Yeni bir yazı dizisine başlamaya niyetlendim. Bunun nedeni de birçoklarının Masonluktaki büyük localar ya da daha geniş bir kapsamda tutarsak obediyanslar arasındaki ilişkilerin niteliğine ilişkin bilgi edinmek isteyişi hatta kimilerinin de bu bağlamda yanlış bilgiler edinmiş olması. Bakalım bu çalışma kaç bölüm sürecek ve kapsamına neler girecek? Doğrusu şimdilik bilmiyorum; birlikte göreceğiz.
Zaman zaman kimilerinin ortaya şöyle bir soru attıkları görülür: «İyi, doğru ve yararlı masonik çalışmalarda bulunmak için, bir büyük locanın ille de başkalarıyla ilişkiler kurmuş olması zorunlu mudur?»
Buna karşılık, kimileri de aynı zamanda olumlu bir dileği de yansıtan şöyle bir soruyu dile getirir: «Masonluk evrensel olduğuna göre, neden dünyadaki tüm mason kuruluşları birbirleri arasında sürekli ve sıkı bir iş birliği, sağlam bir dayanışma kurmuyor?… Her birinin diğer ülkelerdeki mason örgütleriyle yakın ilişkiler içinde bulunması gerekmez mi?»
İşin ilginç yanı şu ki, her iki soruda da aslında dünya çapında mason kuruluşlarının arasındaki ilişkilerin biraz kopuk ya da yeterince gelişmemiş olduğuna ilişkin bir izlenimin yansıması seziliyor. İşin orası doğru ama hiçbir ilişki yok değil. Bu ilişkiler zorunlu sayılmasa da zararlı değil, yararlı. Ayrıntılarına ilerleyen satırlarda gireriz.
Bu forumda bir başka başlık altında Masonluktaki DÜZEN (intizam) konusunu işlerken, sanırım bunu bireysel ve kurumsal ya da örgütsel olarak ayırmış, kurumsal ya da örgütsel düzen bağlamında da loca ve büyük loca diye bir ayırım yapmış, büyük localar bağlamında düzen kavramının değerlendirilmesi sonucunda da mason kuruluşları arasında “tanışma” olup olmadığına değinmiştim. Şimdi dönüp bakmam istemem doğrusu ama o zaman değinmemişsem bile işte şimdi değinmiş oldum. Dolayısıyla Masonlukta büyük localar ya da obediyanslar arasında ilişkilerin bulunup bulunmaması, ya da bazılarının arasında ilişki olması ve bazılarının arasında olmaması, öncelikle bu “düzen” kavramının tanımlanışına ve örgütlenme biçimine bağlıdır. Bir diğer deyişle, eğer iki büyük loca Masonluktaki genel tutumları ve ilkeleri bakımından hiç olmazsa asgari bir düzeyde aralardın uyum sağlayabiliyorlarsa ilişki kurabilir, bu uyum sağlanamıyorsa ilişki kuramazlar ya da kurmazlar.
Büyük localar arasında ilişkilerden söz ederken bundan sakın birinin öteki bağlılığı ya da bağımlılığı gibi bir sonuç çıkarmaya kalkışmayalım. Her mason obediyansı bağımsız bir örgüttür. Masonluk’taki çalışmalara sadece böyle dar bir açıdan bakacak olursak, bir büyük loca kendi içinde kendisine yeter. Fakat konuya daha geniş, olması gereken bir açıdan bakacak olursak şöyle bir değerlendirme yapabiliriz:
Bir büyük locada, localar arasındaki olumlu ilişkiler o büyük loca ile birlikte tüm locaların gelişimine katkılı olur. Benzer ilişkileri büyük localar arasında kurulunca, Masonluğun evrensel boyuttaki amaçlarının gerçekleştirilebilmesi bakımından yapılması gereken çalışmalarda güç birliği ve hız elde edilir, zaman kazanılır. Bunun sağlanması ise öncelikle büyük localar arasında iletişim kurulmasına bağlıdır.
İşte bu bir kilit sözcük: İletişim… Büyük localar arasındaki ilişkiler öyle kendi kendine oluşmaz. Bir büyük locanın bir diğerini “düzenli” (muntazam) olarak tanımış olması, aralarında ilişki bulunduğu anlamına gelmez. İlişkinin olabilmesi için iletişim gereklidir. Yoksa, ilişki rafta demektir.
Çala kalem yazarak konunun içine girince baktım ki bu öyle kısacak, hemen birkaç tümce ile anlatılıp sonuçlandırılabilecek bir şey değil. Öncelikle şu “iletişim” konusuna biraz fazlaca yer ayırmak gerekiyor. Ancak bundan bonra büyük localar arasındaki ilişkileri irdelemeye girişilebilir. Onun için de bu noktada bir ara verip, iletişimi sonraki yazıma bırakmak istiyorum.