Sevgili Halsond,
Vermis oldugunuz linklerdeki yazilari okudum, inceledim. Cok guzel detayli bir yazi olmus.
Yazida Katarlarhakkinda verilen bilgileri anlamaya çalistim. Bunlarin kendimizle arasinda olan baglari ve farklari çozmeyi denedim. Assagidaki gibi bazi sorularin cevaplarin buldum.
Consolamentum Nedir ?
Katharlarda dunya nasil yaratilmistir?
Katharlarda dini onderlerin evlenme, cinsel iliski kurma yasaklari var midir?
Katharlarda Haç isareti neyi anlatir?
Katharlarda dini ayinler nasil yapilir?
Katharlarda Tanri nerededir?
Sevgili Adam'dan ozelikle bu sorulardan Katlarin ayinleri ve dini onderlerlerininin evlenme, cinsel iliskye girme yasaklari hakkinda daha genis bilgi verebilmesini ve verdikleri bilgilerin kaynaklarini sunmasini istiyorum.
Fransa'da Katharlarin yasadigi bolgeye "Pays Cathars" denir. Fransizcada "Pays" ulke anlamini tasidigina gore Kathar Ulkesi anlami çikar.
BEn Katarlar ile Tapinakçilar arasinda derin baglar oldugu yonunde bir izlenim kapildim. Ve bu ilenimlerimi guçlendiren bazi izlerde yakaladim.
Bugun KAtharlar ile Tapinak Sovalyeleri arasinda ortaya çikmamis iliskiler yasanmis olabilir. Her iki toplulugunda birçok ortak sembolu ve ortak yasam alanlari bunun ispati olabilr. Assagidaki resim Pays de Kathars yani Katar ulkesinden bir sembol. Duvar içerisinde ters donmus bir uçgen;
Roquefort, chateau, cathare / Les Cammazes-Tarn
Ve simdide assagida yukaridaki Kathar Sembolunun birebir benzeri fakat tapinak Sovalyeleri elinden. Duvardan orulu ters donmus bir uçgen;
Bir Bogomil mezar tasinda haç isareti.[/LEFT]
Katarlarin kullandigi birbirine esit dort kenardan olusan haç sembolu Tapinakçilarinda kullandigi ana sembolleridir.
Katarizim ve Tapinakçilar arasindaki ortak ozelliklere deyinen kaynaklarda var..
•Katharizmin ve Kabalanın hemen aynı dönemlerde, birbirine çok yakın bölgelerde gelişmiş olmaları çarpıcıdır ve bu bölgenin toplumsal ve kültürel niteliklerinde olağanüstü yönler olduğunu ortaya koymaktadır. Doğal olarak Katharizm ile Kabalanın birbirlerini etkilemiş olduklarını düşünmek gerekir. İki akım arasındaki benzerlik toplumsal yapı açısından da ilginçtir. Perfecti sınıfının Credentes tarafından desteklenip, sadakatle korunması gibi, Kabalacı hahamlar da sağladıkları manevi yararlar sayesinde Yahudi cemaati içinde korunuyorlardı.
Martin Bernal, Black Athena-The Afroasiatic Roots of Classical Civilisation, Vol. I.
Michael Baigent & Richard Leigh, The Elixir and the Stone
Encyclopedia Britannica
Tapinak Sovalyeleri Hacli Savaslari sirasinda
Hug De Payen tarafindan arkadaslari ile kurulur. Fakat Tapinak Sovalyeleri ilk kuruldugunda bugunku yapisina sahip degildir. Ilk kuruldugu yillarda ezoterik inisiye ve olgularla henuz tam anlamiyla tanismamis, kendisine sekil ve yon verecek olan Islam takiyyesi altinda yasayan Durzilik, Ismaililik gibi birtakim tarikatler ve etki alanlari ile iliskilenmemistir. Fakat suda var ki her nekadar temelinde henuz bir çekirdek olmus olsada içinde yasadigi cografyada zaten birer ezoterik ogretiye sahip olan
Keltler ve Katharlar araciligi ile ileride tanisacagi inanc hakkindada on bilgiler edinmis olabilirler...
1118 de kururulan bu tarikat
1127'de Aziz Bernard tarafindan dini ve askeri bir teskilat olarak yeniden duzenlenir. 1145 yilinda ise Tapinak Sovalyelerini dini ve askeri yonden yeniden duzenleyen Aziz Bernard Katharlarin yasadigi
Lanquedos bolgesine gider. Assagidaki sekil bu bolgenin bir haritasidir.
Tapinak Sovalyelerin temelini saglamlastiran Aziz Bernardin tarikatin kurulusunun ardindan Katharlarin yasadigi bolgeye gitmesi salt bir rastlanti degildir. Tarikatin kurulusunun uzerinden sadece
27 yil geçmesinin ardindan Fransada Katharlari ziyaret etmesi bizzat kurulus yillarinda Katharlarla yakin iliskide olduklarinin kanitidir.
Aziz Bernard Katarlar ile kendileri arasinda gordugu derin benzerliklerden dolayi onlara yakinlik duyar. Onlarda kendileri gibi kiliseye karsidirlar. Onlarda bilmi onculeri gorurler. Onlarda ezoterik inanca sahiptirler. Onlarda Isayi salt bir insan olarak kabul eder. Onlarda Kilise kurucusu Aziz Peteri sevmez. Onlarin kesislerindede kendilerinde oldugu gibi ozel ve zor diyetler, kadinlarla yasak iliskiler ve sartlar mevcuttur. (Katharlarda Kesisler (perfecti) et yemez,
kadina dokunmaz ve sut icmezler.)
Tapinakçilarin Katharlar ile aralarinda olan bu buyuk benzerliklerin kendilerini yakinlastiracagini dusunerek onlardaki ilerici ve bilimci dusunce akimindanda etkilenip onlarla iliski kurmalari fazla zaman almaz. Onlarin kendi saflarinda yer almalari için ugrasirlar. Aziz Bernard'in bu Kathar ulkesine ziyareti hem onlar ile aralarinda olan iliskiyi guçlendirmek, hem onlari kendi saflarina çekmek, hemde ileride Tapinak Sovalyelerinin
yerlesebilecegi bir ortam ve cografya hazirlamaktir. Nitekim ilerleyen yillarda oylede oldu. Belkide Aziz Bernard'in burayi seçmesindeki ana nedenlerden biri kendileriyle aralarinda olan benzerliklerin disinda birde bu bolgenin korunma açisindan guçlu kalelere sahip olmasiydida. Katharlar bu bolgenin bir çok yerinde alinmasi zor
Kalelere sahiptiler;
Kathar kalelerini gosteren bir hArita
Kudus'un Turkler tarafindan geri alinmasinin ardindan Tapinakçilar Kibris'a tasinirlar.
Tapinak Sovalyeleri Kibrisa geldiklerinde son buyuk ustatlarini Akkada kaybetmislerdi.
1293 yılında Jacques de Molay'i yeni ustatlari için seçtiler. Jacques de Molay daha sonra Fransa Krali tarafindan yakilarak oldurulecek olup Renesasn ve Reform hareketleriyle intikami alinacak buyuk Ustat idi.
Jacque De Molayin Yakilisini anlatan bir resim
Molay tarikatin basina geçer geçmez Kibrisi terkederek merkezinin Fransa’nın guneyindeki Languedoc bolgesine tamda birkaç sene evvel Aziz Bernard'in iliskiye girdigi Katharlarin topraklarina tasimaya karar verdi. Ise can alici noktada budur. Tapinakçilarin Dogudan Fransaya geçislrinde merkezlerini Longuedoc olarak seçmelerinin en onemli nedenlerinden biri burada yasayan Katar toplulugunun kendilerine yakiligi ve bu cografyanin korunma bimindan guçlu olmasi, fransa kraligi disinda kalmasidir.
Burayada bolgenin çekici sehirlerindeki en gozde alanlara inançlarinin sirlarini sembollerle isledikleri
Katetraller insa etmekten geri durmazlar. Kaleler insa edip Satolar aldilar.
Cathedrale de Montpellier
Cathédrale de Béziers
1145 yilinda Aziz Bernardin Tapinakçilar için yeni yasam alani olarak seçtigi daha sonralariysa Tapinakçilarin yerlestigi bu topraklarda Tapinak Sovalyelerinin gelecekteki 4. Buyuk Ustadi olacak olan (her ne kadar bazi çevreler reddetsede)
Bertrand de Blanchefort adindaki bir Kathar 1153 yilinda dogar. Betrand de Blancefor'un Katar oldugu yonde fikirler oldugu gibi olmadigi yonunde fikirler olsada henuz oladigi yonde sagla kanitlarla rastlayamadim.
Hacli ordusu Katharlar uzerine yol aldiginda Katharlar ile ayni cografyada yasayan Tapinak Sovalyeleride en az onlar kadar zarar gorur. 40 yil devam eden kirimlarin ardindan yada bu sureç içeriside 1243 yilindan sonra geriye kalan Katharlar yasadiklari cografyayi terkederek Avrupanin diyer ulkelerinde yasayan yada fransanin baska sehirlerinde yasiyor olan Masonlarin (Tapinakçilarin) içine girerek yasamlarini surdurmeye devam ederler. Zaten Katharlar uzerinden surdulen kiyimlar çok kisa bir sure sonra ayni acimasizlikla Tapinakçilar uzerinden devam ettirilecektir ki ayni kaderei yasayacaklardir.
Katharlarin kendilerinden çok daha buyuk, guçlu ve duzenli olan Tapinakçilar içine girerek yasamlarini surdurmeleri oldukça mantiklidir. Tipki onlarin Tapinakçilari içlerine almalari ve Tapinakçilarin onlarin yasam alanlarina yerlesmeleri gibi onlarda zor gunlerinde Tapinakçilara siginmis, onlarin gucu altinda yasamaya çalismis olabilirler. Keza Katharlarin kendilerini yakan, yikan, yokeden Fransa Kralligindan ve Hiristiyan Kilisesinden oçlerini ilelebet alabilmelerinin tek yoluda Tapinakçilar içine girerek yeniden guçlenmelerinden geçecektir ki ileride bu gerçeklesecekti.
Tapinakçilar ve Katharlar paylastiklari yasam alanlarinda birbirleriyle inançsal yakinliklari dolayisyla oldukça iyi geçinmislerdir. Bu iliski o kadar ileriye gitmistir ki Fransada, Tapinakçilarin koruduklari one surulen
Kutsal Emanetlerin Katharlar tarafindan
Monsejur Kalesinde saklanildigini anlatan efsaneler suregelmistir. Erdogan Cinar kitaplarinda her efsanenin bir gerçeklik payi oldugunu, efsanelerin gerçeklere dayali olaylari masalsi anlatimlarla gelecege tasidigini soyluyor. O halde Fransada Katharlar hakkinda suregelmis su efsaneyede goz atsin;
- [COLOR="DarkRed"]Keith Laidler ‘The Head of God The Lost Treasure of The Templars (1988)’ adlı kitabında Tapınakçıların elindeki gizemli şeyin, Hz. İsa’nın mumyalanmış başı olduğunu iddia etti. Laidler’e göre, bu baş sonradan Tapınakçılara karşı olanlar tarafından Befomed diye adlandırılarak Tapınakçılara kara çalınmak istendi. İddiaya göre, gerçekte İsa’nın eşi olan Maria Magdelana (gene iddiaya göre Marovenjler İsa’nın oğlunun soyundan gelirler) tarafından Fransa’ya getirilmiştir. İsa’nın başı Katarlar tarafından Montsequr Kalesi’nde saklanıyordu; Papa’nın ve Fransız Kralının askerleri kaleyi kuşattıklarında, üç ‘kusursuz’ (Parfait) kalenin hazinesini alarak Tapınak Şövalyelerine sığınmışlardır; bu hazine İsa’nın mumyalanmış başıdır. Bu konuda Laidler şunları yazar: “Katarların bu hazinesi ne idi? Üç ‘kusursuz’ ne kadar altın ve gümüş taşıyabilirdi? Parasal bir şey olamazdı… Başka bir şey, sonsuza dek Montseaur de saklanmış, kalenin teslim edilmesinden önceki gün, ilkbahar gün dönümünde yapılan ayin için temel önem taşıyan bir şey olmalıydı… Fransa’daki kralın kolunun uzanamayacağı tek yer, her açıdan özerk olan ve Katarlarla temelde aynı Gnostik dünya görüşünü paylaşan bir örgüt: Tapınak Tarikatı.”[/COLOR]
[/FONT]
Yazar
Keith Laidler'in anlattigi efsanenin disinda Tapinakçilar ve Katharlar hakkinda verdigi bilgi son derece onemlidir. Tapinak Sovalyelerinin Katharlarla temelde ayni gnostik dunya gorusunu paylastigini vurgulamakla her ikisi arasindaki derin bagada bir gonderme yapiyor.