(Alıntıdır)
Bizde gündeme getirip tartışan yok ama, Batı dünyası, hele de Katrina kasırgasının ardından yaşadıklarını unutmayan Amerikalılar şaşkınlıkla izliyor Japonları.
Aslında en çok bizim üzerinde düşünüp tartışmamız lâzım.
O kadar büyük bir felâket yaşadılar, görüntülerde başı kesik tavuk gibi sağa sola saldırırcasına koşuşan yok.
Salya sümük ağlaşıp “Nerede devlet ? Yardım isteriz, şunu isteriz, bunu isteriz” diye cazgırlık eden yok.
Yardım dağıtım noktalarına saldıran yok.
Raflarında çok sınırlı miktarda mal kalmış olduğunu bilmelerine karşın dükkânlar önündeki kuyrukları bozup da cam çerçeve kırarcasına kapılara saldıran da yok.
… ve Batı dünyasını en çok şaşırtıp tartıştıran durum, henüz yağmalamanın görülmemesi.
Aşağıdaki kaynakların en altında yer alanı, belki de en ilginç tepkiyi içeriyor. Katoliklere ait bu web sitesinde “Japonlar Hıristiyan olmamasına karşın nasıl bu kadar ahlâklı olabiliyor ?” sorusu ortaya atılmış.
Abes bir soru. O soruyu sormak Hıristiyanlara mı düşer ? Sorsak biz sorarız.
Gerçekten, bu “ehli kitap” kâfirler kategorisine bile giremeyecek kadar Allahsız-kitapsız tayfasından Japon toplumu nasıl bu kadar üst düzey insanî nitelikler gösterebiliyor ?
Bir uzmanın açıklaması şöyle; “Japon ahlâkı, günah ve günah anlayışından kaynaklanan korkuya değil, çevreden utanma temeline dayanır”.
İlginç bir açıklama.
Eğer öyleyse, Japonlar yine yaptı yapacağını demektir. “Ahlâklı olmak için asgariden bir adet peygamber bir adet de din kitabı gerekir” diye düşünen dünya çoğunluğunun önüne uygulamalı olarak yeni bir ‘icat’ koymuş bulunuyorlar.
Japonların bu yaptığı insanlığa reva mıydı ?
Ama n’apacaksın, ‘kâfir’ işte..