Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Fetullah Gülen Kimdir?  (Okunma sayısı 207254 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 23, 2010, 01:02:53 ös
Yanıtla #170

Her şeyden önemlisi Atatürk'e 'beton kemal' diyen, tarikatının önderi(fehullah gülen)'nin konuşmalarında 'Mabede Giden Yolların Kapatıldığı Zaman Dilimi' diyerek bahsettiği Mustafa Kemal ve İnönü yönetimine karşı tavır alması, ders çalıştırma, gezi vb sahte bahanelerle kişilerin kandırılıp dini eğitim verilmesi(beyinlerinin yıkanması), siyasi propagandalar öğütlenmesi ( ki ben kendi gözlerimle bir kitabında komünistlerden sakının yazısı görmüştüm ) ve başsavcılığın hakkında dava açması  bile amacının ne olduğunu belirtmeye yeter de artar diyebiliriz. Beyni yıkanmış müritlerinin , fet(?)hullah gülenin insanların dini duygularını istismar edip, onların üstünden rant sağlamaya çalışan bir insan olduğunu anlayabilmeleri için daha ne gerekli bilmiyorum.
Küçük bir hakikat, büyük bir yalandan iyidir.


Eylül 29, 2010, 02:35:35 ös
Yanıtla #171
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Hukuk profesörü Hüseyin Hatemi ile röportaj;

GÜLEN CEMAATİNDEN AMERİKAN, YAHUDİ LOBİSİNİN BEKLENTİLERİ VARDI

Gülen Cemaati yayınlarıyla ve stratejisiyle o günden bugüne nasıl geldi bugün hatalı bulduğunuz yönü nedir?

Gülen cemaati hata yapmadı daha doğrusu gitgide iyi olma yolundayken başına akıbet geldi. Açık söylemek gerekirse Gülen cemaatinden Amerikan, Yahudi lobisinin beklentileri vardı. İlk vekaleti onları verdi. Ama Fethullah Gülen ve ekibinin hepsi bunu bilinçli olarak kabul etmediler yani onlar da bilmiyorlardı bu vekaletin anlamını. Denize düşen yılana sarılır misali baskı altındalardı. Böyle birden bire Özal vasıtasıyla yani Amerikan elçisi, Yahudi asıllı Abramovich birden Sovyet Rusya çatırdıyor, yakında Sovyetler çökecek, İran’a da Saddam’ı saldırttık ama Saddam beceriksiz çıktı, yakında Saddam da süklüm püklüm İran’dan çekilecek, bu sırada Sovyetler çökerse de İran rejimi bütün Sovyet, Müslüman topluluklarını ele geçirecek, şii olsun Sünni olsun, belki Afganistan bile İran nüfusu altına girecek. Şu halde siz Fethullah Hocaya baskı yapacağınıza, takibat altında bırakacağınıza, tam aksine, İran’la bu sefer Sünni kuşakla sınır çekmek için( Çin Seddi gibi) İran tehlikesini enterne etmek için Fethullah Hoca okulları vasıtasıyla bir nevi emperyalistlerin misyoner gönderip arkasından gitmesi gibi Türk okulları, Türk İslam okulları perdesi altında aynı zamanda İngilizce öğreten, Amerikan misyonerliği de yapan okullar açılsın, Fethullah Hoca da bir Sünni lider olarak o hareketin başında itibar görsün. Ama tabi Fethullah Hoca, kendisine bu şekilde bir vekalet verildiğinin farkında olmadan eh biraz nefes aldık diye desteklendi, genişlendi.

GÜLEN OKULLARININ TÜRK MİLLİ MENFAATİNE HİZMET ETTİĞİ ZOKASINI TÜRKİYE’DE ÇOK KİŞİ YUTTU

Ama bu okullar Amerikan menfaati için kurulmuş okullardı, göstermelik olarak İstiklal Marşı ezberletmekle filanla da onlar da bilinçsiz olarak Türk Milli menfaatlerine hizmet ettiklerini zannederek bir slogan uyduruldu. Türkiye’de de bu zokayı yutan çok oldu. Şey diye:”Adriyatik’ten, Çin Denizine kadar Osmanlıyı tekrar canlandırıyoruz. Türk hakimiyeti!” Halbuki Türk hakimiyetini ne Avrupa ister, ne Amerika ister, ne Yahudiler ister. Bu kadar da saflar. Adriyatik’ten, Çin Denizine kadar diye kükremeye başladılar, her iftar sofrasında kükremeye başladı, takma yeleli aslanlar. Ama arkadan körfez(I.körfez, Amerikan işgali değil de baba Bush harekatı) savaşı şartları doğunca 1991’de, o zaman Amerikan Yahudi lobisi şöyle düşünmeye başladı: Biz Saddam’ı İran’ı mahvetsin, it dişi, domuz derisi diye teşbih ortaya attık ama bir şey beceremedi, şimdi de yavaş yavaş o beceriksizliğini örtmek için Kuveyt’i işgal, genişleme sevdasına düştü. Şu halde biz şu Saddam Frankeştayn’ını icat ettiğimiz gibi imha edelim, ama bundan sonra da Sünnilere tetikte olalım yani Sünniler de tehlike olabilir.

28 ŞUBAT, İRAN- TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ ÖNLEMEK İÇİNDİ

Nitekim sonra Taliban’ın da bir zamanlar Sovyet işgali sırasında Vahabi etkileriyle sözüm ona İslami gurupları destekledikleri sonra Taliban Frankeştayn’ının doğmasına sebep oldukları gibi bu sefer de Saddam’dan da korktular. Saddam örneğinden şuna bir dersini verelim, 10 sene sonra da abluka dan sonra son öldürücü darbeyi vururuz. Bu arada da Fethullah Hoca’ya da eskisi kadar güvenmeyelim, bu da tehlikeli olabilir diye Fethullah Hoca da bir gözetim altına alındı bu harekette, eskisi kadar güven duyulmadı. Bu güvensizlik bir adım daha ilerledi, o da şu: Bosna Hersek Ali İzzet Begoviç hareketini baktılar ki Türkiye’de Fethullah Hoca gurubu da iran gibi destekliyor, demek ki bu da tehlikeli olabilir dediler ve hemen Bosna Hersek İslami hareketini kısırlaştırdılar, enterne ettiler, örümceklerin sinek etrafına hücre örmesi gibi ağlarını ördüler, ondan sonra da büsbütün Fethullah Hoca hareketini incelemeye aldılar.

"FETHULLAH HOCA’NIN FERMANI, 28 ŞUBATÇILAR ELİYLE İMZALANDI"

Bu arada 28 Şubat oldu Türkiye’de de, İran- Türkiye ilişkilerini önlemek için. Ama Fethullah Hoca hareketi, İran’a hiçbir zaman yakınlık belirtmemişti o zamana kadar. Hatta 28 Şubat hareketi dış güçler tarafından İran’a da yapıldığı için bu Fethullah Hoca hareketi de bunu sezerek iyice kendisini güvence altına almak, eski suçlarından, güvensizliklerinden kurtulmak için Amerikan- İsrail odakları, İran aleyhine çok açık ve haksız beyanlarda bulunmaya başladı, İranlılar Müslüman sayılmaz anlamına gelen. Biz İranlılarla ayrı mezhepten değil, aramızda din farkı vardır demeye başladı. Ama bunu neden söyledi? Neredeyse bardak, Fethullah Hoca’nın üçüncü bir güvensizlik doğurucu tutumu ile iyice taşmıştı. Fethullah Hoca da bu bardak taşmasının sonuçlarından kurtulmak için, 1998’de bu beyanda bulundu ama kurtarmaya yetmedi, neydi o bardağı taşıran darbe? Maroviç ile birlikte yani İstanbul’daki Katolik psikopozu Maroviç’in girişimi ile Fethullah Hoca’nın Papa 23.John’ın davetlisi olarak Roma’ya- Vatikan’a gitmesi ve Papa tarafından İzzet-ül İkram ile karşılanması yani bizim siyasetimize yardımcı olsun diye destekleyip ortaya çıkarttığımız bir kişi nasıl olur da, bu kadar bilinçsizlik gösterip, bizim en fazla karşı olduğumuz Vatikan ile samimi, dostluk ilişkilerine girer diye artık zaten Fethullah Hoca’nın fermanı, 28 Şubatçılar eliyle imzalamışken, Fethullah Hoca da bunu sezdi, -Vur abalıya usulü İran’a şimdiye kadar söylemediğim derecede ağır bir yüklenme yapayım da bu tehlikeyi bertaraf edeyim diye Nevval Sevindi’yi çağırdı. Zaman Gazetesi’nde Nevval Sevindi’ye röportaj verdi ve orada dedi ki, İranlılar Müslüman da değildir anlamına gelen:”İranla aramızda mezhep farkı yoktur din farkı vardır.” Yani demek istiyor ki, İranlılar, samimi Müslüman olmadığı gibi Müslüman değillerdir esasen. Biz orada okul açmak istedik, buna da karşı çıktılar, bizimle adeta alay ettiler. İran’da okul açmak istedik, buna karşı, “Paranız çoksa buradaki yoksul öğrencilere yardım etmek istiyorsanız biz İran’ın şartlarını daha iyi biliyoruz, paranızı bize verin, biz sizin yerinize okul açıp o parayı da öyle kullanalım” Buna çok kızdığını söylüyordu. Bunun üzerine 1998’de söylenen bu söz de bardağın taşmasını önlemedi. Artık ferman imzalanmıştı.

FETHULLAH HOCA’NIN AJAN OLMASI İÇTEN BİLE DEĞİLDİR”, "FETHULLAH HOCA’DA AMERİKA’DA İSRAİL’İN MENFAATLERİ İÇİN İPOTEK EDİLDİ."

Bu Deniz Baykal kasetleri hazırlanıp, zamanı gelince ortaya atılması gibi, Fethullah Hoca’nın belki de tamamen uydurmaydı veya bir toplantıda söylediği sözlerle zaten her toplantıda olduğu gibi "ajan olması içten bile değildir." Zaten Fethullah Hoca’nın yanına gelen, çok sureti haktan görünen, Amerikalı Musevi filan da çoktu, hazırlanan bir kaset. “Sakla kaseti gelir zamanı usulü. “ birden bire çıkartıldı ve Fethullah Hoca Amerika’ya gitmişken öyle zamanlandı ki, Öcalan nasıl o zamanlarda paketlenerek Türkiye’ye gene İsrail menfaatleri için rehin olarak teslim edildiyse ama bizim menfaatlerimize teslim edilmiş gibi gösterildiyse, Fethullah Hoca’da Amerika’da İsrail’in menfaatleri için ipotek edildi. Öcalan burada, Fethullah Hoca da orada. Yoksa Fethullah Hoca’nın Türkiye kamu düzenine aykırı, söylediği bir şey yoktu. Yaptığı şeyler eleştirilebilir ama Türkiye’ye gelmesi düşünülemeyecek olan veya geldiği zaman hapsedilmesini yargılanmasını gerektiren bir suç olduğu söylenemez.

Kaynak: http://www.odatv.com/n.php?n=gulen-okullari-abdnin-menfaati-icin-kuruldu--2909101200


Eylül 29, 2010, 08:40:19 ös
Yanıtla #172
  • Ziyaretçi

Hala ortaçağ skolastik düşüncesini savunan insanların bu derece prim yapması ne kadarda üzücü... Birileri yapay hücre üzerinde çalışıp hastalıklara çözüm bulmaya çalışıyor, birileri kuraklığa, açlığa çare bulabilmek için buğdayın gen haritasını çıkarıyor. Birileride cahil kitlelere din, iman muhabbeti yapıp prim yapıyor. Daha bugün Sarayburnu civarında sarıklı, takunyalı tipler gördüm. Ne yani şimdi bu sünnet mi ! Kafaya bak, zihniyete bak...


Eylül 30, 2010, 02:43:45 öö
Yanıtla #173
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 145
  • Cinsiyet: Bay

Kimsenin ozgurluklerine tecavuz etmedikce isteyen sarigi ve cubbesiyle dolasabilmelidir diye dusunuyorum. Buna karsi olan herhangi birisi mini etege tepki gosteren herhangi birisiyle ayni zihniyete sahiptir bence. Diger renklere saygi gostererek, isteyen dergaha, isteyen birahaneye gidebilmelidir. Keske herkes tolerans ve hosgoru sahibi olabilse..

En derin sevgi ve saygilarimla..
Aşk için yanarken
Edindiğim kanatlarla
Uçup gideceğim ışığa doğru,
Hiçbir gözün bakamadığı.


Eylül 30, 2010, 04:44:15 öö
Yanıtla #174

Hala ortaçağ skolastik düşüncesini savunan insanların bu derece prim yapması ne kadarda üzücü... Birileri yapay hücre üzerinde çalışıp hastalıklara çözüm bulmaya çalışıyor, birileri kuraklığa, açlığa çare bulabilmek için buğdayın gen haritasını çıkarıyor. Birileride cahil kitlelere din, iman muhabbeti yapıp prim yapıyor. Daha bugün Sarayburnu civarında sarıklı, takunyalı tipler gördüm. Ne yani şimdi bu sünnet mi ! Kafaya bak, zihniyete bak...

Prim yapmasının sebebi siyasi ve ideolojiktir.

Ben Türkiye muhafazakarlığının bu kadar güçlenmesini, pozitivist, modernist statükonun güçlenmesiyle korelasyon gösterdiğine inanıyorum.

Örneğin, Türkiye'de laiklik, "modernist" temelde ele alınıyor ve buna göre politikalar, yasalar, uygulamalar ortaya çıkıyor. Muhafazakar da buna tepki olarak muhafazakar oluyor.

Eğer statükoculuk biter de,  özgürlük kültürü ülkenin aydınları, okumuşları, yazarları tarafından savunulmaya başlarsa, bu tepki muhafazakarlığı bitecek, ve dini cemaatler bu kadar kolay prim yapmayacaktır.

Yani prim madalyonunun bir diğer yüzünde, Sayın Cornelius'un da şikayet ettiği özgürlük kültüründen yoksun kişiler vardır. Bu kişilere köşe yazarları, hukukçular, politikacılar ve aydınlar girer. Eğer bunlar devlet modernistliğini bırakırsa, kısa zamanda bu tür cemaatçilik de bitecektir.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Eylül 30, 2010, 09:49:32 öö
Yanıtla #175

Hala ortaçağ skolastik düşüncesini savunan insanların bu derece prim yapması ne kadarda üzücü... Birileri yapay hücre üzerinde çalışıp hastalıklara çözüm bulmaya çalışıyor, birileri kuraklığa, açlığa çare bulabilmek için buğdayın gen haritasını çıkarıyor. Birileride cahil kitlelere din, iman muhabbeti yapıp prim yapıyor. Daha bugün Sarayburnu civarında sarıklı, takunyalı tipler gördüm. Ne yani şimdi bu sünnet mi ! Kafaya bak, zihniyete bak...

Haklısın:) aynı şikayetten dert yananlardan biriyim.


Kimsenin ozgurluklerine tecavuz etmedikce isteyen sarigi ve cubbesiyle dolasabilmelidir diye dusunuyorum. Buna karsi olan herhangi birisi mini etege tepki gosteren herhangi birisiyle ayni zihniyete sahiptir bence. Diger renklere saygi gostererek, isteyen dergaha, isteyen birahaneye gidebilmelidir. Keske herkes tolerans ve hosgoru sahibi olabilse..

En derin sevgi ve saygilarimla..

Sevgili Cornelius; hangi çağda yaşıyoruz ki, hala bu ortaçağ zihniyetine müsamaha gösterelim, tolerans sağlayalım? Medeniyet dediğiniz elbette salt dış görünümle alakalı değildir. Fakat çağımız hızla ilerliyor ama biz dışı görünümüze paralel olarak zihniyetin dışa vurumu şeklinde gözlemlediğimz kadarıyla herhangi bi gelişim arzedememekteyiz. Dikkat edin, zihniyetin dışa vurumu olarak nitelendirdiğim bu sarıklı giyim tarzını sanırım bundan yüzyıllar önce dünya yüzeyinde yaşanılmış olan Peygamberler döneminden kalma.. Hadi o zamanlar insanlığın süreci gereği bulunduğu koşullar ve şartlar bunu gerektiriyordu fakat şuanki durum çok farklı.. 21. yüzyıldayız :D dikkatinizi çekerim.    
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 30, 2010, 03:33:10 ös
Yanıtla #176
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 145
  • Cinsiyet: Bay

Sayın  popperist,
Çok güzel bir açıdan yaklaşmışsınız konuya. Statükoculuk anahtar kelime..

Sayın Isabella,
Sizin düşünce özgürlüğüne karşı çıkacak birisi olduğunuzu sanmıyorum. Bize en saçma gelen düşünceye bile saygı göstermemiz gerek. İster peygamberler döneminden olsun ister antik çağdan kalma olsun.. 21. Yüzyılda yaşıyor olmak 21. yüzyıl düşünce ve giyim kuşam standartlarında yaşamamızı zorunlu kılmaz.
Yanlış anlaşılmamı önlemek için bir dipnot düşeyim; ben burada kendi düşüncesiyle başka düşünceler üzerine baskı kuranları savunma amacında değilim. İsteyen istediğini düşünsün. Zihniyeti hakarete maruz kalmasın. Benim derdim bu. Tekrar ediyorum, lütfen biraz tolerans..

Sevgilerimle..
Aşk için yanarken
Edindiğim kanatlarla
Uçup gideceğim ışığa doğru,
Hiçbir gözün bakamadığı.


Eylül 30, 2010, 09:53:49 ös
Yanıtla #177
  • Ziyaretçi

Sayın Cornelius;

Saygı duyulmayı hak eden bir üslubunuz var. İfadelerinizde tartışmasız haklı olduğunuz noktalarda var. Ancak mini etekli bir hanımefendi dini bir kıyafet giymiş olmuyor ki ! Oysa sarıklı ve cübbeli gezen insanların ben kendi adıma samimi olduklarını düşünmüyorum ! Sayın Isabella' nın da belirttiği gibi zaman ile birlikte her şey değişti ve bu değişim devam etmekte. Bence gerek İslam dininin gerekse diğer dinlerin peygamberleri günümüzde yaşasalardı çok şık giyinen birer beyefendi olurlardı !
Bir de; 3 Kasım 1934' deki kıyafet kanunu ile cüppe ve sarık giymek yasaklanmış, bu kıyafetleri giyme hakkı yalnızca din adamlarına tanınmıştır (Hoş, yakında bu kanunda değişir :) )

Bu vesile ile saygılarımla,


Eylül 30, 2010, 10:08:16 ös
Yanıtla #178
  • Ziyaretçi

Sayın popperist;

Yine doğru analizler ile etkileyici bir yorum yapmışsınız. Ancak herşeyden öte insanların eğitim ve kültür düzeylerini yükseltmemiz gerekiyor. İnsanoğlu çok ilginç bir varlık, zamanında bilgiyi vermezseniz sonrasında Nuh diyor peygamber demiyor :)) Sabit fikirli olup, dediğim dedik, öttürdüğüm düdük diyor ! Maalesef uzun yıllardır sürdürülen bir politikanın sonucu olarak bu duruma geldik. Bir zamanlar mantar gibi türeyen - açılan- imam hatip okullarında eğtim gören çocuklarımız, şimdinin gençleri oldu ve oy kullanıyorlar !!!


Eylül 30, 2010, 11:52:08 ös
Yanıtla #179


Sayın Isabella,

 21. Yüzyılda yaşıyor olmak 21. yüzyıl düşünce ve giyim kuşam standartlarında yaşamamızı zorunlu kılmaz.


Sayın Cornelius;

Sayın Isabella' nın da belirttiği gibi zaman ile birlikte her şey değişti ve bu değişim devam etmekte. Bence gerek İslam dininin gerekse diğer dinlerin peygamberleri günümüzde yaşasalardı çok şık giyinen birer beyefendi olurlardı !


yani .. :)
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
20064 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2011, 08:30:08 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
7322 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2008, 01:54:29 öö
Gönderen: Mozart
10 Yanıt
9003 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2008, 11:04:35 ös
Gönderen: Isis
2 Yanıt
16759 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2011, 11:48:57 ös
Gönderen: Masor1976
Fethullah Gülen

Başlatan oya « 1 2 » Islam

14 Yanıt
19442 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2011, 10:37:25 öö
Gönderen: Eser
17 Yanıt
12888 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2011, 01:15:33 ös
Gönderen: Prometheus
0 Yanıt
4405 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2012, 10:20:00 ös
Gönderen: Tij
1 Yanıt
11619 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2012, 12:47:54 ös
Gönderen: peacewings
2 Yanıt
4114 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 16, 2013, 10:32:59 ös
Gönderen: Tij
27 Yanıt
21232 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 03, 2015, 10:18:48 ös
Gönderen: ABCDEF