Masonluğun, bir adayın kuruma kabul töreni öncesinde alındığı, "Tefekkür Hücresi" ya da daha çağcıl bir deyişle "Düşünme Odası" olarak adlandırılan bir ön ritüelik uygulamanın bulunduğu yadsınamaz.
Bu odanın nasıl bir yer olduğu, içinde neler bulunduğu, orada neler yapıldığı da aslında hiç de gizli saklı bir şey değildir ama forum kurallarının 17. maddesi bunları burada anlatmaya elvermez.
Sayın MMT, yapıtlarının niteliğini de belirtmek suretiyle Dan Brown'un son (?) kitabından bir aktarma yapmış. Ben bu aktarma kapsamıyla bağlantılı bir değerlendirme yapmak isterim.
Ancak ondan önce şunnu da belirtmeliyim: Bu Düşünme Odası denilen yer tüm mason kuruluşlarında birbirine benzer ama tıpatıp aynı değildir. Orada bulundurulan her bir nesnenin bir simgesel anlamı vardır. Dolayısıyla ilgili mason kuruluşu Masonluğu nasıl değerlendiriyorsa, oraya da ona uygun simgeleri yerleştirir. Böylece birinde bulunan bir diğerinde bulunmayabilir. (Manuel Ruiz, Türkçeye çevrilerek yayınlanmış olan "Gizli Örgüt" adlı kitabında burasını Dan Brown'un anlattığından pek farklı bir şekilde anlatmış. Üstelik orada adayın başından geçen pek ilginç bir olay ile birlikte. Aslında onunki de kurgu.)
Dan Brown, burasının küçük bir oda olduğunu söylerken bir de "sevimsiz" sıfatını kullanmış. Böyle deyince, objektif bir tutumla gerçekleri anlatmadığı, işin içine yorum kattığı hemen başından belli oluyor. (Mum ışığıyla aydınlatıldığını söylüyor. Öyle olmayabilir.)
Masanın üzerinde iki "pudriyer"... Şimdi bu bir tapaj hatası mı yanlış bir çeviri mi? Anlaşılan küçük bir tabak ya da çanak gibi bir şeyden söz ediyor.
Odanın içi keskin kükürt kokusuyla dolmuşmuş. Kükürt nasıl kokar? Bunu kim bilir? Bir odayı kükürt kokusu sarması için orada bir kimyasal işlem yapılması gerekir sanırım. Aksi takdirde her yere ham kükürt serpilmesi. Böyle bir şey yapılırsa da o koku sadece o odanın içinde kalmaz, ne kadar yalıtılırsa yalıtılsın odanın bulunduğu tüm binaya yayılır. Sonra onu zor temizlersiniz. Demek ki bu da bir uydurmaca.
Çapraz şekilde insan bacağı kemikleri... Tamam, eski korsanların flamalarında olduğu gibi iki çapraz kemik bulunuşundan söz ediliyor ama bunların "insan bacağı" kemiği olduğunu ancak bir ortopedist anlayabilir. Dolayısıyla bence bu da bir uydurmaca yorum.
Antika bir kum saati... Gözünü seveyim, kum saati zaten ilke olarak antikadır da elbette günümüzde dekoratif olarak yenileri yapılmaktadır. Diyelim ki o gerçekten de antika yani eski... Bunu tüm mason mabetlerinin bulunduğu binalara nasıl genelleştirebilirsiniz ki?... Nereden bulunacak? Ha, romanda sözü edilen düşünme odasındaki öyleymiş belki, ona bir şey diyemem.
Bol bir kağıt sayfası... Sanırım işte burada bir tapaj hatası olsa gerek. Herhalde "boş bir kağıt" denmek isteniyor.
Ardından bu odada masonların kendi ölümlülüğünü düşündüğü söyleniyor. Yani şimdi masonlar ara sıra o odaya gidip orada meditasyon mu yapıyor? Benim bildiğim böyle bir şey yok. Orada masonların yaşamın faniliğini daha iyi kavradıkları söylenmiş. Nereden biliniyor ki bu? İnsanların kafasının içine mi giriliyor yoksa öyle mi denmiş? Eh, romanda denir.
Özetle, Sayın MMT'nin dediği doğru. bir yanda Maısonlukta sahiden olan, bulunan öğeler, diğer yanda yazarın sanki gerçekmiş gibi aktardığı uydurmacaları.
Dan Brown'un dürüstçe davranarak yapması gereken bir şey vardı: Kitaplarından her birinin başındaki bir sayfanın üzerine "Bu kitapta anlatılanlar hayal ürünüdür." açıklamasını yerleştirmesi. Bunu hiçbir kitabında yapmadı. Elbette yapmadı; yapsaydı kitapları bu kadar çok tutmazdı.