Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: amurdad - Ekim 10, 2009, 03:39:31 ös

Başlık: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: amurdad - Ekim 10, 2009, 03:39:31 ös
İlk 100'e giremedik
Dünyanın en iyi 100 üniversitesi listesi belli oldu. Türkiye'de ki üniversiteler ilk 100'e girmeyi başaramadı


İngiliz Guardian gazetesinin, Times Higher Education ve QS Top Universities tarafından yapılan araştırmaya dayandırdığı haberinde, Oxford  Üniversitesi'nin alt sıralara düştüğü görülürken, Asya'daki akademik gelişimin, yakında ABD'nin eski ve saygın 8 üniversitesinden oluşan Ivy League'e ile Oxford ve Cambridge üniversitelerinin birleşimi Oxbridge'e meydan okuyacağı belirtildi.

Listeye göre, en iyi 10 üniversitenin 4'ü, 100 üniversitenin de 18'i Büyük Britanya'da yer alıyor. Listeye geçen yıl 42 üniversite sokan Kuzey Amerika'dan bu yıl ise listeye giren üniversite sayısı 36.

Öte yandan Asya'dan listeye giren üniversitelerin sayısı geçen yıla göre 2 artarak, 14'den 16'ya yükselirken, Tokyo Üniversitesi 22. sırada, Hong Kong Üniversitesi 24. sırada yer alıyor.

Dünyanın en iyi 100 üniversitesinin listesi şöyle sıralanıyor:
1- HARVARD Üniversitesi (ABD)
2- CAMBRIDGE Üniversitesi (Büyük Britanya)
3- YALE Üniversitesi (ABD)
4- UCL (University College London) (Büyük Britanya)
5- IMPERIAL College London (Büyük Britanya)
6- OXFORD Üniversitesi (Büyük Britanya)
7- CHICAGO Üniversitesi (ABD)
8- PRINCETON Üniversitesi (ABD)
9- MASSACHUSETTS Teknoloji Enstitüsü (MIT) (ABD)
10- CALIFORNIA Teknoloji Enstitüsü (Caltech) (ABD)
11- COLUMBIA Üniversitesi (ABD)
12- PENNSYLVANIA Üniversitesi (ABD)
13- JOHNS HOPKINS Üniversitesi (ABD)
14- DUKE Üniversitesi (ABD)
15- CORNELL Üniversitesi (ABD)
16- STANFORD Üniversitesi (ABD)
17- Ulusal Avustralya Üniversitesi (Avustralya)
18- MCGILL Üniversitesi (Kanada)
19- MICHIGAN Üniversitesi (ABD)
20- ETH Zurich (İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü) (İsviçre)
21- EDINBURGH Üniversitesi (Büyük Britanya)
22- TOKYO Üniversitesi (Japonya)
23- KING'S College London (Büyük Britanya)
24- HONGKONG Üniversitesi (Hong Kong)
25- KYOTO Üniversitesi (Japonya)
26- MANCHESTER Üniversitesi (Büyük Britanya)
27- CARNEGIE MELLON Üniversitesi (ABD)
28- École normale supérieure (Fransa)
29- TORONTO Üniversitesi (Kanada)
30- Ulusal Singapur Üniversitesi (Singapur)
31- BROWN Üniversitesi (ABD)
32- NORTHWESTERN Üniversitesi (ABD)
33- CALIFORNIA Üniversitesi, UCLA (ABD)
34- BRISTOL Üniversitesi (Büyük Britanya)
35- HONG KONG Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (Hong Kong)
36- ÉCOLE POLYTECHNIQUE (Fransa)
37- MELBOURNE Üniversitesi (Avustralya)
38- SYDNEY Üniversitesi (Avustralya)
39- California Üniversitesi, BERKELEY (ABD)
40- BRITISH COLUMBIA Üniversitesi (Kanada)
41- QUEENSLAND Üniversitesi (Avustralya)
42- École Polytechnique Fédérale de LAUSANNE (İsviçre)
43- OSAKA Üniversitesi (Japonya)
44- TRINITY College (İrlanda)
45- MONASH Üniversitesi (Avustralya)
46- Çin Hong Kong Üniversitesi (Hong Kong)
47- Ulusal Seul Üniversitesi (Güney Kore)
48- NEWSOUTH WALES Üniversitesi (Avustralya)
49- TSINGHUA Üniversitesi (Çin)
50- AMSTERDAM Üniversitesi (Hollanda)
51- KOPENHAG Üniversitesi (Danimarka)
52- NEW YORK Üniversitesi, NYU (ABD)
53- PEKİN Üniversitesi (Çin)
54- BOSTON Üniversitesi (ABD)
55- Technische Universitaet Münih, TUM (Almanya)
56- TOKYO Teknoloji Enstitüsü (Japonya)
57- HEIDELBERG Üniversitesi (Almanya)
58- WARWICK Üniversitesi (Büyük Britanya)
59- ALBERTA Üniversitesi (Kanada)
60- LEIDEN Üniversitesi (Hollanda)
61- AUCKLAND Üniversitesi (Yeni Zelanda)
62- WISCONSIN Üniversitesi-Madison (ABD)
63- AARHUS Üniversitesi (Danimarka)
64- ILLINOIS Üniversitesi, Chicago (UIC) (ABD)
65- Katholieke Universiteit, LEUVEN (Belçika)
66- BIRMINGHAM Üniversitesi (Büyük Britanya)
67- LONDON School of Economics and Political Science (Büyük Britanya)
68- LUND Üniversitesi (İsveç)
69- KAIST É Kore İleri Bilim Enstitüsü (Güney Kore)
70- YORK Üniversitesi (Büyük Britanya)
71- UTRECHT Üniversitesi (Hollanda)
72- Cenevre Üniversitesi (İsviçre)
73- Nanyang Teknoloji Üniversitesi (NTU) (Singapur)
74- WASHINGTON Üniversitesi, St. Louis (ABD)
75- UPPSALA Üniversitesi (İsveç)
76- CALIFORNIA Üniversitesi, San Diego (ABD)
77- TEXAS Üniversitesi, Austin (ABD)
78- NORTH CAROLINA Üniversitesi, Chapel Hill (ABD)
79- GLASGOW Üniversitesi (Büyük Britanya)
80- WASHINGTON Üniversitesi (ABD)
81- ADELAIDE Üniversitesi (Avustralya)
82- SHEFFIELD Üniversitesi (Büyük Britanya)
83- DELFT Teknoloji Üniversitesi (Hollanda)
84- WESTERN AUSTRALIA Üniversitesi (Avustralya)
85- DARTMOUTH College (ABD)
86- GEORGIA Teknoloji Enstitüsü (ABD)
87- PURDUE Üniversitesi (ABD)
88- STANDREWS Üniversitesi (Büyük Britanya)
89- University College DUBLIN (İrlanda)
90- EMORY Üniversitesi (ABD)
91- NOTTINGHAM Üniversitesi (Büyük Britanya)
92- NAGOYA Üniversitesi (Japonya)
93- ZÜRİH Üniversitesi (İsviçre)
94- Freie Universitaet, BERLIN (Almanya)
95- Ulusal Tayvan Üniversitesi (Tayvan)
96- SOUTHAMPTON Üniversitesi (Büyük Britanya)
97- TOHOKU Üniversitesi (Japonya)
98- Ludwig-Maximilians-Universitaet, Münih (Almanya)
99- LEEDS Üniversitesi (Büyük Britanya)
100- RICE Üniversitesi (ABD)

 
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: Supeluta - Ekim 11, 2009, 05:30:40 öö
Bu sıralama neye göre oluşturuluyor acaba ?

 Eskiden ilk 5yüz e giremiyorduk,şimdi ilk yüz e girememişiz ! İlerleme mi var ? Varsa neden bu başarılar hep olumsuz hisler içeren cümlelerle anlatılıyor ?

 Bir gün olurda  Türkiye üniversitelerinden herhangi biri 12. olursa,bu haber bizlere ilk 10 a bile giremedik şeklinde mi yansıtılacak ? Bu ülke bu olumsuz havadan ve aşağılık duygusundan sıkıldı artık,gibime geliyor !
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: popperist - Ekim 11, 2009, 10:54:46 öö
Bir kere o ülkelerin bizden her yönden ileride olmasının çok genel ve doğru bir sebebi var; endüstri devriminin orada başlamış olması ve bu sürecin bizde çok geç başlamış olması.

Bu sanayileşme süreci insanı da etkiliyor. Bizim insanımız 1950'lerde şehire göç etmeye başlamıştır. Şehir yaşamının disiplini yeni yeni oturmaya başlamıştır. Bilgi çağı ve küreselleşmeyle bu süreç daha da hızlanacak. Bu, her alanda vizyonumuzun gelişmesine neden olacak. Ama bugün baktığımızda hala ülke totaliter bir havada yönetiliyor. İnsanlara kendilerini serbestçe ortaya koyacak bir ortam sağlanamıyor. Akıl dışı, robotça eylemler ödüllendiriliyor, aklı kullanmak cezalandırılıyor. Bunu da en fazla üniversitelerin başındaki YÖK yapıyor.

Bu kanserli siyasi yaklaşım konusunda "değişim"e cesaret edebilirse herkes, bence sorun kendiliğinden çözülecek. Hala türbana, şeriata, devlet bütünlüğüne, milli devlete, küreselleşmeye yönelik abartılı bir korku var. Bu alt yapı, ister istemez başarımızı olumsuz etkiliyor. Enerjimizi birbirimizle kavga etmeye harcamayı daha makul buluyoruz.

Ben açıkçası Türkiye'nin bu ortamından bıktım, imkanım olsa başka bir yerde yaşamayı tercih ederdim. Akılsızlığın ödüllendirildiği, insanların korkutularak yönetildiği bir yer hiçbir başarıya layık değildir.

Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: Nueva - Ekim 12, 2009, 04:49:26 öö
Değerli Üyeler ,

Bu küresel akademik sıralamada yer almıyor olmamız beni son derece üzmesine rağmen , şaşırtmıyor. Esas , bu listeye 1-2 üniversitemiz girebilmiş olsa idi benim için bunun hayret vericiliği ve  bir haber değeri olurdu .

Bu listede yer alan kurumların pek çoğu , bu alana yıllar ve yıllar önce eğildi ; toplumlarının nitelikli birey sayısını artırma iradesini çok çok önce koydu. Listeye yeni giren kurumlar ise , geleceğin tasarımında söz sahibi olmak üzere gerekli atağı yapabildiler.  Bizde bu kafa yapısıyla bunun olmaması çok doğal.

Bu kurumlar , bilimselliğe ve zihin berraklığına sahip insan ağını oluşturup eğitsel sistemlerini bozulmamak üzere kurmuşlardır. Bizim ülkemizde bilimsellikten söz edebilmek aşırı güç. Üniversitelerimizde kıymetli akademisyenlerin , daha doğrusu gerçek akademisyenlerimizin sayısı bile olağanüstü azalmış durumdadır. Eski hocalar tasfiye edilmiştir , yerlerine gelen geniş yığışımın içinde "doktora derecesi dahi olmayan" inanılmaz sayıda insan bulunmaktadır. Zeki, dolu, akademisyenliğe gönül vermiş ve yıllarını bu işe adayabilecek idealizme sahip olan az sayıda akademisyen ve akademisyen adayı da kadro problemleri , dalkavukluk ve torpil mekanizması , hemşehricilik , insani olmayan ücretlendirme , doktora sonrası mesleki güvence yokluğu gibi koşullar nedeniyle akademik yaşama katılmaktan soğutulmaktadır.

Bilgisi , görgüsü,vizyonu , bilimsel bakış açısı , duruşu ve kişiliği olan hocalarımız ve hoca adaylarımıza bunlar yapılarak , o hep övünülen "genç-dinamik "nüfusumuz en verimli yıllarında zihince iğdiş edilmektedir. Bilimsel ve akademik çalışmalara ülke bütçesinden en az payı ayıran son 3-4 ülkeden biri olduğumuz gerçeği tüm küresel raporlarda durmakta iken de hala bu listeye okul sokabilmemizin beklenmesi zaten pek düşünülemez.  Bütçeden pay ayrılmıyor , TÜBİTAK'da meydana gelen rezaletlerle dünyaya bilim konusunda nasıl bir güruhca , nasıl bir kafa yapısıyla yönetildiğimizi kanıtladık zaten , bütçe diye sunulan gülünç rakamlarla da az sayıda gerçek akademisyenin literatüre yeterli katkıyı sağlaması olanaksız ; geri kalan ve hoca diye lanse edilen bilim ve mantık yoksunu çok sayıda insanın da yeterli sayı ve kalitede akademik üretim yapması doğal olarak söz konusu bile olmuyor.

Sonuç olarak , "üniversite mezunu  dinamik gençlik "diye karşımıza çıkartılan , A'yı B'den zor ayırabilen , rasyonellik kavramı olmayan , "Tabula Rasa" olarak mezun edilmiş , analiz-sentez yetisi bile verilmemiş aşırı geniş bir gençlik ve diploması yurt dışında hiçbir itibar sağlamayan gri apartmanlar kalıyor geriye.

Gelişmiş uluslar , üniversitede kaliteli bireyler üreterek sadece bu güne değil , 20-30 yıl sonrasına hükmedeceklerini bilerek davranmaktalar .Bizde ise , hala akademsiyen olan veya olma arzusu taşıyan az sayıda nitelikli insanımıza şükranla bakmaktayım. 

"Ekonomiyi toparlıyoruz , bölgemizde söz sahibiyiz , küresel oyuncu oluyoruz "gibi söylemler diğer ulusları eminim çok güldürmekte  . Bugün bu listeye 1 tane dahi üniversitemizi sokamamış olmamız 20-30 veya 50 yıl sonrasında da yerküre üzerinde ulusumuzun esamisinin okunmayacağını ortaya koymakta . Parlak ve heybetli diye lanse edilen dramatik-gülünç sözlerle değil , akıl ve bilime dayanan rakam ve sonuçlarla konuşan bir ülke olamayacağız bu kadrolar ve bu kafa yapısıyla .

Niteliksizlik tüm alanlarda olduğu gibi eğitim sistemimizde de normal karşılanır oldu. Zaten alt nesillerde de sınavlarda "sıfır çekme" rekoru bu dönemde yakalandığı için , bu verilmiş hasarlarla , ulusumuz akılcı-bilimsel , gelişmiş ve saygın olamayacak , sadece "genç ve ümitsiz" nesillerimiz olacak .İlerleyen yıllarda pekçok küresel listede yer alacağız şüphesiz ama örnek teşkil edecek biçimde değil ne yazık ki ... 

Saygılarımla
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: Texan - Aralık 11, 2009, 12:30:37 ös
Bırakın dünyayı, Avrupa'nın en iyi 100 üniversitesi içinde Türk üniversitesi yok :(

http://www.webometrics.info/top500_europe.asp?offset=0
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: ADAM - Aralık 11, 2009, 12:52:15 ös

Böyle denilince birden şaşırdım... Olmaması gerekir diye düşündüm. Çünkü bazı üniversitelerimizin (özelllikle aslında birer yüksek okul niteliği taşıyan özel kurumların değil, köklü ve güçlü öüniversitelerimizin) böyle bir listede hak ettikleri yerde bulunmaları gerektiğini düşündüm. Bunun da ilginç bir nedeni var: İngiltere'de yaşadığımız bir dönemde eşim de evde oturmaktan hem sıkılmış hem kıt kanaat geçindiğimiz için çalışmaya karar vermişti. Ona çok uygun bir iş vardı. Başvurdu ama kabul etmediler. Verdikleri yanıt pek ilginçti: «Sizin üniversiteniz çok yüksek düzeyde. Bizim vereceğimiz ücret ise ancak daha aşağı düzeyde bir üniversite mezunu için. Yasalarımız uyarınca sizin düzeyinizdeki bir kişiyi o pozisyona alamayız.»

Bunu da anımsayınca, neden böyle diye merak ettim. 

Sayın Texan'ın başvurduğu kaynakta Türkiye, Avrupa içinde değil, Asya ülkesi olarak niteleniyor da ondan..

İşin doğrusu da bu zaten.

Sevgiler.

Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: rigormortis - Aralık 11, 2009, 12:59:12 ös
Sayın Texan

Türkiye'nin, Avrupa ülkelerince Avrupalı olarak görülmemesi gerçeği bir yana dursun, bende sayın Nueva ile aynı görüşteyim;

Bir Türk üniversitesinin böyle bir listede yer alması beni şaşırtacağı gibi o listenin de güvenilirliğinden şüphe ederdim.

Sözlerimi batı hayranlığı ya da özentiliği olarak düşünmenizi istememekle birlikte bir kaç noktaya değinmekte fayda görüyorum;

Üniversitelerimiz üzerinde ki siyasilerin yetki ve hakları ve üniversitelerin donanımsal eksikleri bir yana dursun, sadece üniversitede ki akademisyenlerimiz değil tüm öğretmenlerimiz (sayıları az olan idealistler dışında), verdikleri eğitim ve öğretime kendi egolarını ve görüşlerini katarak, hem yetiştirdikleri beyinleri kısıtlamakta hemde yanlış yönlendirmektedirler.

Sistem kapitalizm ve bizlerde bunun çarklarıysak, bu eğitim kurumlarından çıkan bizler kısaya tabi tutulduğumuzda eksik ve arızalı olarak piyasaya çıkıyoruz.

Ego ve komplekslerimizin önüne geçmekten uzak, araştırmacılıktan yoksun, şiddet eğilimli, hayata öfkeli, tölerans ve hoşgörüden yoksun başlıyoruz hayata...

Bir ülkenin herşeyi olan eğitim politikas, ükemizde olabildiğine hastalıklıdır ve bizlerde bu yüzden hastalanıyor ve hasta olarak yaşayıp belki hayatlarımızın belli noktalarında bu hastalıktan bir nebze olsun kurtulmayı başarabiliyor ya da hastalıklı olarak ölüyoruz.

SAYGILARIMLA...
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2009, 01:08:23 ös
Sn.Adam

Haklısınız bende baktım sayfaya yeniden asya kısmındayız biz.
Bazen bu konu beni hem üzüyor hem sinirlendiriyor sonrada adil olmak adına farklı düşündürüyor.
Biz kendimizi avrupalı addederken avrupalının bizi ısrarla asyalı görmesi durumu bence kökten halledilmesi gereken bir sorun.

Sanki 2 coğrafya arasına sıkışmış ne istediğini bilemeyen bir ülkeyiz birazda istenilmeyen bir eve girmeye çalışan arsız rolündeyiz.Kökenlerimizin asya olmasınıda avrupalı olmak isteyişimizden inkar eder durumdayız sanki ama senin unuttuğunu avrupalı sana her daim bir şekilde hatırlatıyor.

Hakikaten biz neyiz avrupalımı asyalımı.Türke bu muameleyi yapılmayı layık görenler bu aczin hesabını vermeliler bence.

Dün verdiğim yazıyı buraya yine eklemek farz oldu.Bize 150 yıl önce bugünlerimizi anlatan ünlü avusturyalı başbakan ve diplomasi uzmanı metternich.



Prens Metternich diyor ki;

 

“İmparatorluk günden güne zayıflamakta ve çökmektedir. Bu bir gerçektir. Gizlenmesi mümkün olmayacak kadar açıktır. Bir an önce bunu masaya yatırıp çöküş sebepleri ve çöküşün nasıl durdurulabileceği hususunun tartışılması gerekir.

 

Bana göre, Osmanlıyı bu hale düşüren sebeplerin başında Avrupalılaşma zihniyeti gelir. Bunun temelinde, tam bir cehalet ve akıl almaz hayalperestlikten başka bir dayanağı olmayan ve ısrarla savunulan Avrupa kopyası reformlar yapma hevesi yatar.

 

Osmanlı Devletine tavsiyemiz şudur: Hükümetinizi varlık sebebiniz olan dininize saygı esası üzerine kurunuz! Devlet olarak varlığınızın temeli, Padişahla Müslüman halk arasındaki en kuvvetli bağ, dindir. Zamana uyun, çağın ihtiyaçlarını dikkate alın. Fakat dinden uzak olmayın!

 

İdarenizi yeni bir düzene, sisteme sokun, ıslah edin. Ama yerine size hiç de uymayacak olan müesseseleri koymak için eskilerini yıkmayın! Avrupa medeniyetinden sizin kanun ve nizamlarınıza uymayan kanunları almayın. Zira bu, sultanı, yıktığı ve yerine koyduğu şeylerin değerini bilmeme durumuna sokar.

 

Avrupa uygarlığından, sizin kurumlarınızla uyuşmayan sistemler almayın. Zira Batılı kurumlar, imparatorluğunuzun temelini meydana getiren ilkelerden farklı ilkelere dayanmaktadır.

Batı kanunlarının temeli Hıristiyanlıktır. Siz Müslümansınız, Türk’sünüz; böyle kalınız. Tatbik edemeyeceğiniz kanunu çıkarmayın! Hak bellediğiniz yolda ilerleyin. Batı’nın sözlerine kulak asmayın. Siz ilerlemeye bakın...

 

Dininizin sizi toleranslı yapacak, diğer medeniyetlerden üstün kılacak ilkelerinden yararlanmaya bakın. Diğer dinlerden olan halkınıza tam bir himaye sağlayın. Onların dini işlerine karışmayın.

 

Kanunlarınızı kesinlikle uygulayın. Batının gösterdiği yollara aldırmadan doğruca yürüyün. Bu yollara sapmayın. Çünkü tavsiye edilen bu yollar sizin bilmediğiniz yollar...

 

Adalet ve bilgiyi elden bırakmayın. Avrupa kamuoyunun az çok değeri olan kısmını yanınızda bulacaksınız...

 

Kısaca, biz Osmanlı’yı kendi idare tarzının tanzim ve ıslahı için giriştiği teşebbüslerden vazgeçirmek istemiyoruz. Fakat ona, bu ıslahatın, Osmanlı imparatorluğunun şartlarına ortak hiçbir yöne sahip bulunmayan modellerde aranmamasını, kanunlarında Doğulu âdetlere zıt düşen devletlerin kanunlarını taklide yönelmemesini tavsiye ederiz. Ama, Avrupa’yı örnek olarak almamalıdır kendine. Zira Avrupa’nın şartları başkadır, Türkiye’nin başka... Avrupa’nın temel kanunları Doğu’nun örf ve âdetlerine taban tabana zıttır. İthal malı ıslahattan kaçının. Bu gibi ıslahat Müslüman memleketlerini ancak felakete sürükler. Onlardan hayır gelmez sizlere.”
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2009, 01:21:11 ös
Sn.Rigomortis

Yazınızda katıldığım bir çok nokta var yalnız üniversitelere siyasi baskı lafı biraz açılmalı.
Devleti biçimsel olarak seçilmişler yönetiyor biz onlara siyasi deriz.Devleti kapsayan tüm kurumlar üzerinde kanun yapmaya yetkili tek merci olarak biz onları seçer parlemontaya yolarız.Dolayısı ile bugün ülkede ne kadar kurum ve kuruluş var ise bunlar hakkında her hangi bir siyasinin otorite kurması yada belirleyici olması zaten kaçınılmaz.

Üniversitelerde siyaset üstü makam olarak gördüğümüz cumhurbaşkanları atamaları yapar.
Sistemin kuruluşu böyle.Yalnız bozuk olan birşey var her yerden ses geliyor belliki düzen bozuk belliki erkler savaşı var.Her erk gücü elde tutmak ister ve bunun için savaşır bence problemde burada.

Üniversitelere gelecek olursak istanbul üniversitesinde 1 ay önce bir eyleme denk geldim rektör 14 öğrenciye 56 yıl uzaklaştırma cezası vermiş.İşte erk bu nasıl ispat etmiş ama rektör gücünü savunmasız öğrencilere.Rektörde olsa mayası insan egoları ile hemde okuldan attığı öğrencilerin eğitim hakları umrunda bile değil.Hocalar öğrencilerine uyguladıkları baskı zaten bir başka.

Adı üniversitede olsa eğitmenler oralarda türkiye için insan eğitmek ve yetiştirmek için gelmedikleri müddetçe o listelere boşuna bakmaya gerek yok.
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: rigormortis - Aralık 11, 2009, 01:32:36 ös
Sayın Karahan

Siyasi baskı ile kastım, siyaset üstü olan cumhurbaşkanın ne kadar öbjektif olduğu, rektörlük seçimlerinde en çok oyu alanlar yerine, cumhurbaşkanının başkalarını ataması.

Siyasi baskı lafımda ki bir diğer kasıtta yine üniversite hocalarının verdikleri eğitimlere kendi siyasi ve hayat görüşlerini katarak, tarafsız eğitimden uzaklaşmalarıdır.

Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: erdal - Aralık 11, 2009, 01:47:15 ös
ülkemizde degerleme yapmak için dış ülkelere yani beyin göçünüde hesaba katarsak degerleme daha dogru olur diyorum. diger dünya ünüveristeleri  bütçeleri, araştırma ve geliştirmeye  büyük paylar ayırmaktalar. yani baştan  maça  ı - o   başlıyoruz .e tabi toparlamak  biraz  yorucu olacak gibi.
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2009, 01:56:56 ös
Sn.Rigormortis

Kast ettiğiniz şeyi anladım orada problem yok.Üniversitelerde rektör seçimini yapılırken sezer kendine göre seçti gülde kendine göre seçti.2 farklı kutup yani.Aslında burada sorulması gereken soru şu çokmu elzem cumhurbaşkanının rektörü seçmesi.

Ortaya o zaman tabiki siyasi bir sonuç çıkar ya rektör oda seçilebilmek için siyasi durmuyormu seçecek olan insana daha yakın durmuyormu oda siyasi ozaman.

Ortada bir yanlışlık var o zaman,seçenin erk kullandığı bir sistem demokratik olamktan çıkar kim seçmeli o zaman,mesela kendini yönetenleri halkın seçtiği gibi rektörleride öğrenciler seçse ya mesela onlarda bir öğrenci senatosu kurup bu işi pekala yapabilirler hemde demokratik katılım yaptıkları gibi kimsede onlara siyasi damgası vuramaz birazda erk'in gücünün tadını alırlar.

Siyasi baskı  sadece bir tanım benim için bu ülkeyi seçilmişler yönetiyorsa her kurumunu çokta yadırganacak br şeyde değil aslında.Yanlış olduğunu düşünüyorsakta doğrusunu budur diyede ortaya koymalıyız.
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: Texan - Aralık 11, 2009, 02:04:07 ös

Böyle denilince birden şaşırdım... Olmaması gerekir diye düşündüm. Çünkü bazı üniversitelerimizin (özelllikle aslında birer yüksek okul niteliği taşıyan özel kurumların değil, köklü ve güçlü öüniversitelerimizin) böyle bir listede hak ettikleri yerde bulunmaları gerektiğini düşündüm. Bunun da ilginç bir nedeni var: İngiltere'de yaşadığımız bir dönemde eşim de evde oturmaktan hem sıkılmış hem kıt kanaat geçindiğimiz için çalışmaya karar vermişti. Ona çok uygun bir iş vardı. Başvurdu ama kabul etmediler. Verdikleri yanıt pek ilginçti: «Sizin üniversiteniz çok yüksek düzeyde. Bizim vereceğimiz ücret ise ancak daha aşağı düzeyde bir üniversite mezunu için. Yasalarımız uyarınca sizin düzeyinizdeki bir kişiyi o pozisyona alamayız.»

Bunu da anımsayınca, neden böyle diye merak ettim. 

Sayın Texan'ın başvurduğu kaynakta Türkiye, Avrupa içinde değil, Asya ülkesi olarak niteleniyor da ondan..

İşin doğrusu da bu zaten.

Sevgiler.




Sayın Adam,

Siz bu ülkenin en güzel yıllarında yaşamışsınız bence (gerçi dünya için de geçerli bu) :) Listede -diğer sayfalarda-  üniversitelerimizin sıralaması şöyle yer alıyor:

191- Odtü

236- Boğaziçi

276- Bilkent

327- Ankara Üni.

355- İTÜ

366- Sabancı Üni.

383- Hacettepe Üni.

384- Anadolu Üni.

sonraki sayfalarda bikaç tane daha var galiba ya da belki arada göremediklerim olmuş olabilir ama tablo maalesef bu :(



Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: cardiffmonster - Aralık 11, 2009, 02:38:11 ös
Müsadenizle acizane fikrimi beyan etmek istiyorum,

Yakın zamanda kapsamlı bir çalışma yapmıştım, benzer listelerdeki konum hakikaten insanın canını sıksa da;

Fiili olarak çok çok kötü bir durum değil. Zira teknik kapasite olarak listeye giren merkezi üniversitelerin durumu ilk 100 deki okullardan çok da kötü değil... Oxfordla kıyaslarsanız başka ancak, Oxford Harvard gibi okullar zaten bulunduğu ülkenin dinya çapındaki prestij merkezi....

Bir diğer konu da, yakından tanıdığım bir çok akademisyen ve araştırma görevlisinin çalışma şartlarına ve projelerine baktığımda, açıkcası ben Avrupanın sayılı üniversitelerindeki meslektaşları ile aralarında pek bir fark göremiyorum ---bu soyledüğüm son dönem için geçerli, eskisini bilmem---

Şahsi kanaatim, İmkansızlıklar içinde bile olsa, Türkiye'de bir akademisyen hedeflediği araştırmayı ve literatürü yapar, yeter ki istesin.... Sayısız alternatif çalışma yolları ve destekler mevcut, kolay değil ama mümkün....

Bu sıralamaları gerçekleştiren çok farklı kurumlar var ve hepsi farklı sonuçlar çıkartır, ama az çok elek üstü olan okullar değişmez, bu listede alt sırada olmak başarısızlık olarak görülmemeli...

Zira, 100 okul arasına girmek dediğinizde, Türkiye de zaten 180 civarında ğniversite var, diğer ülkelerdeki üniversite sayısı da çok çok yüksek, sanmıyorum ki Almanya'daki ya da İngilteredeki her üniversite en iyi 100 üniversiteyi kendi okulları ile doldursun....

Son olarak, belki radikal gelicek ancak, bu durumu sorgulama hakkının normal vatandaşlarda olduğunu düşünmekle, bir akademisyenin *bizim üniversitelerimizin durumu bu* gibi negatif eleştiri yapmasını doğru bulmuyorum... Zira bir insan kapasitesini her daim gösterebilir ve özellikle şu zamanda her türlü *dünyayı kurtaramasa bile* kendi alnının akını ortaya koyabilir....

saygılar

Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: ADAM - Aralık 11, 2009, 02:43:23 ös
Sayın Texan'dan rica etsem de içimi burkmasa, eski bir yaramı yine deşmese...

Ancak nereden bilsin benim İTÜ'de doktorayı niçin yarım bırakıp, çekip İngiltere'ye gidip orada doktoramı aldıktan sonra gelince yazdığım kitabı yıllarca ders kitabı olarak kullandıklarını ve aradan yıllar geçtikten sonra ben «Yahu yapmayın. Bu bilgiler artık eskidi. Çağdaş teknoloji uyarınca bu kitabın yenilenmesi gerek. Biriniz bunu yapsın.» diye rica ettiğimde hiç kimsenin bu işe kalkışamaması bir yana «Elde hazır bu varken idare ederiz. Öğrenciler ne bilecek.» dediklerini. Oysa ODTÜ'nün esamisi bile okunmazken İTÜ Avrupa'nın sayılı üniversitelerinden sayılıyordu. Şimdi bu hallere düşmüş. Ona yazık ama bir de onu bu hallere düşürenlere yazıklar olsun!

Sevgiler.    
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: Texan - Aralık 11, 2009, 02:47:11 ös
Sayın Texan

Türkiye'nin, Avrupa ülkelerince Avrupalı olarak görülmemesi gerçeği bir yana dursun, bende sayın Nueva ile aynı görüşteyim;

Bir Türk üniversitesinin böyle bir listede yer alması beni şaşırtacağı gibi o listenin de güvenilirliğinden şüphe ederdim.

Sözlerimi batı hayranlığı ya da özentiliği olarak düşünmenizi istememekle birlikte bir kaç noktaya değinmekte fayda görüyorum;

Üniversitelerimiz üzerinde ki siyasilerin yetki ve hakları ve üniversitelerin donanımsal eksikleri bir yana dursun, sadece üniversitede ki akademisyenlerimiz değil tüm öğretmenlerimiz (sayıları az olan idealistler dışında), verdikleri eğitim ve öğretime kendi egolarını ve görüşlerini katarak, hem yetiştirdikleri beyinleri kısıtlamakta hemde yanlış yönlendirmektedirler.

Sistem kapitalizm ve bizlerde bunun çarklarıysak, bu eğitim kurumlarından çıkan bizler kısaya tabi tutulduğumuzda eksik ve arızalı olarak piyasaya çıkıyoruz.

Ego ve komplekslerimizin önüne geçmekten uzak, araştırmacılıktan yoksun, şiddet eğilimli, hayata öfkeli, tölerans ve hoşgörüden yoksun başlıyoruz hayata...

Bir ülkenin herşeyi olan eğitim politikas, ükemizde olabildiğine hastalıklıdır ve bizlerde bu yüzden hastalanıyor ve hasta olarak yaşayıp belki hayatlarımızın belli noktalarında bu hastalıktan bir nebze olsun kurtulmayı başarabiliyor ya da hastalıklı olarak ölüyoruz.

SAYGILARIMLA...

Sayın rigormortis,

Bence ülkemizin bu kadar sorunlu olmasının altında yatan başlıca sebep, kafamızın karışık olması. Batı yönünde yolumuzu çiziyoruz dedik sonra Batı'yı düşman bildik, yabancı sermayaye kendimizi kapattık(bu ülkede birkaç dil konuşmamız gerekirken tek dile mahkum edildik), anti-emperyalist olduğumuzu söyledik sosyalist olan Rusya'ya sırt çevirdik(Nato'ya girdik), ülkemizdeki sosyalist düşüncedeki insanlara yapmadığımızı bırakmadık. Ee, doğal olarak -yıllar sonra- 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' gibi tuhaf bir durum ortaya çıktı. Sanattan, bilime  hiçbir alanda -bireysel başarılar dışında- kendimizi ülke olarak ortaya koyamadık, en sevdiğimiz futbolda bile başarıyı 90'ların sonu-2000'lerin başında ancak yakalayabildik. Bunun dışında, yıllarca 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur' dedik içimizde Türk olmayı kabul etmeyen unsurlara yer verdik ve bugün ülkemizde tam anlamıyla bir kültür kaosu(televizyonlarda..vs) yaşanıyor. Özetle; çelişik bir ülkeyiz, her yanımızdan çelişki akıyor, kafa karışıklığını aşıp  ne olacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Benim kendi fikrim; (gönlüm ülke olarak 'gerçek anlamda' Batılı olmaktan yana olsa da, küresel krizle o treni kaçırdığımızı düşünüyorum) günümüzde yükselen İslam kullanılabilir ve Türkiye, Malezya benzeri hatta ondan biraz daha sağduyulu,özgür bir ülke olabilir. Gelecek için, 'küresel krizin dünya savaşı ile aşılacağı' ihtimali dışında karamsar değilim, bölgemizde güçlü bir ülkeyiz.
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: rigormortis - Aralık 11, 2009, 02:59:05 ös
Sayın Texan

Neden olarak gösterdiğiniz konulara söyleyecek çokta birşeyim yok çünkü sizin söylediklerinizde problemlerin altında yatan binlerce çarpıklıkdan birisi.

Yazınızda takıldığım iki nokta var birincisi;

"İslam kullanılabilir"

Din insana özgü ve manevi bir olgudur artık Türkiye Din imajından kurtulmalıdır.

İkinci nokta ise;

Bölgemizde güçlü bir ülkeyiz demişsiniz, ne yönden güçlüyüz bunu açıklar mısınız?
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: Texan - Aralık 11, 2009, 03:17:44 ös
Sayın rigormortis,

İran, Rusya dışında çevremizde bizim gibi devlet geleneği olan ülke yok, aşağı yukarı hepsi Osmanlı'nın dağılmasıyla ortaya çıktı. Bu yüzden güçlü ülkeyiz bölgemizde dedim (İsrail konusunda ise onun, Ortadoğu coğrafyasında uzun süreli bir devlet olacağına inanmıyorum). Dinin imaj olması meselesine gelince; biz Avrupalılar gibi (özellikle Kuzeyliler gibi) belli kültürü olan ve diğer milletlerle az karışmış bir ülke değiliz. Böyle olmasak dahi mesela zamanında İtalya gibi (ki kuzey afrikalılarla karışıklıkları vardır)  ırkçı bir tavır da ortaya koyup kültürümüzü millileştiremedik(genele yayamadık), ümmet bilincinde kaldık, içimizde her tip, her çeşit insana yer verdik(askerliğinizi yapmışsanız beni daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum). Bu yüzden, din dışında bizi bir arada tutan başka güçlü şeyimiz yok. Krizin etkileri ağırlaştıkça Batı'da ırkçılık yükselecek, doğuda ve bizde de İslam yükselişi yaşanacak gibi geliyor bana(olası bir savaşta da taraflar bunlar olur heralde); bence bu durum ülke menfaatleri için kullanılmalı. Tabii katılmayabilirsiniz yani, düşüncemi paylaştım sadece.
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: rigormortis - Aralık 11, 2009, 03:25:53 ös
Sayın Texan

Düşüncelerinizi eleştirmiyorum, hertür fikrede saygım var, sorularımın maksadı başkalarının fikirlerini ve bakış açılarını öğrenmek.

Askerliğimi sormuşsunuz askerliğimi yaptım.

Dini ögelerin insanları birleştirici yanlarını olduğunu reddetmiyorum ancak birarada tuttuğu yönünde de ciddi kuşkularım var.

Yukarıda değindiğiniz konuda da (din dışında bizi birarada tutan bişey yok) sizinle görüş ayrılığı içerisindeyim.

Türkiye'de devlete güçlü bir inanç vardır, her nekadar güçlü, bir devlet kültürü olmasada. Tabi ki günümüzde devlete olan güvende bir hayli sarsılmıştır.

Sanırım çok konuştum ve konu, başlığından saptı, kusura bakmayın.

SAYGILARIMLA...
Başlık: Ynt: İlk 100'e giremedik....
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2009, 04:19:30 ös
Sn.Rigormortis

Dini ögelerin insanları birleştirici yanlarını olduğunu reddetmiyorum ancak birarada tuttuğu yönünde de ciddi kuşkularım var.

Kuşkularınız ne manada var öncelikle tam bilmiyorum.



Devlet de  insanların temel inanç alanlarına  müdahale etmemelidir. Din, devletin temeli olmamalı ve devlet, dinsel kurallar ile yönetilmemelidir. Devlet,  dini yönetmeye ve dini düzenlemeye kalkışmamalıdır. Devlet ile din arasındaki ilişki “tarafsızlık” ilkesine bağlı olmalıdır.


yukarıdaki bu kendi yazımdan bir alıntı.Devlet insanların temel inanç alanlarına müdahele etmemelidir diyor ediliyormu hemen hemen en laik en demokrat olduğunu iddia eden her devlet ediyor son örnek isviçre ,Almanya ve isviçrede ezan okunması dahi yasak. yani devlet isterse müdahil oluyor.

 Din devletin temeli olmamalı diyorlar.Peki nasıl olacak devleti meydana getiren en önemli öğe insan ve onunda inanışı var,mesela devlet yönetimine tamamen ateistlere teslim etmek çözüm olurmu.

Dinsel kurallar ile yönetilmemeli diyor.Peki dünyada uygulanan tüm kuralların kaynağına baktığında temelde yine Din var yani kuran yada tevrat yada incil var adaleti insanlar o kaynaktan öğrendiler.

Devlet ile din arasındaki ilişkiler tarafsızlık ilkesi uygulanmalıdır diyor.Neye karşı tarafsızlık devlet ve din birbirlerine rakip o zaman.Yani insan topluluklarının oluşturduğu devlet yapısı ile allahın ilahi kavramları olan din bakınız nasıl birbirlerine rakip oldular,sanırım birde anlaşma zemini yaratmaya çalışıyorlar birbirimizden uzak duralım işimize karışmayalımla noktayı koyuyorlar.

Hep kaos hep kaotik ortam yaratır bu belirlemeler.Hiçte anlamam insanlar sakız gibi nasıl gelişi güzel kullanır oldu bu lafları.

Dinci yada dini öğeler artık klişe oldu bu laflar ve bence insanlığın tartıştığı bu konuları yine biz insanlar farklı kazanımlar elde etmek için kendi çıkarımıza uydurduğumuz laflar içi boş yani.