Kesinlikle sizi ikna etmeye çalıştığımı zannetmeyin sayın popperist.
İşim bu değil ve kırıcı olmak istemem ama kim benimle aynı düşünüyor umurumda
da değil.
Sırrı bilmeyen harici nasıl olur da sırrın korunmasını savunur demiştiniz.
Bende bir harici olarak kendimden örnek vermek istedim.
Size çözüm bulma, ispat, ikna etme gibi vb. duygular taşımadan..
sizin çözümlerinize de cevabı vermiş bulundum
Malesef izlemediğiniz bir filmi 'tam olarak anlayabildiğinizi' söylemenize rağmen onu da sanmıyorum.
Siz kendi sır tanımınız üzerinden filmin konusu hakkında 'kesin' (ve hatalı) bir yargıya ulaştınız.
Ben film üzerinden sizin sır tanımınızdan farklı bir sır tanımına ulaşmaya çalışmıştım. Malesef başarılı olamadım.
Orada sır, motive eden gizem, arayış için perçinlenen yaratıcılık değildir.
Hatta öyle olmadığının, sırrın başka şekillerde de varolabileceğinin izahı olarak bu örneği vermiştim.
Kısaca, sır saklanılacak ham bilgi dışında farklı formlarda da bulunabilir demek istedim.
Orada tam olarak 'açıklanmamış bir sırrın' kişiyi soktuğu yolculuktur.
Sırrı bilse idi o yolculuk olmazdı. O sonuçlar olmazdı..
Sırrı merak ederek yoluna devam etmek ile alakası yok.
Absürd bir örnek demiştim o yüzden film üzerinde daha fazla duracak değilim.
Benim anlamadığım hatalı olan bir şeyin hatalı olmasını tanımlamak neden bu kadar zor olsun ki?
Sır a ait kesin bir tanımınız var ve farklı şekillerde olabileceğini kabul etmek istemiyorsunuz gibi geliyor. Yanılıyor olabilirim. Kusuruma bakmayın.
Ancak yüzyıllarca işleyen bir kurum daha derin eğitim metodlarına ve sır tanımlarına sahiptir düşüncesindeyim.
çünkü siz sırrın ne olduğunu dahi bilmemektesiniz.
Ben de bunu anlayamıyorum. İnsanlar neden hemen olayları kişiselleştiriyor?
Şimdi benim de -hayır ben sır nedir biliyorum
ama sen ...... bilmiyorsun- şeklinde cevap verip olayı uzatmam anlamsız bir döngüye mi sokmam lazım? Sonuçsuz ego çatışmaları...
Hayır yapmayacağım. Siz de (-de ayrı) başlamayın, lütfen.
Sayın Popperist,
Siz aşağıda hala kendi sır tanımınız üzerinden yorum yapıyorsunuz.
"Tadından yenmez" söylemi bana sanatsal bir ifadeymiş gibi geldi. Evet, ben de kabul ediyorum, gizemli şeyler insanın merakını cezbeder. İnsan ilgi ve dikkatini bu gizeme yöneltir. Doğrudur, motive edicidir. Ama bu duygusal bir şey olmaz mı? Bunun yerine daha motive edici yollar, daha açık, daha seçik yöntemler kullanılabilir ve yine aynı duygusal mekanizma ile, daha bilinebilir ve sır olmayan şeyler "tadından yenmez" olamaz mıydı?
Halbuki ben kendi sır tanımım üzerinden bu ifadeyi kullanmıştım.
Absürdü sabit örneğimi değiştireyim. Bir kamera şakası düşünün, fear tactics.
youtube: wsCrZ9v8R3g
Siz korkutulacak kişisiniz, hep korkusuzlukla cesaretiyle övünen, soğukkanlılığı prensip edindiğini söyleyen bir kişisiniz; yani yeni inisiye. Oyuncular da biraderler. Konu da rituel.
Bilgi de konuya bağlı olarak olay sonunda edineceğiniz 'kendi' sonuçlarınız.
Sır bunun şaka olduğudur, sırrı bilmezseniz olay tadından yenmez.
Sırrı bilirseniz olaydan hiç bir şey anlamazsınız.
Buradaki sır merakın cazibesi, motive edici gizem vs değildir.
Yeni inisiye sırrı bilmez. Bilmemesi gerekir.
Denediğiniz yanıldığınız 'kendi' prensiplerinizdir. Yıkılışını gördüğünüz kendi korkusuzluğunuz hakkınızdaki sanrılarınızdır.
Size zorla ham bilgi ve içinizde bulunmadan sahiplenilecek veya sizinle çelişecek prensip verildiğini sanmıyorum. Sonunda kendinizi bilmeye başlarsınız.
Çelişiyorsanız kendinizle çelişirsiniz. Bilginiz ile çelişiyorsa kendinizi hatalı bulmuşsunuzdur.
Sınırlı bilgimin dışındaki bilgiler, belki prensiplerimle çelişmekte olabilir, ve ben böyle bir kumar oynayamam. Ne kadar merak ediyor olsam bile.
Her derecede birşeyler öğrenirsiniz, sınavını da verirsiniz, istemezseniz o 'kumar masasından' kalkarsınız.
Sonuna kadar o masada oturanlara ünlü masonlar bölümünden bakabilirsiniz.
Pek kaybetmiş gibi durmuyorlardı..
Tekrar olacak ama sır düşündüğümüz veya 'kesin' kabul ettiğimizden çok
ama çok farklı formlarda bulunabilir. Hatta sırası ile hepsini de kapsayabilir.
(Evet kesinlik yok ama yüzyıllarca işlemiş bir kurumda çalışmış kişilere bakınca onların da bu sorgulamaları en üst seviyelerde yapmış olabileceklerine inanıyorum)
Bir harici olarak, kendi sır algım ve diğer olasılıkları hesaba katarak, kurumda geçmişte ve şu anda çalışan kişilere bakıp onların tecrübelerine güveniyor ve sırrın saklanmasını savunuyorum. 'Bir harici nasıl olur da' sorunuza 'ben şu sebepten' düşüncelerimi paylaştım. Bundan öte bir amacım da yoktur.
Konu 'sır'
ve ben sırat köprüsünde ince bir kıl üzerinde yürüyor gibi hissediyorum.
Md.7
Bu konuda tekrar fikir beyan etmek istemiyorum.
Saygılarımla