Anlamıyorum, ben mi yanlışım?
Tanımlarda ortak olamayacağımızı anlatmadım mı? Sizin "ben”inizle benim "ben"im farklı demedim mi?
En basit tanımda bile ortak olmama ihtimali değilmi bu?
Hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu konuşmuyorum.
Ama bunda bile anlaşamayabileceğimizi söylüyorum. Yani böyle bir saplantımız olamaz.
Basit bir şekilde, tanımlarımız sözlük içine hapsolunamaz, tek başına bir doğru olamaz diyorum. Tanımların birliği zaman içinde, toplumdan topluma değişmiştir. Bir toplumun tanımladığı güzel şeyler diğer toplumda şeytani olmadı mı? Hatta aynı toplumda zamanla değişmedimi?
Bir birlik sağlanacaksa sözlük üzerinden sağlanamaz. İnsanlık tek bir sözlük üzerinde birleşemez. Sözlükler değişmedi mi?
Tanımlar, bizim uydurduğumuz, uydurulmuş değerlerimizi ayakta tutmaya çalıştığımız şeylerdir.
Aslolan tanım uyumdur. Doğaya, tüm canlılar, bütün cansızlara, hatta olmazsa olmaz boşluğa bile olan uyumdur.
Bütün varoluş da burada birleşir...
Evrenin yasası budur. Siz tek başınıza hiçbir anlam ifade etmezsiniz. Aynı şekilde sizin bütün tanımlarınızda eksiktir. Ama sizin varoluşunuz kutsaldır, yücedir. Ve bütün evrenin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Yanılıyor muyum?
Yunusumda sadece bunu söylemiştir. "Yaratılanı severim yaratandan ötürü." Yani evrenin sahibi, evreni dolduran her şey, bilinçtir. Bilinç yaratılan ve yaratandır.
O düşünce yetisi değildir, o mantık değildir, o felsefe değildir, O tek bir şey değildir, o doğumdan sonra gelmez, O her şeydir. Ve hep vardı..
Carl SAGAN biz yıldız tozlarıyız demiştir. Yani bütünü oluşturan parçaların biriyiz. Ve bize ait tanımlar gelip geçicidir. O evreni tanımlamaz. Onu oluşturan parçalardan biriyiz, ama sadece biriyiz.
Evreni anlamak, anlatmak (tanımlar birliği) ona sahip olmak demek değildir, ona hükmetmek hiç değildir. Tanımlar birliği evreni kurtarmaz. O evrenide yaratamaz.
Evreni anlamak nefes almakla bile anlaşılabilir. O en zor şey değildir, O en ulaşılmaz şeyde değildir. O basittir.
Tanımlar birliğini boş verin demeyeceğim, bütün tanımlarınızı silip atın diyeceğim. Kargaşayı, kaosu yaratan biziz. Ona isim verende biziz. Tanımları yaratan ve hatta onlara tapanda biziz. Biz kendimizi yendiğimizde evreni göreceğiz. Pardon, kendimizden vazgeçince evreni fark edeceğiz.
Yunusum Emrem budur..
O, o yüzden bencile olmuştur. O, o yüzden miskin, biçare, yani basit olmuştur. O evreni çözmüştür. Basit olmanın, aslında evrenin bir parçası olmayı, onu yaratan öğelerden biri olma şerefini görmüştür. Evreni anlamak ancak onun bir parçası olmakla mümkündür, ona sahip olmakla onu anlayamazsınız.
Daha ne diyeyim bilmiyorum ki?
Saygılarımla...