Her şeyden önce bence Masonluğa girmek için 21 yaş biraz erken. Genelde biraz erken; istisnalar olabilir. Her ne kadar büyük locaların tüzükleri 21 yaşı asgari gösteriyorsa da, unutmayalım ki bu "asgari". .. Günümüzde masonların çoğu bu yaştaki bir adaya henüz pek sıcak bakmaz. Nedenlerini daha önce anlatmıştım. HKEMBL Büyük Üstadı ve belki onun gibi birkaç kişi ise istisnanın istisnalarından.
İyisi mi, gelin şu 21 yerine 25 diyelim de rahat edelim. Bu yaştaki bir kişi hiç olmazsa üniversite öğrenimini bitirmiş ya da yüktsek öğrenim görmemişse işini yoluna koymuştur. İşini henüz yoluna koyamamışsa, aynı sakınca zaten sonraki yaşlarda da söz konusudur.
Bu "işini yoluna koymuşluk" olgusuna ya da "öğrenimini bitirmiş olma" konusuna niçin önem veriyorum? Şundan: Masonlmuk bir de düzenli olarak loca toplantılarına katılmayı, ayrıca o toplantılar dışında da hem birtakım etkinliklere katılmayı hem de Masonluk ile bağlantılı olarak çalışmayı gerektirir. Bu da kişinin zaman ayırabilmesini, rahat olmasını, ayrıca yeterli düzeyde bir geçim olanağını sağlayabilecek durumda bulunmasın, özetle birtakım zorunluluklardan ve kaygılardan sıyrılmışlığınıı gerektirir.
Böyle deyince, öte yanda bir ayrıcalıklı durum var gibi görünüyor sank: Varlıklı ailelerin çocuğu olanlar ile mirasyediler. Ancak öyle kişilerin genç yaşta hemencecik Masonluğa kabul ediliverecekleri de sanılmasın. Masonlar önerilen ya da başvuran kişilerle ilgili bir inceleme, bir soruşturma yapar. İnanın ki bu gibi nietelikleri olan kişileri çok daha sıkı bir elekten geçirir, çok daha fazla ince eleyip sık dokurlar.
Aslında özellikle üniversiteli gençlerin Masonluğa alınmaları çok önemli... Çünkü çalışma yaşamına dalmış olan kişiler, ailelerinden çok iş alanlarındaki kimselerle birliktedir. Bu birlikteliğin paydası iş ilişkisidir. Ayrıca sosyal bağlantıları da olabilir elbette ama o zaten herkes için geçerlidir. Üniversite ya da yüksek okulda okuyan gençlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin paydası ise okul ya da ders değildir. Onlar birbirleriyle çok daha sık ve çok daha çeşitli konularda, değiyik yerlerde bir araya gelirler. Bu konuların arasına Masonlukla ile bağlantılı ya da bu kurumun öğretisiyle dolaylı olarak ilgili birçok konu girebilir. Böylece üniversite ya da yüksek okullu gençlerin aralarındaki söyleşiler. Masonluğun amaçlarının gerçekleştirilebilmesi yönünde çok daha etkili bir katkı sağlayabilir.
Ancak hep dile getirilen bir sorun var: Çevremde tanıdığım mason yok. Ben şimdi ne yapacağım?
Önce, bu konuda bir yanılma söz konusu olabilir. Aslında vardır da, siz onların mason olduğunu bilmiyorsunuzdur. Fakat bilseniz de çok fark etmez. Onlarla ne denli yakınlığınızın olduğu da önemlidir. Sadece öylesine tanıdığınız ve mason olduğunu da bildiğiniz ama aranızda hiçbir yakınlık olmayan bir kimseye paldır küldür gidip de Masonluğa girmek istediğinizi nasıl söyleyeceksiniz? Bu olacak şey değil. Bu bağlamda sizin medeni cesaretiniz olsa bile ters bir tepkiyle karşılaşma olasılığınız pek yüksek. Çok olumlu da karşılanabilirsiniz ama işte o olasılık korkarım daha düşük.
Üstelik böyle bir durum genellikle mason kuruluşlarının daha yaygın olarak örgütlendiği yerlerde söz konusu olabilir; Ankara, İstanbul, İzmir... Türkiye'deki dieğer bazı kantlerde de mason locaları var ama bu karşılaşma olasılığı sanki oralarda daha az gibi. Ya hiçbir mason locasının bulunmadığı bir kentte yaşayan bir genç ne yapacak? Şimdilik onun için pek bir umut yok gibi...
Gelin biz öteki türlüsünü düşünelim... Mason olmak isteyen kişi, kendi oturduğu yerde bir mason locasının varlığını biliyorsa yerini öğrensin ve gidip kapıyı vursun... Kendi başvurusunu kendisi yapsın. Kimileri bunun olanaksızlığını ileri sürüyorsa da olanaklı olduğu HKEMBL En Muhterem Büyük Üstüadı'nın yakn geçmişimizde bir TV kanalındaki söyleşi programında da açıkça ortaya konuldu.
Şöyle deniyor: "Hayır efendim olmaz; bir mason adayını en az iki masonun önermesi gerekir. bunun başka yöntemi yoktur."
Doğru... Zaten öyle olacak. Kişi gidip kapıyı çalmakla hemen pat diye Masonluğa alınıverecek diye bir şey yok. Orada kimileri onunla bir ön görüşme yapacak. Sonra bu konuyu ilgili organa aktaracaklar. İlgili organ bu amaçla en az iki, büyük olasılıkla daha çok sayıda masonu giörevlendirecek. O görevlendirilenler, bu başvuyu yapan kişiyle ilişki kuracak. Aralarında bir tanışma, yakınlaşma sağlanacak. Bu öyle kısacık ve çabucacık yapılıp bitirilecek basit bir görüşme ya da işlem değil; büyük olasılıkla hayli uzun sürecek. Kim blilir, belki iki yıl, belki daha fazla. Sonra o kişiler başvuranın Masonluğa alınmasını uygun ve yararlı görürlerse, asıl işlem yani öneri (teklif) yapılması aşamasına gelinecek.
Ölme eşeğim ölme...
Eh, dışarıdan baktığınızda öyle gibi görünüyor ama çevresinde mason olduklarını bildiği çok tanıdığı bulunan bir kimse için de durum ve geçecek olan süre daha kısa sayılmaz ki... Sadece ailesinde, sık sık bir araya geldiği kişiler arasında masonların bulunduğu, Masonluğun gündeme geterilip konuşulduğu ortamdaki adaylar bu bağlamda biraz daha şanslı.
Size işin çok ilginç bir diğer yanını söyleyeyim: Kendisine Masonluğa girmesi önerilen kişilerden birçoğu bu öneriyi almadan önce Masonluk ile ilgili olmak üzere pek az bilgi sahibidir. Kimilerinin bu bağlamda çekinceleri ya da bir türlü gideremedikleri olumsuz ön yargıları da vardır. Bu nedenle öneririnn gere çevrilmesi olasılığı da vardır.
Dolayısıyla bir yandan mason olmak isteyip bunun yolunu bulamayanlar varken, diğer yanda da Masonluğa girmesi önerilen ama kendi gerekçeleriyle bu öneriyi geri çevirenler olur.
Doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiyi bulmak kolay değil. Ne masonlar ne de mason olmak isteyenler için.