Belki bu biraz da âdeta ikili görüşmelere uzanmış konu üzerinde bana bir şey söylemek düşmezdi. Ancak elbette yazılanlar tüm fonrum üyeleri hatta ziyaretçiler tarafından da izleniyor; o zaman ufak tefek yanlışlıklara da işaret etmek gerekir diye düşündüm.
Sayın master_mason_cleveland güzel noktalara işaret ediyor. Özellikle şu daha önce forumda tartışılmış ve kimilerinin «Olmaz. Olamaz. Öyle bir şey yoktur.» diye itirazda bulundukları "gidip kapıyı çalmak" olanağının en azından ABD'nde bulunduğunu teyit etmiş olmasından ötürü sevindim. Elbette şu iki noktayı da göz ardı etmemek gerek: 1- Bu olanak sadece ABD'ne özgü değil; başka yerlerde de geçerli. Türkiye'de bile söz konusu olabilir. Örnekleri bile var tek tük de olsa. 2- ABD'ndeki toplam sayısı 100'ü geçen büyük locasının binlerce vadilerinin hepsinde bu yöntemin geçerli olduğunu söylemek biraz aşırı iddiacılık olur.
Öte yandan şunu öncelikle benimseyelim mi?... ABD'nde Masonluk öylesine geniş ve yayılmış bir durumda ki, orada yaşamakta oluşuna karşın Sayın master_mason_cleveland ülkenin her bir yerinde olup bitinleri izleyememekte olabilir. Bilmem bunu doğrular mı?
Nitekim son zamanlarda Masonluğun bazı ülkelerde örgütsel olarak çekiciliğini yitirmekte olduğunu biliyoruz. Bu durum kuşkusuz daha küçük ülkelerde kendini belli ediyor. ABD de bu çerçevede yer alıyor ama o kadar çok büyük loca, bunlara bağlı o kadar çok loca ve Masonluk ile doğrudan etkili ilgileri sürmekte olmasa bile o kadar çok kayıtlı mason var ki, bu olguyu orada içeriden de dışarıdan da duyumsamak zor. Ancak bunu araştırmacılar fark ediyor çünkü zaten onların işi bu. Ortaya çıkan olgu şu ki, üye sayısı çok olan birçok loca bile üyelerinin (özellikle de eski üyelerinin) çalışmalarına hemen hiç katılmamakta oluşu nedeniyle sıkıntıya düşüyor. Bu üyelerden birçoğu yaşam boyu ödentisini vermiş ya da otomatik ödemeye bağlamış; onun için de locayla ilişkileri kesilemiyor; masonik deyişle düzensiz ilan edilemiyorlar. Durum böyle olunca yerni üye önermelerinde de büyük bir yetersizlik söz konusu; oysa taze kana gereksinme var. Mason olmak isteyenlerden birçoğu yakınır «Hiç mason tanıdığım yok ya da belki vardır ama ben onların mason olduğunu bilmiyorum.» diye. Her mason da yakasına mason rozeti takmıyor ki... Hele bir de Shriner oldular mı, Masonluğu tümüyle sil bir kalem... Onun için birçok yerde gfeçmiş yıllarda çıkmış gazete ilanları var. Bu belki internete de girmiştir günümüzde ama işin orasını bilmiyorum; görmedim. Fakat bundan 15-20 yıl önceki gazete ilanlarından birkaçını görmüşlüğüm var. Bunun özellikle Chicago'da iken olduğunu sanıyorum; unutmuşum, geçmiş zaman, başka bir yerde iken de olabilir. Elbette İngiltere'de bu olayın boyutu çok daha geniş ve günümüzde de sürmekte. Ancak bu demek değil ki gazete ilanı üzerine gidip başvuran kimse hemen Masonluğa alınıyor. Elbette bundan sonra kimi masonlarla tanıştırılıyor ve olağan Masonluğa giriş işleminde yapılan çalışmalardan çok daha fazlası yapılıyor çünkü bir de o kişi ile ilgili çok ayrıntılı bir tanışma ve ön soruşturma evresi var geçirilmesi gereken. Bu olgunun anlatıtımı Masonluğa karşı yapılmış bir suçlama ya da kötüleme olarak almamak gerek; bu sadece durumun ortaya konuşudur.
Antimasonik etkinliklere gelince... Bunların çağımızda en yaygın olanlarından biri ABD'nde görüldü. John Ankerberg'in kampanyası... Nitekim ben de o kampanya ile bağlantılı izlenimlerimi aylar önce bu foruma aktarmıştım. O kampanya öyle saçmasapan suçlamalardan oluşmamıştı Türkiye'de yapıldığı gibi; çok bilinçliydi. Başkaları da var. İpe sapa gelmeyenleri bile. Örneğin şu "William Morgan" konusu günümüzde bile ikide bir hortlatılır. Ancak elbette Masonluk ABD'nde öylesine geniş bir ağ kurmuş durumda ki, bu gibi etkinliklerin çoğu yerel bir çerçevede kalıyor; örneğin Ohio'daki bir girişim Florida'da duyulmuyor bile.
Bütün binlyarın yanı sıra, Masonluktan yana olanların ABD'ndeki Masonluğa yöneltebileceği çok eleştiri var. Yapıcı, olumlu eleştiriler bunlar. Yeterince yazmış oldouğum için konuyu uzatarak ayrıntılara değinmeyeceğim.
Sevgiler.