onun dikkatli olması gerek; kendini ışığın tutsağı olarak adlandırdığı için.

Adlandırmak nitelendirmek değildir. Çıkış yolu var.

Devam etmiş Sayın ışığınesiri… Ben de şapkamı çıkarıp duruyorum.

Konu nefret sözcüğüne gelince duraksadım biraz. Hoşlanmadığını hatta çok kızdığını söyleseydi dert etmeyecektim. Nefret deyince bir çelişki oluyor gibi sanki. Kişinin kendi dogması.

Arkasından şapkam havada: Bilimsel gerçeklerin dogmalaştırılmasına ben de dayanamam.

Dogmalaştırılırsa bilimsel gerçek olmaz aslında. Öyle dense bile değildir. bilimsel gerçek görelidir. Farklı koşullar altında değişebilirliği vardır. Tamamlanmamış bir süreçtir üstelik.

Anlayamadığım tümce şu: “Açıklanabilecek olayların deneysel olarak kabul edip kestirip atılması.” Buradaü ampirizmden mi söz etmek istemiş. Neyse, pek de önemli değil sanırım.

Sayın ışığınesiri dogmaları kökten reddetmeye de şiddetle karşı; gerek din konusunda gerek diğer bilgi türlerinde.

Ben buna pek katılamam. Bir ön yargı ya da peşin kabul ile reddetmeye karşı çıkarım elbette. Fakat hangi dogma var bilimsel yönteme gelen, akıl ve bilgelik ile açıklanabilen?

Var mı?... Varsa tamam. Katıldım.

Son tümcesine geliyoruz sayın ışığınesinri’nin:

“Masonluk nasıl insanları bir arada tutmaya çalışıyorsa, tüm fikirleri bir arada tutup kişiyi vicdanıyla baş başa bırakması gerekliliği de Masonlukta olması gereken bir amaç değil midir ?”

Bence öyledir de kimi masonlar katılmayabilir bu görüşe. Belki birtakım ön kuralları zorunlu görürler.

O da onların bileceği iş… Masonluğun farklı tanımından ileri geliyor.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 08, 2011, 06:09:45 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 187
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM övgüleriniz için teşekkür ederim.Olumlu yada olumsuz eleştirel yada bilgi mahiyetli hiç farketmez mesajlarıma yanıt verme hoşgörüsünü göstermiş olduğunuz için teşekkür ediyorum.

İsmim biraz kulak tırmalayıcı bunu biliyorum.Aklın ve gerçeğin ışığından farklı bir yol göstericinin karanlıklar doğurması sebebiyle ışığın yol göstericiliğinden ayrınılmaması gerektiğini belirttiğim küçük bir isim.Bu durum yeri geldiğinde nedenselliğide ışığın kendisinide sorgulayabilen ve yargılayabilen bir ışık ve bu düşünce durumunun esirliği. Denizde yüzeyine ağacından düşmüş bir dal her ne kadar tüm akıntılara,dalgalara ve rüzgarın getirdiklerine ve götüreceği yerlere açık,özgür ve mutlu isede güneşin esirliğinde gelen ışığın sebep olduğu hayat daha kutsal değilmidir?

Saygılarımla


Nisan 28, 2014, 02:34:37 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 56
  • Cinsiyet: Bay

"Dogma bir bilgi değil, bir inanç ürünüdür." bu şekilde ifade etmişsiniz. Evet "İnanç" bir üründür ancak bu ürünün oluşması için bir de bilgi gereklidir. Bilgiye güvenirse insan inanır. "Dogma" bence bu bilginin elde edilişi ile ilgilidir.

Dogma denilince akla en çabuk "din, yaratıcıya inanış" gelebilir. En kolay soru da "Hür ve Kabul Edilmiş Masonluğun hem kişinin kendinden üstün bir yaratıcıya inanmasını hem de aynı zamanda her türlü dogmaya karşı çıkması gerekliliğini koşul olarak sunması çelişki değil midir?" sorusu olabilir.

İnanmak için güvenmek gerekir. Güvenilecek olan şey bilgidir. Güvenilir olup olmadığına ise bilginin elde edilişine bakarak karar veririz. Dogma bu bilginin elde ediliş şekliyle alakalıdır.

Dünyanın elips olduğuna inanıyorum çünkü bu konu hakkında edindiğim bilgilere ve bu bilgilerin elde ediliş şekline güveniyorum.
Yaradana inanmak ise kişinin kendi elde ettiği yaradan hakkındaki bilgilere güvenip güvenmemesi ile ilgilidir.
benim yaradan hakkında ki bilgim çocukken ebeveynlerimden aldığım kadardı. onlara güveniyordum, onların bilgiyi elde edişine güveniyordum. Büyüdüm, yaşam hakkında bilgi edindim, ailemin bilgiyi elde ediş şeklinin dogmatik olduğunu gördüm, kendim bilgi edinmeye başladım, zihnimi inşa etmeye devam ettim. Değişen bilgilerimle zihnimdeki yaradan da değişti, muhtemeldir de değişecektir. Örneğin şuan yüzde 1 ini görebiliyorum varlığına inanıyor, yüzde doksan dokuzuna da erişmek için arıyorum bilgiyi. Annem öyle dediği için bu bilgiyi kabul etmem dogma olurdu, "yaradan dediğimin tamamı sadece şudur" demem dogma olurdu

ya da böyle bir şey yok! yaradan yok! deyip aramayı bırakmam dogma olurdu, parçası olduğum yaşamın tamamı tekamül ederken benim durmam dogma olurdu.

Sonuç olarak benin bildiğim kadarı ile tekamülün sonsuz kabul edildiği masonluk, her türlü bilginin elde edilişindeki yolun dogmatik oluşuna karşı çıkar.

saygılarımla...

« Son Düzenleme: Nisan 28, 2014, 09:55:22 öö Gönderen: ADAM »
deus meum que jus


Nisan 28, 2014, 11:25:51 öö
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şöyle bir deyiş: “İnanç bir üründür ancak bu ürünün oluşması için bir de bilgi gereklidir.”

Hayır! İnanç, birisinin bir diğerine “Bu böyledir. Bunun böyle olduğunu kabul edeceksin.” deyişiyle oluşur. Şayet bu birisi ve bir diğeri, her ikisi birden kişinin doğrudan kendisi ise, bu ürün bir katışıksız inanç olur. Fakat o birisi ve bir diğeri farklı kişilerse yani önceki “inandıran” sonraki “inanan” ortaya çıkan ürün güdümlü bir inançtır. İşte o güdümlü inancın kesin ve mutlak, değişmez ve değiştirilemez olduğu ileri sürülürse, işte o zaman ona dogma denir.

Bilgi ise bilen ve bilinen arasındaki ilişkidir. Burada bileni bilmeye yönlendiren kişi bildiren değildir; öğreten, gösteren, bilgilendiren olabilir. Öyle ki, bu bilgilendiren doğanın kendisi bile olabilir çünkü bilgi edinmenin bir yolu da gözlemdir. Oysa gözlemle inanç elde edilemez. Belki sezgi ile edinilen birikim insanı bir inanca yönelebilir.

Bu irdelemelerle demeye çalıştığım, bilgi ile inancın bir arada barındırılamayacağıdır.

buna karşın bilgi ile dogma bir arada barındırılabilir. O da şöyle: Herhangi bir bilgiyi, -bu bilimsel nitelikli bir bilgi bile olabilir- kesin ve son, tam ve mutlak, değişmez ve değiştirilemez olarak nitelendirebilirsiniz. İşte o zaman bilgiden bir dogma yaratmışsınız demektir. Bilim tarihinde bunun örneklerine çok rastlanmıştır. Bu nedenle de bilimsel gelişme gecikmiştir. Örneğin bir zamanlar atomun bölünemez en küçük madde olduğu ileri sürülmüştür. Bunun değiştirilmezliği de ileri sürülünce bu bir dogma olmuştur. Fakat atom parçalanınca o dogma yıkılmıştır.

Nitekim inanç dünyasında da dogmalar birer ikişer yıkılmakta, kendi çıkarları uğruda insanları inanç boyunduruğu altına alarak bundan yararlananlar, daha yeni dogmalar oluşturmaya devam etmektedirler.

Dogma bilginin elde edilişiyle ilgili değildir; verilmiş güdümlü bilginin sonucudur.

Dogma denilince akla öncelikle dinsel nitelikli yaratıcı kavramıyla bağlantılı inanışlar gelir; bu doğru… Ancak Hür ve Kabul Edilmiş Masonluğun hem kişinin kendinden üstün bir yaratıcıya inanmasını hem de aynı zamanda her türlü dogmaya karşı çıkması gerekliliğini koşul olarak sunması bir çelişki değildir. bu, o tür Masonluğun bir temel kuralıdır. Mason örgütlerinin kuralları ile Masonluğun genelde dogmalara karşı oluşunu birbirine karıştırmamalıyız. Çünkü Masonluğun geleneksel kanadında benimsen öğretim bir tür eklektik inanç temeli üzerine yerleştirilmiştir. Ancak bu temelin dışında kalan dogmalar yadsınır. Liberal Masonluk kanadı bu bakımdan daha rahat ama hiçbiri evrensel masonluğun tümü değil; birbirinden farklı masonluk uygulamaları var.

Gelişimin (tekamülün) sonsuz kabul edildiği masonluk, her türlü bilginin elde edilişindeki yolun dogmatik oluşuna karşı çıkar; bu da doğru ama işte bu gelişimsel nitelikli masonluk için doğru. Geleneksel nitelikli Masonlukta böyle bir benimseyişi görebilmek zordur.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
32 Yanıt
29369 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2011, 08:14:16 ös
Gönderen: Tij
0 Yanıt
4344 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2009, 03:07:32 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
11580 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2014, 05:05:54 öö
Gönderen: ruzber
3 Yanıt
5748 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2011, 10:09:26 ös
Gönderen: Escalation
15 Yanıt
23309 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2012, 03:24:02 öö
Gönderen: Sifir
9 Yanıt
12271 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2011, 04:08:41 öö
Gönderen: ruzber
2 Yanıt
4472 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 04, 2013, 10:55:06 ös
Gönderen: lmia
8 Yanıt
5789 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2015, 01:27:20 öö
Gönderen: Ömercan
53 Yanıt
39890 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2015, 06:07:02 ös
Gönderen: karahan
10 Yanıt
4950 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2015, 09:44:50 ös
Gönderen: Spock